Bizler daha mı kolay çocuklardık?

Selamlar

Çocukluğumuzun o masum günlerinde, bizlere verilen ilk öğütlerden biri “Sana ikram edilen şeyi sakın alma” idi.

Bu öğüt, kelimelerle değil, gözlerdeki derin anlamlarla, kaşların ufak bir hareketiyle, yüzlere yansıyan sessiz uyarılarla verilirdi.

Bize sözsüz bir dille, nazikçe ama net bir şekilde anlatılırdı: misafir olduğun yerde mütevazı ol, tok gözlü ol.

Büyüklerimiz, özellikle de ninemiz, bu ince dersleri her an verirlerdi.

Biz de gitmiş olduğumuz bir evde gözlerimize dolan, ancak elimiz uzanmadan kayıp giden şekerlerin peşinden sadece bakakalırdık.

O kalaylı bakır şekerlik, içinde çocuk kalplerimize hitap eden o rengârenk şekerlerle dolu, gözümüzün önünden süzülüp giderdi.

Eskiden, anneler çocuklarını sözden çok, bakışlarıyla, ufak mimiklerle eğitirlerdi.

Bir çocuk bir eve misafirliğe gittiğinde, annenin hafif bir kaş hareketi, belki gözlerindeki ufacık bir işaret, çocuğa her şeyi anlatmaya yeterdi. ,

“el uzatma, tok gözlü ol” mesajı, sözsüz ama derin bir anlaşmayla iletilirdi.

Biz de annelerimizin bu sessiz nasihatlerini hemen anlardık.

O bakışların altında saygı, sabır ve terbiyeye dair bir dünya yatardı.

Bugünün dünyasında ise bu sessiz dil neredeyse kayboldu.

Günümüz anneleri için çocuk yetiştirmek çok daha zor.

Çünkü bugünün çocukları, eskisi gibi kaş ve göz hareketleriyle terbiye edilmiyorlar

Bugünün anneleri, çocuklarını hem hızlı değişen bir dünyaya ayak uydurmak zorunda hissediyorlar, hem de onları insanlık değerlerine bağlı yetiştirme telaşındalar.

Ama bu hiç kolay değil.

Çocuklar artık gözlerle değil, teknoloji ekranlarının parlak ışıklarıyla büyüyor.

Anneler, o gözlerle verilen sessiz mesajları aktarmakta zorlanıyor, çünkü dikkat dağınıklığı o kadar yaygın ki,

çocuklar sadece annelerinin değil, dünyanın gürültüsü içinde kayboluyorlar.

Bizler daha mı kolay çocuklardık?

Belki evet, belki de hayır.

Geçmişte çocuk yetiştirme ile bugünkü çocuk yetiştirme yöntemleri arasında önemli farklar olduğunu düşünebiliriz.

Eskiden, ebeveynler çocukları daha sert, disiplinli ve zorlu koşullar içinde büyütürdü.

Bu, hem toplumsal normlardan hem de yaşam şartlarının getirdiği zorunluluklardan kaynaklanıyordu.

Çocuklar erken yaşta sorumluluk almayı öğrenir, daha az seçeneğe sahip olur ve genellikle hayatın zorluklarıyla başa çıkmaya daha çabuk hazırlanırlardı.

Bizim çocukluk dönemimizde oyunlar bile daha basit, doğaya yakın ve fiziksel dayanıklılığı artıracak türdendi.

O zamanlar hayat daha sadeydi.

İsteklerimiz, beklentilerimiz bugünün çocukları kadar büyük değildi.

Bir şeker, bir oyun, bir bakış; bizi mutlu edebilirdi.

Annelerimizin öğütleri sadece kulaktan değil, gönülden geçerdi.

Oysa bugünün çocukları, her şeye kolayca ulaşabilmenin, her an bir şeylerin önlerine sunulmasının verdiği rehavetle büyüyor.

Günümüz çocuklarını yetiştirmek gerçekten zor.

Ebeveynler, çocuklarının hem vicdanlı hem de başarılı olmalarını istiyorlar.

