Mekke’de inmistir. 128 âyettir)

nahl1_6 16- EN NAHL SÛRESİBismillâhirrahmânirrahîm.

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı  ile.

1-Allah’ın emri geldi. Artık onu istemekte acele etmeyin. O, onların ortak koştukları şeylerden münezzehtir, yücedir.

2-O, kendi emri ile kullarından dilediği kimseler üzerine  rûh  ile melekler şunu  bildirin  diye indiriyor:”Benden başka  bir ilâh yok! Öyleyse benden  korunup sakının.”

3-O, gökleri  ve yeri   hak ile yarattı. O, onların koşmalarından  yücedir.

4-İnsanı nutfeden yarattı. Bir de bakarsın ki o,  apaçık  bir  hasım  kesilivermiştir.

5-Hayvanları da  yarattı ki,  bunlardan  size ısıtacak şeyler ve birçok  menfaatler vardır. Onlardan  yersiniz de 

6-Akşamleyin getirişinizde de sabahleyin  salıverişinizde de onlarda  sizin için   bir güzellik  vardır.

7-Onlar ağırlıklarınızı yüklenir kendi kendinize yarı canınız  tükenmeden varamayacağınız bir  beldeye  götürülürler. Şüphesiz  Rabbiniz, Rauftur ,Rahimdir.

8-Hem i binmeniz  içiin hem süs  olmak üzere atları, katırları,   ve merkebleri  de ve  bilemiyeceğiniz daha  nice şeyleri  de yaratir.

9-Ve alâllâhi kasdus sebîli ve minhâ câirun, ve lev şâe le hedâkum ecmaîn(ecmaîne). 9

9-Doğru yolu  Allah’a aittir. Ondan sapan da var.

Dilese idi  elbette  hepinizi  toptan hidâyete erdirirdi.

10-O öyle bir Zât ki, sizin  için gökten bir su indirdi .

Ondan  içecek de vardır hayvanlarınızı  yaymakta  bitkiler de ondadır.

11- Onunla  sizin için ekin, zeytin  ,hurmalıklar, üzümler  ve meyvelerin  her türlüsünü 

bitiriyor.

Bunda düşünen insanlar bir topluluk  için  elbette  bir âyet vardır.

12-Geceyi, gündüzü, güneşi, ayı sizin müsahhar kıldı.  

Yıldızlar da O’nun emri  ile boyun eğmişlerdi.

Bunlarda, akledecek  bir topluluk için  elebtte  bir âyetler  vardır.

13-Daha sizin için yeryüzünde çeşitli  renklerle  yarattığı nelr var!

Bunlarda tezekkür edecek  bir topluluk için  elbette  bir âyet vardır.

14-Ve O öyle bri  zât ki,  denizi  ondan  taze  et yemeniz  ve ondan   giyeceğiniz ziynet

çıkarmanız için emrinize  vermiştir.

Gemileri  de  görürsün ki  orada  yara yara akar  giderler.

Hem lütfundan  arayasınız diye  hem de şükredersiniz  diye. 15-Sizi çalkalayıp  sallamasın diye yeryünde ağır baskılar bıraktı, ırmaklar ve

masatlarınıza ulaşaşınız diye   yollar  yaptı.

16-Ve nice  alêmetler … yıldızlarla da yollarını  bulurlar.

17-Hiç yaratan, yaratamayan ?Artık  düşünmeyecek misiniz?

18-Allah’ın nimetini saymaya  kalkışsanız, sayamazsınız.  Şüphesiz  Allah Gafûru’r- Rahîm’dir.

19-Hem Allah gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da bilir.

20-Allahdan başka yalvarıp   durduklarınız  ise  hiçbir  şey yaratamazlar. Kendileride  yaratılıyorlar.

21-Hep ölülerle, diri değil,Ne zaman  dirilteceklerini  de bilmezler. 

