(Mekke’de inmiştir, 111 âyettirr)
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile.
1- Elif, lâm, râ. Bunlar, apaçık kitabın âyetleridir.
2-Muhakkak biz onu anlayıp düşünesiniz diye Arabça bir kur’ân olarak indirdik.
3- Biz sana bu Kur’ân’ı vahyetmekle en güzel kıssayı anlatacağız. Halbuki sen bundan önce haberdar olmayanlardandın.
4-Hani Yusuf babasına şöyle demişti: “Babacığım, rüyamda on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana secde ediyorlardı”
5-Dedi ki ‘Oğulcağızım rüyanı kardeşlerine anlatma, sonra sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.”
6- “Rabbin seni böylece beğenip seçecek sana rüya yorumuna dair bilgi ögretecek
Nimetini daha önce ataların İbrahim ve İshak’a tamamladığı gibi sana ve Yakub oğullarına da tamamlayacaktır.
Şüphesiz ki Rabbin herşeyi bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.”
7-Andolsun ki Yusuf ‘un ve kardeşlerinde durumunda soranlar için nice ibretler vardır.
8-Hani onlar şöyle demişlerdi: “Doğrusu biz güçlü bir topluluk olduğumuz hâlde,
Babamızın nezdinde Yusuf ile kardeşi bizden daha sevgilidir. Babamız herhalde apaçık bir hata içindedir.
9-“Yûsuf’u öldürün yahut onu bir yere atıverin ,babanız yalnız size yönelsin, yalnız size sevsin ,bundan daha sonra da salih bir topluluk olursunuz.”
10-İçlerinden bir sözcü:”Yusuf’u öldürmeyin, eğer yapacaksanız onu kuyunun dibine bırakın da yolcu kafilesinden birisi onu alsın.
11- “Ey babamız, dediler.Sana ne oluyor da Yûsuf hakkında bize güvenmiyorsun? Hâlbuki biz elbette onun iyiliğini isteyenleriz.”
12-“Yarın onu bizimle beraber gönder de bol bol yesin, oynasın. Biz onu mutlaka koruruz.”
13-“Onu alıp gitmeniz muhakkak ki beni tasaya düşürür. Siz kendisinden habersizken kurdun onu yemesinden korkarım”dedi
14-“Andolsun ki biz güçlü bir topluluk ike onu kurt yerse, doğrusu biz zarara uğrayanlar oluruz ” dediler.
15-Nihâyet onu alıp götürdükleri ve kuyunun dibine bırakmayı kararlaştırdılarda biz
de kendisine -onlar farketmeksizin -:Andolsun ki bu yaptıklarını kendilerine haber vereceksin diye vahyettik.
16-Akşam ağlaya ağlaya babalarına geldiler.
17- “Ey babamız, biz yarış yapalım diye gittik .Yusuf’u da eşyamızın yanında bırakmıştık. Onu kurt yemiş! Biz doğru söyleyenler olsak bile zaten sen bize inanmazsın”dediler .
18-Bir de üstüne yalancıktan kanlı gömleğini getirdiler.”Hayır dedi, nesifleriniz size aldatmış, böyle bir işe sürüklemiş, artık bana düşen güzel bir sabır. Sizin şu söylediklerinize karşı yardımına sığınılacak Allah’tır.”
19-Bir yolcu kafilesi geldi, sucularını yolladılar. O da kovasını sarkıttı : “A..Müjde! İşte genç bir çoçuk “dedi . Onu bir ticaret malı gibi sakladılar. Allah ise ne yaptıklarını çok iyi bilendir.
20-Onu düşük bir fiyata,sayılı birkaç dirheme sattılar. Bunların ona rağbetleri yoktu.
21-Onu satan alan Mısır’lı, eşine :”Bunu kıymet ver ,iyi bak, Belki bize faydası dokunur , yahut onu evlat ediniriz ” dedi. İşte biz böylece Yusuf’a o yerde imkân hazırladık ve onu rüya yorumunu ögrettik.Allah emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bilmezler.”
22-Tam ergenlik çağına varınca kendisine hüküm verdik ve ilim vedik. İ
şte iyilik yapanları biz, böyle mükâfatlandırırız.