Onları aç gözlü olmaktan, bencilce davranmaktan alıkoymak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Ama dünya, sürekli bir şeyler talep etmelerini, daha fazlasını istemelerini teşvik ediyor.

Televizyonlar, sosyal medya, reklamlar; hepsi çocukların “daha fazlasını” istemesi üzerine kurulu.

Bu, anneler için bir yandan vicdani bir görev, bir yandan da ağır bir yük haline geliyor.

Çocuk eğitimi, her dönemin kendine özgü zorluklarını taşır, ancak günümüz çocuklarını yetiştirmek, eskiye göre çok daha karmaşık bir süreç haline geldi.

Bizler çocukken, büyüklerimiz, özellikle de ninelerimiz, terbiye konusunda kelimelerden ziyade kaş ve göz hareketleriyle bizleri yönlendirirlerdi.

Annemizin bir bakışı, ninemizin hafif bir kaş hareketi bile bize ne yapmamız ya da ne yapmamamız gerektiğini anlatmaya yeterdi.

O bakışların altında derin bir saygı, edep, ve sabır mesajı yatardı.

Sözle uyarılmadan, sadece o sessiz dili anlayarak büyüdük.

O dönemde çocuklar daha itaatkâr ve saygılı yetiştirilirdi, çünkü hayat daha yavaştı, ilişkiler daha samimi ve netti

Çocuklar, evde, sokakta, komşuda her zaman bir topluluk bilinciyle büyütülürdü.

Günümüzde ise çocuklar daha özgür bir dünya içinde yetişiyor.

Bu özgürlük, sınırları daha belirsiz hale getirdiği için çocuklar çoğu zaman “arsız” ya da “saygısız” gibi algılanabiliyorlar.

Ancak bu, onların bilinçli bir şekilde saygısız oldukları anlamına gelmez.

Onlar, daha çok modern dünyanın getirdiği hızlı ve doyumsuz yapıya uyum sağlıyorlar.

Büyüklerin otoritesi eskisi kadar güçlü değil, çünkü çocuklar, hem evde hem de çevrelerinde sürekli olarak bir sürü seçenekle karşı karşıyalar.

Eskiden çocukların hayatında anne, baba ve öğretmen üçlüsü tek otoriteydi, oysa şimdi internet, sosyal medya,

oyunlar ve arkadaş çevresi de önemli bir rol oynuyor.

Eğitim ve terbiye konusunda yaşanan bu değişim, aslında hem toplumun hem de ailelerin dönüşümünden kaynaklanıyor.

Eskiden eğitim ve terbiye, daha çok geleneksel yöntemlere dayanıyordu; saygı, edep ve ölçülülük temel değerlerdi.

Bugünse modern dünyada çocuklar, kendilerini daha çok ifade etmeye teşvik ediliyor, bireysellik ön plana çıkıyor.

Bu iyi bir şey gibi görünse de, çocukların toplum içinde nasıl davranması gerektiği konusunda kafa karışıklığına neden olabiliyor.

Terbiye dediğimiz şey, sadece büyüklerin otoritesine boyun eğmek değil, aynı zamanda empati, sabır ve paylaşma gibi insani değerleri içermeli.

Ancak bu değerler, eski usullerin ötesinde, yeni yöntemlerle çocuklara aktarılmalı.

Sonuç olarak, bugünün çocukları zor değil, sadece farklı bir dünyada büyüyorlar.

Bizler belki daha kolay terbiye edilirdik, çünkü hayatımız daha basit ve sınırlıydı.

Ancak bugünün çocukları, karmaşık bir dünyada, daha fazla bilgiyle ve daha geniş bir perspektifle büyüyorlar.

Onlara terbiye vermek, artık sadece bir bakışla ya da birkaç kelimeyle mümkün değil.

Disiplin ve değer eğitimi, daha bilinçli bir yaklaşımı, sabırla dinlemeyi ve onları anlamayı gerektiriyor.

Belki de bu yüzden günümüz çocukları bizlere göre daha az zorlukla karşılaşıyorlar.

Bunun yanında, bugünkü ebeveynler çocuklarına daha fazla duygusal destek sağlıyor ve bireysel gelişimlerine daha çok odaklanıyorlar

Bugünün anneleri ve babaları için bu daha zor olabilir, ama çocuklara insani değerleri aşılamak hala mümkün ve her zamankinden daha da önemli.