22- Sizin  ilâhınız bir tek ilâhır. Öyle iken ahirete inanmıyanların kalpleri büyüklendiklerinden  dolayı  inkâr  edicidir.

23-Şüphe yok ki Allah onların gizlediklerini de, açıklayacaklarını da bilir. Muhakkak O, kibirlenenleri sevmez.

24-Onlara: “Rabbiniz ne indirdi ?”denildiği zaman:“Eskilerin masalları” derler.

25-(Bununla) kıyamet gününde kendilerinin yüklerini  tamamen  yüklendikten  başka, bilgisizce saptırdıkları kimselerin yüklerinden  bir kısmı da yüklecekler. Bak! Ne kötü  yük yüklenmekteler!

26-Kendilerinden  öncekiler  de tuzak kurmuşlardı. Nihâyet  Allah  kurdukları binalarına temellerinden  geldi  de  üstlerindeki   tavan başlarına  çöktü. Azap da  onlara  farketmeyecekleri  bir taraftan  geldi.

27- Sonra kıyamet gününde onları  alçaltacak  ve diyecek ki:”Hani nerede,  uğrunaçekiştiğiniz ortaklarım ?” Kendilerine  ilim verilenler  dediler ki:” Muhakkak  zillet  ve azap bugün  kâfirler üzerinedir.”

28-Onlar ki, nefislerinize  zulmedenler  olarak  melekler  ruhlarını alırken :“Biz hiçbir fenalık yamazdık” diye   teslim olurlar. “Hayır, Allah, sizin  bütün yaptıklarınızı çok iyi bilendir.”

29-O halde, içinde ebedi kalıcılar olarak  girin cehennemin kapılarından… Büyüklenenlerin yeri ne kötüdür!”

30-Korunup sakınanlara ise: “Rabbiniz  ne indirdi?” denildiğinde:«Hayır» dediler.

Bu dünyada iyi hareket  edenlere  güzellik vardır.

Âhıret yurdu ise  elbette  daha hayırlıdır.  Korunup sakınanların yurdu ne güzeldir!

31-Adn cennetleri ki,  oralara girecekler. Altlarında ırmaklar  akar ,orada diledikleri  her şey var. İşte Allah korunup sakınanları  böyle  mükâfatlandırır.

32-Onlar ki  melekler  pak ve temiz  olarak  ruhlarını alırlarken:”Selam  size,  yapıp  durduklarınızın  karşılığı  olarak girin cennete!”derler.

33-Başka değil ancak melelerin gelmesini  yahut  Rabbinin  emrinin  gelip çatmasını beklerler. Onlardan  öncekiler  de böyle  yapmışlardı.Allah onlara zulmetmedi , fakat  onlar kendilerine zulmediyorlardı.

34-Bunun için işlediklerinin kötülüğü onlara  isabet etti . Alay edip durdukları kendilerini  çepeçevre  kuşatıverdi

.

35-Müşrikler dediler ki:”Eğer Allah dileseydi, biz de babalarımız da kendisinden  başka hiçbir şeye  ibadet etmez, O’nun  emrine aykırı olmak üzere  hiçbir şeye  haram kılmazdık!”Kendilerinden  öncekiler  de böyle yapmışlardı.  peygamberler üzerinde apaçık bir tebliğden başka görev  var mı?

36-Andolsun ki biz,  her ümmete arasında: «Allaha ibadet edin ve tâguttan kaçının” diye bir peygamber  göndermişizdir.    Allah  içlerinden  kimini hidâyet  verdi, kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde gezin de  dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl olmdu, görün!

37-Onların  hidâyete ermeleri için  hırs göstersen de, şüphesiz  ki Allah dalâlette bırakmayı  dilediği  kimselere  hidâyet  vermez.  Onların hiç bir yardımcıları da yoktur.

38-“Allah ölen kimseyi diriltmez” diye  olanca  güçler ile  Allah’a  yemin ettiler. Hayır,   öyle değil Bu, O’nun öyle değil gerçekleştirmeyi üzerine aldığı hak bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bilmezler.

