(Medine’de  inmistir,120  âyettir)

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı  ile.

1-Ey iman edenler! Akidleri  yerine getirin.

İhramda iken avlanmayı  helâl saymamak şartı ile  ve size okunacak  olanlar  hariç  olmak üzere  size  dört ayaklı  davarlar helâl kılındı. Şüphesiz Allah  dilediği hükmü koyar.

2-Ey iman edenler!Allahın şeâirine,  haram olan  aya, hediye edilen kurbanlıklara,  gerdanlıklara ve Rablerinden  hem bir lütûf  hem de bir rıza arayarak Beyt-i Harama kast edip  gelenlere saygısızlık etmeyin.

İhramdan çıktığınızda avlanın.

Sizi Mescid-i Haramdan alıkoydular diye  bir kavme karşı beslediğiniz kin sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin.

Birr ve takvâ üzere  birbirinizle yardımlaşın, günah işlemek  ve haddi aşmak  üzere  ise yardımlaşmayın.

Allah’tan korunup sakının.Şüphesiz Allah cezası pek  şiddetli olandır.

3-Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlananlar-kestikleriniz hariç olmak üzere- boğularak, vurularak , yüksek bir yerden  yuvarlanarak, süsülerek ,yırtıcı  bir  hayvan tarafından yenilmiş hayvanlar, dikili taşlar üzerinde boğazlananlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı.

Bütün bunlar fısktır.Bugün kâfirler  dininizden  ümitlerini kestiler.

Artık onlardan korkmayın, Ben’den korkun. 

Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm’ı beğenip  seçtim.

Kim son derece aç ve caresiz  kalır da  günaha  meyl etmeksizin  mecbur olursa,  şüphesiz  Gafurdu’r- Rahimdir.

4-Senden  kendilerine neyin helâl kılındığını soruyarlar. De ki: “Size bütün  iyi ve temiz şeyler helâl kılındı.  Allah’ın size öğrettikleri   ile  alıştırıp  öğrettiğiniz avcı hayvanların  avları da. 

Artık  onların sizin için tutuverdiklerinden yeyin ve üzerine Allah’ın adını anın ve AAllah’tan   korunup  sakının. Muhakkak Allah hesabı pek  çabuk görendir.

5-Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı.Kendilerine kitap verilenlerin yiyeceği de size helâldir.  Mü’min kadınlardan  muhsanat ile  sizden önce  kitab  verilenlerden  muhsan kadınlar- iffetlerinizi  koruyarak , zina  etmeksizin , gizli dost tutmaksızın ve  mehirlerini vermeniz şartıyla-size helâldir.

Kim imana küfrederse şüphesiz  bütün ameli boşa gitmiştir ve o âhirette  en çok zarara  uğrayanlardandır.

6-Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi yıkayın.

Başlarınızı mesh edin, her iki topuğunuza  kadar da ayaklarınızı da .Eğer cünüp iseniz, yıkanıp temizlenin.

Eğer hasta ve yolculukta  olursanız, yahut  içinizden biri  ayak yolundan  gelir , veya kadınlara yaklaşmış olur da su bulamazsanız.

O vakit  tertemiz  yeryüzüne  teyemmüm/kasd edin. Onunla  yüzlerinize ve ellerinize  meshedin. 

Allah size güçlük çıkarmak istemez,sizi iyice temizlemeyi  ve üzerinizdeki  nimettini  tamamlamak ister.Tâ ki şükredesiniz.

7-Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve :”Dinledik ve itaat ettik”dediğiniz zaman sizi, bağladığı  (mîsâkını) hatırlayın ve Allah’tan  korunup sakının. Şüphe yok ki Allah göğüslerin olanı çok iyi bilir.

8-Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe  sürüklemesin. Adil olun  çünkü  o takvâya  daha yakındır. Allah’tan  korunup sakının. 

Şüphesiz Allah bütün  yaptıklarınızdan haberdardır

9- Allah, iman edip salih ameller işleyenlere:”“Onlar için bir  mağfiret  ve çok büyük  bir mükâfat vardır.” diye vaad etmiştir.10-Kâfir olup  da âyetlerimizi  yalanlayanlara   gelince işte onlar da  cehennem  ashabıdır.

11-Ey iman edenler! Allah’ın  üzerinize olan nimetini hatırlayın. Hani bir topluluk size ellerini  uzatmak  istemişti de onların  ellerini  sizden geri çekmişti. Allah’tan  korunup  sakının ve mü’minler  ancak   Allah’a  güvenip dayansınlar.

