(Mekke’de inmistir. 60 âyettir)
Bismillâhirrahmânirrahîm
1-Elif. Lâm. Mîm.
2-Rumlar yenildiler;
3-Yakın bir yerde. Onlar bu yenilmelerinden sonra galip geleceklerdir;
4-Üç ile dokuz yıl içinde.. Eninde de sonunda da emir Allah’ındır. O günde mü’minler sevineceklerdir.
5-Allah’ın yardımı dolayısı ile. O dilediğine yardım eder. O Azîz’dir, Rahîm’dir. 6-Bu Allah’ın vaadi(dir.) Allah vaadinden caymaz. Fakat insanların çoğu bilmezler.
7- Dünya hayatında görünen kısmını bilirler. Fakat Ahiretten yana gafil olanların. ta kendileridir, onlar.
8-Onlar kendileri hakkında düşünmezler mi? ALLAH göklerle , yeri ve aralarında olanı ancak hak ile ve belli bir süre ile yarattı. İnsanların çoğu ise Rablerine kavuşmayı gerçekten inkâr ediyorlar.
9-Yeryüzünde gezmezler mi ki kendilerinden öncekilerin âkıbetinin nasıl olduğuna baksınlar. Onlar kuvvet bakımından bunlardan üstün idiler. Onlar yeri sürüp altüst ettiler ve bunların yeri imar ettiklerinden çok imar ettiler. Peygamberleri onlara apaçık deillerle gelmişlerdi. Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar kendilerine zulmettiler.
10-Sonra, kötülük edenlerin âkıbetleri kötü oldu. Çünkü onlar, Allah’ın âyetlerini yalanladılar. Üstelik onlarla alay da ederlerdi.
11-Allah mahlûkunu ilkin yaratır sonra onu iade eder, sonra da O’na döndürülürsünüz.
12-Kıyametin kopacağı günde ise günahkârlar, ümitsizce susacaklardır.
13-Onların ortak koştuklarından şefaatçi bulunmayacak ve ortaklarını inkâr dahi edeceklerdir.
14-Kıyamet kopacağı günde, o günde ayrılıp dağılırlar.
15-İman edip iyi amel işleyenlere ise ; onlar bir bahçede sevinirler.16-Kâfir olup ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar daima azaba tutulurlar.
17- Akşamladığınızda ve sabahladığınızda Allah’ı tesbih edin.
18-Göklerde ve yerde hamd yalnız O’nundur. Gündüzün sonunda ve öğle vaktine vardığınızda da( tesbih edin.)
19-Ölüden diriyi çıkartır ,diriden de ölüyü çıkartır. Arzı da öldükten sonra diriltir. İşte siz de böyle çıkarılacaksınız.
20-Sizi topraktan yaratmış olması sonra da beşer olup dağılmanız da O’nun fâliyetlerindendir.
21- Sizin için nefislerinizden kendilerine ile sükûn bulacağınız ve aranızda muhabbet ve merhamet kıldığı eşler yaratmış olması da O’nun âyetlerindendir. Muhakkak bunlarda düşünen bir topluluk için ayetler vardır.
Rum (21) Âyet ” Sizin için nefislerinizden “Size münasip , sizin de kendilerine münasip
düştüğünüz ve sizin kendilerine kendilerinin de size benzedigi “kendilerine ile sükûn
bulacağınız ve aranızda” eşler arasinda sevgi ve merhameti gerektiren sebepler dolayisi ile
” muhabbet ve merhamet kıldığı eşler yaratmış olması da O’nun” rahmetine, kullarina
inâyetine, pek büyük hikmetine , her şeyi çepeçevre kuşatan ilmine delil teşkil eden “âyetlerindendir.”
Eşler ile faydalanılır ,lezzet alınır ,çoçuklarla onların terbiye edilmesi ile menfaat saglanır
ve eşler huzur ve sukûna kavuşur.
Çoğu Zaman eşler arasinda gördügümüz sevgi ve merhamet başka iki kimse arasında göremiyoruz.
