Bir Afrika atasözünde der ki:
Her sabah bir ceylan uyanır Afrika’da,
Kafasında bir tek düşünce vardır.
En hızlı koşan aslandan daha hızlı koşabilmek,
Yoksa aslana yem olur.
Her sabah bir aslan uyanır Afrika’da.
Kafasında bir tek düşünce vardır.
En yavaş kosan ceylandan daha hızlı koşabilmek,
Yoksa açlıktan ölecektir.
İster aslan olun,
İster ceylan olun hiç önemli yok.
Yeter ki güneş doğduğunda koşuyor olmanız gerektiğini,
Hem de bir önceki günden daha hızlı koşuyor olmanız gerektiğini bilin.
Selamun aleykum
Okudugumuz Afrika atasözünü bir çok kişişel gelişim kitabında vardır.
Koşun, koşun, koşun bir numara olmak için size hızlı koşmanin amacini yazar
Nereye koşuyoruz , hangi amaç için koşuyoruz
fikrimiz var mi?
Bir fikrimiz bir amacımız var olmali degil mi ama?
Sabah uyanmak için eğer müslümansak
Okunan ezanla güne baslayan bizler için
Güne namazla başlamak gibi mesala
Yarin sabah namaza kalkacagin garantisi yok ki
Uyandigimiz her gün kâr döndürmek için uyanmaliyiz ki
Mesele koşmak meselesi degil ,mesele niçin, neye koştugumuz meselesi.
Basimiz yastiga koydugumuz da” résumé de la journée” (günün özetini )yapiyoruz ya
Harama uzak kalmisiz , kul hakki yememisiz, kalp kirmamisiz, yalan söylememisiz
fitnede uzak kalmişiz,
Allah’in yasaklarina yasak bilmişiz
Böyle bir amaca koşmaliyiz
Allah’a itaat üzere koşmak
Koşmamiza bile istemiyor bizim
Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allah Teala Hazretleri diyor ki: Ben, kulumun benim hakkımda yaptığı zanna göreyim
. O, beni zikretti mi onunla beraberim.
Eğer o beni nefsinde zikrederse ben de onu onun kinden daha hayırlı bir cemaat içerisinde zikrederim.
O bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zira yaklaşırım, o bana bir zira’ yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım.
O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak giderim.” [Buhari, Tevhid 50; Müslim, Zikr 2, (2675); Tirmizi, Da’avat 142, (3598)]
Böyle bir Rabbimiz var
Ahiretimizi güzelestirmek ,için önce kendimiz çaba sarfedelim.
Kendisini düşünmeyen, kimseye hayri olmaz
O halde düne göre
Allah’a kulluk vazifemiz dahah iyi yapmak için uyanmaliyiz
Mesele uyanmak meselesi degil ,
Allah’a itaat üzere günahlarindan sakinmak , için uyanik kalma meselesidir
dün geçti , yarin belirsiz o zaman bugun elimizde olan imkanlari degerlendirmeliyiz
eğer müslüman kimligi taşiyorsak uyanik olmak zorundayiz
günahlara karşi dik durabilmak için
ibadetlerimize güzelleşitrmek için , ahlakimizi , güzelleştirmek için.
Allah’in rizasini kazanmak için
Din samimiyettir diye bir Peygamberimiz var yol gösteren rehberlik eden var bizlere
trafikte  kirmizi işik   kuralarina uymaya çalişiyoruz da dogru olani da odur
ne aci birşey ki
Allah’in bizlere çizdigi yol gösterdigi kurallardan haberdar degiliz
Açip okumuyoruz yol gösterici
Kur’an Kerim kitabini, hadisleri
Hız yapmak zorunda degiliz
Afrika da yaşamiyoruz , hepimiz farkli yerlerde yaşiyoruz
Insaniz , hayvanlar alemiyle insanlar alemin bir fark var
insan düşüne bilen bir varlik
evlerimiz de ki imkanlarin çogu Afrikada bile yok
Afrikada yasayan müslümanlarin, ibadet ve iman heyecani bizde yok
Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
“Allah dinde sizin için hiçbir zorluk kılmamış-tır.’””
Peygamberimizin ifadesiyle din kolaydır, onda zorluk ve zorlanmak yoktur.
Çünkü Allah Teâlâ; “Allah, hiç kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez.”
buyurmuş, insanı, yapamayacağı, gücünün yetmiyeceği bir şeyle yükümlü tutmadığını bildirmiştir.
Enes (r.a.) şu olayı anlatmaktadır: Peygamberimiz bir defa mescide girdi, iki direk arasına gerilmiş bir ip gördü.
Bu ip nedir? diye sordu.
Zeynebindir. Yorulduğu zaman ona tutunur, dediler. Peygamberimiz:
“O ipi çözünüz.
Sizin her hangi biriniz istekli olduğu sürece namaz kılsın.
Yorulunca da yatsın ve uyusun (öyle zorlanarak ibadet yapılmaz).” buyurdu.”0
Enes İbn Malik (r.a.) anlatıyor:
Bir defa As-hab’tan üç kişi (Ali b. Ebî Talip, Abdullah b. Amr b. As ve Osman İbn Maz’un), Peygamberimizin gizli ibadetini sormak ve öğrenmek üzere Peygamberimizin hanımlarının evlerine gelirler (ve Peygamberimizin saygı değer eşlerinden sorarlar.)
Bunlara Peygamberimizin evde yaptıkları ibadetleri anlatınca güya bunu azımsar-lar ve kendi kendilerine,
“Biz nerde Peygamber nerde? Hiç şüphe yok ki, Allah Peygamberinin geçmiş olan ve gelecekte işlenmesi muhtemel bulunan bütün günahlarını mağfiret buyurmuştur” derler.
Sonra da şu karara varırlar: İçlerinden birisi: Ben geceleri devamlı ibadet edeceğim.
Diğeri: Ben de devamlı oruç tutacağım.
Üçüncüsü de:Ben de kadınlardan ayrı yaşayacağım, evlenmeyeceğim, der
. Onlar böyle söylerken Peygamberimiz bunların yanına geldi ve: “Siz şöyle şöyle söyleyen kimselersiniz değil mi?
Fakat şunu iyi biliniz ki: Ben sizin Allah’tan en çok korkanınız ve günahlardan en çok korunanınızım.
Bununla beraber bazan oruç tutarım hazan tutmam.
Gecenin bir kısmında kalkar namaz kılarım; bir kısmında yatar uyurum.
Kadınlarla da evlenirim.
İşte benim sünnetim budur.
Her kim benim bu yolumdan gitmez de ondan yüz çevirirse benden değildir. ” buyurdu. “2)
Peygamberimiz kendi sünnetinin orta yol olduğunu, bu orta yolu izlemeyenlerin onun
sünnetinden ayrılmış olacaklarını bildiriyor bizlere
Selamun aleyküm
Hakime Gülsüm