12-Andolsun ki Allah, İsrâiloğullarından mîsâk almıştı  ve içlerinden  onikiNakip  göndermiştik.  Allah  buyurmuştu ki: ” Şüphesiz  be sizinle  beraberim. Andolsun ki eğer namazı  ikâme eder, zekâtı  verir,  peygamberlerime inanır, ve onlara gereği gibi yardım  eder  ve Allah’a  güzel bir  borç  veririseniz  elbette günahlarınızı örter, sizi  altından ırmaklar akar cennetlere  sokarım. Bundan sonra içinizden  kim küfre  sapar  muhakkak  doğru  yoldan  sapmış olur.”

13-Böyle iken, sözlerini  bozdukları  için  biz de  lânetledik, kalplerini katılaştırdık.Kelimeleri yerlerinden  oynatarak  tahrif  ederler. Kelimeleri yerlerinden   oynatarak tahrif ederler.  Kendilerine verilen öğütten önemli bir kısmını da unuttular.Şüphe yok ki  Allah muhsinleri  sever

14-«Biz, Nasarâyız» diyenlerden de misaklarını almıştık.Onlar da kendilerine  verilen öğütlerden  önemli bir kısmını unuttular. Bizde kıyamet gününe kadar aralarına kin ve düşmanlığı   yerleştirdik.Allah yakında onlara  yaptıklarını haber verecektir.

15-Ey kitap ehli!Şimdi size, Rasûlümüz geldi.  Kitaptan gizlediğiniz şeylerin çoğunu  açıklıyor, bir çoğundan da geçveriyor. Size muhakkak ki Allah’tan  bir nur  ve apaçık bir Kitap  gelmiştir.

16-.Allah, onunla rızası ardınca gidenileri  selâmet yollarına iletir  ve onlan izni ile karanlıklardan aydınlığa çıkarır. ve kendilerine dos doğru yola iletir.

17-Andolsun ki, “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler kâfir oldular. De ki: “Eğer Meryem oğlu Mesihtir” diyenler kâfir oldular . De ki: “Eğer Allah, Meryem oğlu  Mesih’i,anasını ve yeryüzünde bulunanların hepsini helâk etmek isterse  O’ndan kim bir şey kurtarabilir?Göklerin , yerin  ve aralarında her şey hükümranlığı Allah’ındır. O dilediğini yaratır. Allah her şeye gücü yetendir.

18-Yahudi ve Hıristiyanlar: “Biz Allah’ın  oğulları ve  sevdikleriyiz” dediler.  De ki: “Öyle ise günahlarınız  yüzünden  niçin  sizi  azablandırıyor.?

Hayır, siz sadece O’nun yarattığı   insanlardansınız. O dilediği kimseye mağfiret  eder ,dilediği kimseyede azaplandırır.Göklerin, yerin ve  ikisinin arasındaki her şeyin hükümranlığı Allah’ındır

. Sonunda dönüş O’nadır.

19-Ey Ehli kitap! Peygamberlerin arasının kesildiği bir zamanda  sizin için beyân  eden Rasûlümüz gelmiştir. Ta ki “Bize bir  müjdeleyici  ve uyarıcı gelmedi  demeyesiniz.İşte size gerçekten  müjdeleyici ve uyarıcı gelmiş bulunuyor.Allah’ın  her bir  şeye gücü yeter.

20-Bir vakit de Musâ kavmine şöyle demişti: Ey kavmim, Allah’ın üzerinizdeki nimetini  zikredin ki  içinizden peygamberler gönderdi  ve sizi özgür  kıldı. Alemlerde hiçbir kimseye vermediğini de size verdi.

21-“Ey kavmim! Allah’ın size yazdığı arz-ı mukaddese girin  arkanıza dönmeyin.Yoksa  kaybedenler olarak   geri dönersiniz.”

22-“‘Ey Musâ!-Dediler- Orada zorba bir topluluk var. Doğrusu  onlar oradan çıkmadıkça biz oraya  asla girmeyiz. . Eğer oradan çıkarlarsa  o zaman gireriz .”

23- Korkanlardan Allâh’ın  kendilerine nimet verdiği iki  kişi dedi ki:” Üzerlerine  Kapıdan girin, oradan girdiniz mi  muhakkak siz galip gelirsiniz. Eğer iman edenler iseniz yalnız  O’na güvenip dayanın.”

24- “Ey Musa!” dediler, “onlar orada bulundakça, biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın, doğrusu biz şuracıkta oturuyoruz”

25-“Ey Rabbim-dedi- ben kendimle  kardeşimden   başkasına söz geçiremiyorum. Artık bizimle o fasıklar  topluluğun  arasını ayır.”