39-Hakkında  ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıklasın;

küfredenler  de  kendilerinin  gerçekten  yalancı kimseler  olduklarını bilsinler  diyee..

40-Bir şeyi dilediğimiz zaman  sözümüz ona sadece “ol”dememizden  ibarettir .Derhal oluverir.

41-Zulme uğradıktan sonra Allah uğruna  hicret edenleri  dünyada  elbette  güzel bir  şekilde  barındıracağız… Âhiret  mükâfatı ise mutlaka  daha büyüktür.. Bilmiş olsalardı...

42-Ellezîne saberû ve alâ rabbihim yetevekkelûn(yetevekkelûne).

42-Onlar  sabredenler  ve Rab’lerine  tevekkül  edenlerdir

43- Senden önce de Resul olarak kendilerine vahyettiğimiz  erkeklerden başkasını elçi göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun.

44-Apaçık belgelerle  ve  kitaplarla …Sana da  bu Zikr’i insanlara  kendilerine  ne indirğini açıklayasın ve onlar  da iyice  düşünsünler, diye indirdik. 

45- Kötülükleri  planlayanlar Allah’ın, kendilerini yere batıracağından yahut  farkedemeyecekleri bir taraftan kendilerine  ansızın azabın gelip çatacağından  yana emin mi oldular?

46-Yahut onlar dönüp dolaşırken  kendilerini yakalayıvermesinden? Onlar âciz bırakamazlar.

47-Yahut kendilerini korku içerisinde   iken yakalamasından ?Rabbiniz gerçekten Raûf’tur, Rahîm’dir.

48-Allah’ın yarattığı şeylerden  herhangi birini   görmediler mi ki  onların gölgeleri,  sağ ve sollarında sürünerek Allaha secde ederler.

49-Göklerde ve yerde ne varsa  hepsi  Allah’a secde  eder, gerek hareket  eden varlıklardan  gerek  meleklerden  onlar hiç kibirlenmezler.

50-Üstlerinde Rab’lerinin  korkusunu  duyarlar  ve emrolunduklarını yaparlar.

51-Allah buyurdu ki:  “İki ilah edinmeyin. O, ancak  tek bir ilâhtır. Onun için benden yalnız benden korkun.”

52-Göklerde ve yerde ne varsa  hepsi  O’nundur. Din de daima  ve yalnız O’nundur. Buna  rağme hâlâ Allah’tan  başkasından mı korkuyorsunuz?

53-Elde  ettiğiniz  her nimet  Allah’tandır.  Sonra  size   herhangi bir  sıkıntı gelip çattzğında, O,na yalvarıp     yakarırsınız.

54-Nihâyet  O, sizden sıkıntıyı giderdiğinde içinizden bir grup  hemen  Rablerine şirk koşuverir.55-Kendilerine verdiğimize küfretmeleri için … Öyle ise, faydalanın bakalım, yakında bileceksiniz.

56-Bir de bizim  kendilerine verdiğimiz rızıktan tutuyorlar  o bilmezlere pay ayırıyorlar.Allah’a yemin olsun ki uydurup iftira ettiklerinizden  elbette sorguya çekileceksiniz. 

57-Allah’a kızlar da isnad ediyorlar. Hâşâ O, münezzehtir. Kendilerine  gelince candan  arzuladıkları…

58- Onlardan birine  kız çocuğu müjdesi  verilince  öfkesinden  yüzü simsiyah  kesilir. 

59-Verilen  kötü müjdeden ötürü  kavminden  gizlenir. Aşağılanmayı göze alarak alıkoysun mu, yoksa diri diri toprağa mı gömsün ? Bak,  ne kadar kötü hüküm veriyorlar!

60-Ahirete  iman etmeyenler içindir kötü örnek. En  yüce  örnek ise  Allah’ındır ve  O’Azîzdir, Hakîmdir.

