(Mekke’de inmiştir, 165 âyettirr)
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile.
1-Hamd o Allahın hakkıdır ki Gökleri ve yeri yarattı,karanlıkları ve aydınlığı var etti.
Şimdi o küfredenler , başkalarını Rab’lerine denk tutuyorlar.
2-O, öyle bir zat ki :Sizi çamurdan yarattı. Sonra bir ecel takdir etti.
O’nun katında belirli bir ecel daha vardır. Sonra siz daha şüphe ediyorsunuz.
3-Halbuki O, göklerde de Allah, yerde de.Gizlinizi de bilir açığınızı da.
Ve ne kazanacağınızı da bilir.
4-Onlara Rab’lerinin âyetlerinden herhangi bir âyet gelmiyor ki mutlaka ondan yüz
çevirmiş olmasınlar.
5-İşte hak kendilerine geldiği nde de yalanladılar.
Fakat yakında onlara ne ile alay etmekte olduklarının haberi gelecektir.
6-Görmediler mi kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik?
Bu yeryüzünde onlara size vermediklerimizi vermiştik ve gökte üzerlerine bol bol yağmur indirmiş, altlarından ırmaklar akıtmıştık.
Böyle iken günahları yüzünden onları helâk ettik ve arkalarından başka nesil yarattık.
7-Sana kâğıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik de onlar elleriyle yoklasaydılar,
küfre saplananlar yine diyeceklerdi ki :”Bu başka değil sadece bir sihirdir .”
8-“Şuna bir melek indirilse ya!” dediler .
Eğer biz bir melek indirseydik iş bitirilmiş olur ve sonra kendilerine bir an göz açtırılmazdı.
9-Eğer O’nu melek yapsaydık, yinede bir adam bir adam yapacaktık ve düşmekte oldukları şübheye yine düşürecektik.
10-Andolsun ki, senden önce geçen resullerle de alay edildi de o alaya aldıkları hak, içlerinden alay edenleri çepeçevre kuşatıverdi.
11-De ki : ‘Yeryüzünde gezip dolaşın, sonra da, yalanlayanların sonunu nice oldu bir bakın.”
12-“Kimindir -de- şu göklerde ver yerde olanlar?”
De ki :”“Allah’ındır”O, rahmeti kendi üzerine yazmıştır.Andolsun ki hepinizi hakkında hiç şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Kendilerini zarara uğratanlar işte onlar iman etmezler.
13-Gece ve gündüzün içinde barınan her şey O’nundur., Semî’dir, O, Alîm’dir,
14-De ki: “O göklerin ve yerin yaradanı Allah’tan başkasını m veli edinecekmişim ve halbuki O yediriyor ama yedirilmiyor!” De ki :”Ben teslim olanların ilki olmakla emrolundum ve : Sakın müşriklerden olma.”
15-De ki:“Eğer Rabbime isyan edersem-gerçekten ben – o büyük günün azabından korkarım.”
16-O gün kimden bertaraf edilirse(Allah) ona rahmet buyumuştur. İşte açık seçik başarı budur.
17-Eğer Allah, sana bir zarar dokundurursa onu O’ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dokunursa … İşite O, her şeyi gücü yetendir.
18-Kullarının üstünde kahir O, Hakîm O, Habîr.19-.De ki: “Kimin şahitliği en büyüktür ?”
De ki :”Benimle sizin aranızda Allah şahittir Şu Kur’an bana vahyolundu ki sizi ve her kime ulaşırsa onu bununla uyarayım.
Ya! siz Allah ile birlikte başka ilahlarkoştu olduğuna gerçekten şahitlik mi ediyorsunuz?
”De ki «Ben şehadet etmem.» De ki: O, ancak tek bir ilah koştur ve ben sizin ortak koştuklarınızdan tamamen beriyim.”
20-Kendilerinize kitap verdiklerimiz kimseler onu kendi öz oğullarını tanır gibi tanırlar.
Kendilerini zarara uğratanlar ise işte onlar iman etmezler.
21-Allah üzerine yalan uydurandan veya âyetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir ? Gerçek şu ki ,zalimler felâha eremez.
22-Hele hepsini toplıyacağımız sonra o şirk koşanlara diyeceğimiz gün:”Hani nerede o sizin haklarında batıl zanlar beslediğiniz ortaklarınız?”
23-Bunun üzerine bir cevap bulamayacaklar da: “Rabbimiz Allah hakkı için bi müşriklerden değildik”diyecekler.
24-Bak kendi aleyhlerine nasıl da yalan söylediler;kayboluverdi de o uydurdukları !
25-İçlerinden seni dinleyenler de vardır.
Fakat biz onu kavramasınlar diye kalblerine perdeler, kulaklarında ağırlık koyduk .
Onlar her âyeti görselerde de iman etmezler.
Hatta sana geldiklerinde ,seninle mücadele ederler de kalkıp o kâfirler ;”Bu eskilerin masallarından başka bir şey değil!” derler.
