Selamun aleykum

Isparta’ya gül bahçelerini görmek için yaptığımız yolculuk, beklenmedik bir şekilde bizi bambaşka bir keşfe sürükledi.

Gülleriyle ünlü bu şehirde, gül sezonunun çoktan geçtiğini öğrendiğimizde, bir an için hayal kırıklığına uğradık.

Ancak, hazır buraya kadar gelmişken, Isparta ve çevresinde neler keşfedebileceğimizi merak etmeye başladık.

Yolumuz, hiç planlamadığımız bir yere, Eğirdir Gölü’ne doğru yöneldi.

Ekim ayının serin sonbahar havasında, Eğirdir Gölü’ne vardığımızda, huzurun kucağına düştüğümüzü hissettik.

Göl kenarındaki kahveler, sanki bizi karşılamak için açılmış gibiydi.

Bir bardak  taze demlenmiş çay, yanında çıtır çıtır bir simit ve karşınızda uzanan göl manzarası…

İşte, o an hayatın tüm karmaşasından uzaklaştığınızı hissediyorsunuz.

Gölün sakin suları, ruhunuza dinginlik katarken, doğanın bu eşsiz güzelliği karşısında zaman adeta duruyor.

Eğirdir, sadece doğasıyla değil, aynı zamanda ekonomisiyle de yüzümüzü güldürdü.

Göle nazır kahveler ve küçük yerel işletmeler, hem cebinizi yormuyor hem de samimi ve sıcak bir hizmet sunuyor.

Buralarda geçirilen her an, büyük şehirlerin lüksünden çok uzakta, ama bir o kadar da rahat ve keyifliydi.

Sonbaharın altın sarısı yaprakları, usulca yere düşerken,

Gölün sakin yüzeyi, gökyüzünün sonsuz maviliğiyle birleşir ve o an, zamanın akışı durur gibi olur.

Sabahları, göl kıyısında yapılan yürüyüşler, günün en özel anlarını oluşturdu.

Kuş sesleriyle uyanan doğa, günün ilk ışıklarıyla birlikte göz kamaştırıyordu.

Eğirdir Gölü, yalnızca bir doğa harikası değil; aynı zamanda duyguların en saf hallerinin yaşandığı bir cennettir.

Dağların göle yansıyan siluetleri, insanın kalbine dokunan bir tablo gibidir.

Suya yansıyan her bulut, her ağaç, her dalga, ruhunuzun derinliklerinde yankı bulur.

Gölün durgun suları, hayatın karmaşasından uzaklaşıp kendi iç sesinizi dinlemenize izin verir, tıpkı kalbinizde

Bu eşsiz güzelliklerin ortasında, Eğirdir Gölü’nün kıyısında bir yürüyüşe çıkarken, kulaklıklarınızda Kur’an’ın huzur dolu ayetlerinin yankılandığını hayal edin.

Allah’ın kelamı, gölün dingin sularıyla birleşip, ruhunuzu derin bir sükûnetle kucaklar.

Kur’an’ı dinlemek, sizi dünya telaşından sıyırarak içsel bir dinginliğe taşır.

Ancak bu manevi yolculuğunuzda, çevrenize de dikkat etmeyi ihmal etmemek önemlidir.

Yaya geçitlerinde, trafikte veya kalabalık alanlarda, gözleriniz çevrenizi takip etmeli, adımlarınız dikkatli olmalıdır.:) 

Böylece, hem bedeninize hem de ruhunuza aynı anda özen göstermiş olursunuz.

Eğer şimdi yola çıkmazsanız, kışın o sert yüzüyle karşılaştığınızda, Eğirdir Gölü’nün bu huzur dolu hâlini kaçırmış olabilirsiniz.

Sonbaharın son demlerinde, doğanın kışa hazırlanışını izlemek, insana hayatın döngüselliğini hatırlatır.

Eğirdir Gölü, bu döngünün en güzel tanığıdır.

soğumadan önce, göl kenarındaki küçük kafelerde sıcak bir çay içip, gözlerinizi gölün mavi-yeşil sularına daldırarak bu huzuru iliklerinize kadar hissedebilirsiniz.

Bu sessizlik ve huzur, şehrin gürültüsünden kaçmak isteyenler için adeta bir terapi gibiydi.

Bisiklet turları da Eğirdir’in tadını çıkarmanın başka bir yoluydu.

Gölün etrafında yapılan bu turlar, hem manzara hem de huzur arayanlar için ideal bir yer 

Pedallarınızı her çevirdiğinizde, gölün büyüleyici manzarası eşliğinde ilerlerken, doğanın kollarında kayboluyorsunuz.

Eğirdir’in en güzel taraflarından biri de, hafta içi sakinliğinin sunduğu huzurdu.

Hafta sonları gelen turist turları nedeniyle biraz kalabalıklaşan bu küçük kasaba, hafta içi tam bir huzur yuvasina  dönüşüyordu.

Göle karşı çayınızı yudumlayarak geçirdiğiniz saatler, sadece bir tatil değil, aynı zamanda kendinizle baş başa kalma fırsatı sunuyordu.

Şehirden uzak, doğanın kucağında geçirilen bu anlar, hayatın karmaşasından uzaklaşmak için harika bir seçenekti.

 Sonbahar, Eğirdir’de bir başka güzel yaşanır.