61-Eğer Allah insanları  zulumlerinden  ötürü (dünyada)  sorgulayacak  olsaydı,( yeryüzü) üzerinde  hiçbir canlı bırakmazdı.. Fakat O, insanları  belirlenmiş bir  vadeye kadar  erteler.  Artık ecelleri  geldiği zaman ne bir saat geciktirirler  ne de öne geçebilirler.

62-Hem  Allah’a kendilerinin hoşlanmıyacakları şeyler isnad ediyorlar, hem de dilleri  yalan yere  en güzel   âkibetin  kendilerinin olduğunu  söylüyor.  Hiç şüphesiz onlar için sadece ateş vardır ve onlar  en önce gideceklerdir.

63-Allah’a andolsun ki, biz senden önceki ümmetlere de peygamber gönderdik. Şeytan onların  yaptıklarını kendilerine  süsleyip, hoş göstermiştir. İşte O, bugün  onların velisirdir ve onlara  çok elemli  bir azab vardır.

64-Biz sana kitâb’ı  ancak   hakkınd   aanlaşmazlığa düştükleri  şeyleri   kendilerine  açıkca anlatman için  ve iman edecek  bir kavme  bir hidâyet  ve bir rahmet  olmak üzere indirdik.

65-Allah gökten bir su indirir de onunla  yeryüzünde ölümünden sonra hayat verir. Şüphesiz  bunda dinleyen bir topluluk için  bir âyet  vardır.

66- Sağmal hayvanlarda da sizin için  elbtte  bir ibret  vardır. Size karınlarındaki dışkı  ile  kan arasında, içenlerin boğazından kolaylıkla geçen  halis bir süt  içiriyoruz.

67-Hurma   ve üzüm  ağaçlarının meyvelerinden  de içki çıkarır  ve onlardan  güzel bir rızık edinirsiniz.  İşte  aklını kullanan bir topluluk için hiç şüphesiz bunda bir âyet vardır. 68- Rabbin bal arısına da  şöyle vahyetti: ” Dağlarda,, ağaçlarda ve  yapacakları çardaklarda  evler  edin”

69-“Sonra  her üründen  ye de  Rabbinin kolaylaştırdığı  yollara git”

Karınlarından  çeşitli renklerde bir içecek  çıkar ki,  onda insanlar  için bir şifa vardır.

İşte bunda da  düşünen bir topluluk için kesin bir âyet vardır.

70-Sizi  Allah  yarattı. Sonra  sizi  vefat  ettiriyor. İçinizden  kimi de ömrün en kötü

zamanına  kadar geri  götürülür ,tâ ki  biraz  bilgiden sonra  hiç bir şey  bilemez bir hale gelsin. 

Şüphesiz  Allah her şey   bilendir,  her şeye gücü  yetendir.

71-Allah  rızık hususunda  kiminizi   kiminizden  üstün kıldı. Üstün kılınanlar rızıklarını  ellerinin altındakilere veriyorlar  da  hepsi  onda eşit oluyor değil. O halde Allah’ın nimetini bile bile  inkâr mı ediyorlar?

72-Allah  siziniçin  kendi (cins)inizden  eşler yarattı. Eşlerinizden de size oğullar ve torunlar yarattı. Sizi   güzel ve temiz  şeylerden  rızıklandırdı. Şimdi  batıla mı inanıyorlar, Allah’ın nimetini  küfr mü  ediyorlar?

73-ALLAH’ın yanısıra kendilerine  göklerde  ve yerde  hiçbir rızı  sağlayamaya güç yetiremeyen  ve yetime ihtimali bulunmayan  şeylere tapıyorlar.

74-Artık Allah’a  temsiller  getirmeye  kalkışmayın. Allah bilir, siz bilemezsiniz.

