28-KASÂS SURESİ

(Mekke’de inmiştir.88 âyettir )

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı  ile.

1-Tâ, sîn, mîm.

2- Bunlar açıklayıcı  Kitab’ın âyetleridir.

3-İman eden bir topluluk  için  Biz sana Musa ve Firavun’un haberinden bazısını hak ile okuyacağız.

4- Şüphe yok ki, Firavun arzda üstünlük sağlamaya  kalkıştı ve orada ahalisini  bölük

bölük ayırıp  onlardan bir kesimi  zayıf düşürmek istiyor   oğullarını boğazlatıp,

Hanımlarını hayatta  alıkoyuyordu . Gerçekten  o bozgunculardan  idi .

5-Biz  ise  o arzda mustaz’aflara lutuf  etmek  onlari 

önderler  yapmak  ve onlari varisler   kılmak istiyorduk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

6-Ve onlara  arzda güç ve imkân  verelim ,. Firavun’a   Haman’a  ve ordularına onlardan  korkageldiklerini  gösterelim (istiyorudum).

7-Musa’nın anasına: Onu emzir,  onun adına bir tehlikeden korkarsan, onu hemen denize 

bırak. Korkma ve üzülme !

Şüphesiz Biz onu sana döndürecek ve onu peygamberlerden kılacağız  diye vahyetti.

8-Sonra  Firavun hanedanı  onu  aldılar.

Çünkü, sonunda onlara  bir düşman bir tasa olacaktı.

Muhakkak  Firavun, Hâman ve  orduları suçlu  kimselerdi.

9-.Firavun’un hanımı dedi  ki:”Bennim  için de  senin   için de bir  gözbebeği (olsun ).

Onu öldürmeyin; belki  bize   faydalı olur  yahut  onu evlat ediniriz “onlarsa  farkında değillerdi.

10-.Mûsâ’nın annesi, kalbi bomboş  sabahı etti.  Şâyet inananlardan  olsun  diye  kalbini

pekiştirmese  idik,   az kalsın onu açıklayıverecekti.

11-Anası   kız kardeşine :“Git  onu  izle ” dedi. Onlar  farkında olmaksızin  onu uzaktan gözetledi.

12- Önce  biz  ona süt analarının  memesini almamasını sağlamıştık.

Bunun  üzerine   (Kız kardeşi:)  dedi  ki :”Sizin için  ona bakacak   hem de ona  iyilikte 

bulunacak   bir  aile  göstereyim mi?“

13-Biz,onu  böylece  anasına geri  çevirdik  ki  gözü  aydın olup  üzülmesin  ve gerçekten   Allah’ın vaadinin hak olduğunu  da bilsin diye. Fakat  onların çoğu bilmezler.

14-Ve lemmâ belega eşuddehu vestevâ âteynâhu hukmen ve ilmâ(ilmen), ve kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).

14- Kıvamına erip  olgunlaşınca Biz  ona  hüküm ve  ilim verdik. Biz  iyi  davrananları işte böyle  mükâfatlandırırız.

15-Şehre  ahalisinin haberi  olmadığı bir  vakitte girdi  . Orada birbiri  ile döğüşen  iki adam buldu. Şu kendi taraftarlarından öbürü  düşmanlarından. Taraftarlarından olan  düşmanından  olana   karşı  kendisinden  yardım istedi. Mûsâ  ona  bir yumruk vurmakla  ölümüne  sebeb olunca :“Bu şeytanın işindendir.Şüphesiz ki o apaçık saptırıcı bir düşmandır” dedi.

16-Kâle rabbi innî zalemtu nefsî fâgfirlî fe gafera leh(lehu), innehu huvel gafûrur rahîm(rahîmu).

16- Dedi ki :«Rabbim, gerçekten   ben nefsime zulmettim . Onun için bana  mağrifet eyle “dedi . Oda  ona mağrifet etti.  Çünkü O  Gafûrdur,Rahîmdir. 

17-Dedi ki :” Rabbim bana  verdiğin nimet   hakkı için  artık  günahkârlara  arka çıkmam.

18-Nihayet  şehirde korku ile gözetleyerek  sabahı etti.