26-Buyurdu ki:”Artık orası onlara kırk yıl haram edildi. O yerde  şaşkın şaşkın dolaşacaklardır. Artık sen  de   o fasıklar  topluluğu için tasalanma !

27- Bir de  onlara Adem’in iki oğlunun kıssasını  hak ile oku. Hani  ikisi de birer kurban sunmuşlardı da  iksinden   birinin ki  kabul  olunmuş , diğerinden   kabul  olunmamıştı.O:: «Seni mutlaka öldüreceğim.»demişti.  Öbürü :”Allah  ancak  muttakilerden  kabul eder .” demişti.

28-“Yemin ederim eğer sen beni öldürmek için bana elini uzatsanda ben seni öldürmek için  elimi sana uzatacak değilim.Çünkü ben alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.

29-“Ben isterim ki sen  kendi günahını da benim günahımı da  yüklenip  cehennemliklerden olasın.İşte zalimlerin cezasıbudur.”

30-Nihayet nefsi  kendisine  kardeşini öldürmeye kolay gösterdi.  Onu öldürdü. O da hüsrana uğrayanlardan  oluverdi.

31-Sonra  Allah onu kardeşinin  cesedini  nasil gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi.“Yazıklar olsun bana!

Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömemekten aciz mi oldum ?dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.

32-Bundan dolayı  İsrailoğullarına yazdık ki :” Her kim bir nefsi bir nefis mukabili veya yer yüzünde bir fesadı olmaksızın öldürürse  bütün insanları öldürmüş gibi olur.

Kimde  bir nefsi  diriltirse  bütün insanları   diriltmiş gibi olur.” Andolsun  peygamberlerimiz onlara apaçık belgelerle geldiler.

Sonra içlerinden  birçoğu  bunların arkasından  yine de  yeryüzünde   taşkınlık  etmekteler.

33-Allah ve Resûlüne karşı savaşan  ve yeryüzünde   fesada çalışanların cezası, öldürülmelerinden  yahut asılmalarından  yahut  ellerinin- ayaklarının çaprazlama kesilmesinden  yahut yer(lerin)den   sürülmelerinden   başka bir şey olmaz. 

Bu onlara  dünyada   bir zillet ve horluktur. Âhirette ise  onlara  pek büyük  bir azap vardır

34-Yalnız elinize geçirmezden evvel tevbe edenler müstesnadır. Bilin ki  Allah Gafûr-r – Rahîmdir.

35-Ey iman edenler! Allah’tan korunup sakının, O’na vesile  arayın; O’nun yolunda cihad edin ki felaha eresiniz.

36-Şüphesiz  o küfredenler  yeryüzünde  ne varsa  hepsi hatta  bir o  kadarı daha onların olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için  onu  fidye verecek olsalar  onlaradan kabul olunmaz. Onlar için çok  acı bir azap da vardır.

37-Ateşten çıkmak isterler.Ama  oradan  çıkacak değillerdir. Onlar için sürekli  bir azab vardır.

38-Hırsızlık eden erkek ve hırsızlık eden kadının o kazandıklarına karşılık  ve Allah  tarafından  ibret verici bir  ceza olmak üzere  ellerini kesin.Allah Azîzdir, Hakîmdir.

39-Böyle iken her kim de zulümettikten sonra  tevbe  edip ıslaha dönerse  Allah elbette  tevbesini kabul eder. Çünkü Allah Gafûrdur, Rahîmdir.

40-Bilmezmisin ki göklerin ve yerin egemenliği Allah’ındır. Dilediğine azablandırır, dilediğine mağfiret  eder. Allah her şeye güç yetirendir.

41-Ey Rasûl!Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla”iman etik” diyenlerden  ve yahudilerden  küfürde yarışanlar seni kederlendirmesin. Onlar hem  yalancılık etmek için dinlerler, hem de sana gelmeyen diğer bir kavim için dinlerler.  Yerli yerinde  söylenen  kelimeleri  sonradan tafrif ederler de: “Eğer size şu verilirse alın, şâyet  o verilmezse sakının!” derler. Kim ki  Allah ona  fitneye düşmesini  murad  etmiştir, sen onun  lehine   Allah’tan  hiçbir şeye   güç yetiremezsin.

Onlar Allâh’ın, kalblerini temizlemek istemediği kimselerdir.

  Dünyada   onlara bir zillet  âhirette  de büyük bir azab vardır.

42-Onlar  hep yalan kulak veren  ve durmadan haram yiyen kimselerdir.Artık sana gelirlerse  ister aralarında hükmet   ister   onlardan yüz çevir. Eğer  yüz çevirirsen sana bir  zarar veremezler.

