Her insan hayatının bir döneminde durup düşünür.

Günlük hayatın koşturmacası içinde bir an gelir ve insan kendi iç sesini duymaya başlar.

Sosyal medyanın, işlerin, sorumlulukların gürültüsü bir kenara çekilir ve kalbin derinliklerinden bazı sorular yükselir:

“Ben kimim? Neden buradayım? Hayatın amacı ne? Beni kim yarattı?”

Bu sorular, aslında insanın yaratılışla yüzleştiği en doğal andır.

Çünkü etrafımıza baktığımızda mükemmel bir düzen görürüz.

Güneşin doğuşu, bir çiçeğin açışı, insan vücudundaki sistem ya da gökyüzündeki yıldızlar…

Her şey belli bir ölçüye göre yaratılmıştır.

Bu kadar düzenin ve uyumun tesadüfen oluşamayacağını fark ederiz.

İşte bu farkındalık, insanın gerçek yolculuğunun başladığı noktadır.

O andan itibaren insan sadece dünya işleriyle değil, kendi varlığıyla da ilgilenmeye başlar.

Bu yolculuk hem aklın hem kalbin yolculuğudur. Çünkü bazı gerçekler yalnızca düşünmekle değil, hissetmekle de anlaşılır.

Kur’an-ı Kerim, insanın bu yolculuğunda önemli bir rehberdir.

Allah, insanı en güzel şekilde yarattığını bildirir.

Ona akıl verir, irade verir ve onu sorumlu bir varlık olarak yeryüzüne gönderir.

Kur’an’da, insanın yaratılış amacı açık bir şekilde belirtilir:

“Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyât Suresi, 51:56)

Kulluk, yalnızca namaz kılmak ya da oruç tutmak demek değildir.

Kulluk; doğru olmak, merhametli davranmak, adaleti gözetmek, sabırlı olmak ve güzel ahlâkla yaşamaktır.

Yani insan, hayatının her alanında Allah’ın rızasını gözeterek yaşarsa kulluk görevini yerine getirmiş olur.

Bugün birçok insan başarı, para, unvan ve sosyal statü peşinde koşuyor.

Ancak içlerinde tarif edemedikleri bir boşluk hissiyle yaşıyorlar.

Çünkü gerçek huzur dışarıda değil, insanın içinde başlar.

Ve bu huzursuzluğun sebebi  çoğu zaman aynıdır: Yaratılış amacını bilmemek.

İnsan Rabbini tanımaya başladığında, sadece kendini değil, bütün kâinatı anlamlandırır. Her şey yerli yerine oturur.

Hayatın tesadüf olmadığını, her şeyin bir anlamı ve amacı olduğunu fark eder.

Kalbine huzur yerleşir.

Çünkü bilir ki; hayatın anlamı vardır, yaratılış bilinçlidir ve Allah’a yönelmek insan için en büyük zenginliktir.

Belki sen de bu yazıyı okurken kendi içinde uzun zamandır cevap arayan bazı sorularla yüzleştin:
“Ben kimim? Neden yaratıldım?”
Bu soruları sormaya başlamak bile çok değerli bir adımdır.

Çünkü bu yolculuk sadece akılla değil, kalple de yapılır.

Ve bu yolun sonunda seni bekleyen şey; huzur, anlam ve gerçek mutluluktur.

Unutma, her şey bir soruyla başlar:

“Ben kimim?”

Bu soruya kulak vermeyen insan, hayatı eksik yaşar.

İçindeki boşluk bir türlü dolmaz.

Ama Rabbini tanımaya başlayan biri, hem varlığını hem de hayatı Allah’ın rahmetiyle anlamlandırır.

İşte o zaman insan, yaratılışının sırrını kavramış olur.

Hayat artık rastgele değil, anlamlı ve amaçlı bir yolculuktur.

Sen bu yolculukta hangi sorulara cevap arıyorsun?

Kalbini en çok ne etkiliyor?

Seni Yaradan’a en çok ne yaklaştırıyor?

Selam ve dua ile…