Mekke’de inmistir. 128 âyettir)
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile.
1-Allah’ın emri geldi. Artık onu istemekte acele etmeyin. O, onların ortak koştukları şeylerden münezzehtir, yücedir.
2-O, kendi emri ile kullarından dilediği kimseler üzerine rûh ile melekler şunu bildirin diye indiriyor:”Benden başka bir ilâh yok! Öyleyse benden korunup sakının.”
3-O, gökleri ve yeri hak ile yarattı. O, onların koşmalarından yücedir.
4-İnsanı nutfeden yarattı. Bir de bakarsın ki o, apaçık bir hasım kesilivermiştir.
5-Hayvanları da yarattı ki, bunlardan size ısıtacak şeyler ve birçok menfaatler vardır. Onlardan yersiniz de
6-Akşamleyin getirişinizde de sabahleyin salıverişinizde de onlarda sizin için bir güzellik vardır. 7-Onlar ağırlıklarınızı yüklenir kendi kendinize yarı canınız tükenmeden varamayacağınız bir beldeye götürülürler. Şüphesiz Rabbiniz, Rauftur ,Rahimdir.
8-Hem i binmeniz içiin hem süs olmak üzere atları, katırları, ve merkebleri de ve bilemiyeceğiniz daha nice şeyleri de yaratir.
9-Ve alâllâhi kasdus sebîli ve minhâ câirun, ve lev şâe le hedâkum ecmaîn(ecmaîne). 9
9-Doğru yolu Allah’a aittir. Ondan sapan da var.
Dilese idi elbette hepinizi toptan hidâyete erdirirdi.
10-O öyle bir Zât ki, sizin için gökten bir su indirdi .
Ondan içecek de vardır hayvanlarınızı yaymakta bitkiler de ondadır.
11- Onunla sizin için ekin, zeytin ,hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünü
bitiriyor.
Bunda düşünen insanlar bir topluluk için elbette bir âyet vardır.
12-Geceyi, gündüzü, güneşi, ayı sizin müsahhar kıldı.
Yıldızlar da O’nun emri ile boyun eğmişlerdi.
Bunlarda, akledecek bir topluluk için elebtte bir âyetler vardır.
13-Daha sizin için yeryüzünde çeşitli renklerle yarattığı nelr var!
Bunlarda tezekkür edecek bir topluluk için elbette bir âyet vardır.
14-Ve O öyle bri zât ki, denizi ondan taze et yemeniz ve ondan giyeceğiniz ziynet
çıkarmanız için emrinize vermiştir.
Gemileri de görürsün ki orada yara yara akar giderler.
Hem lütfundan arayasınız diye hem de şükredersiniz diye. 15-Sizi çalkalayıp sallamasın diye yeryünde ağır baskılar bıraktı, ırmaklar ve
masatlarınıza ulaşaşınız diye yollar yaptı.
16-Ve nice alêmetler … yıldızlarla da yollarını bulurlar.
17-Hiç yaratan, yaratamayan ?Artık düşünmeyecek misiniz?
18-Allah’ın nimetini saymaya kalkışsanız, sayamazsınız. Şüphesiz Allah Gafûru’r- Rahîm’dir.
19-Hem Allah gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da bilir.
20-Allahdan başka yalvarıp durduklarınız ise hiçbir şey yaratamazlar. Kendileride yaratılıyorlar.
21-Hep ölülerle, diri değil,Ne zaman dirilteceklerini de bilmezler.
22- Sizin ilâhınız bir tek ilâhır. Öyle iken ahirete inanmıyanların kalpleri büyüklendiklerinden dolayı inkâr edicidir.
23-Şüphe yok ki Allah onların gizlediklerini de, açıklayacaklarını da bilir. Muhakkak O, kibirlenenleri sevmez.
24-Onlara: “Rabbiniz ne indirdi ?”denildiği zaman:“Eskilerin masalları” derler.
25-(Bununla) kıyamet gününde kendilerinin yüklerini tamamen yüklendikten başka, bilgisizce saptırdıkları kimselerin yüklerinden bir kısmı da yüklecekler. Bak! Ne kötü yük yüklenmekteler!
