Hasta yatağında uzanan kişinin, kapıdan gelen dostlarının sesini duyduğunda içi biraz olsun rahatlamıştı.

Yanında olduklarını düşünerek kendini daha iyi hissedeceğini umuyordu.

Ancak farkında olmadığı bir gerçek vardı: Bu ziyaret, ona moral vermek için değil, dedikodu ve fitne malzemesi toplamak için yapılmıştı.

İçeri girenler, yüzlerinde tatlı bir tebessümle “Nasılsın? Doktor ne dedi?” gibi nezaket dolu sorularla yaklaşsalar da asıl amaç farklıydı.

Gözler odada dolaşıyor, perdelerin kirliliği, halının durumu, evdeki düzen inceleniyordu.

Bir yandan birbirlerine gizli mesajlar veriyor, hasta olan kişiyi ve evini eleştiriyorlardı.

Hasta ise bu ilgiyi bir sevgi gösterisi olarak yorumluyor, “Ne kadar da düşünceliler,” diye düşünüyordu.

Oysa ziyaretçiler, hastanın iyiliğiyle değil, zayıf anlarını değerlendirip dedikodu yapmakla meşguldü.

Ziyaret sona erdiğinde hasta minnetle el sallarken, kapı kapanır kapanmaz aralarında fitne ateşi alevlenmeye başlamıştı.

Ne yazık ki bu ziyaretler, hasta için moral kaynağı değil, kusur arama seansları haline gelmişti.

Ziyaretçilerin gerçek amacı, insanın mahremiyetini hiçe sayarak dedikodu konusu yaratmaktı.

Sosyal medya mesajlarıyla da bu dedikodular yayılıyor, hastanın mahremiyeti çiğneniyordu.

Bir insanın acı dolu anlarını kullanmak, yalnızca başkalarının zayıflıklarından faydalanmak anlamına gelir.

Oysa her insanın hikayesi kendine özgüdür ve başkalarının acılarına şahit olurken saygı göstermek, onların mahremiyetini korumak gerekir.

Başkalarının zorluklarını bir ders niteliğinde anlatmak bile, bu ince çizgiyi ihlal edebilir.

Sonuç olarak, insanların zayıf anlarından faydalanarak dedikodu yapmak yerine, empati ve anlayışla yaklaşmak, insana yakışan bir davranıştır.

Başkalarının hikayeleri paylaşılırken saygılı olunmalı, mahremiyetlerine özen gösterilmelidi

Uzun Söze Gerek Yok: Hasta Ziyaretin Kısası Makbuldür

Camellia_japonica_Pink_Perfection-1-300x225 Ziyaret Kısa, Gönül İnce Olmalı

Kısa Ziyaret, Gerçek İyiliktir

Ağır oldu, değil mi  yazı?Pekki biraz hakikat payı yok mu?

Bakın, yaşlı bir kadının hastanede yaşadığı zorlukları çay içerken anlatan bir insan gördüm.

O kadının yaşadığı acılar, birçok insanın hayatında karşılaşabileceği türden zorluklar.

Fakat bu tür deneyimleri başkalarıyla paylaşmak, hasta olan bir bireyin mahremiyetini ihlal etmek anlamına gelir.

Hastanede yaşananlar, fiziksel zorluklardan çok daha fazlasını ifade ediyor.

O yaşlı kadının, belki de hayatının son dönemecinde yaşadığı bu deneyimler, onun geçmişine dair pek çok hikaye barındırıyor.

Duygularını, umutlarını ve korkularını içeren anekdotlar, onu anlamamıza yardımcı olabilir.

Ancak, başkalarına bu anıları aktarırken dikkatli olmak gerekiyor.

Hastane odasında, yalnızlığın ve çaresizliğin gölgesinde, bir insanın yaşadığı her şey özeldir.

İnsanların, başka birinin acısını anlatırken dikkatli olmaları gerektiğini düşünüyorum.

Kendi yaşamımızda da bu tür durumlarla karşılaşabiliriz.

