(Mekke’de inmiştir, 165  âyettirr)

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı  ile.

1-Hamd o Allahın hakkıdır ki Gökleri ve yeri yarattı,karanlıkları ve aydınlığı var  etti.

Şimdi  o küfredenler , başkalarını   Rab’lerine denk  tutuyorlar.

2-O öyle bir zat ki :Sizi  çamurdan  yarattı. Sonra bir ecel  takdir etti.

O’nun   katında belirli  bir  ecel daha  vardır.

Sonra siz daha  şüphe ediyorsunuz.

3-Halbuki  O, göklerde  de Allah, yerde de.Gizlinizi de bilir açığınızı da.

Ve ne kazanacağınızı da bilir.

4-Onlara Rab’lerinin  âyetlerinden   herhangi  bir  âyet  gelmiyor ki  mutlaka ondan  yüz

çevirmiş olmasınlar.

5-İşte hak kendilerine geldiği nde  de  yalanladılar.

Fakat yakında  onlara   ne ile alay  etmekte olduklarının haberi gelecektir.

6-Görmediler  mi  kendilerinden  önce  nice  nesilleri   helak ettik?

Bu  yeryüzünde  onlara size vermediklerimizi  vermiştik ve gökte  üzerlerine bol bol yağmur  indirmiş, altlarından ırmaklar akıtmıştık.

Böyle iken  günahları yüzünden  onları helâk ettik  ve arkalarından başka nesil  yarattık.

7-Sana kâğıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik de onlar elleriyle yoklasaydılar, küfre  saplananlar  yine  diyeceklerdi  ki :”Bu başka değil sadece  bir sihirdir .”

8-“Şuna bir  melek indirilse ya!” dediler .

Eğer biz  bir melek indirseydik  iş bitirilmiş olur ve sonra kendilerine  bir an göz  açtırılmazdı.

9-Eğer O’nu   melek yapsaydık, yinede  bir adam bir adam yapacaktık ve  düşmekte oldukları şübheye yine düşürecektik. 

10-Andolsun ki, senden önce  geçen  resullerle de alay edildi  de o alaya aldıkları  hak, içlerinden  alay edenleri çepeçevre kuşatıverdi.

11-De ki : ‘Yeryüzünde gezip dolaşın, sonra da, yalanlayanların sonunu nice  oldu  bir  bakın.”

12-“Kimindir -de- şu göklerde ver yerde olanlar?”De ki :”“Allah’ındır”O, rahmeti  kendi  üzerine  yazmıştır.Andolsun ki hepinizi hakkında  hiç şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Kendilerini zarara   uğratanlar  işte onlar iman etmezler.

13-Gece ve gündüzün  içinde  barınan her şey O’nundur., Semî’dir, O, Alîm’dir,

14-De ki: “O göklerin  ve  yerin  yaradanı Allah’tan başkasını m veli edinecekmişim ve halbuki O  yediriyor ama yedirilmiyor!” De ki :”Ben teslim olanların ilki olmakla emrolundum ve : Sakın müşriklerden olma.”

15-De ki:“Eğer Rabbime isyan edersem-gerçekten ben – o büyük günün  azabından korkarım.”

16-O gün kimden bertaraf edilirse(Allah) ona  rahmet  buyumuştur. İşte açık seçik başarı budur.

17-Eğer Allah,  sana bir zarar dokundurursa   onu  O’ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dokunursa … İşite O, her şeyi  gücü yetendir.

18-Kullarının üstünde kahir O, Hakîm O, Habîr.

19-.De ki: “Kimin  şahitliği en büyüktür ?”De ki :”Benimle sizin aranızda  Allah şahittir Şu Kur’an  bana  vahyolundu  ki sizi  ve her kime  ulaşırsa  onu   bununla  uyarayım.

Ya! siz  Allah ile birlikte  başka ilahlarkoştu olduğuna gerçekten  şahitlik  mi   ediyorsunuz?”De ki «Ben şehadet etmem.» De ki: O, ancak tek bir   ilahtkoştur ve ben  sizin  ortak koştuklarınızdan  tamamen beriyim.”

20-Kendilerinize  kitap  verdiklerimiz kimseler  onu  kendi öz  oğullarını tanır gibi tanırlar. Kendilerini zarara  uğratanlar ise işte onlar iman etmezler.

21-Allah  üzerine  yalan uydurandan veya âyetlerini  yalanlayandan  daha  zalim kim olabilir  ? Gerçek  şu ki ,zalimler felâha  eremez.

22-Hele   hepsini toplıyacağımız sonra  o şirk koşanlara diyeceğimiz gün:”Hani nerede o sizin haklarında  batıl zanlar  beslediğiniz ortaklarınız?”

23-Bunun  üzerine  bir cevap bulamayacaklar  da: “Rabbimiz Allah hakkı için bi  müşriklerden değildik”diyecekler.

24-Bak kendi  aleyhlerine nasıl da  yalan söylediler;kayboluverdi  de o uydurdukları !

25-İçlerinden seni dinleyenler  de  vardır. Fakat  biz onu kavramasınlar  diye   kalblerine  perdeler, kulaklarında  ağırlık koyduk .Onlar  her âyeti görselerde  de  iman etmezler.

Hatta sana  geldiklerinde ,seninle  mücadele  ederler  de  kalkıp o  kâfirler  ;”Bu eskilerin  masallarından başka bir şey değil!” derler.

26-Onlar hem ona uymaktan  alıkoyar,hem kendileri  de  ondan  uzaklaşırlar.Bu şekilde ancak kendilerini  helâk ediyorlar; ama  işin farkında değiller.