26-Kendilerinden öncekiler de tuzak kurmuşlardı. Nihâyet Allah kurdukları binalarına temellerinden geldi de üstlerindeki tavan başlarına çöktü. Azap da onlara farketmeyecekleri bir taraftan geldi.
27- Sonra kıyamet gününde onları alçaltacak ve diyecek ki:”Hani nerede, uğrunaçekiştiğiniz ortaklarım ?” Kendilerine ilim verilenler dediler ki:” Muhakkak zillet ve azap bugün kâfirler üzerinedir.”
28-Onlar ki, nefislerinize zulmedenler olarak melekler ruhlarını alırken :“Biz hiçbir fenalık yamazdık” diye teslim olurlar. “Hayır, Allah, sizin bütün yaptıklarınızı çok iyi bilendir.”
29-O halde, içinde ebedi kalıcılar olarak girin cehennemin kapılarından… Büyüklenenlerin yeri ne kötüdür!”
30-Korunup sakınanlara ise: “Rabbiniz ne indirdi?” denildiğinde:«Hayır» dediler.
Bu dünyada iyi hareket edenlere güzellik vardır.
Âhıret yurdu ise elbette daha hayırlıdır. Korunup sakınanların yurdu ne güzeldir!
31-Adn cennetleri ki, oralara girecekler. Altlarında ırmaklar akar ,orada diledikleri her şey var. İşte Allah korunup sakınanları böyle mükâfatlandırır.
32-Onlar ki melekler pak ve temiz olarak ruhlarını alırlarken:”Selam size, yapıp durduklarınızın karşılığı olarak girin cennete!”derler.
33-Başka değil ancak melelerin gelmesini yahut Rabbinin emrinin gelip çatmasını beklerler. Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı.Allah onlara zulmetmedi , fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
34-Bunun için işlediklerinin kötülüğü onlara isabet etti . Alay edip durdukları kendilerini çepeçevre kuşatıverdi.35-Müşrikler dediler ki:”Eğer Allah dileseydi, biz de babalarımız da kendisinden başka hiçbir şeye ibadet etmez, O’nun emrine aykırı olmak üzere hiçbir şeye haram kılmazdık!”Kendilerinden öncekiler de böyle yapmışlardı. peygamberler üzerinde apaçık bir tebliğden başka görev var mı?
36-Andolsun ki biz, her ümmete arasında: «Allaha ibadet edin ve tâguttan kaçının” diye bir peygamber göndermişizdir. Allah içlerinden kimini hidâyet verdi, kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde gezin de dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl olmdu, görün!
37-Onların hidâyete ermeleri için hırs göstersen de, şüphesiz ki Allah dalâlette bırakmayı dilediği kimselere hidâyet vermez. Onların hiç bir yardımcıları da yoktur.
38-“Allah ölen kimseyi diriltmez” diye olanca güçler ile Allah’a yemin ettiler. Hayır, öyle değil Bu, O’nun öyle değil gerçekleştirmeyi üzerine aldığı hak bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
39-Hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıklasın;
küfredenler de kendilerinin gerçekten yalancı kimseler olduklarını bilsinler diyee..
40-Bir şeyi dilediğimiz zaman sözümüz ona sadece “ol”dememizden ibarettir .Derhal oluverir.
41-Zulme uğradıktan sonra Allah uğruna hicret edenleri dünyada elbette güzel bir şekilde barındıracağız… Âhiret mükâfatı ise mutlaka daha büyüktür.. Bilmiş olsalardı...
42-Ellezîne saberû ve alâ rabbihim yetevekkelûn(yetevekkelûne).
42-Onlar sabredenler ve Rab’lerine tevekkül edenlerdir
43- Senden önce de Resul olarak kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını elçi göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun.
44-Apaçık belgelerle ve kitaplarla …Sana da bu Zikr’i insanlara kendilerine ne indirğini açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye indirdik.
45- Kötülükleri planlayanlar Allah’ın, kendilerini yere batıracağından yahut farkedemeyecekleri bir taraftan kendilerine ansızın azabın gelip çatacağından yana emin mi oldular?
