Hayat, bir kelimenin çevresinde döner bazen…Bir söz değiştirir insanı; bir kelimeyle

uyanır kalp. İşte bu yüzden Kur’an’da Rabbimiz şöyle buyurur:“Onlar öyle kimselerdir ki Allah, kalplerinde olanı bilir.

Artık sen onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver ve kendilerine içlerine işleyecek tesirli sözler söyle.”
(Nisâ Suresi, 63. Ayet)

Bu ayet, sadece bir öğüt değil, bir iletişim rehberidir.

Çünkü hakikati anlatmanın da bir usûlü, bir adabı vardır.

Söz sadece söylenmek için değil, kalplere ulaşmak için vardır.

Her söz, bir tohumdur.

Yaş toprak bulursa yeşerir, kuruda kaybolur.

O yüzden konuşmadan önce niyetini tart.

Bu söz merhamet taşıyor mu? Bu söz yıkıyor mu, inşa mı ediyor?

Söz, yerini bilirse dua olur.

Vaktini bulursa ilaç olur. Samimi olursa kalbe yerleşir, hayatı değiştirir.

 Yumuşaklıkta Hikmet Var

Peygamberimiz (s.a.v.), en sert yüreklere bile tatlı dille yaklaştı. Yoldaşlarını azarlamak yerine öğütledi.

Bir bedeviye bile “Senin işin bu değil, daha güzel bir yol var” diyerek sabırla öğretti. “Allah yumuşak davrananı sever. Yumuşaklık bir şeye girdi mi onu güzelleştirir; çıkarıldığında ise çirkinleştirir.”(Müslim, Birr 78)

Sözde yumuşaklık, kalpte iz bırakır. Herkes bağırabilir, ama sadece hikmet ehli kalbe dokunur.

 Sözde Dua Gizlidir

Bir söz, sadece konuşmak değil; bir dua, bir niyaz, bir yakarış olabilir

Ne dediğine dikkat et: Her söz, ya senin için ya da aleyhine şahitlik eder.

“Kul Allah’ın rızasını kazandıracak bir söz söyler, o söze önem vermez; ama Allah o sözü

sebebiyle onu Cennet’e ulaştırır.”(Buhârî, Rikak 23)

Bazen düşünüyorum…

Dilimizden dökülen kelimeler, gerçekten bizim içimizi yansıtıyor mu?

Konuşuyoruz ama ne kadar düşünüyoruz?

Sözümüz hakikati mi taşıyor, yoksa sadece alışkanlıkla mı konuşuyoruz?

İstiyorum ki…Sözümüz öylesine olmasın.

Yalanla değil, hakikatle süslensin.

Birinin yüreğine dokunduğumuzda, orada gazap değil, bir parça huzur bıraksın.

Sözümüz, nasihat gibi dursun ama öğüt vermek için değil, yara sarmak için çıksın ağzımızdan.

Hepimizin dilinde bazen öfke olur, savunma olur, acele olur…

Ama keşke biraz daha düşünsek.

Mesela Yusuf (a.s.) gibi güzel konuşabilsek. O incitilse de, incitmedi.

Musa (a.s.) gibi cesurca doğruları söyleyebilsek. Korksa da konuştu.

Ve elbette ki Peygamberimiz  Muhammed (s.a.v.) gibi merhametle konuşabilsek.

Kalpleri yargılamadı, onları ıslah etti.

Ben istiyorum ki sözümüz insanlara yük olmasın.

İnsan zaten hayatta yeterince yoruluyor.

Bir kelimeyle onun yükünü biraz hafifletsek…

Belki gülümsemesine vesile olsak.

Ve evet, bazen karşımızdakinin ne yaşadığını bilmiyoruz.

Ama güzel bir söz belki o gün onun tutunacağı tek şey oluyor.

Söz, insanın kalbine işler… ama kırmadan, dökmeden, sadece içeriye usulca girerse…

Söz, sadece dudaktan çıkan ses değil; yürekten dökülen bir niyettir.

Kalpten çıkmayan hiçbir kelime, başka bir kalbe ulaşmaz.

Özellikle birini uyarmak, nasihat etmek ya da hatırlatmada bulunmak gerektiğinde,

öfkeyle değil rahmetle konuşmak, yargılamak yerine yaklaşmak gerekir.

Çünkü bir insana bağırmak değil, dokunmak onu değiştirir.

Tesirli söz;   İçinde samimiyet olan,   Kırmadan, dökmeden söylenen,   Yerini ve zamanını bulan,

Kalbi incitmeden öğüt veren sözdür.

Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur:“Sözde sihir vardır.” (Buhârî, Nikâh 47)

Yani söz, insanı etkiler, dönüştürür, yönlendirir. Bu yüzden dilimize sahip olmak, her kelimeyi hesapla söylemek büyük bir sorumluluktur.

Hz. Peygamber’in örnekliğinde görürüz ki en öfkeli kalpleri bile yumuşak bir söz değiştirir.

O, kaba saba davrananlara bile tebessümle karşılık vermiş, onların kalplerine ince ince dokunmuştur.

Bir bedeviye, bir çocuğa, bir hatalıya bile incitmeden, ama etkileyerek konuşmuştur.

Çünkü biliyordu ki: “İnsanları sözle yıkmak kolaydır; ama sözle inşa etmek meziyettir.”

Tesirli Söz İçin Bir Dua

Allah’ım…  Dilimizi hikmetle konuştur.

Kalbimizden geçenleri güzelleştir. Bize, kalplere şifa olacak kelimeler nasip et.

Konuşurken öfkemizi değil, merhametimizi taşıyalım. Öğütlerimiz yargı değil, davet olsun.

Sözümüz gürültü değil, umut olsun.  Unutmayalım:

Ağzımızdan çıkan her söz ya bir duadır, ya da bir sınav

Sözü hikmetle söyleyenlerden eyle bizi. Âmin.

Birini değiştirmek istiyorsan ona bağırma, kalbine konuş.  Sözünün etkili olmasını istiyorsan, önce kalbini arındır.

Çünkü söz, niyetin aynasıdır. Ve ancak içten gelen söz, içe işler.

 Belki bugün birine söyleyeceğin bir cümle, onun hayatında yeni bir sayfa açacak.

O yüzden, konuşmadan önce niyet et, sonra dua et, en son söyle…

Hayal ediyorum…

Ağzımızdan çıkan her kelime,  bir dua gibi olsun.

İçten, sade, karşılık beklemeden…

Bir davet gibi… İyiliğe, samimiyete, merhamete çağıran…

Hatta bir sadaka gibi…

Yani hiçbir karşılık beklemeden verilen, sadece iyilik olsun diye söylenen…

Çünkü bazen bir “İyi ki varsın” demek,  karşı tarafın gününü aydınlatır.

Bazen “Hakkını helal et” cümlesi, içteki bir yükü hafifletir.

Bazen sadece “Buradayım, dinliyorum seni” demek…

Birinin hayatında çok büyük bir fark yaratır.

Belki biz fark etmeyiz, ama söylediğimiz bir cümle,

karşımızdakinin içindeki fırtınayı dindirebilir.

O yüzden konuşurken, sadece aklımızla değil,

kalbimizle de söyleyelim sözümüzü.

Kırmak için değil, onarmak için konuşalım.

Savunmak için değil, paylaşmak için…

Çünkü bazen tek bir cümle,

bir kalbin yeniden yeşermesine sebep olabilir.

Selam ve dua ile