Gölün çevresinde uzanan el değmemiş doğa, insanı şehirlerin gürültüsünden, betonun soğukluğundan uzaklaştırır.

Burada, zamanın yavaşladığını, doğanın insanla dostça konuştuğunu hissedersiniz.

Gölün etrafını saran yemyeşil ağaçlar, yavaş yavaş sarıya dönerken, bu büyülü değişimi kaçırmak istemezsiniz.

Eğirdir Gölü’nün kenarına vardığınızda, sadece doğanın değil, aynı zamanda insanların da sıcak kucaklamasıyla karşılaşırsınız.

Bu bölgenin insanları, samimiyetin ve içtenliğin vücut bulmuş hâlidir.

Her köşe başında, size gülümseyen bir yüz, selam veren bir ses bulmak mümkündür.

Eğirdir’in bu sıcakkanlı insanları, adeta bu toprakların yüzyıllardır koruduğu misafirperverlik geleneğinin canlı birer temsilcisidir.

Ancak Eğirdir’in sunduğu doğal güzelliklerin yanı sıra, bu bölgenin manevi ve tarihî zenginliklerini de keşfetmek gerekir.

Eğirdir’in merkezinde yer alan Hızırbey Camii ve tarihi Dündar Bey Türbesi, bu huzur dolu atmosferin kalbinde,

tarihin ve maneviyatın birleştiği önemli noktalardır.

Eğirdir’in merkezinde,, şehrin tam kalbinde yer alan Hızırbey Camii,

Caminin tarihi taş duvarları ve ince işçilikle yapılmış ahşap süslemeleri, yüzyıllardır süren ibadetlerin izlerini taşır.

Caminin içine adım attığınızda, sadece tarihi değil, manevi bir derinlik de hissedilir.

Hızırbey Camii’nin iç mekânı, sade ve etkileyici güzelliğiyle, ruhsal bir dinginlik sunar.

İbadetleriniz burada derin bir manevi güzellige dönüşür ve kalbinizi huzura kavuşur

Hızırbey Camii’nin manevi atmosferinin yanı sıra, Eğirdir’deki bir diğer önemli tarihî mekân da Dündar Bey Türbesi’dir.

Eğirdir’in merkezine oldukça yakın bir konumda yer alan bu türbe, şehrin tarihine tanıklık eden sessiz bir anıttır.

Dündar Bey, bölgenin tarihi açısından önemli bir figürdür ve türbesi, hem ziyaretçilerin manevi ihtiyaçlarını

karşılamak hem de tarihî mirası yaşatmak adına büyük bir öneme sahiptir.

Türbenin sade ama etkileyici yapısı, ziyaretçilere hem tarihi hem de manevi bir deneyim sunar.

Burada geçirilen her an, geçmişin derinliklerine bir yolculuk yapmanızı sağlar ve bölgenin tarihine dair bilgiler edinmenize yardımcı olur.

Türbe, bölge halkının manevi duygularını, tarihî mirasını ve kültürel değerlerini yaşatır.

Eğirdir Gölü’nün doğal güzellikleriyle birleşen Hızırbey Camii ve Dündar Bey Türbesi, ziyaretçilerine hem bedensel hem de ruhsal güzellik sağlar.

Göl kenarındaki doğa yürüyüşlerinin ardından, bu tarihî ve manevi mekânları ziyaret etmek, ruhunuzu ve tarihe olan bağlılığınızı derinleştirir.

Sonbaharın son günlerinde, Eğirdir Gölü’nün eşsiz güzelliklerini keşfederken, Hızırbey Camii ve Dündar Bey Türbesi’ni ziyaret etmeyi unutmayın.

Bu kutsal ve tarihî mekanlarda geçirilen her an, size hem doğanın hem de maneviyatın sunduğu en derin huzuru ve güzelliği keşfetme fırsatı verecektir.

Eğirdir Gölü ve çevresindeki bu değerli yerler, kalbinizin en derinlerinde saklı duyguları uyandırarak sizi hem bedensel hem de ruhsal olarak yenileyecektir.

Eğirdir’de geçirdiğimiz bu günler, hayatımızda unutulmaz bir iz bıraktı.

Gül bahçelerini görememiş olsak da, Eğirdir Gölü’nün büyüleyici güzelliği bu eksikliği fazlasıyla telafi etti.

Rabbimize, bize böylesine güzel bir deneyimi yaşattığı için şükrederek, Isparta’dan ayrıldık.

Eğirdir’in bu eşsiz atmosferi, her zaman hatıralarımızda canlı kalacak ve belki de tekrar gelmek için bir sebep olacak.

Eğer huzur, sadelik ve doğallık arıyorsanız, Eğirdir tam da aradığınız yer olabilir.

Bu güzel kasaba, her ziyaretçisine unutulmaz anılar bırakacak kadar özel.

Şimdi tam zamanı… Kışın soğuk yüzü gelmeden önce, Eğirdir Gölü’nde bir yolculuğa çıkın.

Gölün etrafını saran güzellikleri keşfederken, insanların samimiyetiyle, doğanın huzuruyla ve ekonomik bir tatilin verdiği rahatlıkla dolup taşacaksınız.

Bu cennet gibi yerde, hayatın tüm telaşından uzaklaşarak, hem ruhunuzu hem de bedeninizi yenileyin.

Selam ve dua ile 

ℋ𝒶𝓀𝒾𝓂ℯ 𝒢𝓊𝓁𝓈𝓊𝓂