46-Yahut onlar dönüp dolaşırken kendilerini yakalayıvermesinden? Onlar âciz bırakamazlar.
47-Yahut kendilerini korku içerisinde iken yakalamasından ?Rabbiniz gerçekten Raûf’tur, Rahîm’dir.
48-Allah’ın yarattığı şeylerden herhangi birini görmediler mi ki onların gölgeleri, sağ ve sollarında sürünerek Allaha secde ederler.
49-Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’a secde eder, gerek hareket eden varlıklardan gerek meleklerden onlar hiç kibirlenmezler.
50-Üstlerinde Rab’lerinin korkusunu duyarlar ve emrolunduklarını yaparlar.
51-Allah buyurdu ki: “İki ilah edinmeyin. O, ancak tek bir ilâhtır. Onun için benden yalnız benden korkun.”
52-Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Din de daima ve yalnız O’nundur. Buna rağme hâlâ Allah’tan başkasından mı korkuyorsunuz?
53-Elde ettiğiniz her nimet Allah’tandır. Sonra size herhangi bir sıkıntı gelip çattzğında, O,na yalvarıp yakarırsınız.
54-Nihâyet O, sizden sıkıntıyı giderdiğinde içinizden bir grup hemen Rablerine şirk koşuverir.55-Kendilerine verdiğimize küfretmeleri için … Öyle ise, faydalanın bakalım, yakında bileceksiniz.
56-Bir de bizim kendilerine verdiğimiz rızıktan tutuyorlar o bilmezlere pay ayırıyorlar.Allah’a yemin olsun ki uydurup iftira ettiklerinizden elbette sorguya çekileceksiniz.
57-Allah’a kızlar da isnad ediyorlar. Hâşâ O, münezzehtir. Kendilerine gelince candan arzuladıkları…
58- Onlardan birine kız çocuğu müjdesi verilince öfkesinden yüzü simsiyah kesilir.
59-Verilen kötü müjdeden ötürü kavminden gizlenir. Aşağılanmayı göze alarak alıkoysun mu, yoksa diri diri toprağa mı gömsün ? Bak, ne kadar kötü hüküm veriyorlar!
60-Ahirete iman etmeyenler içindir kötü örnek. En yüce örnek ise Allah’ındır ve O’Azîzdir, Hakîmdir.
61-Eğer Allah insanları zulumlerinden ötürü (dünyada) sorgulayacak olsaydı,( yeryüzü) üzerinde hiçbir canlı bırakmazdı.. Fakat O, insanları belirlenmiş bir vadeye kadar erteler. Artık ecelleri geldiği zaman ne bir saat geciktirirler ne de öne geçebilirler.
62-Hem Allah’a kendilerinin hoşlanmıyacakları şeyler isnad ediyorlar, hem de dilleri yalan yere en güzel âkibetin kendilerinin olduğunu söylüyor. Hiç şüphesiz onlar için sadece ateş vardır ve onlar en önce gideceklerdir.
63-Allah’a andolsun ki, biz senden önceki ümmetlere de peygamber gönderdik. Şeytan onların yaptıklarını kendilerine süsleyip, hoş göstermiştir. İşte O, bugün onların velisirdir ve onlara çok elemli bir azab vardır.
64-Biz sana kitâb’ı ancak hakkınd aanlaşmazlığa düştükleri şeyleri kendilerine açıkca anlatman için ve iman edecek bir kavme bir hidâyet ve bir rahmet olmak üzere indirdik.65-Allah gökten bir su indirir de onunla yeryüzünde ölümünden sonra hayat verir. Şüphesiz bunda dinleyen bir topluluk için bir âyet vardır.
66- Sağmal hayvanlarda da sizin için elbtte bir ibret vardır. Size karınlarındaki dışkı ile kan arasında, içenlerin boğazından kolaylıkla geçen halis bir süt içiriyoruz.
67-Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvelerinden de içki çıkarır ve onlardan güzel bir rızık edinirsiniz. İşte aklını kullanan bir topluluk için hiç şüphesiz bunda bir âyet vardır. 68- Rabbin bal arısına da şöyle vahyetti: ” Dağlarda,, ağaçlarda ve yapacakları çardaklarda evler edin”
69-“Sonra her üründen ye de Rabbinin kolaylaştırdığı yollara git”
Karınlarından çeşitli renklerde bir içecek çıkar ki, onda insanlar için bir şifa vardır.
