Günaydin….
Eğer söyleyecek çok şeyiniz varken “neyse” deyip susuyorsanız, tebrikler: Siz derinlikli bir kişiliğe sahipsiniz.
Ama bu derinlik bazen okyanus gibi karanlık ve anlaşılmaz, bazen de sığ bir gölet kadar dalgalıdır.
“Neyse” kelimesi, hayatın tam ortasına yerleşmiş, basit gibi görünen ama derin anlamlar barındıran bir sözcüktür.
Türk Dil Kurumu’na göre anlamı, “Önemi yok, olan oldu” şeklindedir.
Ancak neyse, sadece bir bağlaç değil, bir insanın iç dünyasının aynasıdır.
Söylenmeyen cümleleri, içine atılan duyguları ve geçiştirilmeye çalışılan meseleleri ifade eder.
Hayatın akışında, insanlar sık sık olayları büyütmek yerine neyse demeyi tercih ederler.
Çünkü bu kelime, sabırla öfke arasında kurulmuş bir köprüdür.
Trafikte, birinin hakkınızı ihlal ettiğini görürsünüz; öfkelenirsiniz ama “Geç kardeşim, geç…
Neyse.” dersiniz. Burada neyse, bir teslimiyet değil, bir seçimdir.
O an konuyu büyütmeyi tercih etmez, kendinizi sakinleştirmeye çalışırsınız.
Aynı şekilde, markette sizin siraniz geçerler“Yanlış ama neyse,” diyerek hem durumu kabullenir
hem de büyütmemeyi tercih edersiniz.
Arkandan konuşurlar ve o laflar bir şekilde sana gelir.
Hiçbir şeyden haberin yok sanarak yakın davranmaya devam ederler.
Düştükleri durumu ve kendilerini zeki sanışlarını gülerek neyse… der izlersin.
Birçok insanın karakteri, neyse dediği anlarda ortaya çıkar.
Çünkü bu kelime, insanın sabır eşiğinin tam sınırında ortaya çıkar.
Bazen bir merhamet ifadesidir, bazen de bir içsel bir kavga.
Bu kelimeyi sıkça kullanan insanlar genellikle duygularını içinde yaşayan, çatışmalardan kaçınan ama bir yandan da söylenmeyeni taşıyan bir mizaca sahiptir.
“Neyse.” demek
Bu, “Ben seni Allaha havale ettim, ama dua ederken de biraz sinirlendim” demenin kısa yoludur.
Söylediğiniz bir “neyse,” karşı tarafa “Bu mesele kapandı” mesajını verebilir.
Ancak gerçekte, neyse çoğu zaman meseleyi geçiştirme çabasıdır
“Neyse,” içinde paradokslar barındırır. Bir yandan, “önemi yok” der gibi görünür, ama aslında önemli bir şeyin üzerini örter.
“Olan oldu” der ama yaşananın izlerini hafızanızda taşır.
Bu yüzden, gece yastığa başınızı koyduğunuzda unuttuğunuzu sandığınız meseleler, birden aklınıza gelir.
Bir şair’in dediği gibi, “Ben de hata yapmış olabilirim ama… Neyse, konuşmayalım.” İşte bu cümle,
neysenin ardında yatan derinliği açıklar:
Söylenmemiş cümleler, belki de söylenmişlerden daha ağırdır.
Dinimiz de bakış açısıyla da neyse, sabır ve tevekkül ile bağdaştırılabilir.
Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette sabrın ve Allah’a güvenin önemi vurgulanır.
İnsan, bazen hakkını aramak ister ama sabır göstermek, öfkesini kontrol etmek daha hayırlı olabilir.
Bu bağlamda, neyse diyebilmek, insanın olaylara teslimiyet içinde yaklaşmasını sağlar.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Güçlü kişi, güreşte rakibini yenen değil, öfkesini kontrol edebilen kimsedir,” buyurmuştur.
İşte neyse, bu kontrolün kelimeye dökülmüş halidir.
Ancak, neyse diyerek olayları sürekli geçiştirmek, insanın kendi haklarına karşı haksızlık yapmasına da yol açabilir.
İslam’da zulme rıza göstermek uygun görülmez.
Bu nedenle, her neysenin doğru bir yerde kullanılması gerekir.
Bazen konuşmak, haklılığınızı savunmak, hatta yanlışı düzeltmek daha önemlidir. Ama doğru zamanda ve doğru bir şekilde.
Çünkü hikmet, nerede susup nerede konuşacağını bilmektir.
Sonuç olarak, neyse kelimesi hayatımızın içinde, sabrımızın ve kavgamizin bir ifadesi olarak yer alır.
Bu kelime, bazen bir kurtuluş, bazen de geçici bir çözüm olur.
Ancak unutulmamalıdır ki, hiçbir neyse, gerçekten içimizi ferahlatmıyorsa, o zaman konuşmak ve doğruyu dile getirmek gerekir.
Yine de, neysenin hayatı kolaylaştıran, duyguları kontrol altına almamıza yardımcı olan yönünü görmezden gelemeyiz.
Belki de bu yüzden, “Neyse…” demek, hayatın kısa ama anlamlı bir özeti gibidir.
Söylenecek milyonlarca kelime varken “neyse” deyip sustuğunuzda, aslında bir tartışmayı kazanmak yerine huzurunuzu seçiyorsunuz.
Ama unutmayın, bazen de düşüncelerinizi net ifade etmek sizi daha iyi hissettirebilir.
Yine de, siz bir zarafet ustasısınız.
Söylenmeyen cümlelerin ustası! 🙂
Ve bu dünyada neyse diyenler olmasaydı, kimse doğru düzgün susmayı öğrenemezdi.
Haydi Sıhhat Alışkanlıklar Însallah:)
Selam ve dua ile kalin….
𝓗𝓪𝓴𝓲𝓶𝓮 𝓖𝓾𝓵𝓼𝓾𝓶