Kısacası, bizler belki daha zor şartlar altında büyüdük ve bu, karakterimizi şekillendirdi.

Ancak bugünkü çocukların yetişme tarzı da kendi içinde farklı ve değerli.

Hem eski hem yeni nesillerin kendine has güçlü yanları var.

“Ya Rabbi, bizlere çocuklarımızı hakkıyla, senin rızan doğrultusunda yetiştirme gücü ve sabrı ver. Onlara edep, ahlak, saygı ve merhamet duygularını yerleştir.

Kalplerine iyiliği, paylaşmayı ve tok gözlü olmayı nasip et.

Bizleri onlara güzel örnek kıl, doğru yolu gösterenlerden eyle.

Çocuklarımızı kötü huylardan, açgözlülükten ve bencillikten koru.

Onları senin rızana uygun bir şekilde terbiye etmeyi bizlere nasip et.

Gelecekte hayırlı evlatlar, topluma faydalı insanlar olmalarını sağla.

Amin.”

  • İlgili Yazılar

    Bir Bahçede Üç Zaman

    Read more

    İyilik, bir karakter meselesidir

    Read more

    You Missed

    Bir Bahçede Üç Zaman

    • Aralık 13, 2025
    • 0
    • 47 views

    İyilik, bir karakter meselesidir

    • Aralık 12, 2025
    • 0
    • 46 views

    Sünnetin güzelliklerinden bazıları

    • Aralık 12, 2025
    • 0
    • 44 views

    Zikir sadece söz değildir

    • Aralık 11, 2025
    • 0
    • 31 views

    La Bonté : Tout Commence par le Caractèr

    • Aralık 11, 2025
    • 0
    • 39 views

    Sözün Ağırlığı ve Kalbin Dili

    • Aralık 11, 2025
    • 0
    • 50 views

    Allahumme cal fi kalbi nûran, ve cal fi sadri feracen ve surûran.

    • Aralık 11, 2025
    • 0
    • 48 views

    Allah’a tevekkül ederek yapılan gayret

    • Aralık 10, 2025
    • 0
    • 71 views

    Hurafe karanlıktır, bâtıl karanlıktır.

    • Aralık 8, 2025
    • 0
    • 57 views

    Utanmadıktan sonra dilediğini yap.

    • Aralık 8, 2025
    • 0
    • 46 views

    Sünnet-i Seniyye,

    • Aralık 8, 2025
    • 0
    • 57 views

    Kalbin Elhamdülillah Dediği Vakit

    • Aralık 8, 2025
    • 0
    • 66 views

    Allâhümme rahmeteke ercü felâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin

    • Aralık 7, 2025
    • 0
    • 71 views

    👉 “Söylentilere değil, gerçeğe kulak vermek.

    • Aralık 5, 2025
    • 0
    • 80 views

    Manevi huzur aynı zamanda teslimiyettir.

    • Aralık 5, 2025
    • 0
    • 63 views

    Écouter la vérité, non les rumeurs

    • Aralık 5, 2025
    • 0
    • 69 views

    Dost arıyorsan Allah yeter, destek bekliyorsan Allah yeter.

    • Aralık 4, 2025
    • 0
    • 70 views

    La valeur de l’honnêteté face à la triche

    • Aralık 3, 2025
    • 0
    • 53 views

    Hile Karşısında Dürüstlüğün Değeri

    • Aralık 3, 2025
    • 0
    • 58 views

    Le mot “niyet” ou “niyyet”

    • Aralık 2, 2025
    • 0
    • 52 views

    Est-ce que quelqu’un va le remarquer ?

    • Aralık 1, 2025
    • 0
    • 67 views

    Ego karışmaz, beklenti yoktur, hesap yoktur.

    • Aralık 1, 2025
    • 0
    • 66 views

    Acaba beni fark ederler mi?🌼🌼🌼

    • Aralık 1, 2025
    • 0
    • 74 views

    Kötülüğü en güzel olanla sav.

