(Mekke’de inmistir. 52 âyettir)
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile.
1-Elif Lâm Râ. Bu sana, insanları Rablerinin izni ile karanlıklardan nura, Azîz ve Hamîd’in yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz kitaptır.
2- Allah öyle bir zat ki, göklerdene varsa ve yerde ne varsa hepsi O’nun.Şiddetli azaptan dolay veyl o kâfirlerin haline!
3 -Onlar öyle kimselerdir ki, dünya hayatını âhiretten daha çok severler ,Allah yolunda alıkoyanlar ve onun eğrilmesini isterlerdir. İşte onlar uzak bir sapıklık içerisindedirler.
4- Biz, gönderdiğimiz her bir peygamberi -kendilerine apaçık anlatsın diye- ancak kavminin dili ile gönderdik. Artık Allah kimi dilerse saptırır, kimi dilerse de doğru yola iletir. O Azîz’dir, Hakîm’dir.
5-Andolsun ki biz, Mûsâ’yı:“Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah’ın günlerini hatırlatarak öğüt ver ” diye âyetlerimizle gönderdik. Şüphesiz bunda çok sabreden ve çok şükreden herkes için âyetler vardır6- O vakit Musâ kavmine şöyle demişti: “Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayınız! Hani, O sizin azabın en şiddetlisine uğratan, oğullarınızı boğazlayıp, kadinlarınızı diri bırakan Firavun hanedanından kurtarmıştı. ve bunda Rabinizden büyük bir belâ vardır.
7-Ve iz te’ezzene rabbukum le in şekertum le ezîdennekum ve le in kefertum inne azâbî le şedîd(şedîdun).
7-“Ve yine hatırlayın ki, Rabbiniz şunu bildirimişti:”Andolsun ki şükrederseniz elbette size daha fazla veririm. Küfr-ederseniz hiç şüphesiz benim azabım çok şiddetlidir.”
8-Musa demişti ki: «Siz ve bütün yeryüzündekiler küfretseniz de şüphe yok ki Allah
Ganidir, Hamiddir.”
9-Sizde sizden önce gelip geçenlerin haberi gelmedimi ?, Nuh kavminin, Ad ve Semud ve onlardan sonrakilerin Allah’tan başkası onları bilmez. Peygamberleri onlara apaçık belgelerle gelmişti de ellerini ağızlarına götürüp demişlerdi ki : “”Biz sizin gönderilenlere küfrediyoruz ve gerçekten biz, bizi çağırdığınız şey hakkında şüphe ve tereddüt içindeyiz.»
10-Peygamberleri şöyle demişti:”Hiç, göklerin ve yerin yaratan Allah hakkında şek mi edilir! O, sizi günahlarınızdan bir kısmını bağışlamaya çağırıyor ve belirli bir süreye kadar sizi erteliyor””Siz de ancak bizim gibi insansınız-de-diler-atalarımızın bizi taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz, o halde bize apaçık bir delil getirin!” 11-Peygamberleri onlara şöyle demişti:”‘Biz ancak sizin gibi bir insanız. Ancak Allah’ kulları arasında dilediği kimselere lütfeder. Allah’ın izni olmadıkça bizim size apaçık bir delil getirmemize imkân yoktur. Artık mü’minler yalnız Allah’a tevvekül etmelidir.”
12-“Hem, bizi yollarımıza hidâyet etmişken ne diye Allah’a tevvekül etmeyelim ki ? Bize yaptığınız eziyetlere elbette dayanacağız. Artık tevvekül edenler yalnız Allah’a tevvekül etmelidir.”
13-Küfredenler de peygamberlerine dediler ki:”Kesinlikle şn unu bilin; sizi ya yurdumuzda çıkaracağız, yahut dinimize döneceksiniz.”Bunun üzerine Rableri kendilerine şunu vahyetti:”Biz o zalimleri muhakkak helâk edeceğiz.”
14-Ve arkalarından sizi o arza yerleştireceğiz. İşte bu benim makamımdan korkan ve benim tehdidimden korkan kimselere mahsustur.”
15-Hem fetih istediler. Hem de zarara uğradı her inatçı zorba.
16-Arkasında cehennem .. ve irinli sudan içirilir.
17-Yutmağa çalışacak, boğazından geçiremiyecek. Her taraf-tan ona ölüm gelecek fakat o bir türlü ölmeycek. Onun da ardından oldukça ağır bir azap…
18-Rablerini küfredenlerin meslesi şudur: Amelleri bir küle benzer ki onu fırtınalı bir günde rüzgâr şiddetle savurmaktadır. Kazandıkları hiçbir şeyi ellerine geçiremezler. Uzak sapıklığın ta kendisi işte budur.19-Görmedin mi Allah gökleri ve yeri hak ile yaratmış?Dilerse sizi yok eder ve yeni yaratılış (ile) getirir.
20-Bu, Allah’a zor değildir.
21-Hepsi toplanıp Allah’ın huzuruna çıkmışlar da zayıflar müstek -birbirlerine şöyle demektedir: Biz izinizden giderdik , şimdi Allah’ın azabından azıcık bir şeyi dahi olsa bizden uzaklaştırıp giderebilecek misiniz?” Onlar da: “Allah bize hidâyet vermiş olsaydı, elbette biz de sizi hidâyete erdirirdik. Şimdi biz sızlansak da, sabretsek de bizim için birdir, sığınacak bir yerimiz yoktur!”