İşte bunda da düşünen bir topluluk için kesin bir âyet vardır.
70-Sizi Allah yarattı. Sonra sizi vefat ettiriyor. İçinizden kimi de ömrün en kötü
zamanına kadar geri götürülür ,tâ ki biraz bilgiden sonra hiç bir şey bilemez bir hale gelsin.
Şüphesiz Allah her şey bilendir, her şeye gücü yetendir.
71-Allah rızık hususunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar rızıklarını ellerinin altındakilere veriyorlar da hepsi onda eşit oluyor değil. O halde Allah’ın nimetini bile bile inkâr mı ediyorlar?
72-Allah siziniçin kendi (cins)inizden eşler yarattı. Eşlerinizden de size oğullar ve torunlar yarattı. Sizi güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdı. Şimdi batıla mı inanıyorlar, Allah’ın nimetini küfr mü ediyorlar?
73-ALLAH’ın yanısıra kendilerine göklerde ve yerde hiçbir rızı sağlayamaya güç yetiremeyen ve yetime ihtimali bulunmayan şeylere tapıyorlar.
74-Artık Allah’a temsiller getirmeye kalkışmayın. Allah bilir, siz bilemezsiniz.
75- Allah şöyle bir temsil getirdi:Bir köle:Hiç bir şeye güç yetiremez. Bir de kendisine tarafımızdan güzel bir rızık vermişiz de ondan gizli -açık infak edip duruyor. Bunlar hiç eşit olurlar mı? Hamd, bütünüyle Allah’ ‘ındır. Ama çokları bilmez.
76-Allah şunu da bir temsil getirdi: iki adam: biri dilsiz, hiçbirşey güç yetireme. Üstelik sahibine yüktür. Onu nereye göndersen hiçbir hayır getirmez. Hiç bu, adaletle emreden ve dosdoğru bir yolda giden kimseye eşit olur mu?
77-Göklerin ve yerin gaybı da Allah’a aittir. Saat olayı ise ancak bir göz kırpma gibidir. Yahut o, daha da yakındır. Şüphesiz Allâh, her şeye gücü yetendir.
78-Allah, sizi analarınızın karnından öyle bir halde çıkardı ki hiçbir bilmiyordunuz.
Şükredersiniz diye size kulaklar, gözler ve gönüller verdi.
79-Gök boşluğunda musahhar kılınmış kuşları görmüyorlar mı?
Onları Allah’tan başkası tutmuyor.
Şüphe yok ki bunda iman edecek bir topluluk için âyetler vardır.80-Allah size evlerinizde bir mesken kıldı. Size davar derilerinden gerek göçtüğünüz günde ve gerek konduğunuz günde hafifçe taşıyacağız evler ve yünlerinden, tüylerinden ve kıllarından bir süreye kadar giyecek, döşenecek ve ticareti yapılacak bir metâ verdi.
81- Allah yarattığı şeylerden sizin için gölgeler yayadı. Dağlarda sığınıp barınacağınız yerler yarattı. Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta zırhlar bağışladı. İşte O, teslim olasınız diye üzerinizdeki nimetini böylece tamamlamıştır.
82-Eğer yüz çevirirlerse, sana düşenin, ancak açıkça bir tebliğden ibarettir.
83-Onlar Allah’ın nimetini tanıyıp bilir, sonra onu inkâ ederler. Bir çoğu kâfirdir.
84-Bir gün de gelecek ki , her ümmet bir şahit çıkaracağız: Sonra o Küfredenler e ne izin verilecek , ne de onlardan razı etmeleri istenecek.
85-Ve o zalimler azabı görünce artı o onlardan ne hafifletecek ne de onlara mühlet verilecek.
86-Şirk koşanlar ortaklarını görünce :”Rabbimiz, işte şunlar senin yansıra tapındığımız ortaklarımız”diyecekler. Onlar da onlara: “Şüphe yok ki siz yalancılarsınız ” diyerek cevap yetiştirecekler.
