Selâmünaleyküm
Bugün sizinle üzerine çok konuşulmayan ama hayatımızda sık sık karşımıza çıkan bir konuyu konuşalım istiyorum: Yemin.

Hepimizin günlük hayatta “vallahi”, “billahi” dediği anlar olmuştur.

Peki bu sözleri ne kadar bilinçli söylüyoruz?

Yemin aslında sıradan bir söz değil. Yemin, Allah’ı şahit göstermektir.

Yani bir sözü söylerken, “Bu kadar doğru söylüyorum, Allah biliyor” demektir.

Düşünün ki bir sözünüzü Allah’ın huzuruna sunuyorsunuz…

Bu, çok büyük bir sorumluluk.

Peygamber Efendimiz Ne Buyurmuş?

Efendimiz ﷺ bu konuda çok açık bir uyarıda bulunuyor:“Kim yemin edecekse Allah’ın adıyla yemin etsin; yoksa sussun.”(Buhârî, Eymân 4; Müslim, Eymân 3)

Bu ne demek biliyor musunuz?

Gereksiz yere yemin etmeyin.

Hele ki Allah’tan başkasının adına yemin hiç etmeyin.

Çünkü o dönemde insanlar babaları, putları adına yemin ediyordu.

Peygamber Efendimiz bu anlayışı kökten sildi. Yemin sadece Allah’a yapılır, çünkü O her şeyi bilen, gören ve duyandır.

Bugünlerde bazı insanlar her cümlenin sonuna “vallahi” eklemeden konuşamaz hâle geldi.

Küçük meselelerde bile hemen yeminler havada uçuşuyor:

“Vallahi unuttum”, “Billahi söyledim”, “Çocuğumun üstüne olsun”…

Sevgili kardeşim, bu doğru değil.

Çünkü her sözün arkasına yemin koymak, sözümüzün kıymetini düşürür.

Allah Resûlü ﷺ şöyle buyurmuş:“Çok yemin eden kimseyi Allah sevmez.” (Müslim, Eymân 8)

Müslüman’ın sözü yeminle değil, karakteriyle güvenilir olmalı.

Yalan Yemin: Sessiz Bir Felaket

Bir de işin kötü tarafı var: Yalan yere yemin etmek. Buna “yemîn-i gâmis” deniyor.

Çok büyük bir günah. Hem Allah’a karşı bir vebal, hem kul hakkı.

Düşünün, biri bir şeyi bilerek yanlış söylüyor ve üstüne Allah’ı şahit gösteriyor! Allah muhafaza…

Bu tür yemin, kişinin kalbindeki imanı zedeler.

İnsanın kendi karakterine bile zarar verir.

Çünkü bir süre sonra yeminle yalanı iç içe yaşamaya başlar.

Yemin Bozulursa Ne Olur?

Bazen insan iyi niyetle yemin eder ama sonra yerine getiremez. İşte o zaman İslam bize bir çıkış kapısı sunuyor: kefaret.

Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle geçer:Allah sizi kasıtsız ettiğiniz yeminlerden dolayı sorumlu tutmaz. Ama bilerek yaptığınız yeminleri bozarsanız, on yoksulu doyurmak, ya da giydirmek ya da bir köleyi serbest bırakmak gerekir.” (Mâide, 89)

Yani yemin, bozulduğunda da ciddiyetini koruyor. Sadece “bozdum, ne olacak?” demekle olmuyor. Sorumluluğu var.

Peki Ne Yapmalı?

Her şeye yemin etmekten vazgeçelim.

Yemin edeceksek sadece Allah’ın adıyla edelim.

Yeminimizi tutamayacaksak, hiç etmeyelim.

Sözümüzde dürüst olalım ki yemin gereksinimi hissetmeyelim.

Unutma kardeşim, dürüstlük yeminle değil, ahlâkla olur. Gerçek takva; sözüne sadık olmak, dilini yalandan uzak tutmak, Allah’ın adını oyun hâline getirmemektir.

Son Söz ve Dua

Rabbimiz bizleri, dilini doğru kullanan, sözüne sadık, gerekmedikçe yemin etmeyen, ama gerektiğinde Allah’ın adını hakkıyla anan kullarından eylesin.

Sözümüz doğru olsun ki yeminsiz de güvenilsin.
Susmamız bile edep olsun, kalbimiz Allah korkusuyla dolsun.
Âmin.

Hayırlı geceler, kardeşim. Allah’a emanet ol.