75- Allah şöyle bir temsil getirdi:Bir köle:Hiç bir şeye güç  yetiremez.  Bir de kendisine  tarafımızdan güzel bir rızık vermişiz de  ondan gizli  -açık infak edip duruyor. Bunlar hiç eşit olurlar mı? Hamd, bütünüyle  Allah’ ‘ındır. Ama çokları  bilmez.

76-Allah şunu da bir temsil getirdi: iki adam: biri dilsiz, hiçbirşey güç yetireme. Üstelik sahibine yüktür. Onu nereye  göndersen  hiçbir hayır getirmez.  Hiç bu, adaletle  emreden  ve dosdoğru  bir yolda giden  kimseye  eşit  olur mu?

77-Göklerin ve yerin gaybı da  Allah’a aittir. Saat  olayı ise  ancak bir   göz kırpma gibidir. Yahut  o, daha da yakındır.  Şüphesiz Allâh, her şeye gücü yetendir.

78-Allah, sizi analarınızın karnından öyle bir halde çıkardı ki hiçbir bilmiyordunuz.

 Şükredersiniz diye size kulaklar, gözler ve gönüller  verdi.

79-Gök boşluğunda musahhar kılınmış kuşları görmüyorlar mı? 

Onları  Allah’tan başkası tutmuyor.

Şüphe yok ki bunda  iman edecek  bir topluluk  için  âyetler vardır.80-Allah size  evlerinizde  bir mesken  kıldı. Size davar  derilerinden gerek göçtüğünüz günde  ve  gerek  konduğunuz  günde  hafifçe taşıyacağız evler  ve yünlerinden, tüylerinden ve kıllarından bir süreye  kadar  giyecek, döşenecek  ve ticareti   yapılacak bir metâ verdi.

81- Allah yarattığı şeylerden sizin için gölgeler  yayadı. Dağlarda sığınıp barınacağınız  yerler yarattı.  Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta zırhlar bağışladı. İşte O,  teslim  olasınız  diye üzerinizdeki  nimetini böylece tamamlamıştır.

82-Eğer yüz çevirirlerse, sana düşenin, ancak açıkça bir tebliğden ibarettir.

83-Onlar  Allah’ın nimetini tanıyıp bilir, sonra  onu inkâ ederler. Bir  çoğu kâfirdir.

 84-Bir gün de  gelecek ki , her ümmet  bir şahit  çıkaracağız:  Sonra  o Küfredenler e  ne izin verilecek , ne de onlardan  razı  etmeleri istenecek.

85-Ve  o zalimler azabı  görünce artı  o onlardan  ne hafifletecek  ne de onlara  mühlet  verilecek.

86-Şirk koşanlar ortaklarını görünce :”Rabbimiz, işte şunlar  senin yansıra tapındığımız ortaklarımız”diyecekler. Onlar da  onlara: “Şüphe yok ki  siz yalancılarsınız ” diyerek  cevap yetiştirecekler.

87-O gün  Allah’a  teslim olmuşlardır ve  bütün uydurdukları kendilerini  bırakıp gitmiştir. 88-Hem  küfretmiş hem de Allah  yolunda  alıkoymuş olanların başkalarını da  fesada uğrattıkları için- azablarına  azab  katarız. 

89-Her ümmetin  içinden  kendilerine  karşı birer şahit çıkaracağımız; seni de  onlar üzerine  şahit getirdiğimiz gün! Ve biz sana  bu kitab’ı  herşeyi  açıklayıcı,  hem bir hidâyet,  hem bir rahmet  ve müslümanlara  bir müjde  olmak üzere  parça parça indirdik. 90-Şüphesiz ki  Allah sizi adaleti ihsanı, yakınlara  vermeyi  emrediyor. fahşâ, münker be bağyi yasaklıyor. İyice anlayıp tutasınız diye size öğüt veriyor.

91-Ahitleştiğiniz zaman Allah’ın ahdini  eksiksiz yerine getirin. Yeminleri pekiştirdikten sonra bozmayın. Hem  Allah’ı üzerinize kefil  yapmışken! Şüphe yok ki  Allah, yaptıklarınızı  bilir.

