Kur’ân-ı Kerîm’in Hucurât Suresi 9. ayetidir ve toplumsal barışın, adaletin ve müminler arası ilişkilerin temel ilkelerini belirleyen çok önemli bir hükümdür. “Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle savaşırsa, aralarını düzeltin.
Ama biri diğerine saldırırsa, Allah’ın emrine dönünceye kadar onunla savaşın.
Eğer dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve adaletli davranın. Şüphesiz Allah adaletle davrananları sever.”
Müminler Arasında Çatışma Olsa Bile, Müminlikleri Devam Eder:
Ayet, “müminlerden iki grup” ifadesiyle başlıyor. Bu, taraflar arasında çatışma olsa bile, onların hâlâ mümin olduklarını vurgular. Yani bir hata ya da çatışma, kişilerin imanına doğrudan zarar vermez. Ancak bu durumun çözülmesi gerekir.
2. İlk Adım: Barışı Sağlamak (İslah Etmek):
Ayetteki “aralarını düzeltin” emri, Müslüman toplumun pasif kalmamasını, aksine arabuluculuk yaparak çatışmayı çözmeye çalışmasını öğütler. Toplumda barışın tesisi, bireysel değil, toplumsal bir görevdir.
3. Zulmü Durdurmak İçin Gerekirse Müdahale:
Eğer gruplardan biri diğerine saldırıyorsa, ayet bu durumda sadece arabuluculukla yetinmeyin, Allah’ın emrine dönünceye kadar o saldırgan tarafa karşı mücadele edin diyor. Buradaki vurgu şiddet değil, zulmü engellemek ve haksızlığı durdurmaktır.
Bu da gösteriyor ki İslam, barışı esas alırken haksızlık karşısında susmayı da kabul etmez.
Barış Sağlandıktan Sonra Adaletle Davranmak:
Saldırgan taraf geri adım attığında yani Allah’ın buyruğuna döndüğünde, iş sadece çatışmayı durdurmakla bitmez. Adaletli bir çözümle barış kalıcı hale getirilmelidir.
“Adaletle düzeltin ve her işte adil olun” ifadesi, taraf tutmadan, kin gütmeden, samimi bir barış inşa edilmesini emreder.
Allah’ın Sevgisi: Adaletli Olanlaradır:
Ayetin sonunda, “Şüphesiz Allah, adaletli davrananları sever” buyrularak, adil olmanın ilahi bir sevgiye vesile olduğu bildirilir. Bu, adaletin sadece toplumsal değil, manevi bir değer olduğunu da gösterir.
Müminler Arasında Kardeşlik ve Barış:
Hadis: “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz…”
(Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58)
🔸 Açıklama: Bu hadis, Hucurât 9. ayetle doğrudan örtüşür. Müminler arasındaki çatışmada tarafsız kalmak ya da zulme göz yummak, bu kardeşlik hukukuna aykırıdır. Yardım, sadece maddî değil, zulme uğrayanı savunmak ve arabuluculuk yapmak da dâhildir.
2. Haksızlığa Sessiz Kalmanın Cezası:
🔹 Hadis:”Zulme engel olmayan topluluklar, Allah’ın azabına uğramadan kurtulamazlar.”
(Tirmizî, Fiten 7; Ebu Dâvûd, Melâhim 17)
🔸 Açıklama:
Hucurât 9. ayet, saldırgan olan grupla Allah’ın emrine dönünceye kadar mücadeleyi emreder. Bu hadis ise aynı mesajı destekler: Zulüm karşısında susan toplumlar, Allah katında sorumludur.
🟩 3. Adaletin Üstün Değeri:
🔹 Hadis: “Adaletle hükmedenler, kıyamet gününde Allah katında nurdan minberler üzerinde olacaklardır.”
(Müslim, İmâre 18; Nesâî, Âdâbu’l-Kudât 1)
🔸 Açıklama: Hucurât 9. ayetin sonunda geçen “Allah adaletli olanları sever” cümlesini bu hadis doğrudan destekler. Adalet, sadece dünyevî düzeni sağlamakla kalmaz; uhrevî makamların da anahtarıdır.
🟩 4. Müslüman Kanı ve Barışın Önemi:
🔹 Hadis:
“Müslüman’ın kanı, malı ve namusu diğer Müslümana haramdır.”
(Buhârî, İman 4; Müslim, Birr 32)
🔸 Açıklama:
Bu hadis, müminlerin birbirine karşı silah çekmesini büyük bir tehlike olarak görür. Hucurât 9. ayetteki vuruşma hali geçici bir bozulmadır ama müminlerin hakları ve dokunulmazlığı esasen korunmalıdır.
🔚 Sonuç:
Hucurât Suresi 9. ayet:
-
Müminler arası kardeşliği koruma,
-
Zulme karşı tavır alma,
-
Barışı sağlama ve adaletle hükmetme sorumluluğunu vurgular.
Hadisler ise bu mesajı daha da güçlendirir: Adalet ve arabuluculuk, imanın gereğidir.