27-Onları bir görseydin ateşin başında durdurulup  da şöyle derken:”Ah! N’ olurdu  bir geri   döndürülseydik , Rabbimizin  âyetlerini  yalanlamaz, mü’minlerden  olurduk”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

28-Hayır, evvelce  gizledikleri  şeyleri karşılarına çıktı da ondan, yoksa geri çevrilselerdi

o nehyedildikleri fenalığa yine döneceklerdi.  Onlar şüphesiz  yalancılar.

29 hayat ancak dünya  hayatımızdır. Biz  diriltilecek  değiliz“ diyorlardı.30- Rablerinin  huzurunda   durdurulcakları  zaman  onları  bir görseydin .O:”Nası l!?Bu  hak  değil miymiş?” diye buyuracak. Onlarda  :” Rabbimiz  yemin olsun ki , evet diyecekler ,O da : Öyle  ise  küfre   saptığınızdan dolayı tadın azabı” buyuracak.

31- Allahın karşısına çıkacaklarını yalanlayanlar  gerçekten ziyana  uğramışlardır.Nihâyet  kıyamet  kendilerine ansızın gelip çatar da , günahlarını sırtlarına yüklenerek:”“Orada yaptığımız kusurlardan  dolayı   yazı lar olsun  bize ” derler.  Dikkat  edin, yüklendikleri   ne kötüdür?

32- Dünya hayatı bir oyundan,  bir oyalmadan  başka nedir?Elbette  ahiret  yurdu  korunan sakınan  kimseler için daha  hayırlıdır. Hâlâ  akıl erdiremiyor musunuz?

33-Onların söylediklerinin seni  mahzun   ettiğini  elbette  biliyoruz, onların yalanladığı sen değilsin fakat   o zalimler bile bile  Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar.

34-Andolsun ki, senden önce nice peygamberler  yalanlanmışlardı. Fakat  Yalanlanmalarına  rağmen sabrettiler.Onlara  eziyet  de edildi. Nihâyet  onlara yardımımız gelip  yetişti. Allah’ın kelimelerini değiştirecekbilecek  yoktur.  Andolsun ki  peygamberlerin haberlerinden bir kısmı sana  gelmiştir.

35-Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geliyorsa  haydi   bir yere  merfez  aç ,yahut  göğe bir merdiven daya da onlara  bir  âyet getir!Gücün  yeterse hiç durma  yap!

Allah dileseydi  onları muhakkak  hidâyet  üzere toplardı.Öyleyse  sakın cahillerden olma!

36-Ancak işitmesi olan  icabet edebilir.Ölülere gelince,onları Allah diriltir, sonra  yalnız O’na döndürülürler.

37- “Rabbinden  ona  bir âyet  indirilseydi  ya  “diyorlar  .De ki :”, Allah bir  âyet   elbette  kadirdir fakat  onların çoğu bilmezler.”

38-Yeryüzünde yürüyen hiçbir  hayvan ve iki kanadıyla ile  uçan hiçbir  kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar. Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra ancak  Rablerinin  huzurunda    toplanırlar.

39-Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklarda kalmış birtakım sağırlar ve dilsizlerdir. Allah dilediğini   saptırır, dilediğini de dosdoğru yol üzerinde  tutar.

40- De ki: “Bir düşünür  müsünüz?Eğer Allahın azabı başınıza gelir yahut  saat gelip çatarsa  Allah’tan   başkasına mı yalvarırsınız?“ Doğru söyleyenler   iseniz öyleyin haydi.”

41-Doğrusu yalnız  O’na  yalvarırsınız da O da dilerse yalvardığınız  şeyi giderir, o vakit şirk koştuklarınızı  da unutursunuz.

42-Andolsun ki, senden önce bir takım ümmetlere Resuller gönderdik, belki yalvarırlar diye şiddetler ve zaruretlerle ile  sıktık .

43-Bari   böyle  tazyikimiz  geldiğinde  yalvarsaydılar. Fakat   kalpleri  katılaşmış, şeytan da yaptıklarını kendilerinesüslü göstermişti.

44-Bu sebeble o vakit  ki yapılan ihtarları unuttular, üzerlerine her şey’in kapılarını açıverdik. Nihâyet  kendilerine   verilenlerle   tam ferahladıkları  sırada ansızın tuttuk yakalayıverdik. Bir anda  ümitlerinden  mahrum düstüler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

45-Artık o zulmedenlerin  kökü kesilmişti. Bütün övgüler alemlerin  Rabbi Allah içindir.

46-De ki: “söyleyin bakayım: Eğer Allah sizin kulaklarınızı ve gözlerinizi alıverir ve kalblerinizi mühürlerse,kimdir Allahdan başka bir ilâh ki onu size geri versin?”Bak; âyetlerimizi  nasıl türlü türlü  açıklıyoruz, sonra  da onlar nasıl  yüz çeviriyorlar.

47-De ki :“Söyler misiniz? Size Allah’ın azabı ansızın veya açıkça gelirse, zalimler topluluğundan  başkası  mı helâk  olur?”

48-Biz  Rasulleri  ancak  müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Artık kim iman edip ıslah ederse onlara korku yoktur, onlar üzülmezler de.

49-Ayetlerimizi yalanlayanlara ise fasıklık edip  durdukları için azab dokunacaktır.

50-De ki: “Ben size Allah’ın hazineleri benim  yanımdadır demem, gaybı da bilmem, ‘ben bir meleğim’ de demiyorum.Ben ancak bana vahyolunana uyarım.”De ki:” “Hiç görmeyenle gören bir olur mu? Hiç Düşünmüyor musunuz?»