23- Evinde bulunduğu kadın kendisinden murad almak istedi . kapıları sımsıkı kapadı: “Sana söylüyorum ,çabuk yanıma gel”dedi. O ise “Allah’a sığınırım.
Doğrusu O benim efendimdir. O bana iyi bakmış, iyi bir mevki vermistir .Gerçek zalimler kurtuluşa eremezler» dedi.
24-.Andolsun ki O kadın ona meyletmişti. O da o kadına meyletmişti. Eğer Rabbinin burhanını görmemiş olsaydı ….Ondan fenalığı ve fuhşu giderelim diye böyle yaptik. Çünkü o, ihlâsa erdirilmiş kullarımızdandı.
25-İkisi de kapıya doğru koştular.Kadın, onun gömleğini arkasından boylu boyunca yırttı. Kapının yanında da kadının efendisine rastgeldiler. Kadın dedi ki: “Zevcene kötülük yapmak isteyenin cezası zindana atılmaktan yahut can yakıcı bir azaptan başka ne olabilir?”
26-” Benden murâd almak isteyen odur “dedi. Kadının yakınlarından bir şahid de şöyle şahitlik etti:“Eğer gömleği önden yırtıldısa, kadın doğru söylemiştir,bu ise yalancılardandır.”
27- “Yok eğer gömleği arkadan yırtıldıysa, kadın yalan söylemiştir, bu ise doğruyu söyleyenlerdendir” dedi.
28-Kocası gömleğinin arkasından yırtılmış olduğunu görünce:«Şüphesiz ki bu sizin hilelerinizdendir. Doğrusu siz kadınlar hilesi büyüktür “dedi.
29-“Yûsuf, sen bundan vazgeç!”(Ey kadın!) “Sen de günahının bağışlanmasını dile. Çünkü sen gerçekten günahkârlardan oldun.”
30-Şehirde bir kısım kadınlar :”Azizin karısı delikanlısından murad almak istiyormuş, sevgisi yüreğinin zarını delip girmiş, biz onu gercekten apaçık bir şaşkınlık içinde görüyoruz”dediler.31-O Kadınların gizliden gizliye kendisini kınadılarını isitince , kendilerine haber gönderdi . Onlara rahatça yaslanacakları bir yer hazırladı. Onları her birine de birer bıçak verdi. Ve :“Çık karşılarına” dedi. Kadınlar onu görünce, onun gerçekten büyük bir güzelliğe sahip birisi olduğunu anladılar. Ellerini kestiler ve dediler ki :”Allah’ı tenzih ederiz. Bu bir beşer değildir. Bu ancak çok şerefli bir melektir” dediler.
32-Kadın dedi ki:”Kendisi dolayısı ile beni ayıpladığınız işte budur. Evet, andolsun ben ondan murad almak istedim, fakat o kendisini korudu.Şâyet kendisine emrettiğimi yapmazsa andolsun zindana atılacak ve zillete uğrayanlardan olacaktır.”
33-Dediki : ” Rabbim zindanı onların beni kendisine davet edegeldikleri şeye tercih ederim ” Eğer sen tuzaklarını benden benden savmazsam onlara meyleder cahillerden olurum.”
34-Bunun üzerine Rabbi onun duasını kabul etti. O kadınların tuzaklarını üzerinden savdı. Çünkü O hakkı ile işitendir, bilendir.
35-Sonra bütün delilleri gördükleri halde yine de onu bir süreye kadar zindana atmak onlarca uygun görüldü.
36-Onunla birlikte zindana iki de delikanlı daha girdi.Bunlardan biri :”Ben rüyamda kendimi şarap sıkıyor gördüm”dedi. Öbürü de: Ben de rüyamda kendimi başımda ekmek götürüyor,kuşların da ondan yiyor gördüm “dedi . “Biz bunun yorumunu bildir,çünkü biz seni iyilik edenlerden görüyoruz .
37-Dedi ki : “Size rızıklanmak üzere bir yiyecek gelecek muhakkak o gelmezden evvel rüyanızın tabirini haber veririm. Bu Rabbimin bana öğrettiği ilimlerdendir. Gerçekten ben Allah’a iman etmeyen ve âhirete inkâr eden bir kavmin dinini terk ettim .
