Selamun aleykum
Însanlık tarihi boyunca, batıl inançlar ve sahte ritüeller, toplumların kültürel yapılarında her zaman var olmuştur.
Geçmişten günümüze kadar farklı şekillerde ortaya çıkan bu ritüeller, bazen toplumların inanç sisteminin bir parçası olarak kabul edilmiş, bazen de bilinçsizce uygulanmıştır.
Ancak, ne olursa olsun, Allah’tan başkasına güvenmek ve O’ndan başkasına yönelmek, her dönemde bir aldanış olmuştur.
Dinimiz , her türlü batıl inançtan uzak durmayı öğütler ve insanları yalnızca Allah’a güvenmeye, O’ndan yardım dilemeye çağırır.
İnsanlık, tarih boyunca birçok batıl inanç ve sahte ritüel üretmiştir.
Bu ritüeller, zaman zaman insanların korku, belirsizlik veya çaresizlik anlarında ortaya çıkmıştır.
Eski çağlarda insanlar, özellikle yağmur yağması, bereketin artması ya da felaketlerin önlenmesi gibi dileklerle putlara kurbanlar sunarlardı.
Bu davranış, Allah’ın yarattığı her şeyin üzerine anlam yüklemek ve doğal olayların yalnızca Allah’ın kudretiyle gerçekleştiğini unutmaktı.
Oysa Dinimize göre, Allah’ın iradesi dışında hiçbir şey gerçekleşemez. Putlara tapmak
ve onlara adaklar adamak, şirk anlamına gelir ve İslam’da kesinlikle yasaktır.
Eski çağda kâhin vardı, yıldızlara bakar söylerdi, “Senin bahtın açık evlat,” derdi, inanan sevinirdi.
Kupa fincanı, kurşun dökme… ne varsa sır gibi saklanırdı,
ama çoğu zaman hayal satılırdı.
Zaman döndü, devir değişti, robotlar çağındayız şimdi, Ama hâlâ biri çıkıp “ruh eşin yolda” deyince,
Cüzdanlar açılıyor hızla, gözlerde yıldız, umut belli, TV’de, internette “enerji açıyor” modern kâhinler gizlice.
Dün fincan, bugün tarot; değişen tek şey dekor sanki, Batıl akıl giydi ceket, pazarlama yaptı mantıkla yankı.
Ve insanlar… hâlâ aynı soruda takılıp kalıyor: “Yarın ne olacak?” —
Sahi, bunu Allah’tan başkası nereden biliyor?
Oysa kitap açık, mesaj net: Gaybı sadece Allah bilir.
Ama yine de, umut işte
İnsanoğlu, kandırılmayı sever bazen biraz süs ve afişle.
Kahinlerin söyledikleri, toplumlar tarafından doğru kabul edilir ve bu kişiler bir tür bilgelik simgesi haline gelirdi.
Ancak İslam, Allah’tan başkasından gelecek olan her türlü bilgiye kapalıdır.
Geleceği yalnızca Allah bilir, ve Peygamber Efendimiz (s.a.v), büyücülük ve kahinlik gibi batıl yollardan uzak durulması gerektiğini öğütlemiştir.
Geçmişte bazı toplumlar, belirli taşlara, nesnelere veya objelere uğurlu ya da koruyucu anlamlar yüklerlerdi.
Tılsımlar ya da muska gibi objelere takılan anlamlar, Allah’a güvenmek yerine, nesnelerden medet ummak anlamına geliyordu.
Ancak İslam’da, tüm bu tür şeyler birer batıl inanç olarak kabul edilir ve bunlardan kaçınılması gerektiği bildirilmiştir.
Bir de nazar boncuğu işleri var…
Evlerin kapısında mavi boncuklar, bilekliklerde göz motifleri… “Ben buna güveniyorum,” diyen var.
Yahu nazarı Allah önler! Nazar boncuğu değil!
