Bir küçük antika parça, milyarlarca lira edebiliyor.
Ve biz de hayretle diyoruz ki: “Vay be, ne kadar değerliymiş!” Çünkü o parayla bir ev alınabiliyor.
O ev güzel bir semtteyse, yine aynı tepki geliyor: “Muhit harika! Orada ev sahibi olmak
ne büyük şans. Çok para eder!”
Ama toprağın içindeki elementlerden, ilmek ilmek dokunarak bir insanın yaratılması bize “normal” geliyor.
Saçındaki teli, yüzündeki çizgiyi, içindeki ruhu, aklı, sevgiyi, güzelliği – hepsini veren Rabbimizi düşünmüyoruz bile.
Oysa yalnızca insandan söz ediyorum…
Yüzlerce hücreden oluşan, hisseden, düşünen,
konuşan bir varlık…
Ve biz bunu sıradan görüyoruz.
İnsanın yaptığı bir şey karşısında hayran kalırken, Rabbimizin yarattığı bu mucizeyi çoğu zaman fark etmiyoruz.
Sadece bir insanı izlemek bile, Rabbimizin kudretinin apaçık bir göstergesidir.
İnsanın kendi yaptığı bir şeye değer biçmesi ne kadar kolay…
Bir tablo, bir heykel, bir bina…
Üzerine değer üstüne değer konuyor, kıymet veriliyor.
Ama Allah’ın en büyük mucizelerinden biri olan insanın kendisine ne kadar kıymet veriliyor? Ne kadar farkındayız bu mucizenin?
Rabbimiz, “Dağları yeryüzünün dengesini sağlasın diye yerleştirdik” diyor.
Ama kulun umurunda değil.
Gördüğü yere bina dikiyor, yakıyor, yıkıyor.
Ne doğaya saygısı var, ne ilahi düzene…
Kendi konforu için, gelecek nesillere hiçbir şey bırakmamak pahasına, her şeyi harcıyor, yok ediyor.
Sadece bugünü düşünüyor, sadece kendini…
Oysa yaratılan her şeyde bir ölçü, bir denge, bir hikmet var.
Ama biz, Allah’ın sanatını görmezden gelip, kendi yaptıklarımızla övünüyoruz.
En değerli varlık olan insanı küçümsüyor, onunla birlikte dünyayı da tüketiyoruz.
Gerçek kıymeti, gerçek güzelliği, gerçek sanatı fark edebilmek için ne zaman durup düşüneceğiz?
Şimdi durup düşünme vaktidir:
Gerçek değer nedir?*
Gerçek sanat kimin elindedir?
Geçici mallar mı büyüktür, yoksa insanı insan yapan ruh mu?
Belki bu soruları içtenlikle sorduğumuz gün, aynadaki mucizeyi, karşımızdakinin
bakışındaki ışığı, dağların sessiz salınımındaki dengeyi görür ve şöyle deriz:
“Rabbimin sanatı ne kadar büyük, ve kıymetliymiş!”
Elhamdullillah
Selam ve dua ile….