Selamun aleykum
Estetik ile devam edelim….
Günümüzde estetik uğruna hayatlarını kaybeden insanlar, bu trajedinin en acı yüzünü temsil ediyor.
Hayallerindeki “mükemmel” görünüme ulaşmak isteyen bireyler, kimi zaman bu uğurda geri dönüşü olmayan yollara giriyorlar.
Ancak gün geçmiyor ki haberlerde izliyoruz bu yolculuk, ne yazık ki, bir anlık beğenilme arzusu
uğruna, ömür boyu sürecek pişmanlıklar ve trajedilerle sonuçlanabiliyor.
Bu durum, bize toplumun dayattığı güzellik standartlarına ne denli savunmasız olduğumuzu ve aslında ne kadar kırılgan bir yapıya sahip bulunduğumuzu gösteriyor.
Güzellik adına verilen mücadele, hayattan daha değerli hale geldiğinde geriye tarifsiz acılar kalıyor.
Güzel olmak, beğenilmek, onaylanmak…
İnsanların bu arayışları bazen yaşamın kendisinden daha öncelikli bir hale gelebiliyor.
Oysa güzellik, tek bir kalıba sığdırılamayacak kadar çeşitlidir ve kişiden kişiye değişen, son derece subjektif bir kavramdır.
Estetik Operasyonların Yükselişi
Günümüzde birçok insan, güzellik standartlarını karşılamak ve dış görünüşlerini şekillendirmek amacıyla estetik operasyonlara başvuruyor.
Estetik cerrahi sayesinde pek çok kişi, kendini daha mutlu, özgüvenli ve güzel hissetmeyi amaçlıyor. Ancak bu operasyonlar sadece fiziksel görünüşü değiştirmekle kalmıyor; güzellik ve benzersizlik kavramlarını da yeniden tanımlıyor.
Estetik işlemler genellikle fiziksel görünümdeki kusurları düzeltmek ya da idealize edilen görünüme ulaşmak için yapılır.
Bununla birlikte, bu müdahaleler kimi zaman amacın ötesine geçerek kişinin zihinsel ve duygusal sağlığı üzerinde de etkiler bırakabilir.
Örneğin, doğru bir operasyon özgüven artışı sağlayabilirken, beklentilerin karşılanmaması durumunda hayal kırıklığına yol açabilir.
Toplum ve Güzellik Algısı
Estetik operasyonlar, moda, makyaj ve sosyal medya filtreleri gibi unsurlarla birleşerek “standart güzellik” algısını yaygınlaştırır.
Örneğin, botoks gibi işlemler yüz ifadelerini benzer hale getirirken, belirli bir giyim tarzı veya trend de insanların birbirine benzemesine neden olur.
Genç nesiller, ünlülerin ya da popüler figürlerin tarzlarını taklit ederek, birbirine benzeyen davranışlar ve görünümler sergiler hale geliyor.
İslam’da Güzellik ve Yaratılışa Saygı
İslam, insanın yaratılışı ve bedeniyle barışık olması gerektiğini öğütler.
Beden, Allah’ın bir lütfu ve emaneti olarak görülür; dolayısıyla onun korunması ve sağlıklı tutulması önemlidir.
Bu çerçevede, cerrahi müdahaleler sağlık açısından zorunlu olduğunda kabul edilir.
Ancak yalnızca görünümü değiştirmek amacıyla yapılan müdahaleler, “Allah’ın yarattığını düzeltme” çabası olarak nitelendirilebilir.
Bu da inançla bağdaşmayan bir yaklaşım taşır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), insanlara doğal güzelliklerini korumayı ve aşırılıklardan kaçınmayı tavsiye etmiştir. “Her şeyde orta yolu tutun” hadis-i şerifine uygun olarak dengeli bir yaklaşım benimsemek önemlidir.
Güzellik, İslam’da sadece dış görünüşle sınırlı değildir; iç güzellik, ahlaki değerler ve insanın kalbindeki iyilikle birlikte değerlendirilir.
Doğallıktan Uzaklaşma Tehlikesi
Bugün, yaşlanma belirtilerini gizlemek için yapılan estetik müdahaleler, doğal yaşlanmayı bir zayıflık gibi algılamamıza neden olabiliyor.
Oysa yaşlanmak, Allah’ın bir lütfudur ve hayatın doğal bir parçasıdır.
Belki de bir gün insanlar, estetik operasyonlarla yaşlanmayı durdurmaya çalışmak yerine, “Allah’ın lütfuyla yaşlanmak” fikrini benimseyecekler.
Kim bilir, belki gelecekte “iç güzellik operasyonları” moda olacak.
İnsanlar, kalplerine iyilik ve merhamet enjekte ettirmek için estetik cerrahların kapısını çalacak.
Çünkü gerçek güzellik, Allah’ın yarattığı doğal haliyle var olmakta ve iç huzurda gizlidir.
İnsanlar, Allah’ın emaneti olan bedenlerini değiştirmek yerine, içsel güzelliklerini keşfetmeye ve bunu dışa yansıtmaya yönelmelidir.
Doğal güzellikleri kabul etmek ve iç huzuru bulmak, hem dünyada hem ahirette mutluluğun anahtarıdır.
Selam ve dua ile,
Hakime Gülsüm