    • Kasım 30, 2025
    • 0
    • 70 views

    Kevser Sûresi – Günlük Hayatta Yaşamak İçin Pratik Rehber

    • Kasım 30, 2025
    • 0
    • 24 views

    Selamün aleyküm. Ve aleyküm selam.

    • Kasım 28, 2025
    • 0
    • 82 views

    Vivre en conscience : chaque instant compte

    • Kasım 27, 2025
    • 0
    • 65 views

    Bilinçli yaşamak: Her an önemlidir.

    • Kasım 27, 2025
    • 0
    • 61 views

    Însan, en çok kendi nefsine nasihat etmeli…

    • Kasım 26, 2025
    • 0
    • 72 views

    “Bir sandalda iki kürek” meselesi…

    • Kasım 25, 2025
    • 0
    • 64 views

    Korumalı: Kırmaya değil, onarmaya; incitmeye değil, gönül almaya değer.

    • Kasım 24, 2025
    • 0
    • 82 views

    Dans un jardin, trois temps

    • Kasım 23, 2025
    • 0
    • 34 views

    Orada kazanç iyi değil mi?”

    • Kasım 22, 2025
    • 0
    • 102 views

    Güzel düşünen güzel görür, güzel gören güzel yaşar

    • Kasım 19, 2025
    • 0
    • 90 views

    kısmen katılıyorum, kısmen de katılmıyorum

    • Kasım 18, 2025
    • 0
    • 210 views

    Gönülden gönüle yol olur.

    • Kasım 18, 2025
    • 0
    • 97 views

    Kural mural yok arkadaşım.

    • Kasım 16, 2025
    • 0
    • 124 views

    Dua Evrensel Bir Dil

    • Kasım 15, 2025
    • 0
    • 92 views

    “Belki bunda da bir hayır vardır.”

    • Kasım 13, 2025
    • 0
    • 67 views

    Kadın da yapsa yanlıştır, erkek de.

    • Kasım 11, 2025
    • 0
    • 117 views

    İyi insan olmak, bir ömür boyu süren sessiz bir yolculuktur.

    • Kasım 9, 2025
    • 0
    • 130 views

    Kişisel Gelişiyoruz da Nereye Kadar?

    • Kasım 9, 2025
    • 0
    • 147 views

    Peygamberimizin Akşam Uyarısı

    • Kasım 8, 2025
    • 0
    • 90 views

    🌾Koruk, ekşidir; 🌾

    • Kasım 8, 2025
    • 0
    • 101 views

    Bugün Başla, Yarına Bırakma

    • Kasım 7, 2025
    • 0
    • 105 views

    🌸Bir selam verirsin kardesine, “Cuman mübarek olsun” dersin🌸

    • Kasım 7, 2025
    • 0
    • 142 views

    En Değerli Şeyi En Kolay Şekilde Erteliyoruz: Sağlık

    • Kasım 4, 2025
    • 0
    • 120 views

    En Sessiz Ama En Değerli Organın Beyin…

    • Kasım 3, 2025
    • 0
    • 87 views

    Hüznün En Güzel Hâli🍂🍂🍂

    • Kasım 3, 2025
    • 0
    • 79 views

    Beyin… Allah’ın sana emanet ettiği mucize.

    • Kasım 2, 2025
    • 0
    • 106 views

    Küçük şeylerden mutlu olmayı bilmek

    • Kasım 1, 2025
    • 0
    • 140 views

    Neden o kadar savundum, bilmiyorum

    • Kasım 1, 2025
    • 0
    • 159 views

    Bilenler bilir…🍂🌾🍁🌸

    • Ekim 31, 2025
    • 0
    • 94 views

    Korumalı: Yanında huzur bulduğun bir insan varsa, orası senin tatilindir.

    • Ekim 31, 2025
    • 0
    • 130 views

    Fe teʿâlallâhu el-meliku’l-hakku…

    • Ekim 29, 2025
    • 0
    • 241 views

    Adı vicdandır.🌸🌸🌸

    • Ekim 26, 2025
    • 0
    • 135 views

    Korumalı: Rabbim kalemimizi daima hayra vesile kılsın.

