Selamünaleyküm

Ebu Hüreyre (r.a)’dan, Peygamber (sav) Efendimiz aynı konuda şöyle buyurmaktadır:
“Bu din kolaylık dinidir.

Şeytanın insanın kalbine vesvese verme yollarından biri de, Allahü teâlânın zatı hakkında düşündürmek, şüpheye düşürmektir.
İnsanların en ahmağı, zekâsına en çok güvenendir.

Însanların en akıllısı da, suçu kendinde arayan ve bilmediklerini âlimlere soran kimsedir.

İki hadis-i şerif meali:
(Şeytan, “seni kim yarattı” diye vesvese verir.

O kişi “Allah yarattı” derse, “Onu kim yarattı” diye vesvese verir.

Böyle vesvese gelince, “Ben Allah ve Resulüne iman ettim” desin!) [Buhari]

Ebu Hüreyre (r.a)’dan rivayet edilen bu hadislerde, Peygamber Efendimiz’in (sav) dinin kolaylık üzerine

kurulu olduğunu ve aşırılıklardan kaçınılması gerektiğini ifade ettiği görülmektedir.

İslam, müminlere kolaylık, esneklik ve hikmet üzerine bina edilmiş bir dindir.

İlgili hadislerin açıklamalarına geçelim:

“Bu din kolaylık dinidir.”

Peygamber Efendimiz, İslam’ın pratik ve yaşanabilir bir din olduğunu belirtir.

Dinin hükümleri, müminlere ağırlık ve zorluk getirmekten ziyade, hayatlarını kolaylaştırmak, insanları güzelliklere yönlendirmek ve onları cennetle mükâfatlandırmak amacını taşır.

“Şeytanın insanın kalbine vesvese verme yollarından biri de, Allahü teâlânın zatı hakkında düşündürmek, şüpheye düşürmektir.”

Şeytanın insanları saptırmak için kullandığı taktiklerden biri, Allah’ın varlığı, birliği ve sıfatları gibi temel inanç konularında vesvese yaratmaktır.

İslam, bu tür şüphelere karşı sağlam bir imanın korunması gerektiğini öğretir.

Dinimizde birçok konu ile alakalı dua olduğu gibi vesvese için de dua var olmaktadır.

Vesvese duası şöyledir ki ‘Amentü billahi ve rusulihi hüve’l evvelü hüve’l ahirü ve’z zahirü ve’l batinü ve hüve bi külli şey’in alim’ duası sık sık okunmalı ve vesvese verecek konulardan uzak durulmal

“İnsanların en ahmağı, zekâsına en çok güvenendir.

İnsanların en akıllısı da, suçu kendinde arayan ve bilmediklerini âlimlere soran kimsedir.”

Bu ifade, insanın kendi aklına fazlasıyla güvenmesinin yanıltıcı olabileceğini ve asıl akıl sahibi olanın, eksik bilgileri olup da öğrenmeye açık olan kişi olduğunu vurgular.

Bilgiye açık olmak ve ilim talebinde bulunmak, gerçek akıllılığın göstergesidir.

“Kimse takatinin üstünde ibadet yapmaya kalkışırsa, kendisi din karşısında aciz kalır, mağlup olur.”

İbadetlerin ve dinî sorumlulukların kişinin gücünün ötesine geçmemesi gerektiği vurgulanır.

Din, müminleri aşırı yüklerle yormaz; aksine, kişinin kaldırabileceği ölçüde sorumluluk yükler.

“Dinde aşırılıktan sakının, Çünkü sizden öncekileri ancak aşırılık helak etti.”

İslam, aşırılıklardan kaçınılması gerektiğini öğretir.

Dinî hükümleri aşırıya kaçarak ağırlaştırmak veya sınırları aşmak, toplumları helak eden bir sapma yolunu açabilir.

Orta bir yolu takip etmek, İslam’ın temel prensiplerindendir.

Bu hadisler, İslam’ın kolaylık, hikmet ve ılımlılık esaslarına vurgu yaparak müminlere rahatlık, doğru bir yönlendirme sunmaktadır.

Dinin temel ilke ve hükümleri, insanların hayatlarını kolaylaştırmak ve onları doğru bir yolda yönlendirmek için gönderilmiştir.

Selam ve dua ile