51-Rabblerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları,onunla  uyar. Onlar için  O’ndan başka ne bir veli  ne de  bir  şefaatçi vardır.  Olur ki  korunup  sakınırlar.

52-Sırf O’nun  yüzünü  isteyerek   sabah akşam Rab’lerine   dua edenlere   kovayım deme! Onların hesabından sana bir  şey  düşmez. Senin hesabından da onlara bir şey düşmez ki  kovup  da zalimlerden olma.

53-Biz böylece onların bir kısmını diğer bir kısmıyla ile fitneye  tuttuk,  ta ki:”Şunlar mı o

Allahın aramızdan lûtfettikleri ” desinler. Allah  şükredenleri  en  iyi bilen değil mi?

54-Ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde  de ki: «Selâm sizlere rabbiniz kendine üzerine rahmeti yazdı, Şöyle ki: içinizden  kim bilmiyerek   kötü   bir  işler de sonra arkasından tevbe edip  ıslâh ederse, şüphesiz O,Gafûru-r Rahîmdir.”

55-Günahkârların yolu  belli olsun diye ayetlerimizi, işte böyle  açıklıyoruz.

56-De ki: “Sizin  Allah’tan başka yalvarıp durduklarınıza ibadetten  nehyedildim.”De ki: “«Ben sizin hevalarınıza  asla  uymam.  O  takdirde   sapmış olurum  da hidâyete erenlerden olmam”

57-De ki :”“Şüphesiz ben Rabbimden gelmiş apaçık bir delil üzerindeyim .Siz ise  onu  yalanladınız. Sizin acele gelmesini  istediğiniz şey; benim  yanımda değildir. Hüküm ancak  Allah’ındır.O doğru haberi verir ve O ayırd edenlerin en hayırlısıdır.»

58-De ki:”Eğer o acele  istediğiniz şey benim yanımda olsaydı elbette  benimle  sizin  aranızdaki  iş bitirilmiş olurdu . Allah  zalimleri  çok iyi bilendir.”

59-.Gaybın anahtarları   O’nun yanındadır.O’ndan başkası onları bilmez. Karada ve denizde ne varsa  O bilir.

Bir yaprak düşmeye görsün, yeryüzünün  karanlıklarına  tek bir tane  gitmeye görsün   mutlaka  onu bilir,  yaş ve kuru  hiçbir şey yoktur ki hepsi   apaçık bir Kitapta olmasın.

60-O  öyle bir  zât  ki   geceleyin  size öldürür bununla  beraber gündüz kazandıklarınızı bilir.Sonra sizi   onda  diriltir    ki   belli  bir ecel/süre  tamamlansın. Sonra dönüşünüz O’nadır. Sonrada neler neler  yaptığınızı size  haber verecektir.

61-O kullarının üstünde Kahirdir. Ve üzerinize  koruyucular da gönderir.Nihâyet  birinize  ölüm gelse  elçilerimiz  onun  ruhunu  alırlar , onlar eksik  yapmazlar.

62-Sonra  onlar  hak  mevla’ları olan Allah’a döndürülürler.Bilinki  hüküm,  ancak  O’nundur ve O,  hesap  görenlerin  en süratlisidir.

63-De ki:” Kim kurtarır sizi o karanın, denizin karanlıklarından  gizliden  gizliye  yalvara  yakara  dualar  ederek  şöyle  dediğiniz vakit: “Andolsun eğer bizi bundan kurtarırsan elbette şükredenlerden olacağız”

64-De ki:”Allah kurtarır sizi ondan ve her sıkıntıdan, sonra da siz müşriklik edersiniz.”

65-De ki; «O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından  bir  azap göndermeye, ya da siz birbirinize  katıp kiminize  kiminizin hıncını tattırmaya da kadirdir.”İyice idrak etsinler diye   âyetlerimizi  nasıl açıkladığımıza  bir bak!

66- Kavmin tuttu  onu  yalanladı. Halbuki  o  hakkın ta kendisidir. De  ki :” Ben sizin  üzerinizede  bir vekil  değilim.”

67-Her ber  haberin   kararlaştırılmış bir zamanı var. Artık  yakında  bilirsiniz.

68-Âyetlerimiz hakkında bâtıla dalanları  gördüğün zaman  başka bir söze dalıncaya kadar onlardan  yüz çevir !

Eğer şeytan sana unutturursa  artık  hatırladıktan sonra o zalimler topluluğu ile oturma.

69-Korunup sakınanlar onların hesabından herhangi bir  sorumluluk yoktur. Fakat sakınırlar  diye hatırlatmaları. gerekir.

70-Bırak o dinlerini oyun  ve  eğlence edinen   dünya  hayatının  kendilerini aldatmış kimseleri. Sen   onunla  hatırlat ki: Bir nefis  kendi  elleri  ile kazandıkları yüzünden  azabı pençesine düşmeye görsün ,işte o vakit  Allah’tan  başka ne  bir dost bulunur  ne de şefaatçı. Hem  ne kadar  fidye  verirse   versin  ondan  alınmaz. Onlar  elleri  ile  kazandıkları  yüzünden azabı pençesine teslim  olunmuş kimselerdir. Küfredip durageldikleri  için  onlara  kızgın-kaynar sudan bir içecek ve elemli  bir azab vardır.

71-De ki:”Hiç biz  biz Allahı bırakır da bize ne fayda  ne  de  zarar vermiyecek şeylere yalvarır  mıyız ve Allah  bizi  hidâyete kavuşturmuşken  döner  miyiz  o  kişi  gibi  ki: Yeryüzünde  şaşkın şaşkın dolaşırken  şeytanlar onu   ayartıp uçuruma çekmekte , berideyse  arkadaşları var’ bize gel  diye’  onu hidâyet Allah”ın hidâyetidir  ve biz  alemleri  Rabbine  teslim olmakla  emrolunduk.”

