Selamun aleykum
Hepimizin Yolculuğu: Kendimizi Ararken İslam’a Dönmek
Hayat… Bazen karmaşık, bazen durgun bir nehir gibi akar önümüzden. Her birimiz farklı hayatların içindeyiz; farklı sevinçler, farklı yükler taşıyoruz. Ama bir noktada hepimizin sorduğu aynı sorular var:
“Gerçekten kimim?”
“Ne istiyorum?”
“Hangi değerler benim için vazgeçilmez?”
“Ve hayatımı bu değerlere göre yaşıyor muyum?”
İşte bu sorular sadece senin ya da benim değil, hepimizin kalbinde yankılanıyor.
Kim Olduğumuzu Hatırlamak
Allah, bizleri yaratırken ne büyük bir hikmetle yarattı! Sadece var olmak için değil, bir amaç için… Kur’an’da şöyle buyuruyor:
“Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”
(Bakara 51/56)
Yani biz, bu dünyada birer kuluz; ama öyle sıradan değiliz. Biz, bilinci, iradesi olan, kalbi olan varlıklarız. Kendimizi unuttuğumuzda, hayatımızın anlamı kayboluyor.
Ama İslam bize diyor ki; “Sen değerlisin, çünkü Allah’ın sevgili kulusun.”
İnsan fıtratıyla yaratılmıştır. Ve her fıtri isteğin, aslında Allah’ın koyduğu bir işareti vardır.
Sevgi istiyoruz → Çünkü Allah Vedûd’dur, yani sevgilerin kaynağı.
Huzur istiyoruz → Çünkü kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur. (Rad 13/28)
Ama biz bazen bu ihtiyaçları yanlış yerlerde arıyoruz.
İnsan sevgisinde sonsuzluk, para da huzur arıyoruz.
Ve sonra neden yetmediğini anlayamıyoruz.
İslam bize şunu öğretiyor:
Gerçek ihtiyaç, kalbin Allah’la olan bağını tamamlamasıdır
Kalbimiz hep bir şeyler arıyor, huzur, sevgi, anlam.
Ama bazen o arayışı yanlış yerlere kaydırıyoruz. Para, şöhret, anlık zevkler…
Bunlar geçici.
Bizim asıl arzumuz, Yaratan’a yakın olmaktır. Bu arzu hayatta yol göstericimizdir.
Değerlerimiz ve Pusulamız
İslam, bize adaleti, merhameti, sabrı, dürüstlüğü öğretiyor.
Bu değerler, hayatın fırtınalarında pusulamız olur.
Hepimiz hata yapabiliriz, savrulabiliriz ama değerlerimize dönmek, yeniden başlamak mümkündür.
Hayatımızı Değerlerimize Göre Yaşamak
Allah’ın isimleri bize değerleri öğretir.
Mesela…
Adl (Adalet): Allah adildir. Ben de adil olmalıyım.
Rahmet: O merhametli… Ben de merhametli olmalıyım.
Emânet: Peygamber güvenilir olandı. Ben de dürüst olmalıyım.
Aslında Müslüman olmak, sadece inançla değil, ahlakla da sınavdır.
İman varsa, onda yalan olmaz.
İman varsa, kibir barınmaz.
İman varsa, adalet, merhamet, sadakat olur.
O zaman değerlerim ne olmalı?
Benim pusulam ne? Kur’an’daki ahlâk…
Peygamber’deki nezaket…
Allah’ın isimlerinde saklı olan özellik
Belki herkes bilir değerlerini ama yaşamak zordur.
İslam, sadece yapılması gerekenler listesi değil; aynı zamanda kalbin dönüşümü, kendine ve başkalarına şefkatle yaklaşmaktır.
Tövbe kapısı açıktır, affedilmek mümkündür.
Ve Sonunda…
Dinimiz de insan, sadece emir alan bir robot değil…
Kalbi olan, iradesi olan, ama yönünü kaybettiğinde Rabbine dönebilen bir kuldur.
Ve bu dört soru — kimim, ne istiyorum, değerlerim ne, nasıl yaşıyorum — aslında İslam’ın da bizden
sormamızı istediği sorular.
Çünkü Allah, bize sadece “namaz kıl” demiyor.
Aynı zamanda “aklet”, “tefekkür et”, “kalbini temizle”, “merhametli ol” diyor.
Hepimiz bir yolcuyuz. Kimi zaman yolumuza ışık ararız. İslam, o ışıktır.
Bu yolculukta yalnız değiliz, Allah yanımızda.
Bu sorular hepimize ait, bu yol hepimizin.
Ve bu yolda ilerlerken, kalbimizde Allah’ın rahmetiyle güç buluruz.
Özetle:
İslam’da insan, sadece emir alan bir robot değildir.
O, düşünen, sorgulayan, kalbiyle iradesiyle sorumluluk taşıyan, Rabbinin yolunda yürürken kendini ve evreni anlamaya çalışan yüce bir varlıktır.
Selam ve dua ile