Okunuşu: Vaqṣid fî meşyike vağdud min savtike, inne enkera-l-asvâti le-savtul hamîr.
Meali (Diyanet):“Yürüyüşünde tabii ol, sesini de alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, eşeklerin sesidir.” (Lokman, 31/19)
Bu ayet, Lokman (a.s.)’ın oğluna verdiği güzel nasihatlerden biridir.
Hem davranışta hem konuşmada ölçülü olmayı, kibirden uzak durmayı ve nezaketi öğütler.
Hayatın içinde yürürken, farkında olmadan kendimizle ilgili çok şey anlatırız.
Bir bakışımız, yürüyüşümüz ya da ses tonumuz; karşımızdaki insanın bizi nasıl algılayacağını belirler.
Kur’an, bu görünüşte küçük ama aslında karakterimizin aynası olan davranışlara büyük önem verir.
Lokman Suresi’nin 19. ayeti de işte tam burada devreye girer: “Yürüyüşünde tabii ol, sesini de alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, eşeklerin sesidir.” (Lokman Suresi, 31:19)Bu ayet, Lokman (a.s.)’ın oğluna verdiği öğütlerin bir parçasıdır.
Ancak bu öğüt sadece bir evlada değil, tüm insanlığa hitap eder.
Ayetin ilk bölümü, yürüyüşümüzün sade ve dengeli olması gerektiğini vurgular.
Buradaki “yürüyüş” sadece fiziksel hareket değil, aynı zamanda hayattaki duruşumuzun, tavır ve davranışlarımızın simgesidir.
Kibirli, böbürlenen ya da dikkat çekmeye çalışan bir yürüyüş, insanın içindeki egoyu dışa vurur.
Kur’an bu tür gösterişten uzak durmayı öğütler.
Diğer yandan, öz güvenli fakat tevazu dolu bir yürüyüş; insanın karakterini, iç huzurunu ve kendine olan saygısını yansıtır.
Ayetin ikinci kısmı, ses tonuna dikkat çeker: “Sesini alçalt.”
Bu ifade, sadece fiziki bir bağırmayı değil, iletişim tarzımızı, konuşma ahlakımızı kapsar.
Ne söylediğimiz kadar, nasıl söylediğimiz de önemlidir.
Sert, kaba, bağırarak ya da küçümseyici bir tonda konuşmak, çoğu zaman söylenenin anlamını gölgede bırakır.
İnsan sesi, karşıya ulaşan ilk mesajdır.
Alçak, nazik, kontrollü bir ses ise güven verir, saygı gösterir ve insanın kalbine dokunur.
Ayetin en dikkat çekici bölümü, yüksek ve kaba sesin eşek sesi ile benzetilmesidir.
Bu benzetme oldukça etkileyicidir çünkü eşek sesi genellikle anlamsız, çirkin ve rahatsız edici olarak bilinir.
Bu noktada Kur’an, kaba, bağırarak, çığlık atarcasına konuşan kişiyi aynı şekilde rahatsız edici bir varlığa benzeterek bizlere güçlü bir mesaj verir:
İnsan, ses tonuyla kendini yüceltebileceği gibi, küçültebilir de.
Modern dünyada çoğu insan dış görünüşe odaklanırken, bu ayet bize iç edebi hatırlatıyor. Sosyal medyada, sokakta ya da iş yerinde… Nerede olursak olalım, kibirli bir yürüyüş veya saldırgan bir ses tonu; karşımızdakilerde itici bir etki bırakır.
Ayet, çağlar öncesinden sesleniyor ama bugünün insanına da aynı şeyi söylüyor:
“Nazik ol.” “Kendini büyük görme.” “Sözünü güzelleştir,”
Bu öğütler yalnızca bireysel gelişim değil, toplumsal huzur için de vazgeçilmezdir.
Lokman Suresi 19. ayet, basit gibi görünen ama hayatımızın birçok yönünü kapsayan büyük bir öğretidir.
Yürüyüşümüzdeki duruluğu, sözümüzdeki nezaketi ve sesimizdeki inceliği hayatımıza yerleştirdiğimizde; sadece kendimize değil, çevremize de huzur taşırız.
Unutmayalım: Ne söylediğimiz kadar, nasıl yürüdüğümüz ve nasıl söylediğimiz de önemlidir.
Siz de bu ayetten ne anladınız? Günlük hayatınızda ses tonunuzu ve yürüyüşünüzü gözden geçirdiniz mi? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Selam ve dua ile….
Allah’ım, yürüyüşümde tevazu, sözümde nezaket, kalbimde huzur nasip eyle.
Beni kibirli adımlardan, kırıcı sözlerden, yüksek ve çirkin sesten uzak tut.
Dilimi yumuşaklıkla, gönlümü merhametle, sesimi edep ile süsle.
Sesimi değil, ahlâkımı yükseltmeyi bana öğret.
Yürüdüğüm yolda gösterişten, konuştuğum sözde hoyratlıktan beni koru.
İnsanlara faydalı, çevresine huzur veren, dengeli ve vakarlı biri olmamı nasip et.
Sana karşı boynumu eğik, kullarına karşı kalbimi açık eyle.
Beni hem dışımda hem içimde güzel eyle, sözümde de yürüyüşümde de.
Âmin.