Baktı ki,  dün kendisinden  yardım isteyen yine  ona  feryad  ediyordu. 

Mûsâ, ona:  “Gerçekten sen   apaçik  azgın bir kimsesin”dedi. 

19-İkisinin  de düşmanı olan yakalamak  isteyince   dedi ki “«Ey Musa! Dün bir kişiyi

öldürdüğün gibi beni de  mi öldürmek    istiyorsun?

Sen ancak  yeryüzünde bir zorba olmak istersin.  Fakat  ıslah edicilerden olmak

istemezsin”

20-Derken  şehrin uzak  tarafından  bir adam  seyirterek  geldi , dedi  ki :“Ey Musa! İleri gelenler seni öldürmek için hakkında danışıyorlar . Çık  git !Muhakkak  ben sana öğüt verenlerdenim.”

21Fe harece minhâ hâifen yeterakkabu, kâle rabbi neccinî minel kavmiz zâlimîn(zâlimîne).

21-Bunun  üzerine  korku  ile etrafı gözeterek  o şehirden çıkıp“Rabbim! Beni  zalimler topluluğundan kurtar “dedi.

22-Ve lemmâ teveccehe tilkâe medyene kâle asâ rabbî en yehdiyenî sevâes sebîl(sebîli).

22-Medyen’e doğru yönelince, “Umarım, Rabbim beni doğru yola iletir”, dedi.

23-Medyen suyu’na varınca  varınca üst  tarafında  sulayan bir gurup insan buldu. Onların berisinde ise karışmasın diye (Koyunlarını) kolayan iki  hanım  buldu .

“Haliniz  nedir”?dedi . Çobanlar  gidinceye  kadar biz  sulayamayız,

babamız   ise  çok  yaşlı bir ihtiyardır.”dediler.

24-Nihâyet onların yerine davarlarını suladıktan  sonra  bir gölgeye varıp:”Rabbim! doğrusu bana indireceğin her hayra  muhtacım” dedi.

24-Fe sekâ lehumâ summe tevellâ ilâz zılli fe kâle rabbi innî limâ enzelte ileyye min hayrin fakîr(fakîrun).

25-Sonra onlardan birisi  utan utana   yürüyerek  ona  gelip  :”Bize suladığının  ücretini  sana vermek üzere  babam  seni  çağırıyor” dedi. Onun  yanına gelip  kıssayı  ona  anlatınca :”Korkma  o zalimler  topluluğundan kurtuldun,”dedi .

26-İkisinden  biri dedi  ki ““Babacığım! Onu ücretle  tut. Çünkü O’ senin  ücretle tuttuklarının en iyisi , en kudretli ve emin  bir kişidir.”

27-Dedi  ki-Sekiz yıl  bana hizmet etmen üzere  bu  iki  kızımdan birini  sana nikâh edeyim  istiyorum. Eğer  onu  tamamlarsan , o senin  bir  lütfun olur, bununla beraber  sana zorluk çektirmek  de istemem. İnşallah beni iyilerden bulacaksın.”

28-Dedi  ki :“Bu senin ile benim aramdadır. “İki  vadeden  hangisini bitirirsen  aleyhime bir  düşmanlık  olmasın;  Allah  da  bu  söylediklerimize vekildir.”

29-Mûsâ, süreyi tamamlayıp ailesi  ile  yola  çıkınca Tûr’un  yan  tarafından bir ateş gördü.Ailesine:”Siz ( burada ) durun. 

Çünkü ben  bir  ateş gördüm. Belki  ateşten size bir haber  veya ısınmanız için  ateşten bir

parça getiririm”dedi.

30-Oraya varınca  o mübarek yerdeki vadinin sağ kıyısından, o ağaçtan  ona   şöyle seslenildi”«Ey Musa, muhakkak ki alemlerin Rabb’i olan Allah’ ım;

31-Ve  asanı da yere bırak.”” Onu ufak bir yılan gibi hareket  ediyor  görünce arkasına

bakmaksızın dönüp  kaçtı.

«Ey Musa, geri  gel ve   korkma! Çünkü  sen güven  altında olanlardansın.»

32-“Elini yakana  sok.hastalıksız bembeyaz  çıkar ve ürkmeden dolayı (elini) koltuğunun altına  koy.

