(Mekke’de inmiştir, 7 âyettir)
1-Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile.
2,3,4-Hamd (Yalnizca o,) âlemlerin Rabbi ;Rahmân ,Rahim ve karsilik gününün mâliki , Allah’indir.
5-Yalniz sana ederiz ibadet ve yalniz senden dileriz yardim.
6-Hidayet eyle bizi dosdoğru yola ;
7- O,- Kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoluna , gazaba uğrayanların ve sapıtanlarınkine değil.
1. ” Allah’ın adı ile ” Yani yüce Allah’a ait bütün isimleri anarak basliyorum . çünkü buradaki” isim “kelimesi mufred ve muzâf(tamlanan)olarak geçmektedir .Böylece, yüce Allah’ın bütün güzel isimlerini kapsamina alir.
“Allah”O, ma’bud/ibadet edilen ve me’luh/ ilah edinilendir .Tek basina ibadete mustehak olandir. Çünkü ilahliğin gerektirdiği bütün sifatlara-ki onlar kemal sifatlaridir -sahiptir.
“Rahmân ,Rahim ;Yüce Allah’ın her seyi kapsayan , her canliyi kusatan büyük ve genis rahmet sahibi olduguna delâlet eden iki isimdir . Allah o rahmetini Peygamber ve Rasûllerine tabi olan takva sahiplerini yazmistir . İşte bu mutlak rahmet onlar içindir . Onlarin dişidakiler ise rahmetten sadece bir pay alirlar. Şunu bilmek gerekir ki ümmetin selefi ve imamlarinin ittifakla kabul ettigi kaidelerden biriside :Allahin isimlerine ,sifatlarina ve bu sifatlarin hükümlerine iman etmenin zorunluğudur.Buna göre mü’minler
mesala
Yüce Allah ‘in Rahman ve Rahim isimlerine sahip olduğuna,kendisine rahmet olunan ve
rahmete mazhar olanlar ile taallukuna ve kendisi için sifat olarak rahmet sahibi olduğuna inanirlar.
Bütün nimetler onun rahmetinin tecellisidir .İşte diğer isimlerde böyledir.
Mesala “Alim “ismi ile söyle denilir :O illim sahibidir .Bu sifati ile her seyi bilir .O, Kadirdir .
Yani kudret sahibidir ve her seye güç yetirir .
2-Hamd (yalnizca o)…. Allah’indir “Bu yüce Allah’a her türlu kemal sifatlarina sahip olusu ve ihsan ile adalet dairesinde cereyan eden fiilleri dolayisiyla övgüde bulunmak demektir .Bütün yönleriyle eksiksiz hald /övgü ,yalniz onundur .
“Âlemelerin Rabbi” Rabb ;bütün âlemlerin-ki Âlem ise. Allah’ın dişindaki her şeydir- mürebbisi/terbiye edicisidir. Onlari yaratmis , bir takim aletler ile donatmiş kaybedecek olursa varliklarinin devamina imkan bulamiyacaklari büyük nimetler bagislamistir .Ne kadar nimete sahip iseler hepsi o yüce zatin vergisidir. Yüce Allah ‘in yarattiklarini (Rabb olarak) terbiye etmesi ; genel ve özel olmak üzere iki türlüdür .
Genel terbiye o’nun bütün mahlûkati yaratmis olmasi, onlara rizik ihsan etmesi ,onlarin dünyada kalmalarini saglayan maslahat ve menfaatlerine iletmesidir .
Özel terbiye ise ;dostlarini terbiye etmesidir. Onlari iman ile terbiye eder ,
imana muvaffak kilar ve kemâle erdirir.
Kendileri ile imanlari arasinda engel teskil eden çesitli hususlari önleriden kaldirir,bertaraf eder
.Terbiyenin gerçek mahiyeti her türlü hayra ulasabilme basarisini ihsan etmek ve her türlü serden korumaktur .
Belki de Peygamberlerin bir çougunun “Rabb”adini anarak yüce Allah’a dua etmelerinin sirri budur .
Çünkü onlarin bütün isterkleri , Yüce Allah’in “Hususi Rububiyet “inin kapsami içerisindedir.
Buna göre Yüce Allah’in ;”Âlemlerin Rabbi”buyrugu ;tek yaraticinin,idare edicinin, nimet ihsan edenin ve baska hiç bir varliga muhtaç olmaynin o oldugunu ; buna karsilik bütün âlemlerin her çesit ve her bakimdan tam anlamiyla O’na muhtaç olduklarini göstermektedir .
