Memlekete adım attığımızda, bizi kurumuş dallar karşıladı.
Ağaçlar suskun, çiçekler adeta içine çekilmişti.
Doğada bir durgunluk, bir bekleyiş hâkimdi.
Ama biz biliyorduk ki; toprak sabırlıdır.
Bahar, zamanı gelince yine gelecektir.
Bu bir inanç meselesidir; sabrın sonunda rahmetin geleceğine olan güvenin ta kendisidir.
Nitekim öyle de oldu. Allah’ın kudretiyle her yer yeniden yemyeşile büründü.
Dağlar, uçsuz bucaksız tarlalar, çiçeklerin arasında süzülen leylekler…
Hepsi birer mucize gibi gözümüzün önünde yeniden hayat buldu.
Aydın Ovası’nda güneş, toprağın bereketine karıştı.
İnsan, bu manzaraya şahitlik ederken bir yandan doğanın ritmini, diğer yandan Rabbimizin düzenini idrak ediyor.
Bu yıl kış erken çekildi. Şubat ayından itibaren sıcaklıklar yükseldi.
Ardından Nisan’ın rahmet yağmurları geldi; toprağa can verdi.
Ağaçlar çiçek açtı.
Elbette bazılarını don vurdu, bazıları meyve vermedi.
Ama biz biliriz ki; rızkı veren Allah’tır.
Her şeyin bir hikmeti, bir zamanı vardır.
Eksik gibi görünen her şeyin ardında da bir lütuf gizlidir.
Bu yüzden yine de hamd ederiz.
Devami…
Hakime Gulsum