38-“Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un dinine uydum. Allah’a herhangi bir şeyi ortak koşmamız yapabileceğimiz bir iş değildir. Bu hem bize hem insanlara Allah’ın lütfun ve keremindendir. Fakat insanların çoğu şükretmezler.”
39-“Ey zindan arkadaşlarım! Darmadağınık birçok rabler mi hayırlıdır, yokda bir tek olan ve her şeyi hükmü ve iradesi altında tutan( kahhâr) Allâh mı?
40-Sizin onu bırakıp da taptıklarınız kendinizin ve babalarınızın adlandırdığı birtakım isimlerden başkası değildir. Allah bunlara dair hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm ancak Allah’ındır. O kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru din işte budur. Fakat insanların çoğu bunu bilmez.
41-Ey zindan arkadaşlarım!Biriniz kurtularak efendisine şarap sunacak, diğeri ise asılacak ve kuşlar başından yiyecekler. İşte hakkında sorduğunuz iş olup bitmiştir.”
42-O ikisinden kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki: “Beni efendinin yanında an.”Fakat
şeytan ona, efendisinin yanında anmayı unutturdu. Bu yüzden daha nice yıllar zindanda kaldı.
43-Hükümdar dedi ki :”Rüyamda yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği yediğini, yedi yeşil başakla diğerleri kuru( yedi başak) gördüm. Ey ileri gelenler !Eğer rüya yorumunu biliyorsanız,şu benim rüyamı açıklayınız.
44-Dediler ki “Karmakarışık rüyalardır(bunlar); biz böyle karışık rüyaların yorumunu bilenler değiliz.»
45-O ikisinden kurtulmuş olan uzun bir süre sonra (Yusuf’un) tavsiyesini hatırladı ve dedi ki :”Ben size bunun yorumunu haber siyesini hatırladı ve dedi ki:”Ben size bunun yorumunu haber vereyim ,hemen beni gönderin.”
46-” Yusuf, ey doğru sözlü, bize söyler misin, yedi semiz ineği yiyen yedi zayıf inek ile yedi yeşil başak ve diğerleri kuru olan (yedi başak )ne demektir?(söyle) ki insanlara döneyim de onlar da belki bilirler.”
47-Dedi ki: “Yedi yıl âdetiniz üzere ekin ekin.Yiyeceğiniz az bir miktar dışındaki tüm biçtiklerinizi başağında bırakın.”
48-.“Sonra bunun ardından yedi kurak yıl gelecek, saklayacağınız az bir miktar dışındao lar için önceden biriktirdiklerinizi yiyip götürecekler.
49-“Sonra bunun ardından da bir yıl gelecek ki insanlar onda yağmura kavuşturulacak ve onda sıkacaklar.
50-Hükümdar dedi ki: «Onu bana getirin.» Bunun üzerine elçi yanına gelince (Yusuf) dedi ki:” “Efendine dön de, ellerini kesen o kadınlara ne oldu , diye sor. Şüphe yok ki benim Rabbim onların hilelerini çok iyi bilendir.”
51-Deddi ki :” Yûsuf’tan murad almak istediğiniz zaman haliniz ne idi?” Kadınlar, “Hâşâ! Allah için, biz onun hiçbir kötülüğünü bilmiyoruz” dediler. Aziz’in karısı da şöyle dedi:“Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ondan ben murad almak istemiştim. Şüphesiz O doğru söyleyenlerdendir”
52-Bu gıyabında ona hıyanet etmediğimi ve ve Allah’ın, hainlerin hilesini şüphesiz hidâyete erdirmeyeceğini onun da bilmesi içindi.”53-Bununla beraber nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis şüphesiz var gücüyle kötülüğü emredicidir. Rabbimin rahmet edip esirgediği müstesnâ.Çünkü Rabbim günahları bağışlayandır, merhamet edendir.
54-Hükümdar:“Onu bana getirin, onu kendime en yakınlardan kılayım”dedi. Onunla konuşunca da şöyle dedi :”Sen bugün bizim nezdimizde önemli bir mevki sahibisin eminsin.”
