Selamun aleyküm kıymetli dostlar,

Her anne baba için çocukları, Allah’ın en büyük nimetlerinden biridir.

 

Ancak bu büyük nimet, aynı zamanda büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirir.

 

Çocuklarımızı manevi değerlere bağlı, inançlı bireyler olarak yetiştirmek, hepimizin yüreğinde taşıdığı bir arzudur.

Bu arzu, zaman zaman çocuklarımızın ibadetlerini yerine getirmemesi ya da ibadetlere ilgisiz kalmasıyla derin bir endişeye dönüşebiliyor.

Peki, bu süreçte biz ebeveynler olarak nasıl bir yol izlemeliyiz?

Çocuklarımızı nasıl daha iyi yönlendirebiliriz?

Ve en önemlisi, onlara nasıl bir örnek olabiliriz?

Günümüz dünyasında, çocukların zihinlerini ve kalplerini meşgul eden pek çok dikkat dağıtıcı unsur var.

Teknoloji, yoğun sosyal hayat ve sürekli değişen modern dünya, maneviyatla bağ kurmayı zorlaştırabiliyor.

Çocuklarımız, çoğu zaman ibadetlerin gerçek anlamını ve ruhunu kavrayamıyor; bu da ibadeti bir zorunluluk veya yük gibi görmelerine neden olabiliyor.

Bu noktada bizlere düşen görev, onları yargılamak ya da zorlamak değil; sevgi ve anlayışla, ibadetlerin manevi derinliğini ve getirdiği huzuru onlara hissettirebilmek olmalıdır.

Birçok genç, “Ailem yüzünden dinimden soğudum” diyebiliyor.

Bu, bizler için önemli bir uyarıdır.

Çocuklarımızla dinî konularda sert, baskıcı ya da otoriter bir üslupla konuşmak, onları inançtan ve ibadetten uzaklaştırabilir.

Bunun yerine, onlara sevgi dolu bir yaklaşımla rehberlik etmeli, anlayış ve sabır göstermeliyiz. Peygamber Efendimizin (sav) sabrı ve merhameti, bu noktada bizlere yol gösterici bir örnektir.

Sıkça kullanılan bir ifade vardır: “Siz kendinizi eğitin, nasıl olsa çocuklarınız size benzeyecek.

Bu söz, ebeveynlerin kendi yaşam tarzlarının çocuklar üzerindeki etkisini çok iyi özetler.

Çocuklarımız bizleri sadece dinlemekle yetinmez, her hareketimizi izler, davranışlarımızı model alırlar.

Eğer bizler, ibadetlerimize gereken önemi verir, Allah’a yakın olmak için gayret eder, manevi huzurumuzu ibadetlerimizle pekiştirirsek, çocuklarımız da bizleri örnek alacaklardır.

Ebeveynler olarak söylediğimiz sözler kadar, hatta belki de daha fazla, yaptıklarımızla etkili oluruz.

Eğer biz ibadetlerimizi ihmal ediyorsak, çocuklarımızın da ibadeti bir öncelik olarak görmemesi çok doğaldır.

Ancak sabah namazına kalkmanın verdiği huzuru onlara gösterebilir, ibadetlerin hayatımıza kattığı mutluluğu yaşayarak anlatabilirsek, bu çok daha güçlü bir etki yaratır.

 

Her çocuğun manevi yolculuğu farklıdır.

Kimi çocuk erken yaşta ibadetlerle güçlü bir bağ kurabilirken, kimi çocukların bu bağa ulaşması zaman alabilir.

Sabırlı olmalı ve her bireyin inanç yolculuğunun farklı hızlarda ilerlediğini unutmamalıyız.

Biz ebeveynler, çocuklarımızın kalbine iman tohumlarını ekmekle görevliyiz; ancak bu tohumların filizlenmesi için zamana ihtiyaç vardır.

Zorlama ve baskı yerine, çocuklarımızın kendi iradeleriyle, isteyerek ibadet etmelerini sağlamalıyız.

İbadetlerin alışkanlık haline gelmesi zaman alabilir.

Sabırlı olmak, bu sürecin en önemli parçasıdır.

Yalnızca nasihat vermek yetmez; hayatımızda ibadetlerin yerini ve anlamını onlara göstermeliyiz. Onların inançlarını yaşaması ve ibadetlerini yapması Allah’ın takdiridir; bizim görevimiz ise onları sevgi ve anlayışla bu yolda yönlendirmektir.

 

Çocuklarımız bizlerin birer yansımasıdır.

Ebeveyn olarak onlara bırakabileceğimiz en büyük miras, iyi bir örnek olmaktır.

Namazlarımızı düzenli kılmak, ibadetlerimizi sevgiyle yerine getirmek ve dinî değerlerimizi içtenlikle yaşamak, çocuklarımız üzerinde derin izler bırakır.

Onlara ibadetin sadece bir zorunluluk değil, Allah’a yakınlaşmanın en güzel yollarından biri olduğunu göstermek, maneviyatlarını güçlendirecek ve bu yolda kendi iradeleriyle ilerlemelerine yardımcı olacaktır.

Elbette bazen içimiz acıyabilir.

Ezan vakti geldiğinde, çocuklarımızın kayıtsız kalması bizleri üzecektir.

Ancak bu duygularımızı sabırla yönetmeli, çocuklarımıza anlayışla yaklaşmalıyız.

Onların manevi yolculuklarını kendi hızlarında tamamlamalarına izin vermeli, rehberlik etmeye devam etmeliyiz.

Allah’ın izniyle, sabrımızın ve sevgimizin karşılığını göreceğimizden şüphe etmemeliyiz.

Sonuç: Sevgi, Sabır ve Dua ile Yol Almak

Sonuç olarak, çocuklarımızın ibadetlerini yerine getirmesi konusunda sabırlı olmalı, onlara sevgi ve anlayışla yaklaşmalıyız.

İbadetlerin zorunluluktan ziyade bir gönül işi olduğunu hissettirmeli ve kendi ibadet hayatımızla onlara ilham olmalıyız. “Çocuklarınız size benzeyecek” ifadesi, çocuklarımızın bizim davranışlarımızdan ne kadar etkilendiğini hatırlatır.

Bizler, kendimizi eğitir, manevi hayatımıza özen gösterirsek, çocuklarımız da bu yolu takip edeceklerdir.

Dualarımız çocuklarımızın kalbine huzur, gönüllerine iman yerleştirsin.

Allah bizlere sabır ve anlayış versin, ailelerimizin manevi gücünü arttırsın.

Elhamdülillah Alâ Külli Hal.

Selam ve dau ile  …