Bismillahirrahmanirrahim

Bakara Suresi 195. ayetinde Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Allah yolunda infak edin de ellerinizle

kendinizi tehlikeye atmayın ve ihsan edin.

Muhakkak Allah, ihsan edenleri sever.” Bu ayet, Allah’ın kullarına, O’nun yolunda mal ve

servetlerinden harcamalarını emretmektedir.

İnfak, İslam’da büyük bir öneme sahiptir ve yalnızca mal harcaması değil, kişinin sahip olduğu nimetlerin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması anlamına gelir.

Allah yolunda infak, Allah’a yakınlık sağlayan her türlü hayır işini kapsar.

Bunlar arasında yoksula sadaka vermek, yakın akrabalara yardım etmek, ihtiyacı olanlara nafaka sağlamak gibi pek çok iyilik yer alır.

Ancak, bu hayır yolları içinde en üstün ve öncelikli olanı, Allah yolunda cihat için mal harcamaktır.

Çünkü cihat, hem bedenle hem de mal ile yapılan bir farzdır ve toplumun güçlenmesine, İslam’ın yücelmesine katkı sağlar.

Müslümanlar, mal ile cihat ederek Allah’ın dinini yüceltir ve şirk ile mücadeleye destek olurlar.

Cihat ve infak birbiriyle sıkı sıkıya bağlantılıdır. İslam’ın korunması ve yayılması, Allah yolunda yapılan harcamalarla mümkündür.

İnfak, adeta bir bedenin ruhu gibidir; infak terk edildiğinde cihat da sona erer, çünkü cihat ancak mal ve canla yükselir.

İslam’ın güçlenmesi, Müslümanların refahı ve hak dinin yayılması için infak vazgeçilmezdir.

Her Gün Verilmesi Gereken Sadakalar

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) her bir insanın, her gün bedeninin bir sadakası olduğunu bizlere öğretmiştir.

Bu sadaka, sadece maddi yardımlarla sınırlı değildir.

İki kişi arasında adaletle hükmetmek, birine bineği üzerinde yardım etmek, güzel bir söz söylemek, namaza

gitmek için atılan her adım ve insanlara zarar veren bir nesneyi yoldan kaldırmak gibi her türlü iyilik sadaka olarak kabul edilir.

İslam’da sadaka anlayışı, sadece para vermekle sınırlı olmayıp, kişinin çevresine ve topluma fayda sağlayacak her türlü olumlu davranışı kapsamaktadır.

Efendimizin hadislerinde de vurgulandığı gibi, bir ağaç dikmek veya bir ekin ekmek de sadaka sevabı kazandırır.

Bu ağaçtan ya da ekinden bir kuş, insan veya hayvan faydalandığında, bunun karşılığı sadaka sevabı olarak yazılır.

Bu, İslam’ın ne kadar kapsamlı bir hayır anlayışına sahip olduğunu gösterir; insanların, doğadaki canlıların ihtiyaçlarına bile duyarlılık gösterilmesini teşvik eder.

Zekâtın Önemi ve Dağıtımı

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), İslam’ı tebliğ ederken, insanları önce Allah’a ibadete çağırmış, ardından farz olan ibadetleri öğretmiştir.

Beş vakit namazın farz olduğunu açıkladıktan sonra, zenginlerden alınıp fakirlere verilecek olan zekâtın da farz olduğunu belirtmiştir.

Zekât, malın temizlenmesi ve toplumda adaletin sağlanması açısından son derece önemlidir.

Ancak zekât alırken, halkın kıymetli mallarından uzak durulması gerektiği, adaletsiz bir şekilde zorla mal alınmaması gerektiği de vurgulanmıştır.

Zulme uğrayan bir kimsenin bedduası, Allah katında çok güçlüdür ve karşılığını bulur.

Bu da Müslümanlar için adalet ve merhametin ne kadar önemli olduğunu hatırlatır.

İnfakın Fazileti ve Sevabı

Allah yolunda yapılan her türlü infakın sevabı, Allah katında katlanarak geri döner.

Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v.), namaz, oruç ve zikir gibi ibadetlerin Allah

yolunda yapılan infakın üzerine yedi yüz kat daha fazla sevap kazandırdığını belirtmiştir.

Bu, infakın sadece dünyevi bir iyilik değil, aynı zamanda ahiret hayatı için de büyük bir yatırım olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak, Allah yolunda yapılan her türlü hayır ve infak, Müslümanların hem bireysel olarak hem de toplumsal olarak güçlenmesine katkı sağlar.

Yoksullara yardım etmek, cihat için mal harcamak, adaletli olmak ve güzel söz söylemek gibi iyilikler, hem dünya hem de ahiret hayatında Müslümanların huzura kavuşmasına vesile olur.

Allah, infak eden, iyilikte bulunan ve cihad eden kullarını sever; bu yolda gösterilen çaba asla karşılıksız kalmaz.

Selam ve dua  ile……