(Mekke’de inmistir,98 âyetttir)
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile.
1-Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.
2-Rabbinin, kulu Zekeriya’ya olan rahmetini bir anıştır.
3-O vakit ki Rabbine gizli bir seslenişle ile seslenmişti.
4-Demişti ki :’Rabbim! Gerçekten kemiklerim zayıfladı, gevşedi.
Ağarmışlik başımda alev aldi tutuştu. Rabbim , sana dua ile hiç bedbaht olmadim”
5-Gerçekten ben, arkamdan gelecek yakınlarımdan endişeliyim.
Hanımım ise kısırdır. Öyle ise n bana katından bir veli bağışla!”
6-“Ki bana da Yakupoğullarına da mirasçı ola.
.Ve de onu ey Rabbim ,kendisinden razı olunan birisi yap!”
7-” “Ey Zekeriyyâ, seni bir oğul ile müjdeliyoruz ki ismi Yahya, bundan önce hiç bir
adaş yapmadık ona .”
8-Dedi ki ‘Rabbim! Benim oğlum nasıl olsun! Hem hanımım kısır, hem de ben yaşlılıktan kemiklerin kuruduğu vakte eriştim.”
9-Dedi ki :“Öyledir, Rabbin buyurdu ki ;bu benim için pek kolaydır.Bundan önce seni yarattımğımda da, sen hiçbirşey değildin.
10-“Rabbim, bana bir ayet ver”dedi “senin ayetin sapasağlam olduğun halde insanlarla üç gece konuşamamandır.”buyurdu.
11-Mabedden kavminin karşısına çikip onlara :” sabah – akşam tesbih edin” diye işaret etti.
12-“Ey Yahya, kitabı kuvvetle tut!” Biz ona hikmeti daha çoçuken verdik.
13-Katımızdan ona bir kalp inceliği ve bir temizlik de verdik. O takvâ sahibi bir kimse idi.
14-Ana babasına karşı itaatkârdı. Büyüklük taslayan ve isyankâr değildi.
15- Doğduğu günde, öldüğü gün de ve diri olarak kaldırılacağı gün de selâm olsun ona.
16-Kitapta Meryem’i de an! O vakit ki ailesinden doğu tarafında bir yere çekildi.
17-Onlarla kendisi arasına bir perde gerdi. Derken , ona ruhumuzu gönderdik ve ona tam bir insan suretinde göründü.
18-“Senden Rahmân’a sığınırım“ dedi, eğer takvâ sahibi bir kimse isen” dedi.
19-O da dedi ki: “Ben ancak senin Rabbinin gönderdiği elçisiyim. Sana temiz bir oğul vermeye geldim.”
20-Dedi ki :” “Benim oğlum nasıl olur ? Bana hiçbir insan eli değmedi ve ben bir iffetsiz değilim!”
21-Dedi ki :” Evet , öyledir.
Fakat Rabbin: O, bana kolaydır, biz onu insanlar için bir âyet ve bizden rahmet
kılacağız, diye buyurdu .
Buna dair hüküm verilmiş , bitmiştir..”
22-Derken ona hamile kaldı. ve onunla uzak bir yere çekildi.
23-Sonunda sanci onu kuru bir hurma, ağacına götürdü ” Ay – dedi n olaydımbundan önce ölyedim ve unutulmuş gitmiş olaydım
24-Ona aşağından : ” Üzülme- diye seslendi – Rabbin senin altında bir su arki yaratti.”
25-“Hurmanın dalını kendine doğru silkele üzerine derilmiş tâze hurmalar dökülsün”
26-Artık ye, iç, gözün aydın olsun,eğer insanlardan birini görürsene de ki:” Gerçekten ben Rahmâ’a oruç adadım; Onun için bu gün hiçbir insanla konuşmam.
27-Derken onu yüklenerek kavmine getirdi :”Ey meryem , gerçekten sen görülmedik bir şey yaptın”dediler
28-“Ey Hârûn’un kardeşi,senin baban kötü bir adam değildi.Anan da ahlâksız bir kadin değildi.”
29-Bunun üzerine çocuğu işaret etti. Onlar :Beşikte bulunan bir çocuk ile nasıl konuşuruz?”dediler .
30-“Ben Allah’ın kuluyum, bana Kitab verdi ve beni peygamber kıldı”
31-“Nerede olursam beni mübarek kıldı.Hayatta olduğum sürece bana namaz ve zekâtı emretti
.(Ve cealenî mubâreken eyne mâ kuntu ve evsânî bis salâti vez zekâti mâ dumtu hayyâ(hayyen).
32-“Beni anneme iyi davranan birisi kıldı. Mütekebbir bir bedbaht kılmadı.
33-“Doğduğum günde, öldüğüm gününde ve diriltileceğim günde selâm banadır.”