26-Onlar hem ona uymaktan alıkoyar,hem kendileri de ondan uzaklaşırlar.Bu şekilde ancak kendilerini helâk ediyorlar; ama işin farkında değiller.
27-Onları bir görseydin ateşin başında durdurulup da şöyle derken:”Ah! N’ olurdu bir geri döndürülseydik , Rabbimizin âyetlerini yalanlamaz, mü’minlerden olurduk” 28-Hayır, evvelce gizledikleri şeyleri karşılarına çıktı da ondan, yoksa geri çevrilselerdi o nehyedildikleri fenalığa yine döneceklerdi.
Onlar şüphesiz yalancılar.
29 hayat ancak dünya hayatımızdır. Biz diriltilecek değiliz“ diyorlardı.
30- Rablerinin huzurunda durdurulcakları zaman onları bir görseydin .O:”Nası l!?Bu hak değil miymiş?” diye buyuracak.
Onlarda :” Rabbimiz yemin olsun ki , evet diyecekler ,O, da : Öyle ise küfre saptığınızdan dolayı tadın azabı” buyuracak.
31- Allahın karşısına çıkacaklarını yalanlayanlar gerçekten ziyana uğramışlardır.
Nihâyet kıyamet kendilerine ansızın gelip çatar da , günahlarını sırtlarına yüklenerek:”“Orada yaptığımız kusurlardan dolayı yazı lar olsun bize ” derler.
Dikkat edin, yüklendikleri ne kötüdür?
32- Dünya hayatı bir oyundan, bir oyalmadan başka nedir
?Elbette ahiret yurdu korunan sakınan kimseler için daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?
33-Onların söylediklerinin seni mahzun ettiğini elbette biliyoruz, onların yalanladığı sen değilsin fakat o zalimler bile bile Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
34-Andolsun ki, senden önce nice peygamberler yalanlanmışlardı.
Fakat Yalanlanmalarına rağmen sabrettiler.
Onlara eziyet de edildi. Nihâyet onlara yardımımız gelip yetişti. Allah’ın kelimelerini değiştirecekbilecek yoktur.
Andolsun ki peygamberlerin haberlerinden bir kısmı sana gelmiştir.
35-Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geliyorsa haydi bir yere merfez aç ,yahut göğe bir merdiven daya da onlara bir âyet getir!
Gücün yeterse hiç durma yap! Allah dileseydi onları muhakkak hidâyet üzere toplardı.
Öyleyse sakın cahillerden olma!36-Ancak işitmesi olan icabet edebilir.Ölülere gelince,onları Allah diriltir, sonra yalnız O’na döndürülürler.
37- “Rabbinden ona bir âyet indirilseydi ya “diyorlar .De ki :”, Allah bir âyet elbette kadirdir fakat onların çoğu bilmezler.”
38-Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla ile uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar. Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra ancak Rablerinin huzurunda toplanırlar.
39-Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklarda kalmış birtakım sağırlar ve dilsizlerdir. Allah dilediğini saptırır, dilediğini de dosdoğru yol üzerinde tutar.
40- De ki: “Bir düşünür müsünüz?Eğer Allahın azabı başınıza gelir yahut saat gelip çatarsa Allah’tan başkasına mı yalvarırsınız?“ Doğru söyleyenler iseniz öyleyin haydi.” 41-Doğrusu yalnız O’na yalvarırsınız da O da dilerse yalvardığınız şeyi giderir, o vakit şirk koştuklarınızı da unutursunuz.
42-Andolsun ki, senden önce bir takım ümmetlere Resuller gönderdik, belki yalvarırlar diye şiddetler ve zaruretlerle ile sıktık .
43-Bari böyle tazyikimiz geldiğinde yalvarsaydılar. Fakat kalpleri katılaşmış, şeytan da yaptıklarını kendilerinesüslü göstermişti.
44-Bu sebeble o vakit ki yapılan ihtarları unuttular, üzerlerine her şey’in kapılarını açıverdik. Nihâyet kendilerine verilenlerle tam ferahladıkları sırada ansızın tuttuk yakalayıverdik. Bir anda ümitlerinden mahrum düstüler.45-Artık o zulmedenlerin kökü kesilmişti. Bütün övgüler alemlerin Rabbi Allah içindir.
46-De ki: “söyleyin bakayım: Eğer Allah sizin kulaklarınızı ve gözlerinizi alıverir ve kalblerinizi mühürlerse,kimdir Allahdan başka bir ilâh ki onu size geri versin?”Bak; âyetlerimizi nasıl türlü türlü açıklıyoruz, sonra da onlar nasıl yüz çeviriyorlar.
47-De ki :“Söyler misiniz? Size Allah’ın azabı ansızın veya açıkça gelirse, zalimler topluluğundan başkası mı helâk olur?”
48-Biz Rasulleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Artık kim iman edip ıslah ederse onlara korku yoktur, onlar üzülmezler de.
49-Ayetlerimizi yalanlayanlara ise fasıklık edip durdukları için azab dokunacaktır.
