Selamun aleykum hiçret misafirlerimiz
Ebû Hüreyre radıyallahu anh‘den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Zandan sakınınız. Çünkü zan (yersiz itham), sözlerin en yalan olanıdır.
Başkalarının konuştuklarını dinlemeyin, ayıplarını araştırmayın, birbirinize karşı öğünüp böbürlenmeyin, birbirinizi kıskanmayın, kin tutmayın, yüz çevirmeyin.
Ey Allah’ın kulları! Allah’ın size emrettiği gibi kardeş olun.
Dinimizde , zan -yani, temelsiz varsayımlarda bulunma- sözlerin en yalanıdır.
Bu kavram, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) hadsilerinde özel bir yer tutar.
Ebû Hüreyre (ra) tarafından rivayet edilen bir hadiste, şu önemli uyarı yer alır: “Zandan sakının, çünkü zan, sözlerin en yalan olanıdır.”
Peki, neden zandan kaçınmalıyız? Zan, insanların niyetleri hakkında varsayımlarda bulunmalarına sebep olabilir ve bu da haksız ithamlara yol açabilir.
İslam, kişinin masumiyetini korumayı ve başkalarına karşı adil olmayı vurgular.
Zan, bir kişinin hakkında bilgi sahibi olmadan olumsuz düşüncelere kapılması anlamına gelir ve bu da adaletsizliğe sebep olabilir.
Peygamberimiz(s.a.v) başkalarının özel konuşmalarını dinlemememizi, onların ayıplarını araştırmamamızı ve kıskançlık beslemememizi öğütlemiştir.
Bu öğütler, insanlar arasında güveni ve dürüstlüğü korumanın önemini vurgular.
Ayrıca, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) buyruğunda, birbirimize karşı kardeşlik ve dayanışma duygusunu geliştirmemiz gerektiği vurgulanmıştır.
Övünmek, böbürlenmek, kıskançlık beslemek veya kin tutmak yerine, karşılıklı sevgi, saygı ve yardımlaşma içinde olmalıyız.
Bu öğütler, toplum içinde barış, adalet ve dürüstlüğü korumanın temel taşlarıdır.
İnsanlar arasında güvenin ve huzurun sağlanması için, zandan kaçınmak, dedikodudan sakınmak ve adil olmak hayati öneme sahiptir.
Sonuç olarak, zanın doğurabileceği haksızlıkları ve olumsuz sonuçları engellemek için dinimizde yer alan
bu prensiplere dikkat etmek, bireyler arasında sağlam ilişkiler kurmamıza ve toplumsal barışı sağlamamıza yardımcı olacaktır.
Selam ve dua ile