    • Ekim 26, 2025
    • 0
    • 91 views

    Hâlbuki insan, dışarıdan bir cümle kadar basit

    • Ekim 25, 2025
    • 0
    • 169 views

    Doğru Muyduk Bugün?

    • Ekim 24, 2025
    • 0
    • 155 views

    Kimiz biz? Birbirine üstünlük taslayan,

    • Ekim 24, 2025
    • 0
    • 141 views

    Dürüstlük, Müslüman’ın süsüdür.

    • Ekim 23, 2025
    • 0
    • 74 views

    BİR LİRALIK İMTİHAN

    • Ekim 23, 2025
    • 0
    • 105 views

    Hakkını Yediğin Her Kul

    • Ekim 22, 2025
    • 0
    • 96 views

    “Ve yeşfi sudûre kavmin mu’minîn…”(et-Tevbe, 14) ayeti

    • Ekim 21, 2025
    • 0
    • 131 views

    Konforlu Nankörlük

    • Ekim 21, 2025
    • 0
    • 88 views

    “Haydi felaha!”

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 157 views

    Günde Beş Defa Çağrılıyoruz… Cevabımız Ne?

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 88 views

    Secdeyle Huzur Bulmak

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 87 views

    Arşivden Çıkan Satırlar

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 114 views

    Rükû: Bir Kulun Boyun Eğişi

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 86 views

    Bir nevi “dünya molası” gibi.

    • Ekim 19, 2025
    • 0
    • 102 views

    Sen zenginsin. Hem de en hakikisinden.

    • Ekim 19, 2025
    • 0
    • 172 views

    “Allah İçin Mi, İnsanlar İçin Mi?”

    • Ekim 18, 2025
    • 0
    • 90 views

    Herkesin bir kıblesi vardır.

    • Ekim 18, 2025
    • 0
    • 161 views

    Quelle belle époque vivons-nous, n’est-ce pas ?

    • Ekim 18, 2025
    • 0
    • 126 views

    Ne güzel bir çağ değil mi?

    • Ekim 18, 2025
    • 0
    • 146 views

    “Hadi abdest alalım” dedik, peki ne yapmamız şart?

    • Ekim 17, 2025
    • 0
    • 144 views

    Gusül Nedir? Neden Gerekir?

    • Ekim 17, 2025
    • 0
    • 101 views

    Bir uyanış, bir hatırlatış…

    • Ekim 17, 2025
    • 0
    • 220 views

    Qui suis-je ?” – Le début d’un voyage intérieur

    • Ekim 17, 2025
    • 0
    • 142 views

    𝓝𝓪𝓶𝓪𝔃ı𝓷 𝓞𝓵𝓶𝓪𝔃𝓼𝓪 𝓞𝓵𝓶𝓪𝔃 6 𝓢̧𝓪𝓻𝓽ı

    • Ekim 16, 2025
    • 0
    • 139 views

    Saat vakti gösterir, ama kalp vakti hisseder.

    • Ekim 16, 2025
    • 0
    • 193 views

    “Rabbine Doğru Bir Yürüyüş: Namazın Şartları ve Rükünleri”🌿

    • Ekim 16, 2025
    • 0
    • 234 views

    Beş vakit… Her biri bir istasyondur.

    • Ekim 16, 2025
    • 0
    • 148 views

    C’est le plus beau des commencements.

    • Ekim 15, 2025
    • 0
    • 124 views

    İşte o zaman en güzel başlangıçtır.🌿

    • Ekim 15, 2025
    • 0
    • 157 views

    En es-tu conscient ?

    • Ekim 15, 2025
    • 0
    • 160 views

    Însan zamanla alışır.

    • Ekim 15, 2025
    • 0
    • 154 views

    Şehadet başlangıçtır ama aynı zamanda hedef.

    • Ekim 14, 2025
    • 0
    • 169 views

    La Shahada : Pas qu’une phrase, mais une manière de vivre

    • Ekim 14, 2025
    • 0
    • 144 views

    🌿 Kelime-i Şehadet: İmanın Kapısı ve Müslümanlığın Anahtarı

    • Ekim 14, 2025
    • 0
    • 220 views