50-De ki: “Ben size Allah’ın hazineleri benim yanımdadır demem, gaybı da bilmem, ‘ben bir meleğim’ de demiyorum.Ben ancak bana vahyolunana uyarım.”De ki:” “Hiç görmeyenle gören bir olur mu? Hiç Düşünmüyor musunuz?»
51-Rabblerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları,onunla uyar. Onlar için O’ndan başka ne bir veli ne de bir şefaatçi vardır. Olur ki korunup sakınırlar.
52-Sırf O’nun yüzünü isteyerek sabah akşam Rab’lerine dua edenlere kovayım deme! Onların hesabından sana bir şey düşmez. Senin hesabından da onlara bir şey düşmez ki kovup da zalimlerden olma.53-Biz böylece onların bir kısmını diğer bir kısmıyla ile fitneye tuttuk, ta ki:”Şunlar mı o
Allahın aramızdan lûtfettikleri ” desinler. Allah şükredenleri en iyi bilen değil mi?
54-Ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde de ki: «Selâm sizlere rabbiniz kendine üzerine rahmeti yazdı, Şöyle ki: içinizden kim bilmiyerek kötü bir işler de sonra arkasından tevbe edip ıslâh ederse, şüphesiz O,Gafûru-r Rahîmdir.”
55-Günahkârların yolu belli olsun diye ayetlerimizi, işte böyle açıklıyoruz.
56-De ki: “Sizin Allah’tan başka yalvarıp durduklarınıza ibadetten nehyedildim.”De ki: “«Ben sizin hevalarınıza asla uymam. O takdirde sapmış olurum da hidâyete erenlerden olmam”
57-De ki :”“Şüphesiz ben Rabbimden gelmiş apaçık bir delil üzerindeyim .Siz ise onu yalanladınız. Sizin acele gelmesini istediğiniz şey; benim yanımda değildir. Hüküm ancak Allah’ındır.O doğru haberi verir ve O ayırd edenlerin en hayırlısıdır.»
58-De ki:”Eğer o acele istediğiniz şey benim yanımda olsaydı elbette benimle sizin aranızdaki iş bitirilmiş olurdu . Allah zalimleri çok iyi bilendir.”
59-.Gaybın anahtarları O’nun yanındadır.O’ndan başkası onları bilmez. Karada ve denizde ne varsa O bilir. Bir yaprak düşmeye görsün, yeryüzünün karanlıklarına tek bir tane gitmeye görsün mutlaka onu bilir, yaş ve kuru hiçbir şey yoktur ki hepsi apaçık bir Kitapta olmasın.
60-O öyle bir zât ki geceleyin size öldürür bununla beraber gündüz kazandıklarınızı bilir.Sonra sizi onda diriltir ki belli bir ecel/süre tamamlansın. Sonra dönüşünüz O’nadır. Sonrada neler neler yaptığınızı size haber verecektir.
61-O kullarının üstünde Kahirdir. Ve üzerinize koruyucular da gönderir.Nihâyet birinize ölüm gelse elçilerimiz onun ruhunu alırlar , onlar eksik yapmazlar.
62-Sonra onlar hak mevla’ları olan Allah’a döndürülürler.Bilinki hüküm, ancak O’nundur ve O, hesap görenlerin en süratlisidir.
63-De ki:” Kim kurtarır sizi o karanın, denizin karanlıklarından gizliden gizliye yalvara yakara dualar ederek şöyle dediğiniz vakit: “Andolsun eğer bizi bundan kurtarırsan elbette şükredenlerden olacağız”
64-De ki:”Allah kurtarır sizi ondan ve her sıkıntıdan, sonra da siz müşriklik edersiniz.”
65-De ki; «O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından bir azap göndermeye, ya da siz birbirinize katıp kiminize kiminizin hıncını tattırmaya da kadirdir.”İyice idrak etsinler diye âyetlerimizi nasıl açıkladığımıza bir bak!
66- Kavmin tuttu onu yalanladı. Halbuki o hakkın ta kendisidir. De ki :” Ben sizin üzerinizede bir vekil değilim.”
67-Her ber haberin kararlaştırılmış bir zamanı var. Artık yakında bilirsiniz.
68-Âyetlerimiz hakkında bâtıla dalanları gördüğün zaman başka bir söze dalıncaya kadar onlardan yüz çevir ! Eğer şeytan sana unutturursa artık hatırladıktan sonra o zalimler topluluğu ile oturma.69-Korunup sakınanlar onların hesabından herhangi bir sorumluluk yoktur. Fakat sakınırlar diye hatırlatmaları. gerekir.
70-Bırak o dinlerini oyun ve eğlence edinen dünya hayatının kendilerini aldatmış kimseleri. Sen onunla hatırlat ki: Bir nefis kendi elleri ile kazandıkları yüzünden azabı pençesine düşmeye görsün ,işte o vakit Allah’tan başka ne bir dost bulunur ne de şefaatçı. Hem ne kadar fidye verirse versin ondan alınmaz. Onlar elleri ile kazandıkları yüzünden azabı pençesine teslim olunmuş kimselerdir. Küfredip durageldikleri için onlara kızgın-kaynar sudan bir içecek ve elemli bir azab vardır.