55-Dedi ki “Beni ülkenin hazinleri üzerine tayin et. Çünkü ben iyice koruyanım,bilenim .”
56-İşte böylece o yerde yusuf’a iktidar verdik. O, orada dilediği yerde konaklardı. Rahmetimizi dilediğimize veririz. İyi hareket edenlerin de ecrini zayi etmeyiz.
57- İman edip de takvaya devam edenler için âhiret mükâfatı ise elbette daha hayırlıdır.
58-Yûsuf’un kardeşleri gelip onun huzuruna girdiler.O kendilerini tanıdığı halde onlar onu tanımadılar.
59-Yüklerini hazırlayınca dedi ki: “Bana baba bir kardeşinizi de bana getirin. Görüyorsunuz ki ben ölçeği tam veriyorum ve ben misafirperverlerin en iyisiyim.”
60-Eğer onu bana getirmezseniz, artık sizi yanımda(alacak) hiç bir ölçek(inizi)
olmayacaktır.Bana da yaklaşmayın.
61-Ne yapıp edip onu babasından almaya çalışacağız, her halde yapacağız”dediler
62-Yusuf memurlarına :”Bedellerini yüklerinin içine koyuverin,belki ailelerine dönünce bunun farkına varırlar da yine geri dönerler” demişti.
63- Babalarına döndüklerinde.;”“Ey babamız artık bize ölçek azık verilmeyecek. Artık kardeşimizi bizimle beraber gönder de ölçek alalım.Biz herhalde onu koruyacagız dediler. 64-Dedi ki: “”Daha önceden kardeşi hakkında size ne kadar güvendi isem bunun hakkında da ancak o kadar size güvenebilirim değil mi? Allah en hayırlı koruyucudur. O, merhametlilerin en merhametlisidir.”
65- Zahire yüklerini açtıkları z aman bedellerinin kendilerine geri verildiğini gördüler.:: Ey babamız dediler, daha ne istiyoruz. İşte bu götürdüğümüz bedellerimiz de bize iade edilmiş.Ailemize erzak getiririz, Kardeşimizi koruruz. Bir deve yükü daha zahire alırız. Bu kolaylıkla alınacak bir ölçektir .”
66- “Etrafınızın kuşatılmadıkça onu bana kesin olarak getireceğinize dair Allah’tan sağlam bir taahhüd vermediğiniz sürece , onu sizinle beraber asla göndermem”Artık ona kesin teminatlarını verince o da ” Allah söylediklerinize vekildir” dedi.
67-“Ey oğullarım! Hepiniz bir kapıdan girmeyin.ayrı ayrı kapılardan girin.Bununla beraber Allah’tan size gelecek hiçbir şeyi sizden geri çeviremem. Hüküm ancak Allah’ındır. Ben yalnız O’na güvendim dayandım, tevvekül edenler de yalnız O’na güvenip dayanmalıdır”dedi.
68-Babalarının kendilerine emrettiği şekilde girdileri.Fakat bu, Allah’tan onlara gelecek hiçbir şeyi önleyemezdi. Sadece Yakub, içindeki bir dileği olup o da bunu açığa çıkardı. Şüphesiz ki O,kendisine öğrettiğimiz için ilim sahibi idi.Fakat insanların çoğu bilmezler.
69-Yûsuf’un huzuruna girdiklerinde; o, kardeşini yanına aldı. ” Ben senin kardeşinim, onların yapmış olduklarına artık üzülme’ dedi.70- Onların yüklerini hazırladığında su kabını kardeşinin yükü arasına koydu.
Sonra bir münâdi: “Ey kafile! Siz gerçekten hırsızlık yaptınız”diye bağır.
71-Onlara dönerek:”Ne kaybettiniz ” dediler.
72-Dediler ki: “Hükümdarın su kabını kaybettik, onu getirene bir deve yükü var “
Ben buna kefilim” dedi
73- “Allah’a andolsunki -sizin de bildiğiniz gibi – biz bu yere fesad çıkarmak için
gelmedik, hırsız kimseler de değiliz.”dediler.
74- “Eğer yalancı iseniz cezası nedir?” dediler.
75–” Bunun cezası yükünde bulunan kimsenin kendisinin karşılık olarak alınmasıdır.