İşte bunlar , Firavun’a  ve ileri  gelenlerine  Rabbi  tarafından iki  burhandır. Çünkü onlar fasık bir kavim dirler.”

33-Dedi ki:”Rabbim ben onlardan bir kişiyi öldürmüştüm  de beni öldürmelerinden korkarım.

34-” Kardeşim Harun’un  ise  onun  dili benden fasihtir , onu bana  yardımcı olarak

gönder  ki , beni tasdik etsin.   

Çünkü ben  beni yalanlamalarından korkuyorum”

35-Buyurdu  ki : Gücünü  kardeşinle pekiştireceğiz ve  size  öyle bir  güç   vereceğiz ki, âyetlerimiz sayesinde  size ulaşamayacaklar. Siz  ve size  uyanlar  galiplersiniz.

36-Mûsâ, onlara apaçık   âyetlerimizle  gelince  dediler  ki :”Bu,  ancak  düzmece bir  büyüdür. Biz önceki  atalarımız  arasında da böylesini işitmemişiz.”

37-Mûsâ dedi  ki :“Rabbim, kimin nezdinden  hidâyet getirdiğini ve yurdun âkibetinin  de

kimin olaca olacağını  bilir.  Doğrusu  zulmedenler kurtulamazlar.” 

38-Firavun,dedi  ki :”Ey ileri gelenler! Sizin benden  başka bir ilâhınız olduğunu bilmiyorum.

Artık ey  Hâmân   benim için çamura ateş yak.  Bana  yüksek  bir  kule  yap .

Olur  ki  Mûsâ’nın   ilâhının yanına  çıkarım. 

Hem  ben onu kesinlikle  yalancılardan  sanıyorum.”

39-O da  orduları da arzda  haksız yere büyüklendiler ve Bize döndürülmeyeceklerini sandılar.

40-Bunun üzerine, onu ve ordularını  yakalayıp  denize attık. Zalimlerin âkibetlerinin  

nasıl   olduğuna  bir bak !

41-Biz onları ateşe   çağıran   önderler kıldık. Kıyamet gününde  ise  onlara  yardım olunmaz.

42-Bu dünyada arkalarına lanet taktık.  Kıyamet gününde de onlar  çirkinleştirilmiş kimselerden  olacaklardır.

43-Andolsun   önceki   nesilleri helâk ettikten sonra  Mûsâ’ya   kitabı insanlara basiretler, hidâyet ve rahmet  olmak üzere  verdik. Olur ki  öğüt alırlar.

44-Biz Mûsa’ya o buyruğu  vahyettiğimizde sen batı tarafında değildin.

Sen  hazır bulunanlardan  da değildin.

  45-Fakat biz çeşitli  nesiller  yarattık da onların  omürleri   uzadıkça uzadı. Ve sen

Medyenliler arasında   kalan  değildin ki  âyetlerimizi  onlara okuyasın. Fakat 

gönderenler   gerçekten  Bizleriz.

46-Biz  seslendiğimizde  sen Tûr tarafında da değildin, fakat  senden önce  kendilerine  hiçbir korkutucu  gelmemiş  bir kavme  korkutasın  diye  Rabbinden   bir  rahmet  olmak üzere (gönderildin) Umulur ki, öğüt alırlar.

47-Eğer ellerinin  önden  gönderdikleri   sebebi  ile  kendilerine   bir  musibet  gelip   çattığında :” Rabbimiz , sen bize  bir peygamber göndermeli  değil miydin ? O takdirde  biz Senin  âyetlerine  uyar ve  mü’minlerden olurduk”  demeyecek  olsalardı….

48-Ama onlara nezdimizden  hak   gelince dediler ki : ““Mûsâ’ya verilenler  gibi  ona da  

verilmeli değil miydi?» Acaba  onlar  önce Mûsâ’ya verilenleri inkâr etmemişler miydi?

“İkisi  birbirine  yardım etti “dediler  ve yine dediler ki :” Biz  onların  hepsini    inkâr edenleriz.”

49-De  ki :”Eğer siz doğru söyleyenler iseniz, o halde  Allah   katından, ikisinden daha

doğru  yol  gösterici  bir kitap getirin  ki , ben  de ona  uyayım.”

