Peygamber Efendimiz, “Allah bir kul hakkında hayır isterse, o hayrı işlemeye onu yetkili kılar”

buyurmuşlar, ashab-ı kiramın, “Allah bunu nasıl yapar ya Resulallah?” sorusuna da, “Ölümden

önce o kulu salih amel işlemeye muvaffak kılar.” cevabını vermiştir.

Amel-i salih; “iyi, güzel ve faydalı iş,” “Allah’ın rızasına uygun amel” demektir.

Bir hadiste, “Ameller niyetlere göredir” (Buhârî, “Bedʾü’l-vaḥy”, 1) buyurulmuştur.

Amel ancak Allah’ın rızâsını kazanmak niyetiyle yapılırsa makbul ve sevaba vesile olur.

İslam inancına göre, salih amellerin değeri niyetlere göre belirlenir.

Bir amelin makbul ve sevaba vesile olması için, o amelin Allah’ın rızasını kazanmak niyetiyle yapılması gerekir. İyi niyet, bir ameli sâlih amel derecesine yükseltebilir.

Hadiste de belirtildiği gibi, “Ameller niyetlere göredir.” Yani, bir kişinin yaptığı amellerin değeri, niyetine bağlıdır.

Örneğin, yürümek aslında mubah bir eylemdir, yani ne iyi ne de kötüdür.

Ancak, niyetimize göre değer kazanır.

Camiye namaz kılmak için gitmek veya ihtiyaç içinde olan bir insana yardım etmek gibi eylemler, iyi niyetle yapıldığında sevap kazandırır.

Bunun yanı sıra, kötülük yapmak niyetiyle bir yere gitmek ise günahtır, çünkü niyet kötüdür.

Beklentimiz cennet olmalı, çünkü cennet, ebedi mutluluğun ve huzurun bulunduğu yer olarak inanıriz

Bu dünya, kalıcı olmayan bir yerdir.

Ancak, innacimiza   göre, ebedi hayat cennette başlar.

Bu nedenle, dünya hayatında Salih ameller işlemek, iyi davranışlar sergilemek ve doğru yolda ilerlemek büyük önem taşır.

Mutluluk, inançlarımıza uygun şekilde hareket etmek ve Allah’ın rızasını kazanmaya çalışmakla elde edilebilir.

 Cenneti hedeflemek, tebessüm etmek, umutlu olmak, Allah’a sığınmak, nimetlerine şükretmek ve

Salih ameller işlemek, hayatımızda mutluluğu ve huzuru bulmamıza yardımcı olacak önemli adımlardır.

Selam ve dua ile  

Hakime Gülsüm