(Mekke’de inmistir. 60 âyettir)
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile.
1,2,3,4;5,6-O tozdurup savuranlara,derken bir ağırlık taşıyanlara, derken bir kolaylıkla akanlara, derken bir emir taksim edenlere andolsun ki! O size vaadolunan şüphesiz doğrudur ve elbette o, din vuku bulacaktır.
7- O düzgün hâreli gök hakkı için!
8-Sözlerinizden oldukça muhtelifsiniz.
9-Ondan döndürülenler döndürülür.
10,11,12-O kahrolası yalancılar!
O sarhoşluk içinde ne yaptığını bilmezler soruyorlar:”Ne zamanmış o din günü!?”
13,14-Ateş üzerinde kıvranacakları gün…“Tadın fitnenizi! Bu işte o sizin acele istediğiniz
15,16,17,18,19-Şüphesiz ki muttakiler/ korunup sakınanlar, bahçelerde pınar
başlarındadırlar, Rab’lerinin verdiğini almışlar
. Çünkü onlar, bundan önce muhsinlerdi.
Geceden pek az uyurlardı ve seherde mağfiret dilerlerdi ve mallarında da dileneni ve
yoksulun bir hakkı vardır.
20,21-Yakin ehli için yeryüzünde de âyetler var, nefislerinizde de.
Hâlâ görmeyecekmisiniz?
22,23-Gökte de rızkınız ve va’d olunduğunuz..
Göğün ve yerin Rabbi hakkı için, o şüphesiz haktır ,tıpkı sizin konuşmanız gibi.
24-İbrahim’in ikram edilen konuklarının haberi ulaştı mı sana?
25-O vakit ki yanına girdiler de: “selam” dediler. O da: “Selâm” dedi.
Tanımadık bir topluluk»
26-Hemen ailesine gidip semiz bir buzağı getiriverdi.
27-Onu önlerine “‘Yemez misiniz?’ dedi.
28-Derken içinde onlardan gizli bir korku duydu. “Korkma!”dediler ve ona bilgin bir oğul müjdesi verdiler.
29-Bunun üzerine hanımı bir çığlık ile döndü ve elini yüzüne çarptı ve: ”kısır bir kocakarı!’ dedi.
30-Dediler ki: Öyle Rabbin buyurmuştur. Şüphesiz ki O, Hakimdir, Alimdir 31-”Ey Elçiler! O halde asıl işiniz nedir?”dedi.
32-Onlar: “Şüphe yok ki biz günahkar bir topluluğa gönderildik” dediler.
33-“Üzerlerine çamurdan taşlar atalım diye;
34-Rabbının nezdinde haddi aşanlar için işaretlenmiş olan”
35-Biz de orada bulunan mü’minleri çıkardık.
36-Ama orada Müslümanlardan bir ev halkından başkalarını bulmadık.
37-Ve orada acı azabtan korkanlar için bir alâmet bıraktık.
38-Bir de Mûsâ’da(bir alâmet bıraktık).Hani O’nun Firavun’a apaçık bir delil ile göndermiştik.
39-O bütün kuvvetiyle tersine gitti: ‘sihirbaz veya delidir’ dedi.
40-Bunun üzerine biz de tuttuk-alçaklık- edip duruken- kendisini ve ordularını denize fırlatıverdik.
41,42-‘Âd kavminde de.Üzerlerine o köklerini kesen helak edici rüzgarı salıvermiştik.
Uğradığı hiçbirşeyi bırakmıyor mutlaka onu ufalayıp kül gibi ediyordu.
43,44-Semûd’da da HAni onlara.”“Bir süre kadar faydalanın”denilmişti de Rab’lerinin
emrinden çıkıp azgınlık ettiler.
Bu yüzden o saika onları yakalayıverdi, bakınıp duruyorlardı.
45-Ayağa kalkamadılar, onlara yardım da edilmedi .
46-Önceden de Nûh kavmini. Çünkü onlar fâsık bir kavim idiler.
47-Ve biz göğü kudret ve kuvvetle bina ettik ve muhakkak biz genişlik vereniz.
48-Yeri de döşedik, ne güzel döşeyiciyleriz.
49-Her şeyden deçift çift yarattık. İyi düşünürsünüz diye
50-O halde Allah’a kaçın. Muhakkak ben size O’nun tarafından bir açık uyarıcıyım.
51-Allah ile birlikte başka bir ilah edinmeyin. Muhakkak ben size O’nun tarafından bir açık uyarıcıyım. 52,53-İşte böyle bunlardan evvelkiler bir Resul gelince mutlaka ya sihirbaz dediler ya deli.
Hep bunu vasiyyetleştiler mi? Hayır onlar azmış bir kavim idiler.
54-Sen yüz çevir onlardan. Artık kınanacak değilsin.
55- Ama hatırlat.Çünkü bu hatırlatmak muhakkak mü’minlere fayda verir.
56-Ben cinleri de insanları da bana ibadet etmekten başka bir maksatla diye yaratmadım.
57-Ben, onlardan bir rızık istemiyorum bana yedirmelerini de istemiyorum.
58- Çünkü şüphesiz ki Allah’dır hem rızık veren, hem pek çetin kudret sahibi olan.
59,60-Muhakkak arkadaşlarının payları olduğu gibi ; o zalimlerin de payları vardır.
Şimdilik acele etmesinler.
Tehdit olundukları o günlerinden dolayı vay o küfredenlere!
kaynak (Tefsiru’s- Sa’di (Allametu’s-seyh Abdurrahman es – Sa’di)
Allah ondan razi olsun
Yüce Allah’a hamd-ü senâlar olsun