Hicr suresi 18. âyet meali -Ancak kulak hırsızlığına yeltenen bir şeytan olursa onu parlak ışıklı bir kayan yıldız kovalar. “

Ama nedir şeytan? Kulak hırsızlığına ne şekilde yeltenir? Ve ne çalar?.. Bütün bunlar, Allah’a özgü olan gaybın kapsamındadırlar.

Bu ayetlerin bildirdiklerinden başkasını öğrenme imkânına sahip değiliz.

Buna kalkışmanın da yararı yoktur

Çünkü bu tür şeylerle uğraşmak, imanı arttırmadığı gibi, güçlendirmez de.

Sadece insan aklını kendisini ilgilendirmeyen ve kendisini bu hayattaki gerçek görevinden alıkoyan şeylerle uğraştırır.

Üstelik bu girişim yeni bir gerçek için yeni bir kavrama biçimi de kazandırmaz.

Bununla beraber şeytanın göğe yol bulamayacağını, gökteki bu gözalıcı güzelliğin korunmuş olduğunu, üstünlük ve yücelik sembolü olarak kalıcılığını sürdürdüğünü, hiçbir pisliğin, hiçbir kötülüğün bulaşmayacağını, şeytanın herhangi bir girişimde bulunması ile birlikte derhal kovulacağını, bu kovulmanın onun işlediğine ulaşmasına engel olacağını bilmemiz gerekir.

Bu arada sahnede çizilen sağlam burçların, göğe doğru tırmanan şeytanın, onun planını altüst eden kayan yıldızın hareketlerinin güzelliğini de unutmamak gerekir.

Hiç kuşkusuz bu da şu olağanüstü güzelliğe sahip kitabın tasvir güzelliklerinden biridir.

YERYÜZÜ

Göz alabildiğine geniş ve dehşet verici olan tabloda çizilen ikinci çizgi gözler önüne serilmiş, yürümek ve geçmek için caydırılmış yer çizgisidir.

Orada yeralan dağlar, insanlar ve diğer canlılar için rızık olarak var edilen bitkilerdir:

Kaynak Seyyid Kutub

 

Riyazus Salihin, 1672 Nolu Hadis

 

Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

Bazı insanlar Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e kâhinleri (n yaptıkları hakkında fikrini) sordular da Resûl-i Ekrem:

– “Aslı olan, (doğru) bir şey değildir” buyurdu.

– Ey Allah’ın Resûlü! Ama onların bize verdikleri geleceğe ait bazı haberler söyledikleri gibi çıkıyor, dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber:

– “Onların bu tür haberleri (görevli meleğin ilham ettiği) gerçeklerdendir. Onu bir cin meleklerden kaparak kâhin dostunun kulağına fısıldar. O kâhinler de bir doğruya yüz yalan karıştırır (halka sunar) lar” cevabını verdi.

Buhârî, Tıb 46, Bed’ül-halk 6, Tevhîd 57; Müslim, Selâm 122-124

Buhârî’nin bir rivayetinde (Bed’ül-halk 6) Âişe radıyallahu anhâ, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işitmiştir:

“Melekler buluta (anân) inerler, gökte geleceğe yönelik verilmiş kararları birbirlerine aktarırlar.

Bu esnada şeytan, kulak hırsızlığı yaparak edindiği bilgiyi kâhinlere fısıldar.

Onlar da bu habere kendiliklerinden yüz yalan katarlar.”

عنْ عائِشَةَ رضي اللَّه عَنْهَا قَالَتْ : سَأَلَ رسُولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم أُنَاسٌ عنِ الْكُهَّانِ ، فَقَالَ : « لَيْسُوا بِشَيءٍ فَقَالُوا : يَا رَسُولَ اللَّه إنَّهُمْ يُحَدِّثُونَنَا أحْيَاناً بشْيءٍ فيكُونُ حقّاً ؟ فَقَالَ رَسُول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « تِلْكَ الْكَلمةُ مِنَ الْحَقِّ يخْطَفُهَا الجِنِّيُّ . فَيَقُرُّهَا في أذُنِ ولِيِّهِ ، فَيخْلِطُونَ معهَا مِائَةَ كِذْبَةٍ » مُتَّفَقٌ عليْهِ .

وفي روايةٍ للبُخَارِيِّ عنْ عائِشَةَ رضي اللَّه عنْهَا أنَّهَا سَمِعَت رَسُول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَقُولُ : « إنَّ الملائكَةَ تَنْزِلُ في العَنانِ ­ وهو السَّحابُ ­ فَتَذْكُرُ الأمْرَ قُضِيَ في السَّمَاءِ ، فيسْتَرِقُ الشَّيْطَانُ السَّمْع ، فَيَسْمعُهُ ، فَيُوحِيهِ إلى الْكُهَّانِ ، فيكْذِبُونَ معَهَا مائَةَ كَذْبةٍ مِنْ عِنْدِ أنفُسِهِمْ » .

قولُهُ : « فَيَقُرُّهَا » هو بفتح الياء ، وضم القاف والراءِ : أي : يُلقِيهَا . « والْعنَانُ » بفتح العين .

Kitap: Riyazus Salihin