(Medine’de inmistir.29 âyettir)
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile.
1-Gerçekten Biz sana apaçık bir fetih nasin ettik.
Burada sözü geçen fetih , Hudeybiye Sulhüdür. Rasûllah sallallahu aleyhi ve sellem , umre yapmak üzere Mekke’ye geldiğinde müşriklerin onu alıkoyduğu -Siret kitaplarinda uzunca- anlatilir. Sonunda Rasûllah sallallahu aleyhi ve sellem . on yil süre ile “birbirlerini ile savasmamak ve gelecek yil umre yapmak ;Kureysliler tarafindan antlasmaya katilmak isteyenlerin onlarala birlikte ,Rasûllah sallallahu aleyhi ve sellem tarafinda, antlasmayi katilabilecegi ” esaslari üzerinde onlarla baris yapti.Bunun büyük bir fetih olus sebebini gelince ;Însanlar birbirlerine guvenince Allah’in dinine davet alani genisledi. Her mü’min nerede olursa olsun, buna imkan buldu. Ayrica Îslâm’in hakikatini bilmek isteyenler de bunu ögrenmek imkânini buldular.
Bu süre zarfinda insanlar Allah’in dinine kitleler halinde girdiler. Bundan dolayi Yüce Allah buna “Fetih” adina vermis ve bunun “apaçik bir fetih “vasfina sahip oldugunu dile getirmistir. Çünkü müşriklerin ülkelerini feth etmekte kasit. Allah’in dinini güçlendirmek ,müslümanlarin zafer kazanmalarini saglamaktir.Îste böyle bir fetih bu baris ile gerçeklesmis oldu. Yüce Allah bu fethin bir takip sonuçlarini da dile getirmis söyle buyurmustur.
2-Allah, geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola iletsin diye;
3-Ve Allah seni çok üstün zafere erdirsin diye.
“Allah, geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın.” Bu da -Allah en iyi bilendir ya- böyle bir fetih sebebi ile husule gelen pek çok itaatler ve dine pek çok girmeleri dolayisi iledir. Ayrica Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ancak peygamberlerin “ulu’lazam “inden olan birisinin katlanabilecegi sartlari kabul etmesi de bunun sebepleri arasindadir. Yüce Allah’in Rasûlünün geçmis ve gelecek günahlarini bagislamis, peygamber efendimizin şânını yüceliğini ve degerini ortaya koyan en büyük hususlardandir.
“Üzerindeki nimetini “dinini ,güçlü ve aziz kilmak, seni düsmanlarina karsi muzaffer kilmak ve dininin Hakîm oldugu alni genisletmek sureti ile “ tamamlasın ve seni “ kendisi vasitasi ile ebedi mutluluga ve sonsuz kurtulusa nail olacagi “dosdoğru bir yola iletsin diye ve Allah seni çok üstün ” Îslâm’in sarsilmasina imkân vermeyecek sekilde güçlü bir ” zafere erdirsin diye”Bu tam zafer ile birlikte , kafirlerin kökü kazilsin, zelil olsunlar , gerilesinler , bununla birlikte müslümanlar çogalsin, sayilari artsin diye. Yüce Allah, bu fethin mü’minlere üzerindeki etkilerini de söz konusu ederek söyle buyurmaktadir.
4-İmanlarına iman katmaları için mü’minlerin kalbine sükût ve huzur indiren O’dur. Göklerle yerin ordularıı Allah’ındır. Allah en iyi bilendir Hakîmdir.
5-Mü’min erkeklerle mü’min kadınları altlarında nehirler akan cennetlere-oralarda ebedi kalmak üzere – soksun ve günahlarını örtsün diye. İşte bu, Allah yanında büyük bir kurtuluştur.
6-Ve ALLAH hakkında kötü zan besleyen münafık erkek ve münafık kadınları ve müşrik erkeklerle müşrik kadınları azaplandırsın diye .Kötü âkıbet onların üzerine olsun. Allah da karşı gazaplanmış,onları lanetlemiş onlara için cehennemi hazırlamıştır. O ne kötü bir dönüş yeridir!
7-Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah Azîzdir, Hakîmdir.
8-Muhakkak Biz seni bir şahid, bir müjdeleyici ve korkutucu olmak üzere gönderdik.
9-Allah’a ve Rasûlüne iman edersiniz, ona yardım edesiniz, O’ nu büyük tanıyasınız, sabah akşam O’nu tespih edesiniz diye.
10-Muhakkak ki sana bey’at edenler ancak Allah’a bey’at etmiş olurlar. Allah’ın eli, onların eli üzerindedir.Kim bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allaha ahit ettiği şeye vefa gösterirse, onu pek çok büyük bir ecir verecektir.
11-Bedevîlerden geri bırakılanlar, sana diyecekler ki: “Mallarımız ve ailelerimiz bizi, meşgul etti, onun için bize mağfiret dil!» Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleri ile söylerler. De ki: “Eğer Allah sizi bir zarar gelmesini dilerse , yahut sizin bir fayda görmenizi isterse O’na karşı kim bir şey yapabilir? Hayır yapmakta olduklarınızdan haberdardır.”
12-Daha doğrusu siz Rasûlün ve mü’minlerin ebediyyen ailelerini dönmeyeceklerini sandınız. Üstelik bu, kalplerinizde süslendi ve kötü zanda da bulundunuz. Siz esasen helâk olmuş bir topluluksunuz.