71-De ki:”Hiç biz biz Allahı bırakır da bize ne fayda ne de zarar vermiyecek şeylere yalvarır mıyız ve Allah bizi hidâyete kavuşturmuşken döner miyiz o kişi gibi ki: Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşırken şeytanlar onu ayartıp uçuruma çekmekte , berideyse arkadaşları var’ bize gel diye’ onu hidâyet Allah”ın hidâyetidir ve biz alemleri Rabbine teslim olmakla emrolunduk.”
72-Bir de Namazı ikâmet etmekle ve O’ndan korunup sakınmak ile.”Toplanıp varacağınız yalnız O’dur.
73-Gökleri ve yeri hak ile yaratan O’dur O’nun ” ol diyeceği gün, her şey oluverir.Sözü haktır O’nun .Sûra üfürecegi gün de hükümdarlık yalnız O’nundur. Gaybı da bilir şâhit olunanı da Hakimdir O, Habirdir.74-Vaktiyle İbrâhîm babası Azere :”Sen putları kendine bir sürü ilâh ediniyorsun öyle mi?Gerçekten ben seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum.”demişti.
75-İşte böylece İbrahim’e yakine varanlardan olsun diye göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk.76-
76-Gece onu bürüyüp örtünce bir yıldız gördü.”Bu muymuş-dedi-benim Rabbim?” O sönüp gidince de: “Ben dedi öyle sönüp gidenleri sevmem.”
77-Sonra ay’ı doğarken görünce de:”Bu muymuş-dedi-benim Rabbim?”O da kaybolunca :«Eğer Rabbim hidâyet etmeseydi ben de mutlaka sapıklardan olacakmışım”dedi
78- Sonra güneşi doğarken görünce:”Rabbim buymuş- dedi – bu daha büyük ” O da batınca:“Ey kavmim -dedi- ben sizin şirk koştuğunuz şeylerden tamamen uzağım“
79-Şüphesiz ki ben yüzümü hanif olarak, gökleri ve yeri yaratana çevirdim ve ben müşriklerden değilim.
80-Kavmi de ona karşı deilil getirmeye kalkıştı. Dedi ki:Beni doğru yola iletmişken, Allah hakkında benimle Allah hakkında delil tokuşturmaya mı kalkışıyorsunuz?Ben O’na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam.Ancak Rabbimin bir şey dilemiş olması hariç.Rabbimin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?»
81-“Hem nasıl olur da ben sizin Allah’a şirk koştuklarınızdan korkarım;baksanıza siz Allah’ın hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri, O’na ortak koşmaktan korkmuyorsunuz.Şimdi bu iki gruptan hangisi güvende olmaya daha lâyıktır, eğer biliyorsanız,?”
82-İman edip de imanlarına zulümle bulaştırmayanlar var ya;. İşte onlar içindir güvende olma ve onlardır hidâyete ermiş olanlar.
83-İşte bu, kavmine karşı İbrâhim’e verdiğimiz hüccetimizdir. Biz kimi dilersek onu derece derece yükseltiriz. Şüphesiz Rabbin Hakim’dir,Alimdir.
84-Biz ona İshâk ve Yâkub’u bağışladık. Her birini hidâyet verdik, daha önce Nûh’a da hidâyet vermiştik.O’nun zürriyetinden Dâvud’a,Süleyman’a, Eyyûb’e, Yûsuf’a, Mûsa’ya, Hârun’a da. İşte muhsinleri böyle mükâfatlandırırız.
85-Zekeriya’ya, Yahya’ya, İsa’ya ve İlyas’a da hepsi salihlerdendi.
86-İsmail’e, Elyesa’ya, ve Lût’a da ;her birini âlemlere üstün kıldık.
87-Onların babalarından,zürriyetlerinden ve kardeşlerinden bazılarını da;Onları seçtik ve ve doğru bir yola ilettik.
88-Bu, Allah’ın hidayetidir. O, kullarından kimi dilerse onunla hidâyete erdirir.Eğer onlar da şirk koşsalardı yaptıkları her şey boşa giderdi.
89-Onlar kendilerine kitap,hikmet ve nübüvvet verdiğimiz kimselerdir.Şimdi bunlar onlara küfrederlerse , biz yerlerine onlara küfretmeyen bir topluluğu vekil kılmışızdır.
90-İşte bunlar Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir.O halde sen de onların hidâyetlerine uy! De ki :”Ben buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O sadece alemler için bir ögüttür.”91-“Allah hiçbir insana bir şey indirmedi” demekle Allah’ı hakkıyla takdir
edemediler. De ki: “Musa’nın insanlara için bir nur ve hidâyet olmak üzere getirdiği ve
sizin onu parça parça kağıtlar haline koyup kimini açıklayıp çoğunu da gizlediğiniz kitabı
kim indirdi?” Üstelik sizin de atalarınızın da bilmediği şeyler size öğretilmiştir.»