Muhakkak bunlarda düşünen ” yani fikirlerini kullanan, Allah’ın âyetlerini üzerinde
tefekkür eden ve bir husustan başka bir hususa intikal eden ” bir topluluk için ayetler vardır.”
22-Göklerle yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun âyetlerindendir. Şüphesiz bunlarda âlimler için âyetler vardır.
23-Geceleyin ve gündüzün uymanız ve O’nun lütfundan (rızık) aramanız da O’nun
ayetlerindendir. Muhakkak bunlarda işiten bir topluluk için âyetler vardır.
24-Korku ve ümit ile size şimşeği göstermesi ve gökten su indirerek yeryüzünü ölümünden sonra o su ile canladırması da O’nun âyetlerindendir. Muhakkak bunda aklını kullanan bir topluluk için âyetler vardır.25-Göklerin ve yerin O’nun emri ile durması da O’nun âyetlerindendir. Bundan sonra sizi bir tek çağırışla çağırınca hemen yerden çıkıverirsiniz.
26-Göklerde yerde olanlar O’nundur. . Hepsi O’na boyun eğicidirler.
27-Yaratıkları ilkin yoktan var eden , sonra onu tekrar iade eden O’dur ve bu O’na
göre daha kolaydır.
Göklerde ve yerde en yüksek sıfatlar yalnız O’nundur. O Azizdir, Hakimdir.
28-Allah size kendi nefislerinizden bir misal getirdi .Size rızık olarak verdiklerimiz de elinizin altındaki kölelerinizin size ortak olup O rızıkta hep birlikte eşit olmayı ve kendiniz ( gibi ) hür olan diğer ortaklarınızdan çekindiğiniz gibi onlardan da çekinmeyi kabul eder misiniz? İşte akıllarını kullanan bir topluluk için âyetleri böylece açiklarız.
29-Hayır! Zulmedenler bilgisizce hevâlarına uydular. Allah’ın saptırdığını hidâyete ulaştırak kimdir? Onlar için hiçbir yardımcı olmaz.
30- Sen yüzüne hanif olarak dinne, ,insanların yaratıdığı Allah’ın fıtratına dosdoğru çevir. Allah’ın yaratılışını değiştirmek söz konusu değildir. Dosdoğru din işte budur, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.
31-O’na dönenler olu, O’ndan korkun, Namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden olmayın.
32-O dinlerini parça parça eden ve fırkalara ayrılanlardan (olmayın); bununla beraber her türlü fırka sahip olduğundan memnundur. 33-İnsanlara bir sıkıntı isabet etse , hemen Rablerine yönelenler olarak O’na dua ederler.
Sonra onlara nezdinden bir rahmet tattırısa, bakarsın ki onlardan bir fırka, Rablerine ortak koşar.
34-Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler diye..Faydalanın bakalım , yakında bileceksiniz…
35-Yoksa Biz onlara kesin bir delil indirdik de onlara ortak koşmalarını bu mu söylüyor?
36-İnsanlara bir rahmet tattırasak, ondan dolayı şımarıverirler.
Ellerinin önünden gönderdikleri sebebi ile de onlara kötülük gelip çatarsa hemen ümitlerini kesiverirler.
37-Görmezler mi ki şübhesiz Allah dilediğine rızkını geniş tutar ve daraltı. Muhakkak bunda iman eden bir topluluk için âyetler vardır.
38-Akrabaya, yoksula ve yolculara haklarını ver. Bu , Allah’ın rızasını isteyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar umduklarına kavuşanların ta kendileridir.
39-İnsanların malları artış göstersin diye, verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Fakat Allah’ın rızasını arayarak verdiğiniz zekâta gelince, işte onlar, (mükâfaatları kat kata) artıranlardır.
40-Allah sizi yartan, sonra size rızık veren, sonra da diriltecek olandır. Sizin ortaklarınızdan bu işlerden birisini olsun yapabilen var mıdır? O koştukları ortaklardan yüce ve münnezehtir.