Biz zalimleri böyle cezalandırırız”dediler.
76-Bunun üzerine kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aratmaya başladı. Sonra kabı kardeşinin yükü arasından çıkarttı.
İşte biz Yûsuf’un lehine böyle bir takdirde bulunduk .
Yoksa o, hükümdarın dinine göre kardeşini alıkoyabilecek değildi.
Bu ancak Allah’ın dilemesi ile oldu. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz.
Her ilim sahibi üstünde daha iyi bir bilen vardır.
77-“Eğer o çalmış bulunuyorsa onun daha evvel bir kardeşi de çalmıştı” dediler. O vakit
Yusuf onu içinde gizleyip bunu onlara açıklamadı ve
dedi ki :”Sizin durumunuz daha da kötüdür.
Allah sizin söylemekte olduğunuzun mahiyetini en iyi bilendir”
78-Eye Aziz , onun çok ihtiyar bir babası var, bunun için onun yerine birimize alıkoy,biz
seni gerçekten iyilik edenlerden görüyoruz “dediler .
79- “Eşyamızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını başkasını alıkoymamızdan
Allah’a sığınırız. O takdirde biz elbette zalimleriz demektir”dedi.
80-Artık ondan ümitlerini kesince fısıldaşarak bir kenara çekildiler.
Büyükleri dedi ki :”Babanızın sizden Allâh adına teminat almış olduğunu , daha evvel de
Yusuf hakkında işlediğimiz kusuru bilmez misiniz ?
Artık ya babam izin verinceye yahut benim için Allah hükmedinceye kadar , katiyyen
bu yerden ayrılmam. O, hükmedicilerin en hayırlısıdır.”
81-““Siz babanıza dönün ve deyin ki :Ey babamız, gerçek şu ki ;oğlun hırsızlık etti .Biz
ancak bildiğimiz göre şahitlik ediyoruz. Gaybın bekçileri de değiliz.”
82-“İçinde bulunduğumuz şehre;beraber geldiğimiz kafileye de sor!
Biz gerçekten doğru söyleyenleriz.»
83-: “Hayır, nefisleriniz sizi aldatıp böyle bir işe sürüklemiş. Artık (bana düsen) güzel bir sabırdır. Allah’ın hep birlikte onları bana kavuşturacağını ümit ederim. herşeyi bilen, yegane hüküm sahibi olan şüphesiz ki O’dur “dedi.
84-Onlardan yüz çevirip :”Ey bana başka bir keder duyurmayan, Yusuf’un yadigarı esef…”dedi ve kederinden gözlerine ak düştü. Artık hüznünü açıklamayıp içinde sakliyordu.
85-Dediler ki :”Hâlâ Yusuf’u anıp duruyorsun. Allah’a andolsun ki sonunda ya kederinden hastalanıp eriyeceksin yahut helak olanlardan olacaksın.”
86-” Ben keder ve üzüntümü ancak Allah’a açarım.
Ben Allah nezdinden sizin bilmeyeceğiniz şeyleri biliyorum ” dedi.
87-“Oğullarım gidin, Yusuf’u ve kardeşini arayın araştırın. Allah’ın rahmetin den ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez” dedi. 88- Bunun üzerine huzuruna girdiklerinde dediler ki :”Ey aziz, bizide ailemizi de darlık sardı. Pek değerli olmayan bir bedel ile geldik. Bize yine tam ölçek ver ve ayrıca bize tasadduk da et. Çünkü Allah sadaka verenleri mükâfatlandırır.”
88-Dedi ki:”Siz cahiller iken Yûsuf’a ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor musunuz?”
90-“Aaa!Sen evet sen Yûsuf’sun öylemi?”dediler .Oda : “Ben Yûsuf’um, bu da kardeşimdir. Allah bize lütfetti. Çünkükim korunup sakınır ve sabrederse herhalde Allah iyilik edenlerin mükâfaatlarını zayi etmez ” dedi.
91- “Allah’a yemin ederiz ki Allah seni gerçekten bizden üstün kılmıştır. Doğrusu biz hata işlemiştik!” dediler.
92-Dedi ki:“Bugün başınıza birşey kakılmayacaktır.Allah sizi mağrifet buyursun. O merhamet edenlerin en merhametlisidir.
