Merhabalar….
 Geçen aylarda, spor dünyasında ve medyada sıkça gördüğümüz haberler, Şener Şen’in unutulmaz filmi “Namuslu”yu anımsatıyor.
Ancak bu kez başrol oyuncuları spor yıldızları ve banka müdürleri.
Büyük paralar kazanmış, daha da fazla kazanmak için çabalayan bu kişiler, toplumun büyük
bir kısmının hayal bile edemeyeceği servetlere sahipler.
Sahnede ise bol sıfırlı hesaplar ve hayal kırıklıkları!
Sonuç? Hüsran! Ah be güzel kardeşim, hiç mi “paranın yüzü sıcaktır” atasözünü duymadınız?
Bu insanlar, zenginliğin zirvesinde oldukları halde, daha da yükseklere tırmanmak için adeta Everest’e çıkan dağcılar gibi çabalıyorlar.
Paraların rakamlarını ben söyleyemiyorum bile, dudak uçuklatır cinsten.
Zenginsiniz, daha ne? Peki, zengin olma arzusunun sonu nereye varır?

Zenginlik hırsı, bir çıkmaz sokak olabilir mi?

Zenginlik, çoğu insanın ulaşmak istediği bir hedeftir ve aslında kötü bir şey değildir.

Hadislerde de belirtildiği gibi, “Güçlü mümin, zayıf müminden yeğdir.”

Ancak, zenginlik yolculuğuna çıkıldığında durmak pek mümkün olmuyor.

Bu, birçok insan için sonsuz bir arayışın parçası haline geliyor.

İnsanlar, sahip olduklarından daha fazlasını arzulamaya başladıklarında, bu arayış onları bir paradoksa sürükleyebilir.

Bankalara yatırılan büyük paralar ve bu paraların kar beklentisiyle dolu umutlarla yönetilmesi, genellikle hayal kırıklığıyla sonuçlanabiliyor.

Gerçi onlar  “Zenginin kağnısı dağdan aşar, fakirin eşeği düz yolda şaşar” atasözü bu durumu çok güzel anlatir

İnsanlar, belki de gerçek ihtiyaçlarının ötesinde daha fazlasını kazanma hırsıyla hareket ediyorlar. Bu hırs, içlerini doldurmaya çalıştıkları bir boşluk gibi.

Alın teriyle kazanılmış bir paranın huzuru, tüm servetlerin ötesindedir.

Ancak insanlar sık sık daha fazlasını istemenin peşinde koşarken, aslında

huzurun, içsel zenginliğin ve insan ilişkilerinin asıl değerini gözden kaçırıyorlar.

“Allah az verip aratmasın, çok verip şımartmasın” deyişi, insanların sürekli daha fazla isteme arzusuna ayna tutuyor.

Çünkü insanlar hırs içinde, gerçek değerleri kaybetmeye başlıyorlar.

Bu konuda Kur’an-ı Kerim ve hadislerde de birçok öğüt bulunmaktadır.

Ancak, günümüzde kaç kişi bu öğütleri dikkate alıyor? İnsan oğlunun gözü açtır, asla da doymaz.

Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde, hırsın ve açgözlülüğün insanı ne kadar tehlikeli bir yola sürükleyebileceğine dair birçok uyarı vardır.

Bu yüzden, insanların hırs ve açgözlülük yerine, sahip olduklarıyla yetinmeyi, huzuru ve gerçek zenginliği aramaları gerektiğini hatırlatmak önemlidir.

Sonuç olarak, zenginlik hırsıyla dolu bu dünya, belki de bir gün herkesi bir aynanın karşısına geçirir ve “Ne yapıyorum ben?” dedirtir.

O güne kadar, insanlarin komik ve bir o kadar da trajik hırs yolculuklarını izlemeye devam edeceğiz.

Allah muhafaza eylesin bizlere   hirs yolcularin birisi olmaktan

Belki de bu, günümüz dünyasında kaybolmuş değerlerin yeniden hatırlanmasına yardımcı olabilir.

Rabbim  helâl den   ayirip  harama baktimasin  amin

Selam ve dua ile
Hakime Gulsum