Eğer hükmedersen aralarında adaletle hükmet.   Allah adil olanları sever.Çünkü Allah adaletli  olanları sever.

43-İçinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında  iken nasıl olur da  seni hakem yaparlar? Sonra arkasından ne diye dönüyorlar. Onlar  iman etmiş değiller.

44-Şüphesiz  Tevrât’ı biz indirdik ki  onda bir hidâyet ve nur  vardır.

Teslim  olmuş  olen nebiler  yahudilere  onunla hükmederlerdi, rabbaniler  ve bilginler de Allah’ın kitabını korumaları istendiğinden , onunla hükmederlerdi. Hepsi de onun üzerine  şahiddiler. 

O halde  insanlardan  korkmayın, benden korkun.

Benim âyetlerimi  az bir pahaya satmayın.

 Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse  işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.

45-Biz onlara şunu  yazdık“Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş  yaralar da kısas yapılır.” Fakat  kim ona sadak  olarak bağışlarsa  bu ona keffâret olur.

Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerin tâ kendileridirler.

46-Ardından da izlerince  kendinden   önceki Tevrat’ı  tasdik edici   olarak Meryem oğlu İsa’yı gönderdik.Onda hidayet ve nur  olan İncil’i -kendinden  önce  inen  Tevrat’ı tasdik  edici  korunup  sakınanlar için  bir hidâyet  ve öğüt olmak üzere  verdik.

47-İncil sahibleri  de Allah’ın onda indirdiği  ile  hükmetsin. Kim Allah’ın indirdiği   ile   hükmetmezse işte onlar fâsıkların ta kendileridir.

48-Sana da Kitab’ı hak ile  kendinden önce  indirilen  kitapları  tasdik edici ve onlar  üzerine  gözcü  ve hakim olarak  indirdik.  O halde  aralarında  Allah’ın indirdiği   ile   hükmet.  sana gelen hakkı  bırakıp onların heveslerine uyma.Sizden her biriniz  için  bir şeriat, bir yol tayin ettik.

Eğer Allah dileseydi, elbette  hepinizi bir ümmet  yapardı. Fakat  O size verdiği  ile size imtihan etmek istedi.Öyle  ise  hayırlı işlerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır  ve O ,. hakkında  ayrılığa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir.

49- Aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet  onların  hevalarına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir  kısmından seni vazgeçirirler  diye  onlardan sakın.

Eğer yüz çevirirlerse  bil ki  bazı günahlarından dolayı Allah onları cezalandırmak ister.

Gerçekten İnsanların çoğu  fasıktırlar.

50-Onlar hâlâ cahiliye hükmünü mü  istiyorlar .

Yakîn sahibi  bir toplum için  kimin hükmü Allah’ın hükmünden daha güzel olabilir?

51-Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları  da veliler edinmeyin. Onlar  ancak birbirlerinin dostlarıdırlar.İçinizden kim onları veli  edinirse muhakkak o da  onlardandır. Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğuna  yol göstericilik etmez.

52-Kalplerinde hastalık bulunan kimselerin:”Devri aleyhimize  dönmesinden korkuyoruz diye  aralarında koşuştuklarını görürsün.  olur ki  Allah  fetih nasip eder  veya  kendi katından bir emir veriri de  onlar da  içlerinde  gizlediklerini  pişman olurlar.

53-İman edenler de derler ki: «Olanca güçleri   ile sizinle  beraber olacaklarına dair  Allah  adına yemin edenler bunlar mı?» Bütün ameller boşa gitti ve bundan  ötürü  en büyük zarara uğrayanlar oldular.

54-Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse bilsin ki  Allah  öyle bir kavim  getirir ki:Allah onları sever,  onlar  Allah’ıseverler  mü’minlere karşı  boynu  eğik, kâfirlere karşı başları  dik, Allah yolunda  cihad ederler de hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar Bu, Allah’ın lütfudur ki  onu dilediği kimseye verir.

Allah  Vâsîdir, Alîmdir.

55-Sizin veliniz  ancak  Allah’tır,sonra Rasulüdür sonrada iman etmiş olanlardır ki namazı  ikâme eder rüku  halinde zekâtı  veririler.

56-Kim Allah’ı, Rasûlü’nü ve mü’minleri veli edinirse şüphes yokki  Hizbullah  galip olacakların ta kendileridir.

57-Ey iman edenler!  Ne sizden evvel  kendilerine  kitap verilenlerden  dininizi bir eğlence bir  oyuncak edinenleri   nede diğer kâfirleri  veli edinmeyin. Allah’tan korunup sakının eğe iman edenler iseniz .

58-Namaza çağırdığınızda onu alay ve eğlenceye alırlar. Bu  akılları ermeyenbir topluluk olmalarındandır.