93-Şu gömleğimi götürün de onu babamın yüzüne sürün hemen görmeye başlayacaktır, bütün ailenizi de alıp bana getirin.”
94-Kafile ayrılınca babaları dediki :”Bana bunak demeyecekseniz,”İnanın ki Yusuf’un kokusunu alıyorum.”
95-“Allah’a yemin ederiz ki sen hâlâ eski şaşkınlığındasın” dediler.96-Müjdeci gelince, gömleği yüzüne sürmesiyle birlikte derhal görmeye başladı ve dedi ki:”Ben sizin bilemeyeceğiniz şeyleri Allah’tan muhakkak biliyorum dememiş miydim?“
97-“Ey babamız, günahlarımızın bağışlanmasını dile. Biz gerçekten günah işleyenlerden olduk” dediler.
98-“Sizin için ileride Rabbimden mağfiret dileyeceğim,O gerçekten mağfiret buyurandır, Rahimdir”dedi.
99-Sonra onlar yusuf’un huzuruna girdiklerinde, babasını ve annesini bağrına bastı ve:“Allah’ın iradesi ile emin olarak Mısır’a girin” dedi.
100-Babasını ve annesini tahtının üstüne çıkartıp oturttu. Hepsi onun için secde ettiler. O zaman dedi ki :” ‘Babacığım, işte bu önceleri gördüğüm rüyanın gerçekleşmesidir. Rabbim onu doğru çıkardı. Bana iyilikte bulundu.Çünkü beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimle aramı bozmuşken sizi çölden getirdi. Şüphesiz Rabbim, dilediği şeyi çok lütufedicidir.O hakkıyla bilendir, tam hikmet sahibi olandır.”
101-“Ey Rabbim’sen bana mülk verdin ve bana sözlerin tevilinide ögrettin. Ey gökleri ve yeri yarattan !Benim canımı müslüman olarak al ve beni sâlihlere arasına kat.»
102-İşte bus ana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir.Yoksa onlar hile yaparak kararlaştırdıkları zaman sen yanlarında değildin.
103-Sen ne kadar hırs göstersen de insanların çoğu iman etmezler.104-Halbuki sen buna karşı hiçbir ücret istemiyorsun. O , âlemlere ancak bir ögüttür.
105-Göklerde ve yerde nice âyeler vardır ki, onlar bunlardan yüz çevirerek üzerlerinden geçer, giderler.
106-Onların çoğu, şirk koşmaksızınAllah’a iman etmezler .
107-Onlar, Alah’ın azâbından bir kaplayıcının kendilerine gelip çatmasından veya onlar farkın da olmadan kıyametin ansızın başlarına kopuvermesinden kendilerini emin mi gördüler ?
108-De ki :”İşte bu, benim yolumdur. Ben Allah’a bir basiret üzere davet ediyorum .Ben de bana uyanlar da Allah’ı tenzih ederim. ben müşriklerden değilim
109-Senden önce gönderdiklerimiz de kendilerine vahyettiğimiz şehirli erkeklerden başkaları değildi. Kendilerinden öncekiler nasıl bir âkıbet uğradıklarını görmeleri için hiç de yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı? Âhiret yurdu sakınanlar için elbette daha hayırlıdır.Siz hâlâ akıllanmayacak mısınız?
110-Nihayet o peygamberler ümitlerini kesip de (kâfirler de ) yalan söylediklerinin ortaya çıktığını sandıkları bir sırada, onlara yardımımız gelmiş de dilediğimiz kurtuluşa erdirilmişti. Ama kâfirler güruhundan azabımız asla geri çevrilmez.
111-Andolsun ki, onların kıssalarında olgun akıl sahipleri için bir ibret vardır. O uydurulan bir söz değildir.Fakat kendinden önce olanları oğrulayıcı, insanlara gerekli her şeyin açıklayıcısı, iman edecek bir topluluk için de hidâyet ve rahmettir.
kaynak (Tefsiru’s- Sa’di (Allametu’s-seyh Abdurrahman es – Sa’di)
Allah ondan razi olsun
Yüce Allah’a hamd-ü senâlar olsun