Dünya  telaşında çoğu zaman basit görünen davranışların derin anlamlarını unuturuz.

Oysa İslam, insana yalnızca ibadetlerle değil; gündelik hayatta sergilediği küçük nezaketlerle de değer verir.

Arkanızdan gelen bir kişiye kapıyı açmak, birine yol vermek, tebessüm etmek…

Bunlar dışarıdan sıradan gibi görünür; fakat aslında kalpleri yumuşatan, toplumun

huzurunu inşa eden davranışlardır.

İnsan hayatının en değerli emanetlerinden biri candır.

Trafik, aslında bu emaneti koruma sınavlarından biridir.

Kırmızı ışıkta durmak, yaya geçidinde yol vermek, sabırlı olmak; sadece trafik kuralı değil,

aynı zamanda kul hakkına riayet etmektir.

Peygamber Efendimiz ﷺ buyuruyor ki:“Müslüman, elinden ve dilinden insanların emin olduğu kimsedir.” (Buhârî, Müslim)

Trafikte de insanın elinden (arabasından) ve dilinden (öfkesinden, kornasından) diğerleri emin olmalıdır.

Çünkü ihmal edilen bir saniye, bir hayatı söndürebilir.

Kırmızı ışık, bize sabrı öğretir.

O birkaç saniyeyi beklemek, aslında öfkeyi kontrol etmenin ve Allah’ın bize yüklediği emanete saygı göstermenin bir yoludur.

Sabır, yalnızca musibetlerde değil; günlük hayatın küçük anlarında da önemlidir.

Trafikte yol vermek, tıpkı kapıyı açmak gibi bir nezakettir.

Bir yayaya, yaşlıya, acele eden bir ambulansa yol açmak, Allah katında sadaka yerine geçer.

Efendimiz ﷺ buyuruyor: “Her iyilik sadakadır.” (Buhârî, Müslim)

O hâlde direksiyon başında yapılan nezaket de ibadet hükmündedir.

Trafikte yapılan dikkatsizlik, sadece kendi canımızı değil başkasının canını da tehlikeye atar. Bu da kul hakkına girer.

Allah dilerse kendi hakkını affeder; ama kul hakkını, hak sahibi affetmedikçe affetmez.

Nasıl ki kapı açmak küçük bir nezaketle toplumu güzelleştiriyorsa; trafikte sabırlı olmak,

kurallara riayet etmek de topluma huzur getirir.

Çünkü yollar, insanların sabır ve ahlâk aynasıdır.

Peygamber Efendimiz ﷺ şöyle buyurur:“Komşuna, kardeşine küçücük de olsa iyiliği küçük

görme; ona güler yüzle bakman bile bir iyiliktir.” (Müslim)

Demek ki bir kapıyı açmak da sadaka hükmündedir.

Çünkü sadaka sadece para vermek değildir; insanın, Allah rızası için başkasına kolaylık sağlaması da sadakadır.

İyilik yaparken kişi aslında nefsini terbiye eder.

Çünkü “benim için önemsiz” dediği bir hareket, karşısındaki için çok değerli olabilir.

Toplum içinde birine iyi davranmak, insanı küçültmez; aksine kalbini büyütür, kibirden arındırır. Allah katında değeri artırır.

Kur’ân-ı Kerîm’de Rabbimiz buyurur:“İyilikle kötülük bir olmaz.

Sen kötülüğü en güzel olan şeyle sav. O zaman aranda düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost gibi olur.” (Fussilet, 34)

Bir kapıyı açmak, belki o an sadece bir jesttir; ama kalpteki buzları eritebilir, düşmanlığı dostluğa çevirebilir.

İslam, bireysel değil; toplumsal huzuru da önemser.

Müslüman, çevresine rahmet dağıtan kişidir.

Peygamber Efendimiz ﷺ buyurmuştur: “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” (Buhârî, Müslim)

Demek ki bir Müslüman’ın davranışları, sadece kendini değil, tüm toplumu güzelleştirmelidir.

Bir kapıyı açmak bile, merhamet toplumunun küçük ama etkili tuğlalarından biridir.

En önemli nokta şudur: Müslüman, yaptığı her davranışı Allah rızası için yapar.

Eğer bir kapıyı açarken “insanlar beni takdir etsin” diye düşünürse, bu dünyevî bir kazanç olur.

Fakat aynı davranışı “Rabbim benden hoşnut olsun” niyetiyle yaparsa, işte o zaman ahirette büyük bir ecir kazanır.

Kur’ân’da şöyle buyrulur:“Kim zerre kadar hayır işlerse, onu görür.” (Zilzâl, 7)

Bir kapı açmak, bir tebessüm etmek, birine kolaylık sağlamak…

Zerre gibi görünür. Ama  Allah katında, koca bir dağ kadar sevap getirebilir.

Peygamber Efendimiz  insanların gönlünü fetheden en büyük özellik olarak güzel ahlâkı göstermiştir.

Onun hayatına baktığımızda, en zor anlarda bile nazik, anlayışlı ve sabırlı olduğunu görürüz.

Bizler de O’nun sünnetini takip ederek, günlük hayatımızda en küçük fırsatlarda bile nezaket göstermeliyiz.

Arkanızdan gelen kişiye kapıyı açmak, sadece fiziksel bir hareket değildir; aslında kalbin kapısını aralamaktır.

İslam bize öğretir ki: Nezaket, imanımızın yansımasıdır.

Toplum içinde birine iyi davranmak sizi küçültmez; tam aksine Allah katında yüceltir.

Çünkü iyilik, dünyada huzur getirir, ahirette ise ebedî mükâfata dönüşür.

Rabbim bizleri, küçük görünen ama gönülleri büyüten güzel ahlâkla yaşayan kullarından eylesin.

Âmin.

Allah’a emanetiz,Allah’a emanet  olun,

hayırlı geceler dilerim.