59-De ki “Ey Ehl-i Kitap! Bize ayıplamanızın  Allah’a  bize indirilene, daha  önce indirilenlere  iman etmemizden  ve şüphesiz çoğunuzun fasıklar olmanızdan  başka  bir sebebi  var mı?”

60-De ki: “Allah nezdinde bundan daha kötü  bir hal üzere  olanları size  haber vereyim  mi? Allah kendilerine  lanet etmiş  ,gazabına  uğratmış, onlardan maymunlar ,domuzlar ,tağuta tapanlar  yapmış.İşte bunlar yerleri daha fena  ve doğru yoldan daha çok sapmışolanlardır.

61-Size geldikleri vakit “iman ettik” derler. Halbuki  küfürle girdiler  ve yine küfürle  çıktılar. Allah gizlediklerini  çok iyi bilendir.

62-Onlardan  pek çok kimsenin günah   işlemekte ,düşmanlık yapmakta  ve haram yemekte  birbirleri ile  yarıştıklarını görürsün.  Yaptıkları ne kadar da  kötüdür!

63-Onları günah olan söz  söylemekten  ve haram yemekten, Rabbaniler  ve hahamlar alıkoysalar ya!Yaptıkları şey nekadar  kötü bir iştir.

64-Yahudiler, “Allah’ın eli bağlıdır” dediler. söylediklerinden ötürü  kendi elleri bağlandı  ve onlara  lanet  edildi . Hayır,  O’nun iki eli de açıktır, dilediği gibi  infak ediyor. Andolsun, ki  Rabbinden sana indirilen, onların  çoğunun küfür  ve tuğyanlarını  artıracaktır.Bununla beraber aralarına  kıyâmet gününe kadar bir kin ve düşmanlık bıraktık.Onlar  ne zaman  savaş ateşi  yakmak istediyseler  Allah onu söndürürdü . Hep yeryüzünde fesat koşarlar,Allah ise fesatçıların sevmez.

65-Eğer kitap ehli iman edip korunup sakınsalardı,  elbette onları günahlarını bağışlar ve onları  naim cennetlerine  koyardık.

66-Ve eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rableri katından  kendilerine  indirileni doğru tutsalardı  elbette  hem üstlerinden   hem ayaklarının altından, yerlerdi.İçlerinde orta yolu tutan bir zümre  yok değildi , ancak bir  çoğu ne kötü  işler yapıyorlar!

67-Ey  Rasûl! Rabbinden ne indirildiyse  tebliğ et. Etmezsen O’nun risaletini eda etmiş olmazsın, Allah seni insanlardan koruyacak.Şüphesiz, Allah, kâfir olan bir topluluğuna  yol göstericilik etmez.

68-De ki: “Ey Ehl-i Kitab! Tevrat’ı ve  İncil’i,  Rabbinizden size indirilen gereği gibi  ayakta tutmadıkça hiç bir şey üzerinde değilsiniz .”Andolsun ki, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun küfür  ve tuğyanlarını  elbettte artıracaktır.  O halde  artık  o kâfirler topluluğuna üzülme.!

69-Şübhe yok ki  iman edenler Yahudiler, Sabiiler ve Hıristiyanlar bunlar  içinde  her kim  Allah’a  ve âhiret gününe   iman edip salih amellerde   bulnursa  onlar için  hiçbir korku yoktur, onlar üzülecek de değille.

70-Andolsun biz İsrailoğullarından misaklarını  aldık ve  Rasuller gönderdik. Hoşlarına  gitmeyen şeyleri   getiren  bir  peygamber geldikçe   her seferinde kimisini   yalanlıyorlar, kimi sini de  öldürüyorlardı.

-Başlarına bir bela gelmeyecek sandılar da kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah, tevbelerini kabul etti.Sonra onlardan  bir çoğu yine kör, sağır kesildiler. Allâh yaptıklarını görendir.

72-Andolsun ki,”Allah  Meryem’in Mesih’tir” diyenler kâfir oldular. Halbuki  Mesih :”“Ey İsrâiloğulları! Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a  ibadet edin”demişti.Çünkü kim Allah’a  ortak koşarsa hiç şüphesiz Allah onu  cenneti haram kılmıştır  ve  varacağı yer ateştir ve zalimlerin hiç bir yardımcısı  yoktur.

73-Allah, üçün üçüncüsüdür” diyenler de andolsun   kâfir oldular. Halbuki bir tek Allah’dan başka hiçbir ilâh yoktur. Eğer söylediklerinden vazgeçmezlerse içlerinden   o kâfir olanlara , andolsun ki  pek elemli bir azap dokunacaktır.

