Selamun aleykum
Günler geçiyor ;
Zaman dönüyor… Her gün kalkıyoruz, bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz.
Kimimiz işe, kimimiz okula, kimimiz evin yüküne…
Ama farkında mısın? Hep bir yöne gidiyoruz. Sadece ayaklarımız değil, kalbimiz de bir yöne dönük.
Peki soralım kendimize — “Benim yönüm neresi?”
Ne için yaşıyorum?
Ne uğruna üzülüyorum, seviniyorum, hırslanıyorum?
Hayat dediğimiz şey, aslında bir yön tayini.
Her sabah gözümüzü açtığımızda bir yöne dönüyoruz.
İşimizi düşünüyoruz, paramızı düşünüyoruz, sevdiğimizi düşünüyoruz…
Ama bazen unutuyoruz: Kalbimiz nereye dönük?
Kur’an bize şöyle sesleniyor: “Herkesin yöneldiği bir yön vardır. O hâlde hayırlarda yarışın! Nerede olursanız olun,
Allah sizi bir araya getirecektir. Şüphesiz Allah her şeye gücü yetendir.”(Bakara, 2:148)
Bu ayet öyle bir ayet ki, kimseyi dışlamıyor. “Sen şöylesin, sen böylesin” demiyor.
Diyelim ki üç kişi aynı camiye gidiyor…
Biri arabayla gidiyor, Diğeri bisikletle, Öteki yürüyerek…
Belki imkânları farklı, belki yaşları, belki güçleri. Ama hepsi aynı niyetle yola çıkmış:
Allah için, namaz kılmak için, O’nun huzuruna varmak için.
Bu durumda kimsenin bir diğerine üstünlüğü yoktur.
Çünkü yol farklı olabilir ama yön aynıysa, Allah katında hepsinin değeri vardır.
Herkesin sevabı, niyetine ve gayretine göredir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ne güzel buyurmuş:“Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği vardır…”
(Buhârî, Bed’ü’l-Vahy 1)
Sen, ben , hepimiz elimizden gelenle Allah’a yürüyorsak,
O seni, beni , hepimizi görüyor.
Sen bisikletle, o arabayla gidiyor diye fark yok.
Çünkü Allah, neyle gittiğine değil, hangi niyetle gittiğine bakar.
O hâlde mesele arabayla, bisikletle, yürüyerek gitmek değil.
Mesele niyetin doğru olması, yönün Allah’a dönük olması.
Hepimize Düşen
Bu ayet bize şunu öğretiyor:
Însanları dış görünüşlerine göre yargılayamayız.
Kimseyi “ben daha doğruyum” diye küçümseyemeyiz.
Yöntemlerimiz farklı olabilir ama amaç aynıysa, hepsi Allah katında değerlidir.
Çünkü Allah sadece şekle değil, kalbe, yönelişe, samimiyete bakar.
Sen elinden gelenle Allah’a yürüyorsan,
O seni görüyor. Sen bisikletle, o arabayla gidiyor diye fark yok.
Çünkü Allah, neyle gittiğine değil, hangi niyetle gittiğine bakar.
O hâlde mesele arabayla, bisikletle, yürüyerek gitmek değil.
Mesele niyetin doğru olması, yönün Allah’a dönük olması.
“Herkesin yöneldiği bir yön vardır. O halde hayırlarda yarışın.” (Bakara 148)
Tam aksine; herkesin farklı olabileceğini kabul ediyor. Ama ardından çok önemli bir şey söylüyor:
“Farklı olabilirsiniz, ama iyilikte yarışın.”
🌿 Hayırlarda Yarışmak Ne Demek?
Kur’an’ın bize seslendiği o çok özel ayette:“Herkesin yöneldiği bir yön vardır. O hâlde hayırlarda yarışın.”
(Bakara, 2:148)
Burada “hayırlarda yarışmak” demek, sadece küçük iyiliklerle yarışmak demek değildir.
Bu yarış, hayatın her alanını, imanımızı ve amellerimizi kapsar.