72-Bir de “Namazı dosdoğru kılın,  ve O’ndan   korkup  sakının ” diye .Toplanıp  huzuruna varacağınız  yalnız O’dur.

73-O, gökleri  ve  yeri  hak ile yaratandır.  O’nun ” Ol” diyeceği gün, her şey oluverir.

O’nun Sözü  haktır .

Sûra  üfürecegi  günde hükümdarlık yalnız  O’nundur. O, gaybı da  şâhit olunanı da  bilendir 

O, Hakim’dir, Habirdir.

En’âm Süresi 73. Ayet Tefsiri “-O, gökleri  ve  yeri  hak ile  ” yani kullarına emir vermek, yasaklar koymak ,mükâfat vermek ve   cezalandırmak için ” yaratandır.”

O’nun ” Ol” diyeceği gün, her şey oluverir.  O’nun Sözü  haktır .O’nun emrinde  herhangi bir 

şüphe, ikiletme ve yerine gelmeme  durumu  söz konusu değildir.O,  abes bir şey de söylemez.

“Sûra  üfürecegi  günde hükümdarlık yalnız  O’nundur.” Bu  gün kıyamet günüdür. O,herşeyin

Sahibi  ve hükümrânı olduğu hâlde özellikle   bu  günün  söz konusu edilmesi , o günde başkalarının geçici  hükümranlığının son bulmasıdır.

O günde   tek ve Kahhâr olan  Allah’tan başkasının  hükümranlığı kalmayacaktır.

“O, gaybı da  şâhit olunanı da  bilendir  O, Hakim’dir, Habirdir.” O’nun hikmeti tamdır.

Her şeyi kuşatan  nimet  O’nundur ,Büyük  ihsan  O’ dandır.Gizlilikleri,sırları, kapalı şeyleri bilgisiyle kuşatan O’dur.O’ndan  baska   hiç bir hak ilah yoktur,

O’ndan baska  hiç bir Rab’de  yoktur.

74-Vaktiyle İbrâhîm babası Azere :”Sen putları kendine bir sürü ilâh ediniyorsun öyle mi?Gerçekten ben seni  ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum.”demişti.

75-İşte böylece İbrahim’e  yakine  varanlardan  olsun diye göklerin ve yerin melekûtunu  gösteriyorduk.76-

76-Gece onu bürüyüp  örtünce  bir yıldız gördü.”Bu muymuş-dedi-benim Rabbim?” O sönüp gidince de: “Ben dedi  öyle  sönüp  gidenleri  sevmem.”

77-Sonra ay’ı doğarken görünce de:”Bu muymuş-dedi-benim Rabbim?”O da kaybolunca :«Eğer Rabbim hidâyet etmeseydi  ben  de  mutlaka sapıklardan olacakmışım”dedi

78- Sonra  güneşi doğarken görünce:”Rabbim buymuş- dedi – bu daha büyük ” O da batınca:“Ey kavmim -dedi-  ben sizin  şirk koştuğunuz şeylerden tamamen uzağım“ 

79-Şüphesiz ki ben yüzümü   hanif olarak, gökleri  ve  yeri  yaratana çevirdim ve ben müşriklerden değilim.

80-Kavmi de  ona karşı  deilil getirmeye kalkıştı. Dedi ki:Beni doğru yola iletmişken, Allah hakkında benimle  Allah  hakkında delil  tokuşturmaya mı kalkışıyorsunuz?Ben  O’na   ortak  koştuğunuz şeylerden  korkmam.Ancak  Rabbimin  bir şey dilemiş olması hariç.Rabbimin ilmi  her şeyi kuşatmıştır.  Hâlâ düşünmeyecek misiniz?»

81-“Hem nasıl olur da ben sizin  Allah’a şirk koştuklarınızdan korkarım;baksanıza siz Allah’ın  hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri, O’na ortak koşmaktan korkmuyorsunuz.

Şimdi  bu iki gruptan  hangisi güvende  olmaya  daha  lâyıktır, eğer biliyorsanız,?”

82-İman edip de imanlarına  zulümle bulaştırmayanlar var  ya;. İşte onlar içindir  güvende  olma  ve onlardır  hidâyete  ermiş olanlar.

83-İşte bu, kavmine karşı İbrâhim’e verdiğimiz  hüccetimizdir. Biz  kimi dilersek onu derece derece  yükseltiriz. Şüphesiz  Rabbin Hakim’dir,Alimdir.

84-Biz ona İshâk ve Yâkub’u bağışladık. Her birini hidâyet verdik, daha  önce  Nûh’a da hidâyet vermiştik.O’nun zürriyetinden Dâvud’a,Süleyman’a, Eyyûb’e, Yûsuf’a, Mûsa’ya, Hârun’a da. İşte muhsinleri böyle  mükâfatlandırırız.

85-Zekeriya’ya, Yahya’ya, İsa’ya ve İlyas’a da hepsi  salihlerdendi.

86-İsmail’e, Elyesa’ya, ve Lût’a da ;her birini âlemlere üstün kıldık.

87-Onların babalarından,zürriyetlerinden ve kardeşlerinden bazılarını da;Onları seçtik ve ve   doğru bir   yola ilettik.

88-Bu, Allah’ın  hidayetidir. O, kullarından kimi dilerse onunla hidâyete erdirir.Eğer onlar da şirk  koşsalardı yaptıkları her şey   boşa giderdi.

