(1) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“İnsanlar, eğer ezan okumak ile namazın ilk safında yer almada ne (gibi bir hayır ve bereket) olduğunu bilseler, sonra da bunu elde etmek için kur’a çekmekten başka çare kalmasaydı, mutlaka kur’aya başvururlardı.”

Buhari 615, Müslim 437, Tirmizi 225, Nesei 1/269,2/23, Muvatta 1/68,131

(2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Namaz için ezan okunduğu zaman şeytan oradan sesli sesli yellenerek uzaklaşır, ezanı duyamayacağı yere kadar kaçar. Ezan bitince geri gelir. İkamete başlanınca yine uzaklaşır, ikamet bitince geri dönüp kişi ile kalbinin arasına girer ve şunu hatırla, bunun düşün diye aklında daha önce hiç olmayan şeylerle vesvese verir. Öyle ki (buna kapılan) kişi kaç rekat kıldığını bilemeyecek hale gelir.”

Buhari 608, Müslim 389, Ebu Davud 516, Muvatta 1/69, Nesei 2/21

(3) Abdullah ibni Abdurrahman ibni Ebi Sa’sa (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:

“Ebu Said (Radiyallahu Anh) bana şöyle dedi:

−Seni, koyunları ve kır hayatını seviyor görüyorum. Koyunlarınla birlikte veya kırda olunca namaz ezanı okursan, ezan sırasında sesini yükselt! Zira müezzinin sesini insan, cin ve sair her ne işitirse en uzağı bile kıyamet günü onun lehinde şehadet eder.

Ebu Said (Radiyallahu Anh) sözlerini şöyle tamamladı:

−Ben bunu, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den işittim.”

Buhari 609, Nesei 2/13, Muvatta 1/69

Ezanı İşiten Kişi Ezanı Tekrar Eder

(4) Ömer bin el-Hattab (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Müezzin, اللهُ أَكْبَرُ اللهُ أَكْبَرُ dediği vakit sizden biriniz, اللهُ أَكْبَرُ اللهُ أَكْبَرُ der.

Sonra müezzin, أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ dediğinde o da, أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ der.

Sonra müezzin, أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا رَسُوُلُ اللهِ dediğinde o da, أَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا رَسُوُلُ اللهِ der.

Sonra müezzin, حَيَّ عَلَى الصَّلاَةِ dediğinde o da, لاَحَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ der.

Sonra müezzin, حَيَّ عَلَى الْفَلاَحِ dediğinde o da, لاَحَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ der.

Sonra müezzin, اللهُ أَكْبَرُ اللهُ أَكْبَرُ dediğinde o da, اللهُ أَكْبَرُ اللهُ أَكْبَرُ der.

Sonra müezzin, لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ dediğinde, o da kalbinden, لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ derse, cennete girer.”

Müslim 385/12

(5) Abdullah ibni Amr bin As’ (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i işittim şöyle buyuruyordu:

“Ezanı işittiğiniz zaman müezzinin söylediğini aynen (kelime kelime) tekrar edin. Sonra bana salat-u selam okuyun. Zira kim bana salat-u selam okursa Allah da ona on misliyle rahmet eder. Sonra benim için el-vesile’yi taleb edin. Zira o, cennete bir makamdır ki, o makam mutlaka Allah’ın kullarından birinin olacaktır. Ona sahip olacak kimsenin ben olmamı ümid ediyorum. Kim benim için Allah’tan el-vesile’yi taleb ederse, şefaat kendisine vacib olur.”

Müslim 384/11, Ebu Davud 522, Nesei 2/23, Tirmizi 208, İbni Mace 720, Buhari Ezan 7

(6) Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Ezanı işittiği zaman kim;

“Herkim, ezanı (tamamını) işittiği zaman şöyle derse, kıyamet günü benim şefaatim o kimseye helal ve vacip olur.”

اللَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ، وَالصَّلاَةِ القَائِمَةِ، آتِ مُحَمَّدًا الوَسِيلَةَ، وَالفَضِيلَةَ، وَابْعَثْهُ مَقَامًا مَحْمُودًا الَّذِي، وَعَدْتَهُ

Duanın Manası: “Ey bu tam davetin ve kılınacak namazın Rabbi olan Allah’ım! Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e vesile ve fazileti ver. Ve Onu vadettiğin Makam-ı Mahmud’a (Şefaat Makamı’na) ulaştır.”