4.”Karsilik günün mâliki “Malik, mülk/yöneticilik ve egemenlik sifatina sahip olan kimse demektir .
Bunun sonucu olarak hem emir verirhem yasak koyar ,hem mükâfaatlan hem de cezalandirir,mülkiyetin/egemenligi altinda olanlara da her türlu tasarrufta bulunur .
Burada Allah’in mâlikiyeti kiyamet günu demek olan karsilikli gününe izafe edilmistir” karsilikli günü “insanlarin hayriyla serriyle amellerinin karsiligi görecekleri gün demektir .
Çünkü bu günde Yüce Allah’in mülkü/egemenligi , adâleti ,hikmeti ve bütün mâhlukatin malikiyetliklerinin sona erdigi gerçegi , tam anlamiyla ortaya çikar.
Öyle ki o günde hükümdarlarla yönetilenler,kölelerle ,hürler esit olurlar .
Hepsi Allh’in azametine zilletle boyun egerler, izzeti önünde alçalirlar .
O’nun amellere verecegi karsiligi beklerler .Sevabina umar , cezasindan korkarlar .
İşte özellikle bu günün söz konusu edilmesi bundan dolayidir .
Yoksa O, din gününün de , diger bütün günleride de mutlâk mâlikidir .
5.”Yalniz sana ederiz ibadet ve yalniz senden dileriz yardim ” İbadetimizi yalniz sana tahsis ederiz, yalniz ve yalniz senden yardim isteriz . Çünkü”ma’mul “un (sana ) öne gelmesi “hasr”i ifade eder. Bu da hükmün sözü geçen kisi hakkinda söz konusu olup , onun disida kalanlardan “nefiy “edilmesi demektir İfade söyle gibidir :Biz sana ibadet ederiz ,senden baskasini ibadet etmeyiz ,senden yardim dileriz , senden baskasindan da yardim dilemeyiz . Burada ibadetin yardim dilemekten önce söz konusu edilmesi ,hem umum ifade eden sözün husus ifade edenden önce zikredilmesi kabilindendir , hem de yüce Allah’in hakkindan öne geçirilmesine gösterilen ihtimamdandir .
“İbadet” ;Yüce Allah sevdigi ve razi oldugu , zahir ve batin bütün amelleri ve sözleri kapsayan kapsamli bir isimdir .
“İstiane /yardim dilemek ” ise , menfaatleri ele geçirmek,zararlari önlemek hususunda -bunlari gerçeklestirmekte yalnizca O’na güvenmekle birlikte-sadece Allah’a dayanmaktir .Yüce Allah’a ibadet etmek ve o’ndan yardim dilemek,ebedi mutlulugun ve her türlü kötülükten kurtulmanin yoludur .Bunlari yerine getirmeden kurtulmaya imkan yoktur .İbadetin ibadet olabilmesi için Allahin rizasi gözetilerek islenmesi ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ min yaptiklarindan ve söylediklerinden alinmasi sarttir. Anca bu iki özelligi ile yapilan is ibadet olur.
“Yardim dilme”nin “ibadet” kapsamina girmekle birlikte daha sonra ayrica zikredilmesinin sebebi kulun bütün ibadetlerinde yüce Allah’tan yardim dilemeye muhtaç olusundan dolayidir.Çünkü Allah kuluna yardim etmiyecek olursa ,kul emirlerini ; yerine getirmek , yasaklardan kaçinmak istegini gerçeklestiremez
6.Daha sonra Yüce Allah :”Hidayet eyle bizi dosdogru yola ” diye buyurmaktadir .
Yani sen bize dosdogru yola göster ve onu izleme basarisini bagisla .”Sirat-i müstakim =dosdogru yol “ise Yuce Allah’a,O’nun cennet’ine ulastiran açik seçik yoldur.Bu ise , hakka uygu amelde bulunmaktir .O bakimdan ey Rabb’imiz !Sen hem bizi bu yolat ilet , hemde bizi bu yol üzerinde sebat ver
Bu yola iletilmek İslâm dinine baglanmak , onun disinda kalan bütün dinleri terketmek demektir.
Bu yolda hidayet üzerine devam etmek ise, hem ilmi bakimdan ,hem ameli olarak dinin bütün tafsili hükümlerinde hidâyet üzere olmayi kapsar.
Öyleyse bu dua ,kul için hem en faydali hem en kapsamli dualardan birisidir.Bundan dolayi insanin namazinin her bir rekâtinda Yüce Allah’a bu duayi yapmasi ona olan ihtiyacina binâen vacip kilinmistir.
7.”Kendilerine nimet verdigin kimselerin “yani Peygamberlerin, siddiklarin,sehitlerin ,salihlerin “yoluna “.”Gazaba ugrayanlarin” yani yahudilerin be benzeri kimseler gibi hakki bildigi halde terkedenlerin “ve sapitanlarin “hiristiyanlar ve benzerleri gibi bilgisizlikleri ve sapikliklari dolayisiyla hakki terkedenlerin yoluna “degil”
Bu sûre oldukça özlü olmasina ragmen Kur’an sürelerinden baska her hangi bir sûrenin ihtiva etlemedigi pek çok husus kapsamaktadir .
Sûre üç türü ile tefhidi içermektedir :Rububiyetin tevhidi “âlemlerin Rabbi “buyrugundan .
Ulûhiyetin tevhidi-ki O ibadetleri ile Alllah’i birlemektedir ,”Allah” lafza-i celâli ile
“Yalniz sana ederiz ibadet “buyrugundan isim ve sifatlari ile Allh’in tevhidi-ki Allah’in kendi zati için ve Rasûlünun de O’nun için tesbit etmis oldugunu , bütün kemâl sifatlarini – ta’til /iptal etme, temsili /denk tutma ve tesbih /benzetme söz konusu olmaksizin – kabul etmektir Buna da önceden geçtigi gibi ” Hamd” lafzi delälet etmektir .
“Hidayet eyle bizi doğru yola”buyrugu ise ,n¨büvvetin kabulünü ihtiva etmektir.Çünkü risalet olmaksizin bunun gerçeklesmesine imkân yoktur .Yapilan amellerin karsiliginin verilecegi ise Yüce Allah’in :”Din gününün maliki” buyrgunda ifade edilmektedir .Amellerin karsilik ise adaletle verilir .Çünkü;”Din” kelimesi adil bir sekilde karsilik vermek anlamindadir .
Ayrica sûre , hem kaderiye ve cebriyenin görüslerine muhalif olarak kaderi tesbit etmekte hemde kulun gerçek fail oldugunu ortaya koymaktadir.Hatta bu sûre “Hidayet eyle bize dosdogru yola “buyrugunda bütün bid’at ve dalâlet sahiplerinin kanaatlerini reddi de ihtiva etmektedir . Çünkü dosdogru yol hakki bilmek ve geregince amel etmektir .Her bid’atçi ve sapik ise bunun disindadir .Yine sûre gerek ibadet ciheti ile , gerekse yardim dilemekj yönüyle “Yalniz sana ederiz ibadet ve yalniz senden dileriz yardim” buyrugunda sadece Allah ‘a halis kilinmasini da içermektedir
öyleyse hamd/övgü yalnizca âlemlerin Rabb’i Allah’indir
Tefsiru’s- Sa’di (Allametu’s-seyh Abdurrahman es – Sa’di)
Allah ondan razi olsun
Yüce Allah’a hamd-ü senâlar olsun
Müslim’in, Alâ b. Abdurrahman yolu ile Hz. Ebu Hureyre’ye dayandırarak bildirdiğine göre Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor:
“Yüce Allah şöyle buyurur: “Ben namazı kendim ile kulum arasında ikiye böldüm. Yarısı bana ve öbür yarısı kuluma aittir. Kulum istediğine kavuşacaktır.”
Kul, “Elhamdü lillâhi rabbilalemin” dediği zaman, Allah, “Kulum bana hamd etti” der. Kul, “Errahmanirrahim” dediği zaman, Allah, “Kulum, bana övgü sundu” der. Namaz kılan kul, “Maliki yevmiddin” dediği zaman, Allah “Kulum benim şanımın yüceliğini ifade etti” der.
Namaz kılan kul, “İyyake na’budu veiyyake nesteın” dediği zaman, Allah, “Bu söz hem bana ve hem de kuluma aittir. Kuluma istediği verilecektir” der. Kul, “İhdinessıratal müstakim, sıratallezine en’amte aleyhim, gayrilmağdubi aleyhim veleddallin” dediği zaman, Allah, “Bu söz tamamen kulumla ilgilidir, ona istediği verilecektir” der.”
Umarım, bu sahih hadis, yaptığımız açıklamalara ek olarak, Fatiha suresinin günde en az onyedi kez ya da kıldığımız her rekâtta okunmasının zorunlu olmasında gizli olan sırların anlaşılmasına yardım eder.