De ki :”(Onu indiren) Allah’tır” Sonra onları bırak da daldıkları sapıklılarında oynayadursunlar.
92-İşte bu da bizim indirdiğimiz bir kitap ki , mübarektir. Kendisinden öncekilere tasdikleyicidir, şehirlerin anasını ve çevresindekileri uyarman için. Âhirete iman edenler buna da iman ederler ve onlar namazlarına muhafazadırlar.
93-Uydurduğu yalanı Allah’ iftira edenden yahut kedisine hiçbir şey vahyolunmamışken:”Bana vahyolundu “diye söyleyenden bir de:” «Allah’ın indirdiği gibi ben de indiririm “diyenden daha zalim kim olabilir?Görsen o zalimler ölüm dalgaları içinde boğulurken melekler ellerini uzatmış:””Çıkarın canlarınız bu gün zillet azâbiyle cezâlanacaksınız, çünkü Allaha karşı hakk olmayanı söylüyordunuz veO’nun âyetlerine karşı kibirleniyordunuz.”
94-Andolsun işte geldiniz! İlk defa yarattığımız gibi yapayalnız teker teker ve size bağışladığımız şeyleri arkanızda bırakatınız. Hani,içinizde o hakkında batıl zanlar beslediğiniz şefaat edicileriniz olacak ortaklarınızı görmüyoruz.Andolsun onlarla aranızdaki bağlar kesilmiş ve batıl zanlar beslediğiniz şeyler sizden kaybolup gitmiştir!”95-Şüphesiz Allah taneyi ve çekirdeği çatlatıp yarandır.
Ölüden diriyi O çıkartır,diriden ölüyü de çıkarandır.
İşte Allah budur. Nasıl oluyor da çevriliyorsunuz?
96-Sabahı yarıp çıkartandır, geceyi de bir sükûn(vakti); güneş ve ay’ı da birer hesap
(işareti) kıldı. Bu aziz olanın, hakkıyla bilenin takdiridir.
97-Karanın ve denizin karanlığında kendileri ile doğru yolu bulasınız diye sizin için
yıldızları yaratanO’dur.
Şüphesiz biz bilen bir topluluk için âyetleri geniş geniş açıkladık.
98-Sizi tek bir candan yaratan da O’dur.
Sonra bir karar yeri bir de emanet yeri vardır.
Biz âyetlerimizi iyice anlayan bir topluluk için uzun uzadıya açıkladık.
99-Gokten bir su indiren de O’dur , biz onunla her türlü bitkiyi çıkardık.
Ondan da birbirinin üstüne binmiş taneler meydana getirdik.
Hurma tomurcuğundan birbirine yakın salkımlar,birbirine hem benzeyen hem benzemeyen üzüm bağları, zeytin ve nar bahçeleri de (bitiririz).
Meyvesine bir meyve verdiği zaman bir de olgunlaştığı zaman bakıverin. Şüphe yok ki
bütün bunlar da iman edenler için bir çok âyetler vardır.
100-Cinleri Allah’a ortak ortak koştular, halbuki bunları O’ yaratmıştır.
Bundan başka bilmeksizin O’na oğullar ve kızlar uydurup iftira ettiler.
Hâşâ O,onların nitelemelerinden münezzehtir,yücedir.
101-Gökleri ve yeri yoktan var eden O’dur. O’nun bir eşi yokken nasıl bir oğlu olabilir?
Hem herşeyi O yaratmıştır ve herşeyi hakkıyla bilen de O’dur.
102-İşte Rabbiniz Allah! O’ndan başka hiçbir ilah yoktur ,her şeyin yaratıcısıdır. O halde O’na ibadet edin O her şeye vekildir.
103-Gözler O’na erişemez , O ise bütün gözleri kuşatmıştır. O lutuf sahibidir, her şeyden haberdardır.
104-Doğrusu size Rabbinizden basiretler gelmiştir.Kim görürse kendi lehine kim de görmezse kendi aleyhine. Ben üzerinize de bir gözetleyici değilim.
105-İşte biz, ayetleri böylece iyiden iyiye açıklarız.Tâ ki onlar: “Sen okumuşsun” desinler; biz d e onu bilen kimselere apaçık gösterelim.
106-Rabbinden sana vahyolunana uy! O’ndan başka ilah yoktur. Müşriklerden de yüz çevir!
107-Eğer Allah dileseydi şirk koşmazlardı. Biz seni onların başına bir gözetleyici kılmadık. Onların üzerinde bir vekil de değilsin.
108-Allah’tan başka yalvardıklarına sövmeyin. Sonra onlar da Allah’a bilgisizce söverler. İşte biz böylece her ümmete yaptıklarını süslüledik. Nihâyet dönüşleri yalnız Rab’lerinedir. O da kendilerine yaptıklarını haber verecektir.
109-“Eğer kendilerine bir âyet gelirse mutlaka ona iman edecekler”diye var güçleri ile Allah adına yemin ettiler . De ki : «Âyetler ancak Allah’ın nezdinde.» O âyet geldiği zaman da yine iman etmeyeceklerinin farkında değil misiniz ?”
