İnsan….Dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren türlü hâllerle, sonsuz ihtimallerle şekillenen bir varlık.
Her birimiz bu hayat yolculuğunda farklı izler bırakır, birbirimize dokunur, bazen de dokunmadan geçip gideriz.
Kimi insan vardır, karşılaştığınızda sizi boşluğa sürükler, enerjinizi alır, ruhunuzda derin yaralar açar.
insan vardır, varlığıyla karanlıklarınızı aydınlatır, ruhunuza merhem olur.
İşte insan olmanın bu iki ucu arasında salınırız: Kimi ziyan ederken, kimi şifa olur.
İnsanda Ziyan Olanlar: Bazı insanlar vardır ki, onların varlığı bile içindeki ışığı söndürmeye yeter.
Onlarla her karşılaşma bir mücadele gibidir; umutlarının, hayallerinin, hatta kendine olan inancının aşındığı o ince, keskin çizgide bulursun kendini.
Onlar, güzellikleri göremez; eleştirir, yargılar ve yok eder
Kendilerinde kaybettiklerini başkalarına da kaybettirmekten başka bir gayeleri yoktur.
Yük olur, ağırlık olur; ruhuna öyle bir çökerler ki bir zamanlar içindeki coşkuyu hatırlamak dahi zor gelir.
Bu insanlar, belki de kendilerini anlamadıkları için, başkalarına anlam katamazlar.
Kendilerine bile ziyan olduklarından, çevrelerine de ancak ziyan dağıtırlar.
Böyle bir insanla karşılaşmak, bir fırtınada ayakta kalmaya çalışmak gibidir
Gücünüzü, sabrınızı tüketir; hayatı sorgulatır.
Ve bazen, en çok o insanlar size hayatın ne kadar kıymetli olduğunu öğretir; zira onların varlığı, aslında yokluğu daha çok anlamlı kılar.
İnsana İlaç Olanlar: Öte yandan, öyle insanlar vardır ki, kalbinize dokunduğu anda her şey bambaşka bir hâl alır.
Onların varlığı, ruhunuza ışık saçar, gönlünüzdeki yaraları iyileştirir.
Bu insanlar, sessiz bir esinti gibi gelir; fark etmezsiniz ama sizde derin izler bırakırlar.
Gözlerindeki şefkat, sözlerindeki hikmet, varlıklarındaki huzur size daima iyi gelir.
kendiniz olmanın hafifliğini, güvende olmanın rahatlığını yaşarsınız.
Kısaca, insanın insana en büyük iyiliği, ona kendisini hatırlatabilmesidir.
İnsan var insana yüktür, insan var insana güçtür.
Hayatımızda şifaya dönüşen insanlar, bizdeki en iyi yanları ortaya çıkarır; zayıflıklarımızı güçlü yanlarımıza dönüştürmemizi sağlarlar.
Onlar sadece yanınızda olduklarında değil, uzakta dahi olsalar kalbinizde bir huzur bırakırlar.
Her an yanınızda olmalarına gerek yoktur; düşünceleri bile iyileştirir, ruhunuza ferahlık verir.
İnsan Olmak: İnsan varoluşu, kendini hem ziyan hem şifa potansiyelinde bulundurur
Hepimiz hayatın farklı dönemlerinde bu iki uç arasında gidip geliriz
Bazen farkında olmadan başkasına ziyan oluruz, bazen de elimizi uzatıp yaralara merhem oluruz
İnsan olmanın özü, bu dengeyi fark etmekten geçer.
Kimi zaman hayatın yüküyle ezilen biri olabiliriz, kimi zaman ise başkasının yükünü hafifleten o ilaç insan.
Kendi içimizde de bu iki insanı taşırız: Bazen kendimize bile ziyan ederiz
Kendimizi tüketir, yıpratır, en çok da kendi ruhumuzu incitiriz
Ancak kendimize de ilaç olabiliriz; içsel yaralarımızı sarabilir, kendimizi affedip iyileştirebiliriz.
İnsan olmak, kendine ve başkalarına şifa olabilme yolculuğudur.
Sonuç: İnsan var, insanda ziyan olur; insan var, insana ilaç olur
Hayat, bu iki insanla dolu bir yolculuktur.
Karşınıza çıkan her insan, size bir şey öğretir.
Kimi sabrı, kimi ise sevgiyi…
Kimi ziyan eder, kimi ise yaralarınızı sarar.
Ama nihayetinde, her insan bir aynadır.
Kimde neyi gördüğünüz, aslında kendi iç dünyanızın bir yansımasıdır.
Hayatınızda ziyan edenlerden öğrenin, şifa olanlara sükredin
Çünkü insanı insan yapan, işte bu iki uç arasında bulduğu denge ve anlamdır
Selam ve dua ile…
Allah’a emanet olun