Buhari 2/665, Müslim 385/12 Ebu Davud 529, Tirmizi 211, Nesei 2/26, İbni Mace 722

Ezan Okurken Sağa Sola Dönmek ve Parmakları Kulaklara Koymak

(7) Ebu Cuhayfe (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Bilal (Radiyallahu Anh)’ı ezan okurken gördüm. İki parmağı kulaklarının üzerinde olduğu halde, ezan okurken, onun ağzını şu tarafa, bu tarafa (sağa sola) dönerken takibe koyuldum.”

Buhari 634, Müslim 503, Ebu Davud 520, Tirmizi 197, Nesei 2/12

Müezzinin Para Alması Caiz Değildir!

(8) Osman bin Ebi’l-As (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bana en son vasiyetlerinden biri de, ezanına mukabil ücret almayan bir müezzin tutmamdı.”

Ebu Davud 531, Tirmizi 209, Nesei 2/23, İbni Mace, Albani İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 5/316

Ezanı Yüksek Bir Yerde Okumak

(9) Beni Neccar’dan bir kadın (Radiyallahu Anha) demiştir ki:

“Benim evim, Mescid-i Nebevi’nin etrafındaki en uzun ev idi. Bilal (Radiyallahu Anh), sabah ezanını evimin damında okurdu. Seher vaktinde gelir, dama oturur fecri gözetlerdi. Vaktin girdiğini görünce gerneşir ve sonra da:

اللَّهُمَّ إِنِّي أَحْمَدُكَ، وَأَسْتَعِينُكَ عَلَى قُرَيْشٍ أَنْ يُقِيمُوا دِينَكَ

Ey Allah’ım! Kuşkusuz ki, ben Sana hamdediyorum. Senin dinini ikame etmeleri için, Kureyş’e karşı yardım etmeni istiyorum, der ve ezan okurdu. Allah’a yemin ederim ki, Bilal (Radiyallahu Anh)’ın bu duayı terk ettiği tek bir gece bilmiyorum!”

Ebu Davud 519

Ezan İle Kamet Arasına Ara Koymak

(10) Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Bilal (Radiyallahu Anh)’e:

“Ezan okuduğun zaman ağır ağır oku! Kamet getirdiğin zaman da peş peşe seri oku! Ezanla kametin arasına, yemek yiyenin yemeğinden, içenini içmesinden, üzerine sıkışarak helaya girmiş olanın heladan fariğ olacağı bir zaman fasılası koy! Beni görünceye kadar da (kamet için) ayağa kalkmayın!”

Tirmizi 195, Albani Silsiletu’l-Ehadisi’s-Sahiha 887

Kadınların Ezan Okuması

Kadınlar seslerini erkeklerin duymayacağı yerde ezan okuyabilirler.

(11) Aişe (Radiyallahu Anha) ezan ve kamet okurdu.

Beyhaki, Temamu’l-Minneh 153

Ezanı Teganni İle Okumak Bid’attır!

(12) Adamın biri Ömer (Radiyallahu Anh)’e geldi ve:

−“Ben seni Allah için seviyorum, dedi.

Ömer (Radiyallahu Anh) ise şöyle dedi:

−Ben de sana Allah için buğz ediyorum! Duyduğuma göre sen ezan okurken teganni ve lahin yapıyorsun!!!”

Lahin: Telaffuz esnasında hususi olarak Kur’an okurken yanlışlık yapan.

Abdurrazzak 1852, Taberani 13059, Tahavi 4/128, Albani Silsiletu’l-Ehadisi’s-Sahiha 42

Ezan Duası Türkçe:

“Allâhümme Rabbe hâzihi’d-da’veti’t-tâmmeh ve’s-salâti’l-kâimeh, âti Muhammeden el-vesîlete ve’l-fazîlete (ve’d-derecete’r-rafîah). Veb’ashü makâmen mahmûdeni’llezî va’adteh (İnneke lâtuhlifü’l-mîâd.)”

Ezan Duası Anlamı:

“Allah’ım! Ey şu eksiksiz çağrının ve kılınacak namazın Rabbi olan Allah’ım! Muhammed’e vesîleyi ve fazîleti (ve yüksek dereceyi) ver! Onu kendine söz vermiş olduğun övülmüş makama yükselt (Şüphesiz sen verdiğin sözden dönmezsin).”