50-Eğer sana cevap vermezlerse , bil ki  onlar, ancak  hevâlarına uymaktadırlar. Allah’tan  bir  hidâyet   olmaksızın  hevâsına  uyandan  daha  sapık kim olabilir  ki ?Muhakkak   Allah  zalimler  topluluğunu  doğruya  iletmez.

51-Andolsun ki Biz belkide  öğüt alırlar  diye  sözü  onlara birbiri  ardınca ulaştırdık.

52-Ondan  önce  kendilerine kitap   verdiğimiz  kimseler ona inanıyorlardı.

53-Onlara okunduğunda da dediler ki : “Biz  ona iman ettik.  Çünkü  o  Rabbimiz   tarafından (indirilmiş) haktır. Muhakkak   biz ondan  önce müslümanlar idik.»

54-İşte bunlara sabrettikleri için  ecirleri  iki kere verilir. Hem onlar  kötülüğü iyilikle savarlar ve kendilerine verdiğimizden   infak ederler.

55-Boş söz işittiklerinde ondan yüz çevirirler ve  derler  ki :”Bizim amellerimiz bizim sizin amelleriniz sizin  olsun. Selâm olsun. sizlere , bizim  cahillerle  işimiz yok.”

56-Muhakkak  sen sevdiğini hidâyete erdiremezsin; fakat Allah dileğine   hidayet verir  ve O, hidâyet  bulanları daha iyi bilir.

57-Dediler ki: “Seninle birlikte  hidâyete  uyarsak hemen yerimizden  çıkarılırız.” Biz 

onları  tarafımızdan  bir rızık olmak üzere   her şeyin mahsullerinin toplandığı, güven

dolu  bir  Haremde yerleştirmedik mi? Fakat  onların çoğu bilmez.

58-Biz geçimlerinden  şımarmış nice  ülkeleri  helâk  ettik.

İşte   onlardan sonra-çok kısa  bir müddet  dışında- kimsenin oturmadığı meskenleri.

Varis  olanlar  Biz  olduk, Biz.

59-Rabbin, ana şehirlerine onlara âyetlerimizi okuyan  bir  peygamber  göndermedikçe 

ülkeleri  helâk  edici  değildir. 

ve   Biz ahalisi  zalimler  olmadıkça  ülkeler  helâk  edenler  değiliz.

60-Size verilen  her  şey, dünya  hayatının geçimliği ve  bir süsüdür. ALLAH’ın yanında

olan ise  daha hayırlı   ve kalıcıdır. Hâlâ düşünmez misiniz?

61-Acaba kendisine  güzel bir   vaadde bulunduğumuz -ki o elbette  onunla kavuşacaktır-

bir  kimse ;dünya  dünya hayatında  kendisine  geçimlik  verdiğimiz, bundan  sonra da kıyamet gününde  huzura  getirilecek  olan kimse gibi  midir?

62-Onlara sesleneceği  o günde şöyle diyecektir: “İddia ettiğiniz ortaklarım hani nerede?”

63-Aleyhlerine  söz  hak  olanlar diyecekler ki ” Rabbimiz! İşte azdırdığımız kimseler bunlardır.

Biz  azdığımız gibi  onları da   azdırdık . Biz sana  onlardan uzak olduğumuzu  bildiriyoruz ,onlar   bize   ibadet  etmiyorlardı. 

64-Ve onlara :” ortaklarınızı çağırın!”denilecek , bunun  üzerine  onlar çağırırlar da

kendilerine  cevap verilemez .

Üstelik   azabı da    görürler. Keşke hidâyet bulmuş olsalardı.

65-O  gün  onları  çağırıp  buyuracak  ki : “Peygamberlere ne cevap verdiniz?”

66-O gunde   onlara haberler kapanacak,birbirlerine  soru  da soramayacaklar.

67-Ama  kim tevbe  edip  imana gelir  ve salih  amel   işlerse onun  felâh  bulanlardan  olması  umulur.

68-Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer.Onların seçme  yekileri  yoktur. Allah  şirk

koştukları  şeylerden  yüce ve münezzehtir.

