İnsan, mutluluğu ancak kendi hayatında ve yaşadığı anın içinde bulabilir.

Filmler ya da romanlarda aramak yerine, sade hayatımızdaki küçük mutluluklara odaklanmalıyız.

Bu düşünceyle yazdıklarımı paylaşmak istiyorum:

Bizim ailede bir huyumuz var; tanıştığımız birini hemen “iyi” biri olarak kabul eder, sevgimizle o kişiyi şımartırız. Bu şımartmalar bazen karşımızdaki insanın sınırlarını aşıp bize zarar verecek davranışlara kadar varır.

Kötü bir deneyim yaşasak bile o kişi hakkında kötü konuşmayız; içimizde saklarız.

Derler ya, “eşeğe fazla değer verirsen kendini yarış atı sanır.”

İşte, bazen bunu yaşadığımı düşünüyorum.

Neden böyle davrandığımı sorguladım

ve ve ve

Allah için sevmeyi bilmediğimi fark ettim.

İnsanları Allah rızası için sevmeyi öğrenseydim, her şeye rağmen ölçülü davranabilirdim.

Şimdi öğreniyorum, bu konuda kendimi geliştiriyorum

Anne babamı, bana bu dünyada vesile oldukları için Allah rızası için seviyorum.

Onları her zaman minnetle anıyor, hayattalarsa sağlık diliyor, hayatta değillerse rahmet diliyorum.

Kardeşlerimle aramızda anlaşmazlıklar, fikir ayrılıkları olsa da onları Allah rızası için severim.

Kardeşler arasındaki küçük meseleler yüzünden küs kalmamaya, aramızdaki sevgi bağını zedelememeye çalışırım.

Onların sağlıklı, mutlu olması için her daim şükrederim.

Eşimi ise ne yakışıklılığı, ne dünya serveti, ne de mevkii için severim.

Bugün aynı ibadetleri yapamasak bile, onu bana Allah’ın bir nimeti olarak kabul eder, ona şükrederim.

Firavun’un eşi Asiye gibi iman yolunda dik durmaya çalışırım ve Rabbime, eşimle birlikte

huzurlu bir ibadet hayatı yaşayabilmeyi nasip etmesi için dua ederim.

Evlatlarımız, hayatımızdaki en büyük sınavlardır.

Onlara çocukluklarında itibaren özenle, sevgiyle çorba pişirdim.

Rabbime, beni evlatlarımın bir tas çorbasına muhtaç etmediği için şükrederim.

Büyüdüklerinde de onları Rabbim’in emaneti olarak görmeye devam eder, sağlıklı ve hayırlı bireyler olmaları için dua ederim.

Arkadaşlarımı, dostlarımı da putlaştırmadan severim.

Peygamberimizin şu hadisi bana her zaman yol gösterir:

“Rabbiniz birdir, babanız birdir.

Âdem’in çocuklarısınız, üstünlük ancak takvadadır.”

Rabbimden, böyle güzel arkadaşlar nasip etmesini dilerim.

Eğer nasip olmazsa bile yine şükrederim.

Yaşadığım yer kendi memleketim değilse bile, burada huzur içinde yaşamamı ve ibadetlerimi yerine getirmemi sağlayan Rabbime sukrederim

Kendi ülkemde de bu nimetlerin var olmasını dilerim.

Bu yaşımda iki kişiye imreniyorum

Biri, Allah’ın verdiği malı hak yolunda harcayan; diğeri ise Allah’ın verdiği ilmi önce kendisi yaşayıp sonra başkalarına öğreten.

İşte böyle biri olmaya çabalıyorum.

Başarı ve kuvvetin Rabbimden geldiğini biliyor, öğrendiğim her şey için yine şükrediyorum.

Selametle kalın.

Not(Bu yazı, eskiden yazılmış bir yazıdır; belki de ilk yazmaya başladığım zamanlardan kalmıştır. O günlerden bugüne gülümseyerek okudum ve sizlerle de paylaşmak istedim. 😊