Kendilerinden sonra zayıf çocuklar bıraktıklarında, onların başına geleceklerden korkanlar

(başkalarının yetimleri hakkında da) Allah’tan korkup sakınsınlar; doğru söz söylesinler.”(Nisa Suresi, 9.) Ayet 

Bu ayet, insanların başkalarının yetimlerine haksızlık yapmamaları, onları korumaları gerektiğini anlatır.

Eğer bir insan, kendi çocuğu yetim kalsa başına ne gelir diye endişeleniyorsa, başkalarının çocuklarına da aynı hassasiyeti göstermelidir

. Bu, Allah korkusuyla hareket etmek ve her zaman adaletli, dürüst olmak gerektiğini öğütler.

Doğru Sözün Hakkı ve Allah Korkusu Üzerine

Hayatta en büyük sorumluluklardan biri, ardımızda bıraktıklarımıza ne bıraktığımızdır: Bir söz mü? Bir iz mi? Yoksa bir yara mı?

İnsan, konuşurken de susarken de imtihandadır.

Her söz, ya bir kalbi onarır ya da yıkar.

Bu yüzden Yüce Allah, Nisa Suresi’nde şöyle buyurur: “Allah’tan korkup sakınsınlar; doğru söz söylesinler.”

Bu ifade, yalnızca bir öğüt değil, aynı zamanda bir ölçüdür.

Çünkü Allah korkusu sadece kalpte değil, dilde, davranışta ve adalette tezahür eder.

Kalbinde Allah’a karşı bir saygı taşıyan kişi, diliyle yalan söylemez, başkasının hakkını yemez, yetimin gözyaşına kayıtsız kalmaz.

Doğru söz onun karakteridir, emanete sadakat onun şiarıdır.

Doğru söz, sadece gerçeği söylemek değil; aynı zamanda dürüstlükle, adaletle ve merhametle konuşmaktır.

Zira bir söz, sahibini yüceltir ya da alçaltır.

Doğruluk, Allah’a yakınlığın nişanesidir. Kim ki Allah’tan gereği gibi korkar, o kişi hem sözüne hem de yüreğine sahip çıkar.

Hayatın her alanında, evlat yetiştirirken de, adalet dağıtırken de, bir yaraya dokunurken

de rehberimiz bu olmalı: Allah’tan kork ve doğru konuş.

Çünkü söz, ya bir duadır ya bir duvar…

Selam ve dua ilee