Peygamberimiz (s.a.v.) açık söylüyor:“Kim nazarlık takarsa, Allah’a ortak koşmuştur.” (Ahmed bin Hanbel) Nokta.
Boncuk, tahta, demir, çelik… bunların sana bir faydası olmaz.
Sana fayda verecek olan yalnız Allah’tır.
Gelelim türbe ziyaretlerine… Bir türbeye gidiyorlar, el açıyorlar:
“Ey filanca veli, bana şunu ver, bana şunu sağla!”
Subhanallah!
Yahu Allah’tan başka kimsenin elinde bir şey yok ki! Ne verir türbedeki adam? O da Allah’ın kulu!
Kur’an’da ne diyorduk her gün Fatiha Suresi’nde? “Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz.” (Fatiha, 5)
İbadet Allah’a edilir. İstek Allah’tan istenir. Şuuru kaybetmemek lazım.
Zaman ilerledikçe, sahte ritüeller şekil değişti
Teknolojinin gelişmesi ve sosyal medyanın etkisiyle yeni tür batıl inançlar ortaya türedi.
Bugünün batıl ritüelleri, geçmişin putperestlik veya kahinlik uygulamaları kadar tehlikelidir,
çünkü insanlar bu ritüellere bilimsel veya mantıklı bir dayanak bulmuş gibi algılayabilirler.
Bugün karşımıza çıkan bazı batıl ritüelleri ele alalım
Değerli kardeşlerim,
Son zamanlarda çeşitli sosyal medya platformlarında şöyle ifadeler duymaya başladık:
“777 yaz, evrene mesaj gönder, dileğin gerçekleşsin.”
“Şu cümleyi üç kere oku, evren senin isteğini onaylasın.”
“Pozitif enerji yay, frekansını yükselt, hayatın değişsin.”
“Bütün bunlar, aslında geçmiş çağların batıl inançlarının yeni ambalajla, sözde modernleştirilmiş hallerinden başka bir şey değildir.
Şekil değişmiş, içerik aynı kalmıştır: Allah’ı unut, kendine veya hayalî güçlere güven! Tevbe hasa.”
Son yıllarda, sosyal medyada yayılan “evrene mesaj gönderme” inancı, özellikle gençler arasında popülerleşmiştir.
Ancak bu tür bir yaklaşım, Allah’ın mutlak kudretini ve iradesini hiçe saymaktadır. Allah korusun
Evren; cansız, şuursuz bir varlıktır ve dileklerimizi gerçekleştirme yeteneğine sahip değildir.
Dinimiz , her türlü dilek ve isteğin yalnızca Allah’a sunulması gerektiğini vurgular.
Kur’ân-ı Kerîm’de Rabbimiz açıkça buyuruyor: “Dikkat edin! Yaratmak da emretmek de yalnızca Allah’a aittir.” (A’râf, 54)
İslam inancına göre, evrende olup biten her şey, doğrudan Allah’ın kudreti ve iradesiyle gerçekleşir.
“Evren” dediğimiz şey ise Allah’ın yarattığı cansız varlıkların toplamıdır.
Evren ne işitir, ne bilir, ne karar verir.
Cansız, şuursuz bir yaratık, insanın dileğini nasıl onaylayabilir?
Birçok kişi, aklından geçmeyen ya da mantıklı gelmeyen
Birçok kişi, aklından geçmeyen ya da mantıklı gelmeyen şeylerin gerçek olduğunu kabul etmeye meyillidir.
Bu, tehlikeli bir durumdur.
Çünkü insan, kendi aklını ve sağduyusunu terk edip, sadece gözlemlerine dayalı olmayan şeylere inanmak, onu yanıltabilir ve sahte ritüellere yönlendirebilir.
İslam, aklı kullanmayı emreder.
Aklı kullanarak bir şeyin doğru olup olmadığını tartmak, kişinin doğru yolda kalması için gereklidir.
Eğer bir şey, akıl ve mantıkla örtüşmüyorsa, bu şeyin gerçek olmadığına hükmetmek, akıl dışı bir inanç sistemine girmemek, insanı doğru yolda tutar.