Farz ibadetlerimiz; namaz, oruç, zekat…
Nafile, gönülden yapılan extra ibadetler…
Zekat gibi Allah’ın emrettiği malî sorumluluklar…
Umre gibi manevi yolculuklar…
Kendimiz için yaptığımız hayırlar,Başkaları için ettiğimiz dualar, yardımlar, fedakârlıklar…
Hepsi “hayırlarda yarışmak”tır.
Yani yarış;“Kim daha çok ibadet eder?” “Kim daha çok yardım eder?”
“Kim daha çok kalbini Allah’a yakın tutar?”
Çünkü Yarış, Sadece Görünürde Değildir
Bir kimse, farzını tam yaparken yarış halindedir.
Bir başkası, nafile namazla, gönülden gelen ekstra ibadetle yarışır.
Bir diğeri, malının zekatını vermekle yarışır.
Başka biri ise, zor şartlarda umreye gider, orada kalbini ve ruhunu arındırır.
Her biri farklı yollarda, ama hepsi aynı güzellikte…
Hepsi Rabbimizin hoşnutluğuna ulaşmak için atılmış adımlardır.
Hayırlarda yarışmak, hayatın tüm boyutlarını kapsar.
İster farz, ister nafile, ister maddi, ister manevi…
kendimiz için ister başkaları için olsun,
Yarışın kazananı yoktur, çünkü her hayır, Rabbimizin katında değerlidir.
Peygamberimizin Hayır Yarışı Efendimiz Muhammed (s.a.v.) buyuruyor:
“İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olandır.”(Dârekutnî, Hasen)
Demek ki yönümüz nereye dönük olursa olsun, en güzel yön insana fayda vermek, iyilik yapmak.
Birine tebessüm etmek, Bir kalbi kırmamak,
Bir yetimin başını okşamak… Hepsi hayırdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir gün ashaba şöyle dedi:
“Sadaka her Müslümana farzdır.”
Ashab: “Ya Rasûlallah, sadaka verecek bir şey bulamazsa?” dedi.
Efendimiz:
“Eliyle çalışır, hem kendine hem başkasına fayda sağlar.”
“Ya buna da gücü yetmezse?”
“İyiliği emreder.”
“Ya bunu da yapamazsa?”
“Kötülükten uzak durur. Bu da onun için sadakadır.”
(Buhârî, Zekât 30; Müslim, Zekât 55)
Bak görüyor musun? Allah, herkese iyilik kapısı açmış.
Zengin olman gerekmiyor. Güçlü olman gerekmiyor.
Yeter ki niyetin doğru, yönün temiz olsun.
Biz Ne Yapabiliriz?
Şimdi dönelim kendimize…
Bu ayet ve hadisler bize ne diyor?
Şunu diyor: Herkes bir şeye yönelmiş olabilir: Para, başarı, eğlence, dünyalık…
Ama Allah’ın bizden istediği şu: Hayırda yarış.
Yani:“Senin yönün Kâbe’ye dönük olabilir, ama kalbin nereye dönük?”
“Sen dindar görünebilirsin, ama iyilikte yarışıyor musun?”
“Sen çok şey biliyor olabilirsin, ama insanlar senden fayda görüyor mu?”
🌿 Hadisle Tamamlayalım
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:“Kıyamet günü insanlar amellerine göre haşredileceklerdir.”
(Tirmizî, Zühd 3)
Yani kimin neye yöneldiği, o gün belli olacak. Kimin kalbi Allah’a dönüktü,
Kimin eli iyilikle meşguldü, Kimin dili hakikati konuştu…
Hepsi ortaya çıkacak.
O yüzden şimdiden soralım kendimize: “Ben yönümü nereye çevirdim?”
Sonuç Olarak Yönler farklı olabilir; ama iyilikte birleşmeliyiz.
Herkesin bir meşgalesi var, ama iyilik boşta kalmasın.
Nerede olursan ol, Allah seni unutmaz.
Duamiza yapalim
“Allah’ım… Kalbimizi sana çevir. Adımlarımızı hayra çevir.
Yönümüzü şaşırtma. Bizleri, senin rızana koşanlardan eyle.
Peygamber Efendimizin (sav) izinde, İnsanlara faydalı olan,
Sessizce iyilik yapan, Gösterişten uzak kullarından eyle.
Amin.”