89-Onlar kendilerine  kitap,hikmet ve nübüvvet  verdiğimiz kimselerdir.Şimdi  bunlar  onlara küfrederlerse , biz yerlerine onlara  küfretmeyen bir topluluğu vekil kılmışızdır.

90-İşte bunlar Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir.O halde sen de onların hidâyetlerine  uy! De  ki :”Ben buna  karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O sadece alemler için bir  ögüttür.”

91-“Allah hiçbir insana  bir şey indirmedi”  demekle  Allah’ı hakkıyla takdir

edemediler. De ki: “Musa’nın insanlara  için bir  nur ve hidâyet  olmak üzere getirdiği ve

sizin onu parça parça kağıtlar haline koyup kimini  açıklayıp çoğunu da gizlediğiniz kitabı

kim indirdi?” Üstelik  sizin de atalarınızın  da bilmediği şeyler size öğretilmiştir.»

De ki :”(Onu indiren) Allah’tır” Sonra onları bırak da  daldıkları sapıklılarında oynayadursunlar.

92-İşte bu da bizim indirdiğimiz bir kitap  ki , mübarektir. Kendisinden   öncekilere  tasdikleyicidir, şehirlerin anasını  ve çevresindekileri  uyarman  için. Âhirete iman  edenler  buna  da iman ederler ve onlar namazlarına muhafazadırlar.

93-Uydurduğu yalanı Allah’ iftira edenden  yahut kedisine  hiçbir şey  vahyolunmamışken:”Bana  vahyolundu “diye söyleyenden   bir de:” «Allah’ın indirdiği gibi ben  de indiririm “diyenden  daha  zalim kim olabilir?Görsen  o zalimler ölüm dalgaları içinde boğulurken  melekler   ellerini uzatmış:””Çıkarın canlarınız  bu gün zillet azâbiyle cezâlanacaksınız,  çünkü Allaha karşı hakk olmayanı söylüyordunuz veO’nun âyetlerine  karşı kibirleniyordunuz.”

94-Andolsun işte geldiniz! İlk defa  yarattığımız gibi yapayalnız teker teker ve size bağışladığımız  şeyleri  arkanızda bırakatınız. Hani,içinizde  o  hakkında batıl zanlar  beslediğiniz şefaat edicileriniz olacak  ortaklarınızı  görmüyoruz.Andolsun onlarla  aranızdaki bağlar kesilmiş ve batıl zanlar  beslediğiniz şeyler sizden kaybolup gitmiştir!”

95-Şüphesiz Allah taneyi  ve çekirdeği çatlatıp yarandır.Ölüden diriyi O çıkartır,diriden ölüyü  de çıkarandır.İşte Allah budur. Nasıl oluyor da  çevriliyorsunuz?

96-Sabahı  yarıp  çıkartandır, geceyi  de  bir sükûn(vakti); güneş ve ay’ı da  birer hesap

(işareti) kıldı. Bu aziz olanın, hakkıyla bilenin   takdiridir.

97-Karanın ve denizin karanlığında  kendileri ile   doğru  yolu   bulasınız diye sizin için

yıldızları yaratanO’dur.

Şüphesiz biz bilen bir topluluk  için âyetleri  geniş geniş açıkladık.

98-Sizi tek bir candan   yaratan  da O’dur.

Sonra  bir karar yeri  bir de emanet yeri  vardır.

Biz  âyetlerimizi iyice anlayan  bir  topluluk  için  uzun  uzadıya açıkladık.

99-Gokten bir su indiren de  O’dur , biz onunla  her türlü  bitkiyi  çıkardık.

Ondan  da birbirinin  üstüne binmiş taneler meydana  getirdik.

Hurma tomurcuğundan birbirine  yakın salkımlar,birbirine  hem benzeyen  hem benzemeyen   üzüm   bağları, zeytin ve nar  bahçeleri de (bitiririz).

Meyvesine bir meyve  verdiği zaman  bir de olgunlaştığı zaman bakıverin. Şüphe yok ki

bütün bunlar  da iman edenler için  bir  çok  âyetler vardır.

100-Cinleri  Allah’a  ortak  ortak koştular, halbuki  bunları O’ yaratmıştır.

Bundan  başka bilmeksizin  O’na oğullar ve kızlar uydurup iftira ettiler.

Hâşâ O,onların  nitelemelerinden  münezzehtir,yücedir.

101-Gökleri ve yeri yoktan var eden O’dur. O’nun bir eşi yokken  nasıl bir oğlu olabilir?

Hem herşeyi  O yaratmıştır  ve herşeyi  hakkıyla bilen de O’dur.

102-İşte Rabbiniz Allah! O’ndan başka  hiçbir ilah yoktur ,her şeyin yaratıcısıdır. O halde  O’na  ibadet edin  O  her şeye vekildir.

103-Gözler O’na erişemez , O ise bütün gözleri kuşatmıştır. O lutuf sahibidir, her şeyden haberdardır. 

104-Doğrusu size Rabbinizden  basiretler  gelmiştir.Kim görürse kendi  lehine  kim de görmezse kendi  aleyhine. Ben üzerinize  de bir gözetleyici  değilim.

105-İşte biz, ayetleri böylece  iyiden  iyiye  açıklarız.Tâ ki  onlar: “Sen okumuşsun” desinler; biz d e onu bilen   kimselere  apaçık gösterelim.

106-Rabbinden sana vahyolunana uy! O’ndan başka ilah yoktur. Müşriklerden  de yüz çevir!

107-Eğer Allah dileseydi şirk koşmazlardı. Biz seni onların başına bir gözetleyici  kılmadık. Onların üzerinde bir vekil de değilsin.