22-İş olup bitince, şeytan da der ki:” «Doğrusu Allah, size verdiği söz haktı. Ben size vaadde bulunmuştum ama s size verdiğim sözde durmadim. Zaten benim size karsı hiçbir sultanım yoktu. Yalnızca size çağırdım sizde çağrımı kabul ettiniz . O halde beni kınamayın , bilakis kendinize kınayın. Artık ne ben sizi kurtarabilirim, nede siz beni kurtarabilirsiniz. Esasen ben daha önce beni ( Allah’a)ortak tutmanızı da kesinlikle kabul etmemiştim. Doğrusu zalimler için can yakıcı bir azap vardır.
23-İman edip salih ameller işleyenler ise altlarından ırmaklar akar cennetlere konulmuşlardır. Orada Rab’lerinin izni ile ebediyyen kalacaklardır.. Orada birbirlerine tehıyyeleri de” selâm”dır.
24-Görmedin mi Allah tayyib kelimeyi nasıl misallendirdi-? Kökü sabit dalları, tâ gökte olan tayyib bir ağaç gibi. 25-Meyvelerini Rabbinin izni ile her zaman verir. Allah insanlara böyle temsiller yapar ki düşünüp ibret alsınlar..
26-Habîs bir kelimenin temsili de habîs bir ağaç gibi.. Toprağın üstünden koparılmış da bir kararı yoktur.
27-Allah, iman edenlere hem dünyada hayatında hem âhırette de sağlam söz üzere sebat verilir.
Allah zulmedenleri şaşırtır. Allah ne dilerse yapar.
28-Allah’ın nimetini küfür ile değiştiren ve kendi kavimlerini de helâk yurdunu sokanları görmez misin?
29-Onlar cehennem kucaklar. Orası ne kötü bir karargâhtır!
30-O’nun yolundan saptırmak için Allah’a niddler koştular.
De ki :”Faydalanadurun. Varacağınız yer şüphesiz ateş tir!.
31-İman eden kullarıma de ki : Namazı ikâme etsinler ve kendilerini rızıklandırdığımız
şeylerden gizli ve açık infak etsinler.
Öyle bir gün gelmeden evvel ki o gün ne alışveriş vardır , nede dostluk .”
32-Allah öyle bir zât ki , gökleri ve yeri yarattı.
Gökten bir su indirdi de onunla size rızık olarak türlü türlü ürünler bitirdi, emri ile
denizden akıp gitsin diye gemileri size boyun eğdirdi.
Nehirleri de size boyun eğdirdi.
33-Birbiri ardınca gelen güneşi ve ayı size boyun eğdirdi. Geceyi ve gündüzü de faydanız için musahhar kıldı.34-O size kendisinden istediğiniz şeylerin hepsinden verdi.. Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Gerçekten insan çok zulmedici ve çok nankördür.
35-Bir vakit İbrahim:”Rabbim-dedi -şu beldeyi emniyetli kıl! Beni de oğullarımı da putlara tapmaktan uzak tutu.”
36-“Rabbim, çünkü onlar insanlardan bir çoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa işte o bendendir, , kim de bana isyan ederse…Gerçekten sen Gafûrsun ve Rahîmsin.”
37-‘Rabbimiz! Ben, zürriyyetimden bir kısmını senin Beyt-i muharem’inin yanında ekin bitmez bir vadide yerleştirdim.
Rabbimiz! Namazı ikâmen etsinler diye. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir ve şükrederler umudu ile kendilerini birtakım meyvelerle rızıklandır. .”
38-‘Rabbimiz! Doğrusu sen neyi gizler ve neyi açıklarsak (hepsini) bilirsin. Zaten yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.»
39-“Bana ihtiyarlığıma rağmen rağmen İsmail’i ve İshak’ı bağışlayan Allah’a hamdolsun. Doğrusu Rabbim elbette duayı işitendir.»
40-“Rabbim, beni ve zürriyyetimden gelecekleri, namazı ikâme edenlerden eyle! Rabbimiz duamı kabul buyur!
41-”Rabbimiz,hesabın ayağa kalkacağı gün beni, ana babamı ve bütün iman edenleri bağışla!”
42-Sakın, Allah’ı o zalimlerin işlediklerinden habersiz sanma! onları gözlerin dehşetle yerinden fırlayacağı bir güne erteliyor.43-Başlarını dikerek koşarlar,bakışları kendilerine dönmez ve kalpleri bomboştur.
44- İnsanları, o azabın geleceği gün ile uyar. Zalimler şöyle diyecekler:’Rabbimiz, bizi yakın bir süreye kadar geciktir de senin çağrına kabul edelim, peygamberlerine uyalım” Daha önce siz, bizim için zeval yoktur, diye yemin yemin etmemiş miydiniz?”
45-Hatta siz kendilerine zulmedenlerin yurtlarında yerleştiniz. Onlara neler yaptığımız da sizin için açıkça belli oldu. Size bir çok misallerde de gösterdik.
46- Gerçekten onlar tuzaklarını kurdular. Allah indinde de onlara tuzak var. İsterse , tuzakları,dağları yerinden oynatacak olsun.
47-Öyleyse sakın Allah’ın peygamberlerine olan vaadinden cayacağını zannetme! Şüphesiz ki Allah Azîz’dir, intikam sahibidir.
48-O gün yer başka bir yere tebdil olur, göklerde de vâhitd ve kahhâr Allah için kalkar.
49- O gün mücrimleri bu kağılara vurulmuş olarak görürsün.
50-Gömlekleri katrandan, yüzlerini de ateş kaplıyor.
51-Allah herkesin kazandığının karşılığını versin diye.Şüphe yok ki Allah hesabı çabucak görendir.
52-İşte bu,insanlara bir bildiridir. Onunla uyarılsınlar, O’nun ancak bir tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri de iyice öğüt alsınlar diye.
kaynak (Tefsiru’s- Sa’di (Allametu’s-seyh Abdurrahman es – Sa’di)
Allah ondan razi olsun
Yüce Allah’a hamd-ü senâlar olsun