74-Hâlâ Allah’a tevbe etmeyecek  ve ondan  mağfiret dilemeyecekler mi? Halbu ki Allah Gafûr’r- Rahîmir

75-Meryem oğlu Mesîh- başka bir şey değil-sadece bir Rasûldür. Ondan önce  de  rasûller  gelip geçmişti.  Anası  ise sıddıka bir kadındı. İkisi de yemek yerlerdi. Bizim  âyetleri onlara  nasıl açıkladığımıza bir bak,sonrada onların nasıl  döndürüldüklerine  bir bak!

76- De ki: “Allah’ın yanısıra size ne bir fayda ne de bir zarara güç yetiremeyen şeylere mi  ibadet ediyorsunuz?Halbuki  Allah Semî’dir Alîmdir.”

77-De ki “Ey ehl’i kitâb!Dininizde haksız yere haddi aşmayın. Bundan  önce sapıklığa düşmüş, bir çok kimseye  saptırmış ve sonra da dümdüz  yoldan  sapa  gelmiş bir  kavmin  hevalarını uymayın.”

78- İsrâiloğullarından kâfir olanlar,  hem Dâvûd’un hem de  Meryem’in oğlu Isâ’ nın dili ile lanetlendi.  Bu, onların ısyan etmeleri ve haddi aşmalarından   dolyı idi.

79-Onlar  işledikleri  herhangi bir münkerden  birbirleri vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yapmakta oldukları  gerçekten ne kötü  bir şeydi!

80-Onlardan bir çok  kimsenin  kâfirleri veli edindiklerini görürsün. Nefislerinin  kendilerine hazırladığı şey ne çirkin  şeydir! Çünkü  Allah  onlara gazab etmiştir . Azabta  ebedi  kalıcıdırlar.

81-Eğer Allah ve Peygamberine  ve ona indirilene iman etmiş olsalardı onları  veli  edinmezlerdi. Fakat bir çoğu  fasık  kimselerdir.

82-Andolsun, insanlar  arasında  iman edenlere düşmanlıkta  en şiddetli olanların  Yahudiler ve müşrikleri  olduğunu  bulacaksın. İman edenlere  sevgice  en yakınlarını da  “Biz Hıristiyanız“ diyenleri bulacaksın. Bu, aralarında   keşişlerin ve rahiplerin olmasıdan  ve ve onların  büyüklük taslamamalarındandır.

83-Ve izâ semiû mâ unzile ilerresûli terâ a’yunehum tefîdu mined dem’ı mimmâ arefû minel hakk(hakkı), yekûlûne rabbenâ âmennâ fektubnâ meaş şâhidîn(şâhidîne).

83-Peygambere indirileni işittiklerinde,  aşina  oldukları haktan  ötürü  gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Derler ki: “Rabbimiz! İman ettik Artık  bizi şâhit olanlarla beraber yaz!”

84-Ve mâ lenâ lâ nu’minu billâhi ve mâ câenâ minel hakkı ve natmeu en yudhılenâ rabbunâ meal kavmis sâlihîn(sâlihîne).

84-” Rabbimizinden  bizi de salihler   topluluğu ile  birlikte  kılmasını ümit edip dururken  ne diye  Allah’a ve bize gelen  hakka  iman etmiyelim?”

85-Allah da onları söylediklerinden  dolayı , altından nehirler akan  cennetleri   orada ebedi  kalmak üzere  onlara  mükâfat olarak   ihsan etti.  İşte  musinlerin mükâfatı budur.

86-Kâfir  olup  âyetlerimize yalanlayanlara  gelince;  onlar o  çılgın ateşin arkadaşlarıdırlar. 87-Ey iman edenler! Allah’ın size helâl kıldığı  o en temiz güzel şeyleri haram kılmayın haddi aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez.

88-Allah’ın size verdiği rızıktan  helâl ve tertemiz  olarak yeyin ve siz iman ettiğiniz  Allah’tan  korunup sakının.

89-Allah sizi yeminlerinizdeki  lağvden dolayı sorumlu tutmaz.Fakat  bağlanmış  olduğunuz yeminlerinizden  sorumlu tutar. Bunun  keffareti  ailenize yedirdiğinizin orta yollusundan  on fakiri doyurmak  veya onları giydirmek yahut bir köle azat etmektir. Fakat  kim bulmazsa  üç gün  oruç tutsun. İşte yemin ettiğiniz taktirde   yeminlerinizin keffareti  budur.Yeminlerinizi koruyun.Şükredesiniz diye Allah  âyetlerini böyle  açıklar.