110-İlk defa ona iman etmedikleri gibi..Biz de onların kalplerini ve gözlerini çeviririz de azgınlıklar içerisinde onları kör ve şaşkın terkederiz.
111-Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileri ile konuşsalardı ve her
şeyi karşılarına toplasaydık, onlar yinede Allah dilemedikçe iman etmezlerdi.
Fakat onların çoğu bilmezler.
112-Biz her peygambere ins ve cin şeytanlarını böylece düşman kıldık.
Onlar kimi kimine aldatmak için yaldızlı bir takım sözler fısıldarlar.
Eğer Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Artık sen de onları iftiraları ile baş başa bırak.
113-Tâ ki âhirete iman etmeyenlerin kalpleri ona meyl etsin, bir de ondan hoşnut olsunlar ve kazanabildiklerini kazansınlar.
114-“O, size Kitabı açık açık indirmişken Allah’tan başka bir hakem mi arayacak mışım? Kendilerine kitap verdiğimiz bunun muhakkak Rabbin tarafından indirildiğini bilirler. Artık sakın şüphe edenlerden olma.
115-Rabbinin sözü, doğruluk ve adâlet bakımındaneksiksizdir. Onun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O işitendir hakkıyla bilendir.
116- Eğer sen yeryüzünde bulunanların çoğunu itaat edecek olursan seni Allah yolundan saptırırlar: Onlar ancak zanna uyarlar. Onlar ancak yalan ve iftira edenlerdir.
117-Şüphe yok ki Rabbin, yolundan sapanları da en iyi bilendir, O hidâyet bulanları da çok iyi bilendir.
118-Eğer O’nun âyetlerine iman edenler iseniz, artık üzerlerine Allah’ın adı anılanlardan yeyin.119-Üzerine Allah’ın adı anılanlardan yememenize sebep ne? Halbuki O size-kaçınılmaz olarak kendisine ihtiyaç duyduklarınızı müstesna kılarak -neyi haram kıldığını ayrı ayrıa çıklamıştır.Gerçekten bir çok kimseler bilgisizce hevâları ile saptırıyorlar.Şüphesiz Rabbin haddi aşanları çok iyi bilendir.
120-Günahın açık olanını da gizlisini de bırakın. Çünkü günah kazananlar kazanmakta oldukları yüzünden cezalandırılacaklardır.
121-Üzerine Allah’ın adı anılmayanlardan yemeyin.Çünkü o, elbetteki bir fisktır. Gerçekten şeytanlar sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına vahyederler.Eğer onlara itaat ederseniz elbette siz de müşriklerden olursunuz.
122-Ölü iken kendisini dirilttiğimiz insanlar arasında yürümesi için nur verdiğimiz kimse,içinden çıkamayacağı karanlıklarda kalan kimse gibi midir? Kâfirlere işledikleri iş böylece süslü gösterildi.
123-Böylece her ülkenin günahkârlarını onların ileri gelenleri kıldık. O yerlerde hilekârlıklar etsinler diye .Halbuki onlar ancak kendilerine hilekârlık yaparlar da farkında olmazlar.
124-Onlara bir âyet gelse: “Allah’ın peygamberlerine verilen gibi bize de verilmedikçe asla iman etmeyeceğiz”derler . Allah peygamberliğini kime vereceğini çok iyi bilendir. Yaptıkları hilekârlıklar yüzünden günahkâr olanlara Allah katında bir küçüklük ve şiddetli bir azab isabet edecektir.
125-Allah kimi doğru yola iletmeyi dilerse ,göğsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmayı dilerse onun da göğsünü-gökyüzüne tırmanıyormuş gibi daraltır, sıkıştırır: Allah iman etmeyenlerin üstüne işte böyle murdarlık çökertir.
126-İşte bu Rabbinin dosdoğru yoludur. Biz âyetleri düşünüp öğüt alan bir topluluk için uzun uzadıya açıkladık.
127-Rabbleri katında Dârusselâm onlaradır ve işlediklerinden ötürü de O, onların velisidir.
128-Hepsini toplayacağı o günde:” Ey cin topluluğu, insanlardan pek çoğunukendinize uydurdunuz “(buyuracak) ; o zaman onların dostları olan insanlara da şöyle diyecek:”Rabbimiz!, kimimiz kimimizden faydalandık, nihâyet bizim için takdir ettiğin vakte eriştit.”Şöyle buyuracak:”Allah’ın dilediği müstesna olmak üzere içinde ebedi kalıcılar olarak ateş sizin barınağınızdır.”Şüphesiz Rabbin, Hakimdir, Alimdir.
129-İşte biz,kazanmakta oldukları yüzünden zâlimlerin kimini kiminine böylece musallat ederiz.
130-“Ey cin ve insanlar topluluğu içinizden size âyetler okuyan, bu gününüzün gelip çatacağını bildirip size uyaran peygamber gelmedi mi? Onlar:«Nefislerimize karşı şahitlik ederiz» diyecekler .Halbuki dünya hayatı onları aldattı da kendi aleyhlerine kâfir kimseler olduklarına şâhit oldular.