108-Allah’tan başka yalvardıklarına sövmeyin. Sonra  onlar da  Allah’a bilgisizce  söverler. İşte  biz  böylece  her  ümmete yaptıklarını  süslüledik. Nihâyet dönüşleri yalnız  Rab’lerinedir. O da  kendilerine yaptıklarını haber verecektir.

109-“Eğer kendilerine  bir âyet  gelirse  mutlaka ona iman edecekler”diye var güçleri  ile   Allah adına yemin ettiler . De ki : «Âyetler ancak Allah’ın nezdinde.» O âyet geldiği zaman da yine  iman  etmeyeceklerinin   farkında değil misiniz ?”

110-İlk defa  ona iman etmedikleri gibi..Biz de onların kalplerini ve gözlerini  çeviririz de azgınlıklar içerisinde onları kör ve şaşkın terkederiz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

111-Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileri ile  konuşsalardı ve her

şeyi karşılarına toplasaydık, onlar  yinede Allah  dilemedikçe   iman etmezlerdi.

Fakat onların  çoğu bilmezler.

112-Biz her peygambere ins ve cin şeytanlarını böylece  düşman kıldık. 

Onlar  kimi kimine  aldatmak için yaldızlı  bir  takım sözler fısıldarlar.

Eğer Rabbin dileseydi  bunu  yapmazlardı. Artık sen de  onları iftiraları ile baş başa bırak.

113-Tâ ki âhirete iman etmeyenlerin  kalpleri  ona meyl etsin,  bir de ondan hoşnut olsunlar  ve kazanabildiklerini  kazansınlar.

114-“O, size Kitabı açık açık indirmişken  Allah’tan  başka bir hakem mi arayacak  mışım? Kendilerine kitap verdiğimiz bunun muhakkak  Rabbin  tarafından indirildiğini bilirler.  Artık sakın şüphe edenlerden  olma.

115-Rabbinin sözü, doğruluk ve adâlet bakımındaneksiksizdir. Onun sözlerini  değiştirebilecek  yoktur. O  işitendir hakkıyla  bilendir.

116- Eğer  sen yeryüzünde bulunanların çoğunu itaat edecek olursan seni Allah  yolundan saptırırlar: Onlar  ancak zanna uyarlar.  Onlar  ancak  yalan  ve iftira edenlerdir.

117-Şüphe yok ki Rabbin, yolundan  sapanları da  en iyi  bilendir,  O hidâyet bulanları da çok iyi  bilendir.

118-Eğer O’nun âyetlerine iman edenler iseniz, artık üzerlerine Allah’ın adı anılanlardan  yeyin.

119-Üzerine Allah’ın adı anılanlardan yememenize sebep ne? Halbuki O size-kaçınılmaz olarak  kendisine ihtiyaç duyduklarınızı müstesna  kılarak -neyi  haram kıldığını ayrı ayrıa   çıklamıştır.Gerçekten  bir çok  kimseler  bilgisizce  hevâları ile saptırıyorlar.Şüphesiz  Rabbin   haddi   aşanları çok  iyi bilendir.

120-Günahın açık olanını da gizlisini de  bırakın. Çünkü günah kazananlar  kazanmakta  oldukları yüzünden  cezalandırılacaklardır.

121-Üzerine Allah’ın adı anılmayanlardan yemeyin.Çünkü o, elbetteki  bir fisktır. Gerçekten   şeytanlar sizinle  mücadele  etmeleri için  kendi dostlarına vahyederler.Eğer onlara  itaat ederseniz  elbette  siz de müşriklerden  olursunuz.

122-Ölü iken  kendisini dirilttiğimiz insanlar  arasında yürümesi için nur  verdiğimiz kimse,içinden  çıkamayacağı karanlıklarda  kalan kimse gibi midir? Kâfirlere işledikleri  iş böylece  süslü  gösterildi.

123-Böylece her ülkenin günahkârlarını onların ileri gelenleri  kıldık. O yerlerde  hilekârlıklar etsinler  diye  .Halbuki  onlar  ancak  kendilerine hilekârlık yaparlar  da  farkında olmazlar.

124-Onlara bir âyet gelse: “Allah’ın peygamberlerine verilen gibi bize de verilmedikçe asla iman  etmeyeceğiz”derler . Allah  peygamberliğini kime vereceğini  çok iyi bilendir.

Yaptıkları hilekârlıklar yüzünden günahkâr olanlara Allah katında bir küçüklük  ve  şiddetli bir azab isabet edecektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

125-Allah kimi doğru yola iletmeyi dilerse   ,göğsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmayı dilerse  onun da göğsünü-gökyüzüne tırmanıyormuş gibi daraltır, sıkıştırır: Allah  iman etmeyenlerin üstüne  işte böyle murdarlık çökertir.

126-İşte bu Rabbinin dosdoğru yoludur. Biz âyetleri düşünüp öğüt alan  bir topluluk  için uzun uzadıya açıkladık.

127-Rabbleri katında  Dârusselâm onlaradır  ve işlediklerinden ötürü  de O, onların velisidir.

128-Hepsini  toplayacağı o günde:” Ey cin topluluğu, insanlardan pek çoğunukendinize  uydurdunuz “(buyuracak) ; o zaman onların dostları olan insanlara  da şöyle diyecek:”Rabbimiz!, kimimiz kimimizden faydalandık, nihâyet  bizim için takdir ettiğin vakte eriştit.”Şöyle buyuracak:”Allah’ın dilediği müstesna  olmak üzere içinde ebedi  kalıcılar  olarak ateş sizin   barınağınızdır.”Şüphesiz Rabbin, Hakimdir, Alimdir.

129-İşte  biz,kazanmakta  oldukları  yüzünden zâlimlerin kimini kiminine böylece musallat ederiz.

