3-ÂLİ İMRÂN SÛRESİ
109-Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Bütün işler yalnız Allah’a döndürülür.
110-Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirirsiniz, siz Allah’a iman da edersiniz. Eğer kitap ehli iman etmiş olsalardı, kendileri için daha hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler olmakla birlikte onların çoğu fasıklardır .
111-Onlar (dil ile) eziyet etmekten başka asla size bir zarar veremezler,sonra onlara yardım da edilmez.
112-Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar üzerlerine zillet vurulmuştur. Meğer ki Allâh’ın ahdine ve insanların emanına sığınmış olsunlar. Onlar döne dolaşa Allah’ın gazabına uğradılar ve üzerlerine fakirlik damgası da vuruldu. Bunun sebebi onların Allah’ın ayetlerini inkar etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleridir. Diğer bir sebebi de onların isyan etmiş ve aşırı gitmiş olmalarıdır.
113-Onların hepsi bir değillerdir. Kitap ehlinden bir zümre vardır ki hak üzere dosdoğru yürümektedir. Gecenin saatlerinde secde ederek Allah’ın âyetlerini okurlar.
114- Allah’a ve âhiret gününe iman ederler. İyiliği emrederler , kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar. Hayırlı işlerde ellerini çabuk tutarlar. İşte onlar salihlerdendir.
115- Ve onlar ne hayır işlerlerse ondan mahrum bırakılmayacaktır. Allah takvâ sahiplerini çok iyi bilendir.
“Kim Bir Kötülük Görürse Onu Eliyle Değiştirsin” Hadisi
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ i şöyle buyururken işittim dedi:
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)
İbni Mesut radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ’nın benden önceki her bir ümmete gönderdiği peygamberin, kendi ümmeti içinde sünnetine sarılan ve emrine uyan ihlâslı ve seçkin yakın çevresi ve ashâbı vardı. Bu samimi çevre ve ashâbından sonra, yapmadıklarını söyleyen ve emrolunmadıklarını yapan kimseler onların yerini aldı. Böyle kimselerle eliyle cihad eden mü’mindir, diliyle cihad eden mü’mindir; kalbiyle cihad eden de mü’mindir. Bu kadarcığı da bulunmayanda hardal tanesi ağırlığında bile iman yoktur.” (Müslim, Îmân 80)