41-İnsanların kendi elleri ile kazandıklarından ötürü karada ve denizde fesad başgösterdi. İşlediklerinin bazısını onlara tattırsın diye. Belki dönerler.42-De ki “Yeryüzünde gezip dolaşın da sizden önce geçenlerin âkıbetlerinin nasıl olduğuna bir bakın! Onların çoğu müşriklerdir.”
43-Asla geri çevrilmeyecek ve insanların da bölük bölük ayrılacakları bir gün olan Allah’ın o günu gelmezden evvel, yüzünü o dosdoğru dine çevir.
44-Kim küfrü saparsa küfrü kendi aleyhine olur. Kim de salih amel işlerse onlar da kendileri için (iyi bir yer ) hazırmış olurlar.
45-Tâ ki iman edip salih amel işleyenlere kendi lütfundan karşılık versin. ÇünküO, kâfirleri sevmez.
46-Rahmetinden size tattırması, emri ile gemilerin akıp gitmesi , O’nun lütfundan arayasınız ve olur ki şükredersiniz diye rüzgârları müjdeleyici olarak göndermesi de O’nun ayetlerindendir.
47-And olsun ki Biz senden önce kavimlerine resûller gönderdik. Onlar da kavimlerine açık açık deillerle geldiler. Biz de günahkârlardan intikam aldık. Mü’minlere yardım etmek ise zaten üzerimize bir haktı.
48-Allah O’dur ki, rüzgârları gönderir de onlar bir bulut kaldırırlar.
Gökte dilediği şekilde onu yayar. (Bazan) parça parça da eder.
Yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. O’nu dilediği gibi kullarına isabet ettirince; onlar hemen seviniverirler.
49-Halbuki onlar bundan önce ( yağmur yağmadan önce ) gerçekten ümit kesmişlerdi.
50-Allah’ın rahmet eserlerine bir bak : O,ölümünden sonra arzı nasıl diriltiyor? İşte bunu yapan- hiç şüphesiz-ölüleri diriltecektir. O, her şeye gücü yetendir. 51-Eğer Biz bir rüzgâr göndersek , onlar da ardından onu (ekini) sararmış görürlerse ;bundan sonra onlar muhakkak inkâra saparlar.
52-Bu yüzden sen yüz çevirip geri gittiklerinde ölmüşlere ve sağırlara daveti işittiremezsin.
53-Sen kör olanları sapıklıktan hidâyete iletecek de değilsin. Sen ancak âyetlerimize iman edip teslim olanlara işittirirsin.
54-Allah sizi (önce) bir zaaftan yaratan, sonra zayıflığın ardından kuvvet , sonra kuvvetin
ardından zayıflık ve ihtiyarlık kılandır.
Dilediğini yaratır. O çok iyi bilendir, gücü yetendir.
55-Kıyametin kopacağı günde günahkârlar bir saatten başka eğlenmediklerine yemin edeceeklerdir. Onlar işte böyle döndürülüyorlardı.
56-Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar diyeceklerdir ki :” Andolsun ki
Allah’ın kitabında diriliş gününe kadar eğlendiniz. İşte bu, yeniden diriliş günüdür.
Fakat siz bilmiyordunuz.”
57-O günde zulmedenler mazeret bildirmeleri fayda vermez ve onlardan yaptıklarından vaz geçip Rablerini razı etmeleri de istenmez.
58-And olsun ki biz bu Kur’ân’da insanlara her çesit misalden örnek verdik. Andolsun eğer onlara bir ayet getirsen, o kâfirler elbette şöyle diyeceklerdir:”Siz ancak bâtıl şeyleri uyduranlarsınız”
59-İşte bilmeyenlerin kalpleri üzerine Allah böyle mühür vurur.
60-O halde sabret . Muhakkak ki Allah’ın vaadi haktır. İnanmayanlar asla seni aceleciliğe sürüklemesin.
kaynak (Tefsiru’s- Sa’di (Allametu’s-seyh Abdurrahman es – Sa’di)
Allah ondan razi olsun
Yüce Allah’a hamd-ü senâlar olsu