87-O gün Allah’a teslim olmuşlardır ve bütün uydurdukları kendilerini bırakıp gitmiştir. 88-Hem küfretmiş hem de Allah yolunda alıkoymuş olanların başkalarını da fesada uğrattıkları için- azablarına azab katarız.
89-Her ümmetin içinden kendilerine karşı birer şahit çıkaracağımız; seni de onlar üzerine şahit getirdiğimiz gün! Ve biz sana bu kitab’ı herşeyi açıklayıcı, hem bir hidâyet, hem bir rahmet ve müslümanlara bir müjde olmak üzere parça parça indirdik. 90-Şüphesiz ki Allah sizi adaleti ihsanı, yakınlara vermeyi emrediyor. fahşâ, münker be bağyi yasaklıyor. İyice anlayıp tutasınız diye size öğüt veriyor.
91-Ahitleştiğiniz zaman Allah’ın ahdini eksiksiz yerine getirin. Yeminleri pekiştirdikten sonra bozmayın. Hem Allah’ı üzerinize kefil yapmışken! Şüphe yok ki Allah, yaptıklarınızı bilir.
92-İpliğini sağlamca eğirdikten sonra söküp bozan kadın gibi olmayın. bir ümmet diğer bir ümmetten daha çoktur diye yeminlerinizi aranızda bir hile ve fesad aracı mı? ediniyorsunuz ? Her halde Allah size bununla imtihan eder. Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyi O, kıyâmet gününde elbette size açıklayacaktır.
93-Eğer Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O dilediğini saptırır dilediğini de hidâyete erdirir. Yaptıklarınızdan muhakkak sorguya çekileceksiniz.94-Yeminlerinizi aranızda hile ve fesat aracı edinmeyin. Çünkü o takdirde sapasağlam yerleştikden sonra ayağınız kayıverir ve Allah yolundan sapıp alıkoyduğunuz için kötülüğü tadarsınız. Büyük bir azabı hak edersiniz.
95-Allah’ın ahdini az bir pahaya satmayın. Çünkü Allah katında olan sizin için daha hayırlıdır.Eğer bilirseniz.
96-Sizin yanınızdaki tükenir, Allah’ın nezdindekiler ise kalıcıdır. Sabredenlerin mükâfanı elbette yapmakta olduklarnın güzeliyle vereceğiz.
97-Erkek olsun, kadın olsun kim mü’min olduğu halde salih amel işlerse, biz şüphesiz ona çok güzel bir hayat yaşatırız ve bunları elbette işlediklerinin en güzeliyle mükâfatlandıracağız.
98-Kuran okuyacağın zaman, o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.
99-Doğrusu iman edip yalnız Rab’lerine tevvekül edenler üzerinde onun hiçbir hakimiyeti yoktur.
100-Onun hakimiyeti ancak kendisine dost edinip de onu Allah’a ortak koşanlar üzerindedir.
101-Biz bir âyetin diğer bir âyetin yerine getirip değiştirdiğimizde- Allah neyi indireceğini en iyi bilen olduğu halde-:«Sen ancak bir iftiracısın» dediler. Hayır; onların çoğu bilmezler.
102-De ki:”Onu Ruhu’l -kudüs iman edenler tam bir sebat vermek, müslümanlara bir hidâyet ve bir müjde olmak için Rabbinden hak olarak indirmiştir.”
103-Andolsun ki onların:”Ona muhakkak bir insan öğretiyor” dediklerini biliyoruz.İlhada saparak kasdettikleri o kimsenin dili yabancıdır. Bu ise apaçık bir Arapçadır.
104-Allah’ın âyetlerine iman etmeyenler elbette ki Allah hidâyete erdirmez. Onlara can yakıcı azap vardır.
105-Yalan uydurup düzenler ancak Allah’ın ayetlerine imân etmeyenlerdir. İşte yalancıların ta kendileri onlardır.
106-Her kim imanından sonra Allah’a küfrederse -kalbi iman dolu olduğu halde zorlanan müstenâ- fakat küfre göğüs açanlar, işte Allah’ın gazabı onların üzerinedir ve onlar için çok büyük bir azap vardır.