92-İpliğini sağlamca eğirdikten sonra söküp  bozan  kadın gibi olmayın. bir ümmet diğer bir ümmetten  daha çoktur  diye yeminlerinizi aranızda  bir hile  ve fesad aracı  mı? ediniyorsunuz ? Her halde  Allah size  bununla  imtihan eder.  Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyi O, kıyâmet gününde elbette size açıklayacaktır.

93-Eğer Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O dilediğini saptırır  dilediğini  de hidâyete erdirir. Yaptıklarınızdan  muhakkak  sorguya çekileceksiniz.94-Yeminlerinizi aranızda  hile  ve fesat  aracı edinmeyin. Çünkü o takdirde  sapasağlam yerleştikden  sonra ayağınız  kayıverir ve Allah yolundan  sapıp  alıkoyduğunuz için kötülüğü  tadarsınız. Büyük bir azabı  hak edersiniz.

95-Allah’ın  ahdini az bir pahaya  satmayın. Çünkü Allah katında olan sizin için daha hayırlıdır.Eğer bilirseniz.

96-Sizin yanınızdaki tükenir, Allah’ın  nezdindekiler ise kalıcıdır. Sabredenlerin mükâfanı elbette  yapmakta  olduklarnın güzeliyle vereceğiz.

97-Erkek  olsun, kadın olsun kim  mü’min  olduğu halde  salih  amel  işlerse, biz şüphesiz ona çok güzel  bir hayat yaşatırız ve  bunları elbette işlediklerinin en güzeliyle mükâfatlandıracağız.

98-Kuran okuyacağın zaman,  o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.

99-Doğrusu  iman edip  yalnız Rab’lerine  tevvekül  edenler  üzerinde  onun hiçbir  hakimiyeti  yoktur.

100-Onun  hakimiyeti ancak  kendisine  dost edinip  de onu  Allah’a ortak koşanlar üzerindedir.

101-Biz bir âyetin diğer bir  âyetin yerine  getirip değiştirdiğimizde- Allah  neyi indireceğini en iyi  bilen olduğu  halde-:«Sen ancak bir iftiracısın» dediler.  Hayır; onların çoğu bilmezler.

102-De ki:”Onu Ruhu’l -kudüs  iman edenler  tam bir sebat vermek, müslümanlara  bir hidâyet  ve bir müjde  olmak için  Rabbinden  hak  olarak indirmiştir.”

103-Andolsun ki  onların:”Ona  muhakkak  bir insan öğretiyor” dediklerini  biliyoruz.İlhada  saparak  kasdettikleri  o kimsenin  dili  yabancıdır.  Bu ise apaçık bir Arapçadır.

104-Allah’ın âyetlerine iman  etmeyenler  elbette ki Allah hidâyete erdirmez.  Onlara can yakıcı azap vardır.

105-Yalan uydurup düzenler ancak Allah’ın ayetlerine imân  etmeyenlerdir. İşte   yalancıların ta kendileri onlardır.

106-Her kim  imanından sonra Allah’a küfrederse -kalbi iman  dolu olduğu halde  zorlanan  müstenâ- fakat  küfre göğüs açanlar, işte Allah’ın gazabı onların üzerinedir ve onlar  için  çok büyük bir azap vardır.

107-Bunun sebebi, onların dünya hayatını ahiretten daha çok sevmeleridir ve Allah  hiç şüphesiz kâfirler  topluluğuna  yol göstericilik etmez.

108-İşte onlar! Allah’ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte onlar! Gafil  kimseler.

109-Hiç şüphesiz, âhirette  de  hüsrana uğrayacaklar. 

110-Sonra şüphesiz ki  Rabbin işkence uğratıldıktan sonra hicret eden, sonra cihad eden  ve sabreden  kimseler; evet  Rabbin  muhakkak  bunun arkasından  Gafûrdur Raahîmdir.