131-Bu, Rabbinin haberleri yokken ülkeler halkını haksız yere helâk edici olmadığından dolayıdır.132-Herkes işlediklerine göre dereceleri vardır. Rabbin, onların işlediklerinden habersiz değildir.
133-Rabbin hiçbir şeye muhtaç olmayandır, rahmet sahibidir. Eğer dilerse sizi giderir, yerinize sizden sonra dilediğin getirir. Nitekim sizi de başka bir kavmin soyundan yaratmıştır.
134-Gerçekten size vaadolunan hiç şüphesiz gelip çatacaktır. Siz aciz bırakamazsınız.
135-De ki: “Ey kavmim! Bütün gücünüzle yapacağınızı yapın.Ben de yapacağım.Bu yurdun sonunun kimin olacağını yakında bileceksiniz:” Şüphesiz zalimler felaha eremezler.
136-Onlar Allah’a yarattığı ekin ve davarlardan bir pay ayırdılar da zanlarınca:“Bu, Allah’ın, bu da O’na koştuğumuz ortaklarımızındır.”dediler. . Ortaklarına ait olan Allah’a ulaşmaz. Ama Allah’a ait olanlar ise ortaklarına ulaşır. Ne çirkin hükmediyorlar ?
137-Böylece onların ortakları,müşriklerden bir çoğuna evlâdlarını öldürmeyi de hoş göstermiştir. Hem onları helak etmek için hem de dinlerini kendilerine karmakarışık etmek için. Eğer Allah dileseydi bunu yapmazlardı.Artık sen onların yalan ve iftiraları ile baş başa bırak.138-Onlar zanlarınca:”Bu davarlar ve ekinler dokunulmazdır. Onları dilediğimizden
başkası yiyemez. Bir takım davarların da sırtları haram kılınmıştır”dediler .
Bir takım hayvanlar da vardır ki Allah’a iftira ederek üzerlerine onun adını anmazlar.
O onları bu iftiraları yüzünden cezalandıracaktır.
139- Ve dediler ki :“Şu davarların karınlarındakiler yalnız erkeklerimize helâl,
kadınlarımıza haramdır.” Şayet ölü doğarsa onlar bunda ortak olurlar.
Onlara bu yakıştırmalarının cezasını verecektir. Muhakkak ki O,Hakimdir, Alimdir.
140-Bilgisizlik yüzünden evlatlarını beyinsizce öldürenler ve Allah’ın kendilerine ihsan
buyurduğu rızkı, Allah’a iftira ederek haram sayanlar, gerçekten büyük bir zarara
uğramışlardır. Şübhesiz onlar sapmışlar ve doğru yolu da bulamamışlardır.
141-Çardaklı ve çardaksız o bağları,tadları çeşitli hurmaları, birbirine hem benzeyen hem benzemeyen zeytinleri, narları yaratıp yetiştiren O’dur. Bunların her biri meyve verdiği zaman meyvelerinden yeyin. Biçildiği gün de hakkını verin. İsraf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.
142-Davarlardan yük taşıyacak,döşek yapılacak olanları da (yaratan O’dur).. Allah’ın size verdiği rızıklardan yeyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin.Çünkü o, sizin apaçık bir düşmanınızdır.143-Sekiz çift (yaratmıştır):Koyundan iki çift, keçiden de iki çift. De ki : ” Erkeklerini mi
dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin döl yataklarında sarılıp bürüneni mi haram kıldı?
Eğer doğru söyleyenler iseniz bana bir bilgiye dayanarak haber verin”
144-Ve deveden de iki( çift) sığırdan da iki (çift) yarattı. De ki: “Onların erkeklerini mi yoksa dişilerini mi, yoksa dişilerin döl yataklarında sarılıp bürüneni mi haram kıldı?Allah bunu size tavsiye ettiğinde hazır mıydınız?
İnsanları saptırmak için bir bilgiye dayanmaksızın Allah’ a iftira eden kimseden zalim kim olabilir?Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu hidayete vermez.”
145-De ki:”“Bana vahyolunanlar arasında yiyecek bir kimseye haram olduklarını bulduğum yiyecekler şunlardır: Ölü,akmış kan, domuz eti , muhakka ki o pisliktir ve Allahtan başkasının boğazlandığından dolayı fısk olanlar. Kim mecbur kalırsa zulmetmeksizin ve haddi aşmaksızın (yerse) Şüphesiz Rabbin , Gafurdur, Rahimdir.”
146-Biz yahudilere bütün tırnaklıları haram kıldık. Onlara sığırların ve koyunun iç yağlarını da haram kıldık. Ancak sırtlarına veya karınlarındaki bağırsaklarına yapışan veya kemiğe karışan ayrı. Onları zulümleri yüzünden bununla cezalandırdık. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. 147-Seni yalanlayacak olurlarsa de ki:”Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir.