107-Bunun sebebi, onların dünya hayatını ahiretten daha çok sevmeleridir ve Allah hiç şüphesiz kâfirler topluluğuna yol göstericilik etmez.
108-İşte onlar! Allah’ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte onlar! Gafil kimseler.
109-Hiç şüphesiz, âhirette de hüsrana uğrayacaklar.
110-Sonra şüphesiz ki Rabbin işkence uğratıldıktan sonra hicret eden, sonra cihad eden ve sabreden kimseler; evet Rabbin muhakkak bunun arkasından Gafûrdur Raahîmdir.
111-O gün gelen herkes kendi nefsi için çabalayacak, herkese yaptıklarının karşılığını eksiksiz olarak verilecek ve onlara asla zulmedilmeyecektir.
112-Allâh şöyle bir kasabaya temsil yaptı: Güven, huzûr içindeydi.Rızkı da her bir yandan bol bol geliyordu.Derken (ahalisi) Allah’ın nimetlerine küfretti . Allah da ona ısrarla işledikleri yüzünden açlik ve korku elbisesi tattırdı.
113- Andolsun ki onlara kendilerinden bir peygamber geldi de onu yalanladılar. Bu sebeple onlar zulmederlerken azab kendilerine yakalayıverdi.
114-Artık Allah’ın size rızıklandırdığı şeylerden helâl ve temiz olarak yiyin.Ve eğer O’na ibadet ediyorsanız Allah’ın nimetini şükredin.
115-O, size ancak ölüyü, kanı, domuz etini, bir de Allah’tan başkasının adı anılarak boğazlanmış olanları haram kıldı. Kim çaresiz kalırsa saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla (yiyebilir) . Şüphesiz Allah Gafûrdur, Rahimdir.
116-Dillerinizin yalana yere niteleyegeldiği şeyler için: “Şu helâldir, şu harâmıdır,” demeyin. Çünkü Allah hakkında yalan uyduranlar iflâh olmazlar.
117- Pek az bir menfaat… Ama onlar için elemli bir azab vardır.
118-Yahudilere ise sana daha önce anlattığımız şeyleri haram kılmıştık. Biz onlara zulmetmemiştik. Ama onlar kendilerine zulmediyorlardı. 119- Sonra şüphesiz ki Rabbin cehaletle bit kötülük işleyen, sonra da arkasından tevbe edip hallerini düzelten kimseler hakkında- elbette senin Rabbin, bunun arkasından -Gafûrdur, Rahimdir.
120-Gerçekten İbrâhim başlı başına bir ümmet idi. Allah için kânit ve hanif idi. Hiçbir zaman müşriklerden olmadı.
121-O’nun nimetlerine şükredendi. O onu beyenip seçmiş, kendisini dosdoğru bir yola
iletmişti.
122-Biz ona dünyada bir güzellik verdik. iletmişti. Şüphesiz o, ahirette de mutlaka salihlerdendir.
123-Sonra biz sana:«Hanif olarak İbrahim’in dinine uy. O hiç bir zaman müşriklerden olmadı.”diye vahyettik.
124 -Cumartesi ancak onda ihtilaf düşenlere farz kılınmıştı. Şüphesiz ki Rabbin ihtilâf edegeldikleri şey hakkında kıyamet günü aralarında hükmedecektir.
125- Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et. Onlarla mücadeleni en güzel yolla yap. Şüphesiz ki Rabbin yolundan sapaları en iyi bilendir; O, hidâyette olanları da çok iyi bilendir.
126-Eğer bir ceza verecek olursanız size verilen saldırının misliyle mukabele edin. sabrederseniz andolsun ki bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
127-Sabret! Senin sabrın ancak Allah’ı iledir. Onlar için üzülme. kurmakta oldukları tuzaklardan dolayı da sıkıntıya düşme.
128-Çünkü Allah,korunup sakınanlarla ve muhsinlerle beraberdir.
kaynak (Tefsiru’s- Sa’di (Allametu’s-seyh Abdurrahman es – Sa’di)
Allah ondan razi olsun
Yüce Allah’a hamd-ü senâlar olsun
–