34-İşte, Meryem oğlu İsa hak söze göre -ki onda çekişmektedirler -budur.
35-Allah’ın çocuk edinmesi olacak şey değildir. O bundan münezzehtir. Bir işe hükmettiğinde ona yalnizca “Ol der, ve oluverir.
36-Muhakkak Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir . O halde yalnız O’na ibadet edin. Dosdoğru yol budur.(Ve innallâhe rabbî ve rabbukum fa’budûhu, hâzâ sırâtun mustekîm(mustekîmun).
37-Hizibler kendi aralarında anlaşmazlığa düştüler. O büyük günde hazır olacaklarından dolayı vay o kâfirlerin haline!
38-Bize gelecekleri günde nasıl işitirler, ne biçim görürler!Fakat zulmedenler o günde apaçik bir sapıklık içindedir
39-Sen onları,işin bitirilivereceği o hasret günü ile uyar .Halbuki onlar gaflet içindedirler .Onlar hala iman etmezler.
40-Arza ve üzerindekilere eelbette biz mirasçi oluruz ve yalniz bize döndürülürler.
41-Kitap’ta İbrahim’i de a! O bir sıddık, bir Peygamber idi.
42-Bir vakit babasına ” Babacığım!” demişti,”işitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir faydası
olmayan şeylere niçin ibadet edersin?’
43-“Babacığım, bana ilimden sana gelmeyen geldi.”
44-“Babacığım, şeytâna ibadet etme! Muhakkak şeytân, Rahmân’a asi olmuştur.”
45-“Babacığım, doğrusu Rahman’ın azabı sana dokunur da şeytanın velisi olursun diye korkarım.”
46- Dedi ki : “Ey İbrahim! Sen benim ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer
vazgeçmezsen, seni mutlaka taşlarım. Beni birak ,git uzun bir süre de yanima gelme !”
47-Dedi ki “Selam olsun sana. Ben Rabbimden senin için mağfiret isteyeceğim.Çünkü Rabbim bana gerçekten merhametli ve lütufkârdır.
48-“Ben sizi de sizin Allah’tan başka taptıklarınızi da terkediyor
yalnız Rabbime dua ediyorum
Rabbime dua etmekle bedbaht olmayacağımı ümid ederim.”
49-İbrahim onları ve onların Allah’tan başka taptıklarıni terk etti ,biz de ona İshak ve Ya‘kûb’u bağışladık.. Onların hepsine peygamberlik verdik.
50-Ve bir onlara rahmetimizden bağışladık. ve hepsine dillerde yüksek ve sadık bir anış verdik.
51-Kitapta Mûsâ’yı da an! O bir muhlas, bir resûl ve bir nebi idi .
52-Biz ona Tûr’un sağ tarafından seslendik ve onu kendimize yaklaştırarak özel bir şekilde konuştuk .
53- Ona rahmetimizden, kardeşi Hârûn’u peygamber olarak bağışladık.
54-Kitapta İsmâil’i de an. O’ sözünde duran, bir resûl bir nebi idi.
55- O’ ehline namazı ve zekâtı emrederdi. Ve o, Rabbi katında rızaya ermiş bir kimse idi.
56-Ve Kitap’da İdris’i de zikret! Gerçekten o, bir sıddık, bir nebi idi.
57-Biz onu yüce bir makama yükselttik.
58-İşte bunlar, Allah’ın kendilerine nimetler verdiği, Âdem’in soyundan, Nûh ile birlikte
taşıdıklarımızın soyundan , İbrâhim ve İsrâil soyundan olan peygamberlerdendir.
Bizim hak yola ilettiğimiz ve seçtiklerimizdendir .
Onlar Rahmân’ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.
59-Sonra arkalarından öyle bir topluluk geldi ki namazı zayi’ ettiler, şehvetleri ardına düştüler. İşte bunlar «Gayya» yı boylayacaklar.
60-Tevbe eden,iman eden ve salih amel işleyenler müstesna. İşte onlar cennete girecek ve hiçbir şekilde zulme uğratılmayacaklar.
61-Rahmân’ın kullarına gayb ile vaat ettiği Adn cennetleri. O’nun vaadettiği, muhakkak gerçekleşecektir.
62-Orada boş söz işitmezler. İşittikleri ancak ““selâm”dır.
sabah ve akşam rızıkları vardır.
63-İşte kullarımızdan korunup sakınanlara miras olarak vereceğimiz cennet budur.
64-Rabbinin emri olmadikça biz inemeyiz .Önümüzdeki, arkamızdaki ve bu ikisinin arasındaki herşey yalnız O’nundur. Rabbin unutkan değildir.”
65-Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir.. O halde O’na ibadet et ve O’ na ibadetinde sebat göster .Hiç O’na bir adaş biliyor musun ?