111-O gün  gelen herkes  kendi nefsi için  çabalayacak, herkese  yaptıklarının karşılığını eksiksiz  olarak  verilecek  ve onlara  asla zulmedilmeyecektir.

112-Allâh şöyle bir  kasabaya  temsil yaptı: Güven, huzûr içindeydi.Rızkı da her bir yandan  bol bol geliyordu.Derken (ahalisi) Allah’ın  nimetlerine  küfretti . Allah  da ona ısrarla  işledikleri  yüzünden  açlik ve korku  elbisesi  tattırdı.

113- Andolsun ki  onlara kendilerinden  bir peygamber geldi  de onu  yalanladılar. Bu sebeple onlar zulmederlerken  azab  kendilerine  yakalayıverdi.

114-Artık Allah’ın size rızıklandırdığı  şeylerden helâl  ve temiz olarak yiyin.Ve eğer O’na  ibadet ediyorsanız  Allah’ın nimetini şükredin.

115-O, size ancak ölüyü, kanı, domuz etini, bir de Allah’tan  başkasının adı anılarak boğazlanmış olanları haram kıldı. Kim çaresiz  kalırsa saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla (yiyebilir) . Şüphesiz  Allah Gafûrdur, Rahimdir.

116-Dillerinizin yalana yere  niteleyegeldiği şeyler  için: “Şu helâldir, şu harâmır,” demeyin. Çünkü Allah  hakkında  yalan uyduranlar iflâh olmazlar.

117- Pek az  bir menfaat… Ama  onlar  için elemli bir azab vardır.

118-Yahudilere ise  sana  daha  önce anlattığımız şeyleri haram kılmıştık. Biz onlara zulmetmemiştik. Ama  onlar  kendilerine zulmediyorlardı. 

119- Sonra şüphesiz ki  Rabbin cehaletle  bit kötülük   işleyen, sonra  da  arkasından tevbe edip hallerini  düzelten  kimseler  hakkında- elbette  senin Rabbin,  bunun arkasından -Gafûrdur, Rahimdir.

120-Gerçekten İbrâhim başlı başına bir ümmet idi.  Allah için  kânit ve hanif idi. Hiçbir zaman   müşriklerden olmadı. 

121-O’nun nimetlerine şükredendi. O onu  beyenip seçmiş, kendisini dosdoğru  bir yola

iletmişti.

122-Biz ona dünyada bir güzellik  verdik. iletmişti.  Şüphesiz o, ahirette de mutlaka salihlerdendir.

123-Sonra biz sana:«Hanif olarak  İbrahim’in dinine uy. O hiç bir  zaman   müşriklerden olmadı.”diye vahyettik.

124 -Cumartesi ancak onda ihtilaf düşenlere farz kılınmıştı. Şüphesiz ki Rabbin  ihtilâf  edegeldikleri şey  hakkında kıyamet günü aralarında hükmedecektir.

125- Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et. Onlarla mücadeleni  en güzel yolla  yap.  Şüphesiz ki Rabbin  yolundan  sapaları  en iyi bilendir; O, hidâyette  olanları da çok  iyi bilendir.

126-Eğer bir ceza verecek olursanız  size verilen saldırının misliyle mukabele  edin. sabrederseniz  andolsun ki bu, sabredenler  için daha hayırlıdır.

127-Sabret! Senin sabrın ancak Allah’ı iledir. Onlar için üzülme. kurmakta oldukları tuzaklardan  dolayı da sıkıntıya düşme.

128-Çünkü Allah,korunup sakınanlarla ve  muhsinlerle beraberdir.

bd74ae34b6c5256187df7266013c67b7 16- EN NAHL SÛRESİ

kaynak (Tefsiru’s- Sa’di (Allametu’s-seyh Abdurrahman es – Sa’di)

Allah ondan razi olsun

Yüce Allah’a hamd-ü senâlar olsun