90-Ey iman   edenler! Hamr,kumar , putlar ve fal  okları şeytan işi birer pisliktirlar.Artık bunlardan kaçının ki felâha eresiniz.

91-Muhakkak şeytan içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin bırakmak , sizi  Allah’ı anmaktan ve  namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?

92-Allah’a itaat edin, Rasûle de itaat edin ve  sakının.  Eğer yüz çevirirseniz  bilin ki  peygamberimize düşen, açıkça tebliğden  ibarettir.

93İman edip salih amel işleyenler  bundan böyle sakındıkları,imanlarında  sebat ile  salih  amellere devam ettikleri,  sonra takvada  ve imanda derinleştikleri , sonra  bu takva  ile birlikte  muhsinler oldukları takdirde tattıklarından dolayı bir vebal yoktur. Allah muhsinleri sever.

94-Ey iman edenler! Allah gaybda  kendisinden korkanları  bilmek için  avda ellerinizin  ve mızraklarınızın  erişebileceği bir şeyle sizi muhakkak deneyecektir.Artık  bundan sonra  kim aşırı giderse onun için  pek elemli bir azap vardır.

95-Ey iman edenler! İhramda iken avı öldürmeyin. İçinizden kim onu bilerek  öldürürse cezası:İki  adil kimsenin  hükmü ile öldürdüğün  hayvanın benzeri Kâbe’ye ulaştıracak  bir hayvan  kurban etmektir , yahut düşkünlere yemek yedirmek  şeklinde  bir  keffârettir  veya   bunun dengi oruç  tutmaktır.  Tâ ki ettiğinin vebalini  tatmış olsun.Allah geçmiştekileri bağışlamıştır. Fakat  kim bir daha böyle yaparsa  Allah  ondan  intikam alır. Allah Azîzdir,intikam sahibidir.

96-Deniz avı ve onu yemek size  de yolcuya da  bir fayda olmak üzere size helâl  kılındı. İhramlı bulunduğunuz sürece kara avı  haram kılındı. Sonun da huzuruna varacağınız Allah’tan  korkun.

97-Allah; Kabe’yi, O Beyt-i Haram’ı, o haram ayları, kurbanı ve boyunları   gerdanlıklı  kurbanlıkları insanlar için bir kıyam sebebi kılmıştır.Bu  da Allah’ın göklerde ve yerde olan  her şeyi  bildiğini ve Allah’ın her şeyi   en iyi bilen  olduğunu   sizin de bilmeniz içindir.

98-Bilin ki, Allah şedîdu’l-İkâb, Gafûr ve Rahîmdir.

99- Rasûle düşen ancak tebliğdir. Neyi açıklar neyi gizlersiniz  hepsini  Allah bilir.

100-De ki: Murdar  ile temiz- murdarın çokluğu   hoşuna gitse de hiçbir zaman  bir olmaz. Şimdi  ey   akıl  sahipleri, Allah’tan  korunup sakınınız ki felâha eresiniz.

101-Ey iman edenler! Size açıklanınca üzüleceğiniz birtakım şeyleri sormayın. Eğer Kur’ân indirilmekteyken sorarsanız, açıklanır. Allah  onu affetti . Allah, Gafûrdur, Halîmdir.

102-Sizden  evvel  de bir kavim  sordu da;  sonra da o yüzden  kafirler oldular.

103-Ne bahîre,ne sâibe ne vasîle ne de hâm.’dan  Allah  hiçbir şeyi teşri buyurmadı.Fakat  kâfirler Allah üzerine   yalan  uydurup  iftira ediyorlar. Pek çoğunun  aklı ermez.

104-Onlara: “Allah’ın indirdiğine ve Rasûlüne  gelin» denildiği zaman“Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter” diyorlar.Ataları hiçbir şey bilmeyen ve doğru yola gitmeyenler idiyse de mi?!

105-Ey mü’minler siz kendinize  bakın.Siz doğru gittikten sonra, o sapanlar size  zarar veremez.  Hepinizin  dönüşü Allah’adır.  O zaman yaptıklarınızı  size haber  verecektir.

106-Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm  hali geldiği vasiyet zamanı aranızdaki şâhidlik kendinizden adalet sahibi iki adam veya yeryüzünde yolculuk ediyordunuz  da ölüm başınıza geldiyse  sizden olmayan  iki adamdır. Bunları namazdan sonra alıkorsunuz da  şübhelendiğiniz takdirde şöyle yemin ederler: “Billahi, akraba da olsa yeminimizi hiçbir  bedele değişmeyiz,  Allah’ın  şahidliği   de gizlemeyi, o takdirde   mutlaka günâhkârlardan oluruz,”

107-Eğer onların bir vebali  hak ettikleri  gerçekten ortaya çıkarılırsa, haksızlığına uğrayanlardan  en  yakın iki kişi yerlerine geçer  ve:” ‘Bizim şahidliğimiz  o iki  kisinin şehadetinden daha doğrudur, biz aşırı gitmedik, yoksa muhakkak zalimlerden  oluruz ” diye   Allah  adına yemin ederler.