13-Kim Allah’a ve Resulüne iman etmez ise,şüphe yok ki Biz, o kâfirler için çok alevli bir ateş hazırlamışızdır.
14-Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır.Dilediğine mağfiret eder, dilediğini de azablandırır. Allah, Gafûrdur, Rahîmdir.
15-Geride bırakılanlar ganimetleri almak üzere gittiğinizde: “Bırakın biz de peşinizden gelelim” diyecekler, Allâh’ın sözünü değiştirmek isterler. De ki :”Sizler asla peşimizden gelemezsiniz. Allah daha önce böyle buyurmuştu.” Onlar: «Hayır siz bizleri kıskanıyorsunuz» diyecekler.Bilakis onlar , pek az bir şey dışında anlamazlar.1
6-Geri bırakılan bedevî Araplara de ki: “Yakında çetin savaşçı bir kavme karşı çağrılacaksınız. ve onlarla savaşacaksanız yahut onlar İslâm’a gireceklerdir. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir ecir verir.Şâyet bundan önce döndüğünüz gibi geri dönerseniz sizi can yakan bir azab ile azablandırır.
17-Gözleri görmeyene günah yoktur,topala günah yoktur , hastaya günah yoktur. Kim Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederse, onu altlarından ırmaklar akan cennete koyar. Kim de yüz çevirir ise onu can yakıcı bir azab ile azablandırır.
18-Andolsun ki ağacın altında sana bey’at ederlerken Allah, mü’minlerden razı olmuştur. Kalplerinde olanı bilip de üzerlerine huzur ve sükût indirmiş ve onları yakın bir fetih ile mükâfatlandırmıştır.
19-Ve alacakları bir çok ganimetlerle de. Allah Azîzdir, Hakîmdir.
20-Allah size alacağınız çok ganimetler va’detti. Allah size bunu acilen vermiş ve sizden insanların ellerini çek(tir)miştir. (Bu) mü’minlere bir alâmet olsun ve sizi dosdoğru yola iletsin diye.
21-Henüz güç yetiremediğiniz diğerlerini de ( va’detmiştir.) Allah ise onları (ilmi ile) kuşatmıştır. Allah her şeye gücü yettendir.
22-Eğer inkâr edenler sizinle savaşmış olsalardı elbette arkalarını dönüp kaçacaklardı.
Sonra da koruyacak bir dost ve bir yardımcı bulamazlardı.
23-( İşte bu) Allah’ın öteden beri süregelen sünnetidir. Sen Allah’ın sünnetinde bir değişiklik bulamazsın.
24-O, sizi kendilerine karşı muzaffer kıldıktan sonra Batn-ı Mekke’de onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekendi.Allah yaptığınızı çok iyi görendir.
25-Onlar, kâfir olanlar sizleri Mescid-i Haram’dan bekletilen kurbanlarınızı yerlerine varmaktan alıkoyanlardır.. Eğer bilmediğiniz mü’min erkeklerle,mü’min kadınlar olmayaydı ve siz onları bilmeyip çiğnemeyecek, size onlardan dolayı da bir vebal isabet etmeyecek olsa idi( onlardan ellerinizi çekmezdi). Ta ki Allah, dilediği kimseyi rahmetine soksun .Eğer onlar ayrılmış olsalardı, ötekilerden kâfir olanları elbette acıklı bir azab ile azablandırmış olacaktı.
26-Hani kâfirlerin kalplerinde o taassub ve kibri yani cahiliye taassubve kibrini koymuşlardı da Allah da hemen huzur ve sükûnunu Rasûlünün ve mü’minlerin üzerine indirmişti. Onlara takvâ sözü üzerinde sebat vermişti. Onlar zaten buna daha layık ve ehil idiler. Allah her şeyi çok iyi bilendir.
27-Andolsun ki Allah Rasûlüne gösterdiği rüyayı hak ile tasdik etmiştir:Elbette Mescid-i Haram’a korkusuzca, emniyetle, başlarınızı traş ettirmişler ve kısaltmışlar olarak gireceksinizdir. Sizin bilmediğinizi bilip ondan önce bir fetih nasip etmiştir.
28-O, Rsûlünü hidâyet ile ve hak din ile – onu bütün dinlere üstün kılmak için- gönderdi. Şahid olarak Allah yeter.
29-Muhammed, Allah’ın Rasûlüdür. Onunla birlikte olanlar kâfirlere karşı sert ve katı, kendi aralarinda merhametlidirler. Sen onları rükû ediciler ve secde ediciler, Allah’tan bir lütuf ve rıza isteyenler olarak görürsün. Secde izinden nişanları yüzlerindedir.Onların, Tevrat’taki vasıfları budur. İncil’deki vasıflarına gelince :O, önce filizini yarıp çıkarmış, sonra kalınlaşıp gövdesi üzerine doğrumuş ekincilerin hoşuna gide bir ekin gibidir.Bununla kâfirleri öfkelendirmek için (bu misali verdi). Allah iman edip salih amel işleyenlere bir mağfiret ve büyük bir mükâfaat va’detmitir.
kaynak (Tefsiru’s- Sa’di (Allametu’s-seyh Abdurrahman es – Sa’di)
Allah ondan razi olsun
Yüce Allah’a hamd-ü senâlar olsu