130-“Ey cin ve insanlar  topluluğu  içinizden  size  âyetler okuyan, bu  gününüzün gelip çatacağını  bildirip  size  uyaran peygamber  gelmedi mi? Onlar:«Nefislerimize karşı şahitlik   ederiz» diyecekler .Halbuki  dünya  hayatı onları aldattı  da kendi  aleyhlerine kâfir kimseler   olduklarına şâhit  oldular.

131-Bu, Rabbinin  haberleri  yokken  ülkeler halkını

haksız yere  helâk edici olmadığından dolayıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

132-Herkes işlediklerine  göre dereceleri vardır. Rabbin,  onların işlediklerinden habersiz değildir.

133-Rabbin hiçbir şeye muhtaç olmayandır, rahmet sahibidir. Eğer dilerse sizi giderir, yerinize sizden sonra dilediğin getirir. Nitekim  sizi de başka bir kavmin soyundan yaratmıştır.

134-Gerçekten   size  vaadolunan hiç  şüphesiz gelip çatacaktır. Siz  aciz bırakamazsınız.

135-De ki: “Ey kavmim! Bütün gücünüzle yapacağınızı yapın.Ben de yapacağım.Bu yurdun sonunun  kimin  olacağını  yakında bileceksiniz:” Şüphesiz   zalimler felaha eremezler.

136-Onlar  Allah’a yarattığı ekin ve davarlardan  bir pay  ayırdılar da  zanlarınca:“Bu, Allah’ın, bu da O’na koştuğumuz ortaklarımızındır.”dediler. . Ortaklarına ait olan Allah’a ulaşmaz. Ama  Allah’a  ait olanlar  ise ortaklarına ulaşır. Ne çirkin hükmediyorlar ?

137-Böylece onların  ortakları,müşriklerden bir  çoğuna evlâdlarını öldürmeyi de hoş  göstermiştir. Hem onları  helak  etmek için  hem de dinlerini  kendilerine karmakarışık  etmek için. Eğer  Allah dileseydi  bunu  yapmazlardı.

Artık sen onların yalan ve iftiraları ile baş başa bırak.

138-Onlar  zanlarınca:”Bu davarlar  ve ekinler dokunulmazdır. Onları  dilediğimizden

başkası yiyemez. Bir takım davarların da  sırtları haram kılınmıştır”dediler .

Bir  takım hayvanlar  da vardır ki  Allah’a iftira  ederek üzerlerine onun adını anmazlar.

O onları bu iftiraları  yüzünden  cezalandıracaktır.

139- Ve dediler ki :“Şu  davarların   karınlarındakiler yalnız erkeklerimize helâl,

kadınlarımıza haramdır.” Şayet ölü doğarsa  onlar bunda  ortak olurlar.

Onlara  bu yakıştırmalarının cezasını verecektir. Muhakkak  ki O,Hakimdir, Alimdir.

140-Bilgisizlik yüzünden  evlatlarını beyinsizce  öldürenler ve  Allah’ın kendilerine ihsan

buyurduğu rızkı, Allah’a iftira ederek  haram sayanlar, gerçekten büyük bir zarara

uğramışlardır.  Şübhesiz  onlar sapmışlar ve  doğru yolu da bulamamışlardır.

141-Çardaklı ve çardaksız  o bağları,tadları çeşitli  hurmaları, birbirine  hem  benzeyen  hem benzemeyen  zeytinleri, narları  yaratıp yetiştiren O’dur. Bunların  her biri meyve verdiği zaman  meyvelerinden yeyin. Biçildiği gün  de hakkını  verin. İsraf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.

142-Davarlardan yük  taşıyacak,döşek yapılacak olanları  da (yaratan O’dur).. Allah’ın size verdiği rızıklardan yeyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin.Çünkü o, sizin apaçık bir düşmanınızdır.

143-Sekiz çift (yaratmıştır):Koyundan iki çift, keçiden  de iki çift. De ki : ” Erkeklerini mi 

dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin  döl yataklarında sarılıp  bürüneni  mi haram  kıldı?

Eğer doğru söyleyenler iseniz bana bir bilgiye dayanarak  haber verin”

144-Ve deveden de iki( çift) sığırdan da iki (çift) yarattı.  De ki: “Onların erkeklerini mi yoksa  dişilerini mi, yoksa dişilerin döl yataklarında sarılıp  bürüneni  mi haram  kıldı?Allah bunu size  tavsiye  ettiğinde hazır mıydınız?

İnsanları  saptırmak için bir bilgiye dayanmaksızın Allah’ a iftira  eden kimseden zalim  kim olabilir?Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu hidayete vermez.”

145-De ki:”“Bana vahyolunanlar arasında  yiyecek bir kimseye  haram olduklarını bulduğum yiyecekler şunlardır: Ölü,akmış kan, domuz eti , muhakka ki  o pisliktir  ve Allahtan başkasının boğazlandığından  dolayı fısk olanlar. Kim  mecbur  kalırsa zulmetmeksizin  ve haddi  aşmaksızın (yerse) Şüphesiz  Rabbin , Gafurdur, Rahimdir.”

146-Biz yahudilere bütün  tırnaklıları haram kıldık. Onlara sığırların ve koyunun iç yağlarını da haram kıldık.

Ancak sırtlarına veya   karınlarındaki  bağırsaklarına yapışan veya  kemiğe karışan ayrı. Onları  zulümleri yüzünden bununla cezalandırdık. Şüphesiz  biz  doğru söyleyenleriz. 147-Seni yalanlayacak  olurlarsa de ki:”Rabbiniz geniş  bir  rahmet sahibidir.

