Gerçekte’ Allah bir sivrisineği veya ondanda ötesini mesel yapmaktan sıkılıp utanmaz. İman edenler bilirler ki o, şüphesiz haktır, Rablerindendir;Ama küfre saplananlar ise'”Allah bu mesel ile ne murad etmiş” derler.Evet , Allah onunla bir çoklarini saptırır, yine onunla çoklarini hidâyete eriştirir.O bununla o fâsıklardan başkasını saptırmaz.” Bakara Suresi, 26. Ayet
Onlar ki, Allah’ın ahdini, O’nun misakı ile bağlandıktan sonra bozarlar; Allah’ın vaslini / birleştirilmesini emrettiği kat ederler /koparirlar ve yeryüzünde fesat yaparlar. İşte bunlar, hep hüsrana düşenlerdir.”Bakara Suresi 27. ayeti
O Allah’a küfr/nankörlük edersiniz! ?Ölü idiniz sizleri dirilti Sonra sizi yine öldürecek ve sonra siz yine diriltecek ve sonra döndürülüp O’na götürüleceksiniz;Bakara Suresi 28. ayeti
“O, öyle bir Rabb’dir ki, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra göğe istiva etti ve onları yedi gök halinde düzenledi. O, her şeye alîmdir.”
— Bakara Suresi, 29. Ayet
“Hani Rabb’in meleklere, ‘Muhakkak ben yeryüzüne bir halife yaratacağım’ demişti de, melekler, ‘Biz Seni hamd ile tesbih ve takdis ederken orada fesat yapacak, kanlar dökecek bir kimse mi yaratacaksın?’ dediler. ‘Elbette ben sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim’ buyurdu.”Bakara Suresi, 30. Ayet
Onlar bir ümmetti, gelip geçti.
Tilke ummetun kad halet, lehâ mâ kesebet ve lekum mâ kesebtum, ve lâ tus’elûne ammâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Onlar gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir.
Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz.
Bakara Suresi 134. ayeti, insanların geçmiş ümmetlerin yaptıklarıyla değil, kendi amelleriyle değerlendirileceğini bildiriyor.
Bakara Suresi 134. ayeti“Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız da sizindir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulmazsınız.”
Bu ayet, insanlara kişisel sorumluluğu hatırlatan önemli bir ilkedir. Önceki ümmetlerin yaptıkları amellerin yalnızca kendilerini bağladığını, insanların kendi amellerinden sorumlu olduklarını bildirir. Geçmişte yaşamış peygamberler, salih insanlar veya ümmetlerin kazanımları, sonraki nesillere doğrudan bir üstünlük kazandırmaz. Her insan, kendi ameliyle değerlendirilecektir.
Hadislerle Açıklama
-
Amellerin Kişisel Olduğunu Vurgulayan Hadis:
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Kim iyi bir iş yaparsa, sevabını alır ve ona uyanların sevabı kadar da alır. Kim de kötü bir iş yaparsa, günahını yüklenir ve ona uyanların günahı kadar da yüklenir.” (Müslim, İlim 15)
Bu hadis, herkesin kendi amelleriyle sorumlu olduğunu gösterir. Geçmiş ümmetlerin iyiliğinden faydalanmak için onların yolunu takip etmek gerekir. Ancak, onların iyiliği veya kötülüğü, bizim lehimize ya da aleyhimize yazılmaz.
-
İnsanları Soyları Değil, Amelleri Kurtarır:
Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Ey Kureyş topluluğu! Kendi nefislerinizi kurtarın. Zira ben sizi Allah’ın azabından kurtaramam…” (Buhari, Vesaya 11; Müslim, İman 348)
Bu hadis, insanların atalarıyla değil, kendi yaptıklarıyla hesaba çekileceğini gösterir. Bir kişinin dindar bir soydan gelmesi, ona doğrudan bir üstünlük sağlamaz.
-
Kişinin Kendi Çabası Önemlidir:
“İnsan ancak kendi çalıştığının karşılığını alır.” (Necm, 53/39)
Bakara 134. ayeti ile bu ayet aynı mesajı verir: Kimse başkasının iyiliğinden ya da kötülüğünden otomatik olarak etkilenmez. İnsanlar, yalnızca kendi çabalarının karşılığını alır.
Sonuç
🔹 Bu ayet, bireysel sorumluluğu vurgular.
🔹 Kimse geçmiş ümmetlerin hatalarından veya iyiliklerinden otomatik olarak etkilenmez.
🔹 Her insan kendi amelleriyle değerlendirilecektir.
🔹 Geçmiş büyük zatların soyundan gelmek değil, onların yolunu izlemek önemlidir.
Bu ayet, insanları kendi hayatlarından sorumlu olduklarını bilerek hareket etmeye teşvik eder.
Rabbimiz! Bizi Sana teslim olmuş kişiler kıl, neslimizden de Sana teslim olan bir ümmet çıkar. Bize ibadet şekillerimizi göster ve tövbemizi kabul et. Şüphesiz Sen tövbeleri çokça kabul edensin, merhamet sahibisin.”
📌 (Bakara, 2/128)
🔹 Peygamberimizin Duası:
اللَّهُمَّ تَقَبَّلْ مِنَّا أَعْمَالَنَا وَاجْعَلْهَا خَالِصَةً لِوَجْهِكَ الْكَرِيمِ
🔹 Türkçe Anlamı:
“Allah’ım! Amellerimizi bizden kabul buyur ve onları sadece Senin rızan için ihlâslı kıl.”
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili