Bir Japon atasözü der ki: “Senin değilse alma, doğru değilse yapma, gerçek değilse söyleme, bilmiyorsan sus!”
Bu söz, insan hayatında dürüstlük, doğruluk ve saygının ne denli önemli olduğunu vurgular.
İnsan ilişkilerinde ve karar alma süreçlerinde bir rehber niteliği taşıyan bu prensipler, toplumda güven ortamının tesis edilmesine yardımcı olur.
İslam dini de bu değerleri benzer şekilde, hatta çok daha kapsamlı bir biçimde, inananlarına öğretir.
Al-i İmran Suresi’nde şöyle buyrulmaktadır:“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Al-i İmran, 3:104).
İslam, insan hayatını düzenleyen bir rehber olarak inananlarına etik değerleri ve ahlaki prensipleri öğretir.
İslam’ın temel prensiplerinden biri olan dürüstlük, insan ilişkilerinde ve karar alma süreçlerinde hayati bir rol oynar.
Kur’an-ı Kerim, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinde doğruluktan sapmamalarını, sözlerinde ve eylemlerinde dürüst olmalarını öğütler.
Dürüstlük, Allah’ın emirlerine uymak ve insanlar arasında güvenin tesis edilmesi adına temel bir değerdir.
Dinimiz, doğruluk ilkesini benimseyen bir inanç sistemidir.
Kur’an’da birçok ayet, müminleri doğruluktan sapmamaya, her durumda gerçeği aramaya teşvik eder.
İnsanlar arasında doğruluk, toplumsal huzur ve adaletin temel taşlarından biridir.
Bu doğrultuda, İslam insanlara karşı dürüst olmayı ve yalan söylemekten kaçınmayı emreder.
Ayrıca, İslam dini insanların birbirlerine saygı göstermelerini ve hoşgörü ile yaklaşmalarını öğretir.
İslam’ın temel öğretisinde her insanın Allah tarafından değerli kılındığı ve saygıyı hak ettiği vurgulanır.
Bu nedenle, insanlara saygı göstermek, İslam’ın temel ahlaki değerlerinden biridir.
İslam aynı zamanda bilgiye ve öğrenmeye de büyük önem verir.
Bilgi sahibi olmak, doğru kararlar vermeyi sağlar ve cehaletin önüne geçer.
İslam’a göre, bilgi eksikliği durumunda susmak, doğruluğu ve dürüstlüğü korumak adına önemli bir davranıştır. İsra Suresi’nde bu konuda şöyle buyrulmuştur:“Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar.” (İsra, 17:36).
Bu ayet, bilgi sahibi olmadan konuşmanın, insanların sorumluluklarından kaçınmalarına yol açabileceğini ifade eder.
Bilgi eksikliği olduğunda susmak, yanlış bilgi yaymanın önüne geçmek için önemli bir tedbirdir.
Bu nedenle, Müslümanlar her gün yeni bir şey öğrenmeye ve bilgi seviyelerini artırmaya özen göstermelidirler.
Kur’an okumak da bu süreçte önemli bir yere sahiptir.
Her gün bir sayfa bile olsa Kur’an-ı Kerim okumaya alışkanlık edinmek, hem bilgimizi artıracak hem de inancımızı pekiştirecektir.
İslam’ın öğrettiği dürüstlük, doğruluk ve saygı prensiplerini hayatlarımıza entegre etmek, insan ilişkilerini
güçlendirir, toplumsal huzuru destekler ve Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaya yönelik bir yaşam biçimini teşvik eder.
Sonuç olarak, İslam dini sadece bir ibadet sistemi değil, insan hayatını düzenleyen kapsamlı bir rehberdir.
Dürüstlük, doğruluk ve saygı gibi etik değerler, İslam’ın temel prensipleri arasında yer alır ve bu değerler, toplumda adaletin ve huzurun temelini oluşturur.
Müminler olarak bu değerlere sahip çıkmalı ve günlük hayatımızda uygulamalıyız.
Selamun aleykum.
Hakime Gülsüm