O’nun azabı  günahkârlar topluluğundan  geri çevrilmez.”

148-Müşrikler:” Allah dileseydi  biz de babalarımız  da  ortak koşmazdık, hiçbir şeyi de harâm kılmazdık.” diyeceklerdir.

Onlardan öncekiler  de azabımızı  tadıncaya kadar işte böyle yalanladılar.De ki:”Yanınızda bize çıkarabileceğiniz herhangi bir bilgi var mı? Siz  ancak  zanna uyuyorsunuz  ve siz  yalnızca  yalan uyduranlarsınız.”

149-De ki:””Öyley  ise  tam ve yeterli hüccet  ALLAH’ındır. Eğer dileseydi elbette  hepinizi  hidâyete erdirirdi.”

150-De ki:”Haydi,  Allah bunu haram kıldı diye şahitlik  edecek şahitlerinizi getirin.”Eğer şahitlik  ederlerse  sen onlarla  beraber  şahitlik etme. Âyetlerimizi yalanlayanların ve âhirete iman etmeyenlerin hevâlarına uyma. Çünkü onlar  Rab’lerine  denk tutarlar.

151- De ki: “Gelin, Rabbinizin size neleri  haram kıldığını okuyayım:

O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın.

Anaya babaya iyilik edin,yoksulluk endişesinden  dolayı   çocuklarınızı öldürmeyin.  Çünkü sizin de onların da rızkını biz veririz.

Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın.

Hak  olmadıkça Allah’ın  haram kıldığı  canı öldürmeyin.

İşte akıl edersiniz  diye size bunları emretti.”

152-Bir de  yetim malına rüşdüne erinceye kadar en güzel olandan  başka bir şekilde  yaklaşmayın.  Ölçüyü ve  tartıyı tam ve doğru yapın.  Biz kimseye gücünün  yettiğinden  başkasını yüklemeyiz.   Söz söylediğiniz- vakit akrabanız  dahi olsa- adaletli- olun.  Allah’ın ahdine yerine getirin.  İşte düşünüp öğüt alasınız diye size bunları tavsiye etti.

153-“Şüphesiz  ki bu,benim dosdoğru yolumdur.  O halde  ona uyun.Başka yollara uymayın. Sonra sizi  O’nun yolundan  yolundan ayırırlar. İşte sakınmanız diye Allah size bunları tavsiye etti.

154-Sonra Biz- güzelce  uygulayanlara tamamlamak, her şeyi ayrı ayrı açıklamak,bir hidâyet  ve bir rahmet olmak üzere -Musa’ya Kitabı verdik. Onlar Rabl’lerine kavuşacaklarına iman ederler  diye.

155-İşte bu indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Öyleyse  ona uyun ve sakının ki merhamet olunasınız.

156-“Bizden önce  kitap  iki  topluluğa indirildi ve biz onların okuduklarından habersiz kimseler idik” demeyesiniz diye.

157-Yahut: “Bize de kitap indirilseydi  elbette  onlardan  daha çok  hidâyet üzere  olurduk”demeyesiniz diye. İşte size  Rabbinizden apaçık bir  belge, bir hidâyet  ve bir rahmet  gelmiştir. Allah’ın âyetlerine yalanlayanlardan, onlardan  yüz çevirenlerden  daha  zalim kim olabilir?Biz âyetlerimizden  yüz çevirenleri , bu yan çizmeleri sebebi ile yakında pek kötü  bir azapla cezâlandıracağız. 158-Onlar  neyi! kendilerine  meleklerin  gelmesi   yahut Rabbinin gelmesini  yahut Rabbinin âyetlerinden birisinin  gelmesini  mi bekliyorlar? Rabbinin âyetlerinden biri geldiği gün, daha önce iman etmemiş yahut  imanında bir hayır kazanmamış  olan kimseye imanı  bir fayda  vermez. De ki “Bekleyin, biz de beklemekteyiz.”

159-Dinlerini  parça  parça  edip fırka fırka ayrılanlar var ya;  senin  onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi  ancak Allah’a  aittir, sonra O yaptıklarını kendilerine haber  verecektir.

160-İyilikle gelene  bunun  on misli vardır, bir günah ile  gelene de ancak  onun misli  ile cezalandırılır. Onlara zulmedilmez.

161De ki:”Hiç şüphesiz  Rabbim beni dosdoğru bir yola ,dimdik ayakta duran bir dine, muvahhid olan İbrahim’in dinine iletti . Omüşriklerden olmadı.”

162-Kul inne salâtî ve nusukî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil âlemîn(âlemîne).

162-De ki: “Şüphesiz benim namazım, nusukum, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin Rabbi  olan Allah içindir.”

163-“O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ve ben bununla emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim.’

164-De ki :: “Allah her şeyin Rabbi iken ben  O’ndan başka  bir  rab  arar mıyım hiç?Herkesin  kazandığı   yalnız kendisine aittir. Günahkar  hiçbir nefis başkasının  günahını yüklenmez.Nihâyet dönüşünüz Rabbinizedir. İşte o zaman ayrılığa düştüğünüz şeyleri size  haber verecektir.”

165-O  sizi yeryüzünün halifeleri  yapan ve size verdikleri ile sizi sınamak için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılandır. Şüphesiz Rabbin, cezası  pek çabuk olandır ve muhakkak O, mağfiret ve rahmet edendir.

Résultat de recherche d'images pour "tekvîr sora"

kaynak (Tefsiru’s- Sa’di (Allametu’s-seyh Abdurrahman es – Sa’di)

Allah ondan razi olsun

Yüce Allah’a hamd-ü senâlar olsun