Selamun aleykum
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kuvvetli mü’min, (Allah katında) zayıf mü’minden daha hayırlı ve daha sevimlidir.
(Bununla beraber) her ikisinde de hayır vardır.
Sen, sana yararlı olan şeyi elde etmeye çalış.
Allah’dan yardım dile ve asla acz gösterme.
Başına bir şey gelirse, “şöyle yapsaydım, böyle olurdu” diye hayıflanıp durma.
“Allah’ın takdiri bu, O, ne dilerse yapar” de.
Zira “eğer şöyle yapsaydım” sözü şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar.” (Müslim, Kader 34. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mukaddime 10.)
Dünya, insanın imtihan sahasıdır; her adım, ahirete eşiğine doğru bir yolculuktur.
Bu yolculuk boyunca, insan pek çok farklı etki ve olayla karşılaşır.
Olumlu ya da olumsuz, her türlü durum karşısında mümin, “Allah’a kul olma” sorumluluğunu korumakla yükümlüdür.
Bu görev için öncelikle inançla beraber bedenen de güçlü olmak gereklidir.
Müslümanlık, bir “mutluluk yarışı” olarak düşünülebilir.
Bu yarışta güçlü olmak, eğitimli, istekli, disiplinli ve bilinçli olmak, inanç ve inançla ilgili ibadetlerde bulunmak önemlidir.
Bu nedenle, her türlü Müslüman, olumludur; fakat inanç, düşünce, niyet, ahirete yönelme ve fiziksel olarak güçlü olan, diğerlerine nazaran daha hayırlıdır.
Çünkü mücadele, güç gerektirir.
Mümini güçlendirecek her türlü çaba ve tedbire sarılmak, Allah’tan yardım istemek, asla pes etmemek ve acizlik göstermemek, Peygamber Efendimiz’in öğütlerindendir.
Bu gayretleri etkisiz hale getirecek, geçmişteki kararları sorgulayarak kendini yıpratmak yerine, “Allah’ın takdiri böyleymiş” diyerek teslimiyet göstermek ve kulluk çizgisinde ilerlemek, güçlü bir müminin tavrıdır.
Çünkü insan, “keşke şunu yapsaydım, ya da bunu yapmasaydım” gibi düşüncelere kapılırsa, rıza kaybı, kaderi reddetme ve hatta imanı sorgulama gibi tehlikeli bir duruma düşebilir.
Bu durum ise sadece şeytanı memnun eder.
Her Müslüman, güçlü olabilmek için çaba göstermeli, Allah’ın yardımına sığınmalı ve iman yolunda ilerlemelidir.
Bu, sadece kişinin ruhunu güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda iç huzurunu da sağlar.
Bu yüzden her birimiz, Allah’ın izniyle, güçlü olabilmek için çaba göstermeli, dualarımızla O’ndan yardım dilemeli ve iman yolunda ilerlemeliyiz.
Bu çaba sadece bizi güçlü kılmakla kalmaz, aynı zamanda iç huzurumuzu da sağlar.
İşte bu, güçlü bir müminin yaşam tarzıdır ve bu yolda ilerlemek, bize manevi bir güç ve huzur verir.
Yüce Rabbimiz bizleri “kuvvetli” kılsın.
Selamun aleykum