O’nun azabı günahkârlar topluluğundan geri çevrilmez.”
148-Müşrikler:” Allah dileseydi biz de babalarımız da ortak koşmazdık, hiçbir şeyi de harâm kılmazdık.” diyeceklerdir.
Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar işte böyle yalanladılar.De ki:”Yanınızda bize çıkarabileceğiniz herhangi bir bilgi var mı? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve siz yalnızca yalan uyduranlarsınız.”
149-De ki:””Öyley ise tam ve yeterli hüccet ALLAH’ındır. Eğer dileseydi elbette hepinizi hidâyete erdirirdi.”
150-De ki:”Haydi, Allah bunu haram kıldı diye şahitlik edecek şahitlerinizi getirin.”
Eğer şahitlik ederlerse sen onlarla beraber şahitlik etme. Âyetlerimizi yalanlayanların ve âhirete iman etmeyenlerin hevâlarına uyma. Çünkü onlar Rab’lerine denk tutarlar.
151- De ki: “Gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım:
O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın.
Anaya babaya iyilik edin,yoksulluk endişesinden dolayı çocuklarınızı öldürmeyin. Çünkü sizin de onların da rızkını biz veririz.
Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın.
Hak olmadıkça Allah’ın haram kıldığı canı öldürmeyin.
İşte akıl edersiniz diye size bunları emretti.”152-Bir de yetim malına rüşdüne erinceye kadar en güzel olandan başka bir şekilde yaklaşmayın.
Ölçüyü ve tartıyı tam ve doğru yapın. Biz kimseye gücünün yettiğinden başkasını yüklemeyiz.
Söz söylediğiniz- vakit akrabanız dahi olsa- adaletli- olun. Allah’ın ahdine yerine getirin.
İşte düşünüp öğüt alasınız diye size bunları tavsiye etti.
153-“Şüphesiz ki bu,benim dosdoğru yolumdur. O halde ona uyun.Başka yollara uymayın.
Sonra sizi O’nun yolundan yolundan ayırırlar. İşte sakınmanız diye Allah size bunları tavsiye etti.
154-Sonra Biz- güzelce uygulayanlara tamamlamak, her şeyi ayrı ayrı açıklamak,bir hidâyet ve bir rahmet olmak üzere -Musa’ya Kitabı verdik. Onlar Rabl’lerine kavuşacaklarına iman ederler diye.
155-İşte bu indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Öyleyse ona uyun ve sakının ki merhamet olunasınız.
156-“Bizden önce kitap iki topluluğa indirildi ve biz onların okuduklarından habersiz kimseler idik” demeyesiniz diye.
157-Yahut: “Bize de kitap indirilseydi elbette onlardan daha çok hidâyet üzere olurduk”demeyesiniz diye.
İşte size Rabbinizden apaçık bir belge, bir hidâyet ve bir rahmet gelmiştir.
Allah’ın âyetlerine yalanlayanlardan, onlardan yüz çevirenlerden daha zalim kim olabilir?
Biz âyetlerimizden yüz çevirenleri , bu yan çizmeleri sebebi ile yakında pek kötü bir azapla cezâlandıracağız.
158-Onlar neyi! kendilerine meleklerin gelmesi yahut Rabbinin gelmesini yahut Rabbinin âyetlerinden birisinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin âyetlerinden biri geldiği gün, daha önce iman etmemiş
yahut imanında bir hayır kazanmamış olan kimseye imanı bir fayda vermez. De ki “Bekleyin, biz de beklemekteyiz.”
159-Dinlerini parça parça edip fırka fırka ayrılanlar var ya; senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur.
Onların işi ancak Allah’a aittir, sonra O yaptıklarını kendilerine haber verecektir.
160-İyilikle gelene bunun on misli vardır, bir günah ile gelene de ancak onun misli ile cezalandırılır. Onlara zulmedilmez.
161De ki:”Hiç şüphesiz Rabbim beni dosdoğru bir yola ,dimdik ayakta duran bir dine, muvahhid olan İbrahim’in dinine iletti . Omüşriklerden olmadı.”
162-Kul inne salâtî ve nusukî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil âlemîn(âlemîne).
162-De ki: “Şüphesiz benim namazım, nusukum, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.”
163-“O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ve ben bununla emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim.’
164-De ki :: “Allah her şeyin Rabbi iken ben O’ndan başka bir rab arar mıyım hiç?
Herkesin kazandığı yalnız kendisine aittir. Günahkar hiçbir nefis başkasının günahını yüklenmez.
Nihâyet dönüşünüz Rabbinizedir. İşte o zaman ayrılığa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir.”
165-O sizi yeryüzünün halifeleri yapan ve size verdikleri ile sizi sınamak için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılandır. Şüphesiz Rabbin, cezası pek çabuk olandır ve muhakkak O, mağfiret ve rahmet edendir.
kaynak (Tefsiru’s- Sa’di (Allametu’s-seyh Abdurrahman es – Sa’di)
Allah ondan razi olsun
Yüce Allah’a hamd-ü senâlar olsun