Peygamber Efendimiz (asm) Hazret-i Übeyy İbn-i Ka’b’a:
“Sana ne Tevrat’ta, ne İncil’de, ne Zebur’da, ne de Kurân’ın diğer kısımlarında benzeri indirilmemiş bir sûre öğretmemi ister misin?” buyurdu.
Übeyy İbn-i Ka’b:
“Evet ya Resulallah!” dedi. Resul-ü Ekrem Efendimiz (asm):
“Namazda nasıl okuyorsun?” buyurdu. Übeyy İbn-i Ka’b, Fatiha Suresini okuyunca, Peygamber Efendimiz (asm):
“Evet, nefsim kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, onun eşi ne Tevrat’ta, ne İncil’de, ne Zebur’da ve ne de

Kurân’ın diğer kısımlarında indirilmiştir. O bana verilen şanlı Kurân’ın içinde bulunan yedi ayetli Fatiha Suresidir” buyurdu. (Tirmizi, Kur’ân’ın Faziletleri)

Fâtiha hakkında bir hadis-i kutside söyle buyurulmustur: “Namazı kulumla aramda ikiye ayırdım.

Bir yarısı benimdir, diğer yarısı kulumundur. Kuluma istediği verilecektir. Kul: “Hamd alemlerin Rabbi Allah’adır” dediği zaman, Allah: “Kulum bana hamdetti” der.

Kul: “Rahman ve Rahim olan…” dediği zaman Allah: “Kulum bana senada bulundu” der. Kul: “Din gününün mâliki” dediği zaman, Allah: “Kulum beni yüceltti” der. Kul: “

Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz ” dediği zaman, Allah: “Bu benimle kulum arasında iki yarıdır. Kuluma istediği vardır” der.

Kul: “Bizi doğru yola ilet.

Nimet verdiğin kimselerin yoluna.

Kendilerine gazab edilmiş olanların ve sapmışların yoluna değil” dediği zaman Allah: “Bunlar kulumundur, kuluma istediği verilecektir” der.” (Müslim, Ebû Dâvûd)
Fâtiha; yaratılışın, yaratanın, yaratıkların bütün sırlarını toplayan genel ve temel bir kanundur.
Fatiha suresinde;
“Yalnız sana ibadet ediyoruz ve sadece senden yardım diliyoruz” demekle Allah bize kendisiyle konuşma noktasında bir söz hakkı tanımış olur.
“Nesteîn” (yardım diliyoruz) derken irademizin, bir şeyi istemeye hak ve yetkimizin olduğunu anlıyor ve dua ile Allah’ın huzurunda yer alıyoruz. (Elmalılı Hamdi Yazır)

Fatiha suresi sevap noktasında Kurân’a denktir
“Fatiha suresinin Kur’ân kadar sevabı vardır.” (Buhari, Tirmizi, Nesâî, Müsned )

Fatiha Suresi’ne Ümmü’l Kitap (kitabın anası) ismi verilmiştir.
Çünkü; Kurân’ı bütünüyle içinde barındırır ve mushafların yazılışına onunla başlanır.

Fatiha Suresi Kurân’da Seb-ul Mesani olarak vasıflandırılmıştır
“Şu kesin ki, biz sana Seb-i mesânî ile şu yüce Kurân’ı verdik.”(Hicr 87)
Fatiha suresi Kur’ân-ı Kerim’in bir özeti ve çekirdeği hükmündedir. Bir çeşit Kur’ân-ı Kerim’in tamamı Fatiha suresinin

bir açılımı ve tefsiri gibidir. Onunla dua etmek Kur’ân ile dua etmek gibidir.
Fatiha Suresi duaların en küllisidir
Fatiha suresi Kur’ân-ı Kerim’in bir fihristi, bir özetidir

Dua olarak da, duaların en küllisi ve en genişidir.

Bu yüzden Allah’a külli dua etmek isteyen Fatiha suresini okumalıdır.
Dua okuması bildirilen yerlerde, Fatiha okumak daha iyidir.

Fatiha suresi, duaların en iyisini bildirmek için nazil oldu.

Duaların sonunda hamd etmek müstehaptır.

Hamd etmenin en iyisi de Fatiha okumaktır. (Berika, 37)

Ebû Hüreyre”den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Allah şöyle buyurdu: “Kim benim bir velî kuluma (dostuma) düşmanlık ederse, ben de ona harp ilân ederim.

Kulum, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşamaz.

Kulum nafile ibadetlerle de bana yaklaşmaya devam eder, ta ki ben onu severim. (Sevince de) artık onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum.

Benden isterse muhakkak ona (istediğini) veririm.

Bana sığınırsa muhakkak onu korur ve kollarım…””

(B6502 Buhârî, Rikâk, 38)

Résultat de recherche d'images pour "tekvîr sora"