Misafir olmak ya da misafir ağırlamak İslam’da sünnettir ve bu davranış insana sevap kazandırır.
Ancak unutulmamalıdır ki insanlar özgürdür; bir kişiyi misafirliğe davet etmek kadar, onların da özgürce misafir olma ya da olmama hakkı vardır.
Birine, “Gel, kahvemi iç” diyebildiğiniz gibi, o kişinin de size gelip gelmemekte özgür olduğunu kabul etmelisiniz.
Bu davet, mesafe ne olursa olsun, karşınızdaki insanın kalbinin nereye meylettiğiyle ilgilidir.
İnsanlar kalplerinin huzur bulduğu, sevildiklerini hissettikleri yerlere giderler.
Allah’ın koyduğu kurallara uyumlu olmak sartiyla.
Bir kişi, kendini kıymetli hissettiği, samimiyet bulduğu yere gitmekte özgürdür.
Eğer birileri sizin evinize gelmiyorsa, belki de önce kendinize bir bakmalısınız.
Ayna metaforu burada önem kazanır; kendinizi bir ayna karşısında gözlerinizin içine bakarak
sorgulayın: “Allah rızası için mi bir yere gidiyorum, yoksa fitne çıkarmak için mi?”
Bu iç hesaplaşmayı samimiyetle yaptığınızda, doğru cevabı bulduğunuzda memnun olacaksınız.
Kimse, demesin ki “Biz size geliyoruz ama siz bize gelmiyorsunuz” diyerek bir başkasına baskı yapma hakkına sahip değildir.
Eğer bir yere misafir olarak gidiyorsanız, Allah rızası için gidin.
Giderken de aynaya bakın ve gerçek niyetinizi sorgulayın.
İnsanlar aptal değildir; samimiyet ile samimiyetsizliği ayırt edebilirler.
Bir de şu var: Gittiğiniz yerde sadece kendinizi övmek, projelerinizi anlatmak, karşıdaki kişiyi
dinlemeden sohbeti tek taraflı yürütmek sıkıcı olabilir.
İnsanlar sohbet etmek, karşılıklı güven duygusunu hissetmek isterler.
Misafirlik, insanların bir araya gelerek sıcak ilişkiler kurduğu, güven ve samimiyetin paylaşıldığı bir deneyim olmalıdır.
Ancak, bazı durumlarda misafirlik eylemi, istenmeyen davranışlar nedeniyle olumsuz bir hale dönüşebilir.
Özellikle gösteriş yapmak ve sürekli dert anlatmak, gelen misafirin ruh halini olumsuz etkileyebilir.
bir diğer olumsuz yönü, ev sahibinin sürekli olarak dert anlatmasıdır.
Bu durum, misafirin moralini bozabilir ve rahat bir ortamda bulunma arzusunu azaltabilir.
Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin güvenin, samimiyetin Allah rizasini olmadigi bir eve gitmeye
Bu konuda herkesin kendine bir ders çıkarması gerekebilir.
Misafirlik, İslam’da sadece sosyal bir görev değil, aynı zamanda manevi bir eylemdir.
Peygamber Efendimiz (sav), misafire iyi davranmayı, onu en iyi şekilde ağırlamayı tavsiye etmiş ve bunu sünnet olarak kabul etmiştir
Bir misafiri evinde ağırlayan kişi, aslında Allah rızasını kazanmak için bir adım atmaktadır.
Misafirperverlik, Allah’ın verdiği nimetlerin bir paylaşımı ve şükrün bir göstergesidir.
Ancak burada unutulmaması gereken bir şey vardır: Misafirlik, karşılıklı gönüllülük ve samimiyetle anlam kazanır.
İnsanlar kalplerinin huzur bulduğu, sevildiklerini hissettikleri, güven duydukları yerlere giderler.
Zorla misafir çağırmak ya da davet etmediğiniz bir kişiden bunu beklemek doğru değildir.
İnsanların kendi tercihlerini, hayat koşullarını ve ruhsal ihtiyaçlarını göz ardı etmek, misafirliği amacından saptırabilir.
İnsan, kalbinin huzur bulduğu yere gider.
Bazen bu yer yüzlerce kilometre uzaklıkta olabilir, bazen de burnunuzun dibinde olmayabilir.
Ama her zaman bu yer, kişinin içsel huzurunu bulduğu bir mekandır.
Misafirlik, samimi bir ortamda olmalı, sevgi ve saygıyla harmanlanmalıdır.
İnsan, sadece bedenen değil, ruhen de misafir olabileceği bir yere gitmek ister.
Eğer bir kişi sizin evinize gelmiyorsa, bu durumu sorgulamak yerine, kendi davranışlarınıza, evinizdeki huzura ve samimiyete bakmalısınız.
Misafirliğin manevi boyutu da önemlidir. Allah rızası için misafir ağırlamak veya misafirliğe gitmek, kişiyi
sadece sosyal bir ilişki kurmaktan öteye taşır; bu, kişinin ruhunu besleyen, sevgi ve paylaşma duygularını artıran
bir eylemdir
Peygamber Efendimiz, “Bir misafir eve geldiğinde, o evdeki bereket artar” buyurmuştur.
Bu hadisi şerif, misafirliğin sadece maddi değil, manevi bir kazanç olduğunu da gösterir.
Misafirlik, sadece fiziksel bir buluşma değildir.
Aynı zamanda güven ve samimiyet üzerine inşa edilen bir ilişki biçimidir.
İnsanlar, güvendikleri ve kendilerini rahat hissettikleri yerlere gitmek isterler.
Eğer bir yerde kendilerini rahat hissetmezlerse, bu onları o evden uzaklaştırabilir.
Samimiyet ve güven eksikliği olan bir yerde, ne kadar güzel sofralar kurulursa kurulsun, o ev misafirler için cazip olmayacaktır.
Misafirliğe gittiğinizde, sadece kendi başarılarınızı, projelerinizi anlatmak yerine, karşınızdaki insanı dinlemek de önemlidir.
Karşılıklı sohbet, güven ilişkisi kurmanın temelidir. Eğer insanlar size kendilerini açmakta zorlanıyor,
sizinle rahatça sohbet edemiyorsa, belki de bu ilişkinin bir yerinde eksik olan bir güven unsuru vardır.
, karşılıklı olarak düzeltilmesi gereken bir durumdur.
Misafirlik, Kalp Gözünü Açan Bir Fırsattır
Misafirlik, sadece bir sosyal ritüel değil, aynı zamanda kişisel bir gelişim fırsatıdır.