İsteklerin gerçekleşmesi için sayi yazmaya, “enerji yükseltmeye” değil, samimi duaya ve Allah’a tevekküle ihtiyaç vardır.
İslam’da ise sayıların kutsiyeti yalnızca Allah ve Peygamber tarafından belirlenmiştir:
-
5 vakit namaz,
-
7 kat gök,
-
99 Esmaül Hüsna gibi…
Yoksa keyfi olarak “777” yazıp “dileğim oldu” demek, bir çocuğun denize taş atıp balık olmasını
beklemesi kadar mantıksızdır.
Bu, hem akla hem dine aykırıdır.
Bugün birçok insan, kristaller ve enerji taşları kullanarak negatif enerjilerden arınmayı amaçlar.
Bu tür objeler, kişiye pozitif enerji verdiği ve ruhsal dengeyi sağladığı iddia edilir.
Ancak bu tür inançlar, kişiyi Allah’tan ve İslam’ın öğrettiği doğru inançtan uzaklaştırır.
İslam’da şifa yalnızca Allah’tan gelir ve insanın Allah’a yönelmesi, dua etmesi gerekir.
İslam, sahte ritüellerden uzak durmayı ve doğru inanç ile tevhid anlayışını benimsemeyi öğütler.
Gerçek olan, yalnızca Allah’ın kudreti ve iradesidir.
Allah’tan başka hiçbir şeyin gücü yoktur.
Müslüman, dileklerini ve isteklerini yalnızca Allah’a arz eder.
O’na yönelir, dua eder ve her işinde Allah’a güvenir.
İslam, insanı akıl, bilim ve vahiy ışığında yaşamaya teşvik eder.
Her türlü batıl inanç ve sahte ritüel, insanı doğru yoldan saptıran şeytanın oyunudur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), her türlü bidat ve hurafeden kaçınılması gerektiğini açıkça
belirtmiştir: “Her yeni ortaya çıkan şey bidattır. Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da ateştedir.” (Müslim)
İslam, insanı doğru yola çağırır.
Sahte ritüellere, hurafelere ve batıl inançlara yönelmek yerine, insanın tek güveneceği yer Allah’ın kudreti olmalıdır.
Kısacası kardeşim,
İslam’da ölçü var: Kur’an var, Sünnet var.
Başka aramaya gerek yok.
İslam bir “pozitif enerji” oyunu değildir. İslam bir “dilek dileme mevsimi” değildir.
İslam hayatın ta kendisidir. Allah’a yönelen kurtulur.
Hurafeye saplanan, evrenden medet uman, çaput bağlayan, nazar boncuğuna sarılan ise yavaş
yavaş imanını tehlikeye atar — Allah muhafaza.
O yüzden kardeşim: Evrene değil, Allah’a dua et! Sayıya değil, Allah’a güven!
Nazar boncuğuna değil, Allah’ın korumasına sığın!
Çünkü Allah şöyle der: “Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla affetmez; bundan başka (günahları) dilediği kimse için bağışlar.” (Nisa, 48)
Bizim kurtuluşumuz yalnız ve yalnız O’ndadır.
O kadar.
Dileklerimizi, dualarımızı, ümitlerimizi sahte ritüellere değil, Allah’ın rahmetine emanet etmeliyiz.
O’ndan istemeli, O’na güvenmeli, O’na dayanmalıyız.
Müslüman, Allah’a güvenmeli, O’na dua etmeli ve tüm işlerini O’nun rızası için yapmalıdır.
Rabbim bizleri batıl inançlardan, şeytanın vesvesesinden ve nefsimizin aldatmasından korusun.
Allah, bizleri her türlü batıl inançtan korusun ve doğru yolda sabit kalsın.
Evrene yazı yazanlardan değil, ellerini semaya açıp dua edenlerden eylesin. Âmin.
Selam ve duaa ile