66-İnsan:”Ben öldükten sonra mı diriltilip çıkarılacak mışım?”der.
67-İnsan, daha önce hiçbir şey değilken gerçekten bizim kendisini yarattığımızı düşünmez mi?
68-Rabbine yemin olsun, onları ve şeytanları muhakkak ve muhakkak mahşere toplıyacağız.Sonra elbette cehennemin etrafında diz üstü hazir edeceğiz.
69-Sonra her bir kesimden Rahmân’a karşı küfürde daha cesur ve siddetli kim ise onu muhakkak ayırırız.
70-Hem oraya atılmaya kimlerin daha layık olduğunu en iyi biz biliriz .
71-Şüphe yok ki aranızda oraya uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin gerçekleştirmeyi üzerine aldığı kesin bir hükümdür.
72-Bundan sonra korunup sakınanları kurtarırız. Zalimleri ise orada dizleri üzerine çökmüş olarak terkederiz.
73-Âyetlerimiz onlara açık açık okunduğunda kâfirler, mü’minlere dediler ki :”Şu iki topluluktan hangisi makamca daha iyi oturup kalktığı kimseler daha güzel ?”
74-Halbuki kendilerinden önce hem malı itibariyle , hem de görünüşü itibariyle onlardan daha üstün olan nice nesiller helâk etmişiz.
75-De ki : “Kim sapıklıkta ise,Rahmân ona verdiği mühleti uzattikça uzatsın. Nihayet kendilerine vaadolunanı ya azabı veya kıyameti göreceklerinde bilecekler , kimmiş o makamca daha kötü ve orduca daha zayif olan!”
76-Allâh hidâyete erenlerin hidâyetini artırır. Kalıcı olan salih amellerdir ve onlar Rabbin yanında sevap bakımından da daha hayırlı, âkıbetçe de daha hayırlıdır.
وَيَزِيدُ اللَّهُ الَّذِينَ اهْتَدَوْا هُدًى وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِندَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ مَّرَدًّا
76- Ve yezîdullâhullezînehtedev huden, vel bâkıyâtus sâlihâtu hayrun inde rabbike sevâben ve hayrun meraddâ(meradden).
77-Şimdi şu ayetlerimize küfredip de : “Elbette bana mal ve evlât verilir “diye kimseyi görmüyor musun !
78-Gaybe muttali’ mi olmuş? Yoksa Rahman’dan bir söz mü almış?
79-Hayir! Onun dediğini yazacağız. azabını uzattıkça uzatacağız.
80-O söylediklerini de ondan miras alacağız ve o, bize tek başına gelecek.
81-Tuttularda Allah’tan başka ilâhlar edindiler ki , onlarla aziz olalar.
82-Hayir! yarın onların ibadetlerine küfredecekler onlara karşı olacaklar.
83-Bilmez misin ki biz şeytanları kâfirler üzerine salarız da onları alabildiğine teşvik ederler.
84-Sen aleyhlerinde acele etme. Biz onlar için ancak bir sayı sayıyoruz.
85-Korunup sakınanları heyet halinde Rahman’ın huzuruna toplayacağımız o gün,
86-Mücrimleri de susuz olarak Cehenneme süreriz.
87- Ve Rahmân’ın yanında ahd almış olandan başkası şefaate güç yetiremez .
88-“Rahmân evlât edindi” dediler.
89-Andolsun ki siz pek çirkin bir şey söylediniz.
90-Neredeyse gökler çatlayacak, yer yarılacak ve dağlar parçalanıp dağılarak yıkılacak.
91- Rahmân’a evlât isnad ettiler diye .
92-Halbuki evlât edinmek Rahmân’a yaraşmaz.
93-Göklerde ve Yerde hiç kimse yoktur ki O Rahmân’a kul olarak gelmesin.
94-Andolsun ki, hepsini kuşatıp onları teker teker saymıştır.
95-Ve kulluhum âtîhi yevmel kıyâmeti ferdâ(ferden).
95-Hepsi kıyamet gününde O’ na yalniz başlarına gelirler .
96- İnnellezîne âmenû ve amilus sâlihâti se yec’alu lehumur rahmânu vuddâ(vudden).
96-Muhakkak iman edip salih amel işleyenlere Rahmân bir sevgi var edecektir .
97-Biz onu kendisiyle korunup sakınanları müjdeleyesin, inat edenleri de uyarasın diye senin dilinle kolaylaştırdık.
98-Onlardan önceki zamanlarda nice nesilleri helâk ettik. Şimdi onlardan birini görüyor yahut gizli bir seslerini bile işitiyor musun?
kaynak (Tefsiru’s- Sa’di (Allametu’s-seyh Abdurrahman es – Sa’di)
Allah ondan razi olsun
Yüce Allah’a hamd-ü senâlar olsun