108-Bu, şahidliği  olduğu gibi eda etmelerine veya yeminlerinden sonra yeminlerinin reddedilmesinden korkmalarına en yakın bir çaredir. Allha’tan korunup sakının ve dinleyin. Allah, fasıklar topluluğuna  yolgöstericilik etmez.

109-Allah, peygamberleri  toplayacağı gün:”Size ne cevap verildi?” buyuracak. Onlar da:«Bizim  hiçbir bilgimiz yok. Şüphesiz  gaybları çok iyi bilen sensin “diyecekler.

110-Allah buyurduğu vakıt: “Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Hani ben seni Ruhul Kudüs ile desteklemiştim.Beşikte iken de yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Hani, sana kitabı, hikmeti, Tevrat’ı, İncil’i de öğretmiştim.  Hani  benim iznimle çamurdan kuş suretine  benzer bir  şey yapıyordun , ona üfürüyordun da iznimle bir  kuş oluyordu.Anadan doğma körü, abraşı da   yine  benim iznimle iyi ediyordun. Yine  benim  iznimle  ölüleri çıkarıyordun  ve hani  İsrailoğullarını senden  defetmiştim, o vakit  ki kendilerine apaçık deliller ile gelmiştin de  içlerinden kâfir olanlar:”Bu başka bir şey değil  apaçık bir sihirdir“ demişlerdi.

111-Hani havârîlere,“Bana ve Rasûlüme iman edin” diye vahy etmiştim de:“İman ettik,gerçekten  müslümanlar  olduğumuza sen de şâhit ol” demişlerdi.

112-Bir vakitte  Havariler:  “Ey Meryem oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?” demişlerdi. O; “Eğer  iman edenler iseniz  Allah’tan korunup sakının” dedi. 

113-Dediler ki “Biz istiyoruz ki o sofradan yiyelim, kalblerimiz  yatışsın  da  senin bize gerçekten  doğru söylediğini bilelim   ve ona şahitlik edenlerden olalım.”

114-Meryem oğlu İsa:“Ey Allah’ım! Ey Rabbimiz-dedi-Bize gökten bir sofra indir ki  bizim için,hem önceden  gelenlerimize , hem soradan geleceklerimize  bir bayram  ve senden bir âyet olsun.Bizi rızıklandır. Çünkü Sen rızık verenlerin en hayırlısısın.”

115-Allah buyurdu ki:“Ben onu size elbette  indiririm. Ama ondan sonra   içinizden her kim  küfrederse, onu âlemlerden hiçkimseye yapmayacağım  bir azap ile azablandıracağım.»

116-Hem  Allah buyurduğu vakit: ” Ey Meryemin oğlu Isâ! Sen mi dedin o insanlara;«beni ve anamı Allahın yanısıra  iki ilâh edinin» diye? ” ” Senih tenzih ederim-der hakkım olmayan bir  sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer  söyledimse  elbette malumundur. Sen benden olanı bilirsin, a ben Sendekini bilemem. Şüphesiz sen gaybları  çok iyi bilensin.”

117-“Ben onlara bana  emrettiğinden başkasını söylemedim. ”Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’a ibadet  edin,  dedim. aralarında bulunduğum  sürece  üzerlerinde  şâhit idim.  O vakit ki beni aralarından  aldın, üzerlerine gözetliyici   ancak sen  kaldın, Sen  her şeye hakkıyla şahitsin.

118-“Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki, senin kullarındır ve eğer onlara  mağfiret  edersen  yine  , şüphe yok ki, Sen Azîz ve Hakîmsin.

119-Allah buyurur: “Bugün doğru  olanların doğruluklarının kendilerine  fayda vereceği gündür.Onlara  içlerinde  ebediyyen kalmak üzere altından ırmaklar akar cennetler var. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O’dan razı. İşte  budur büyük  başarı.”

120-Göklerin, yerin ve onlarda ne varsa  hepsinin yönetimi Allah’ındır.  O, her şeye  gücü yetendir.

Résultat de recherche d'images pour "tekvîr sora"

kaynak (Tefsiru’s- Sa’di (Allametu’s-seyh Abdurrahman es – Sa’di)

Allah ondan razi olsun

Yüce Allah’a hamd-ü senâlar olsu