Allah’ın insana verdiği bir emanettir  bu can

Her nefes, her an, sana sunulmuş bir fırsattır;

bu fırsat, dünya ile ahiret arasındaki dengeyi kurabilmen içindir.

Ama dünya, insanın nefsine cazip gelebilir.

Oysa Kur’an bize hatırlatır: “Bu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir;

ahiret yurdu ise asıl hayat odur. Keşke bilselerdi!” (Ankebut, 64).

İnsanoğlu dünyaya geliş nedenini unutmamalıdır:

Bu dünya, ebedi kalacağımız bir yurt değil, bir konaklama yeridir.

Herkes bir yolcudur, azığını hazırlar ve vakti geldiğinde Rabbine döner.

Peki, bu yolculukta azığını nasıl hazırlıyorsun?

Nefsinle Mücadele

İslam’da en büyük cihad, insanın kendi nefsiyle mücadelesidir.
Nefsini kontrol edemeyen insan, dünya nimetlerine aldanır.
Unutma ki, mal, mülk ve şöhret, sınavın birer parçasıdır.
Allah, insanı bu nimetlerle denemekte ve şöyle buyurmaktadır: “Bilin ki mallarınız ve
çocuklarınız birer imtihandır; Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır.” (Enfal, 28).
Bu imtihanda başarılı olmanın sırrı, dünya malını araç olarak görmek,
asıl gayeyi ise Allah’a yakınlaşmak olarak belirlemektir.
Kalbin dünya sevgisiyle dolarsa, ahiret yolculuğun zora girer.
Ama kalbin Allah’a bağlı olursa, dünya işlerinde de huzur bulursun.
İyilik ve Salih Ameller
Bir Müslüman, hayatında salih amellere yönelmelidir.
Çünkü her iyilik, ahirette karşına çıkacak bir ışık gibidir. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurur:
“Mümin, diktiği bir ağaçtan veya ektiği bir üründen bir kuş, bir insan ya da bir hayvan yerse, bu onun için sadaka olur.” (Buhari, Müslim).
Hayır yapmak sadece maddi yardımlarla sınırlı değildir.
Bir tebessüm, tatlı bir söz, insanlara karşı güzel ahlak sergilemek de sadakadır.
Sabır ve Şükür
Hayatın inişleri ve çıkışları vardır.
Zorluklar geldiğinde sabırlı, nimetler verildiğinde şükredici olmalısın.
Allah, sabredenleri sever ve onlara büyük mükâfatlar vaat eder:
“Şüphesiz sabredenlere, mükâfatları hesapsız olarak ödenecektir.” (Zümer, 10).
Şükür ise nimeti artırır.
Allah şöyle buyurur:“Şükrederseniz elbette (nimetimi) artırırım.” (İbrahim, 7).
Her Anın Kıymetini Bil
Ölüm gerçektir ve ne zaman geleceği meçhuldür.
Bu yüzden her gününü, son gününmüş gibi yaşa.
Sevdiklerine değer ver, kötülükten uzak dur, tövbede acele et.
Peygamber Efendimiz (sav) buyurur:
“Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bil: Ölüm gelmeden önce hayatın; hastalık gelmeden önce sağlığın;
meşguliyet gelmeden önce boş vaktin;
ihtiyarlık gelmeden önce gençliğin; fakirlik gelmeden önce zenginliğin.” (Hakim).
Dua ve Teslimiyet
Unutma, senin gücün sınırlıdır.
Ama Allah’ın rahmeti ve kudreti sonsuzdur.
Bu yüzden dua etmeyi bırakma.
Çünkü dua, kul ile Rabbi arasındaki en güçlü bağdır. Peygamberimiz (sav) şöyle buyurur:
“Dua, ibadetin özüdür.” (Tirmizi).
Hayat kısa ve yol uzundur.
Bu yolculukta sağlam bir iman, güçlü bir sabır ve samimi bir teslimiyetle yürürsen,
ahirette seni bekleyen cennet yurduna erişebilirsin.
Allah bizi bu yolda daim eylesin. Amin.

Hakime Gulsum