Hasta insanın bile mahremiyeti vardır; hele ki o hasta bu dünyadan ayrılmışsa.

Bu konuyu açtığımda, karşımdaki kişi “İbretlik olsun diye anlatıyorum,” dedi.

O kadın, kendi yaşlı haliyle, yaşadıklarını aktarmanın getirdiği bir tür gariplik hissediyordu.

Yaşadıkları, bir ders niteliği taşısa da, her bireyin yaşadığı acının kendi içinde bir derinliği vardır.

Bu yüzden, başkalarının deneyimlerini paylaşırken dikkatli olmalı ve onların hikayelerini, saygıli olmaliyiz.

Sonuç olarak, yaşlı bir kadının hastanede yaşadığı zorlukları paylaşmak, bir ders vermek amacıyla yapılmış olsa

da, başkalarının mahremiyetine saygı göstermek, insanlığımızın bir gereğidir

Unutmamalıyız ki, her insanın hikayesi kendine özeldir ve bu hikayeleri dinlerken, empati ve anlayışla yaklaşmalıyız.

Dinimiz, insan hayatının her yönüne rehberlik eden bir ahlak ve ibadet bütünüdür.

Bu bütünün içinde, hasta ziyaretleri önemli bir yer tutar.

Hasta ziyaret etmek, hem insani hem de dini açıdan büyük bir erdemdir ve müminlere tavsiye edilen önemli ibadetlerden biridir.

Hasta olan birine moral vermek, onu yalnız hissetmekten kurtarmak, onun dualarına ortak olmak ve ona destek olmak, toplumda kardeşlik ve dayanışmayı pekiştirir.

Bu güzel davranışın gerek önemi gerekse sevabı,  Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) hadislerinde açıkça dile getirilmiştir.

Peygamberimiz’in Tavsiyesi: Peygamber Efendimiz (s.a.v.), müminlere hasta ziyaretini tavsiye etmiş ve bu ziyareti, önemli bir ibadet olarak nitelendirmiştir. Bir hadiste şöyle buyurur:

“Bir Müslüman, hasta olan bir Müslüman kardeşini ziyaret ettiğinde, döndüğü ana kadar cennetin güzelliklerine dalmış olur.” (Müslim, Birr 40).

Bu hadis, hasta ziyareti esnasında müminin Allah’ın rızasını kazandığını ve büyük sevaplar elde ettiğini açıkça ifade etmektedir.

Hasta ziyareti, sadece insani bir görev değil, aynı zamanda manevi bir ibadet olarak büyük sevap kazanılan bir ameldir.

Ziyareti gerçekleştiren kişi, Allah katında pek çok mükâfatla karşılaşır:

Allah’ın Rızası: Hasta ziyareti, Allah’ın hoşnutluğunu kazanma vesilelerinden biridir.

Ziyaret sırasında kişinin hem ziyaret ettiği hastaya şefkat göstermesi hem de onun duasını alması, Allah’ın rızasını kazanmaya vesiledir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir diğer hadisinde şöyle buyurmuştur:

“Kim bir hastayı sabahleyin ziyaret ederse, akşama kadar yetmiş bin melek o kişi için dua eder. Kim akşamleyin ziyaret ederse, sabaha kadar yetmiş bin melek onun için dua eder ve ona cennette bir bahçe tahsis edilir.” (Tirmizî, Cenâiz 2)

Hasta ziyaretleri, ziyaret eden kişi için de bir tefekkür ve ibadet vesilesidir. Kişi, hasta kardeşini ziyaret ettiğinde, kendi sağlığının kıymetini daha iyi anlar ve bu nimet için Allah’a şükreder

Aynı zamanda, hasta olan kişinin hastalığına bir çare bulabilmek adına gayret gösterir ve dua eder.

Yaziyi  tamamlayabildim Allah’in izniyle

Selam ve dua ile

https://semdinlidh.saglik.gov.tr/TR-190167/hasta-ziyaretinde-dikkat-edilmesi-gerekenler.html