69-Ve rabbuke ya’lemu mâ tukin nusudûruhum ve mâ yu’linûn

69-Rabbin, kalplerinin  ne gilzediklerini ve neyi  açığa vurduklarını  bilir.

70-Ve huvallâhu lâ ilâhe illâ huve, lehul hamdu fîl ûlâ vel âhırati ve lehul hukmu ve ileyhi turceûn.

70-O öyle  ALLAH’tır ki, kendisinden   başka hiçbir   ilah yoktur. Hem dünya  hem  de

ahirette  hamd  yalnız  O’nundur .

Hüküm de yalnız  O’nundur . Siz  zaten O’ na döndürüleceksiniz .

71-De ki: “Ne dersiniz? Eğer  Allah kıyamet gününe  dek  üzerinize  geceyi kesintisiz sürdürürse ,Allah’dan  başka  size aydınlık getirecek  kimdir? Hâlâ  dinlemiyecek misiniz?”

72-De ki“Ne dersiniz? Eğer  Allah  kıyamet gününe kadar üzerinize  gündüzü  kesintisiz 

sürdürüse  Allah’dan  başka  size için de rahat  bulacağınız  geceyi  getirecek ilâh  kimdir?

Hâlâ görmeyecek misiniz?”

73-Geceyi  ve gündüzü  sizin için  sükût bulasınız ve lütfundan arayasınız diye yaratmış olması  O’nun  rahmetindendir. 

Olur  ki şükredesiniz.

74-O  gün onlara: “İddia  ettiğiniz ortaklarım nerede ?” diye seslenecektir?

75-Hem her ümmetten birer şâhid çıkartırız ve deriz ki : “Haydi  delilinizi  getirin!”

Böylece  hakkın gerçekten Allah’ın   olduğunu  bilecekler ve iftira edegeldikleri şeyler de önlerinden  kaybolup gidecektir .

76-Gerçekte  Kârûn, Mûsâ’nın kavminden idi. Fakat  onlara karşı azgınlık etti.

Biz  ona  öyle   öyle    hazineler vermiştik ki,   onların anahtarları dahi  güç  sahibi bir 

topluluğa  ağır gelirdi.  Hani    kavmi  ona şöyle demişti: “Şımarma! Çünkü  Allah

şımaranları  sevmez.”

77-“Allah’ın sana verdiği  ile  âhiret  yurdunu ara, dünyadan  da nasibini  unutma! Allah sana  ihsan ettiği gibi, sen de ihsan et! Yeryüzünde  de fesad   isteme! Çünkü Allah  fesad çıkaranları sevmez .

78-Dedi ki: ““Bu bana ancak bende  olan  bir ilim dolayısı   verilmiştir” O  bilmedi mi ki şüphesiz  Allah, ondan önce  kuvvetçe  kendisinden  güçlü,  topladıkları  mal daha çok 

nice nesiller helâk  etmiştir? Suçlulara günâhları   sorulmaz.

79-Derken zinetiçinde kavminin  karşısına çıktı. Dünya hayatını isteyenler dediler ki : “Keşke Kârûn’a  verilen  gibi  bize de verilseydi!   Gerçekten  de O, büyük bir nasip  sahibidir.”

80-Kendilerine  ilim verilenler  ise dediler  ki ; “Vah size! İman edip salih  amel  işleyenler için Allah’ın  sevabı daha hayırlıdır.  Ona  ancak  sabredenler kavuşturulur.

81-Sonra Biz onu  da evini de  yere geeçirdik. Allah’a karşı ona yardım edecek bir topluluğu  yoktu, kendisi de  yardım  edebileceklerden  olmadı.

82-Dün onun onun yerinde olmayı  temenni  edenler  sabah şöyle diyorlardıı: “Vay  Demek  ki Allah  kullarından dilediğine  rızkı  genişletir ve daraltır.Eğer Allah bize lütfetmese   idi  bizi  de  elbette  yere  geçirirdi. Vay!Demek  ki  kâfirler  iflâh  olmazlar.”

83-İşte âhiret yurdu! Biz onu  yeryüzünde üstünlük  sağlamak  ve bozgunculuk  yapmak istemeyenlere  veririz. Güzel  âkibet  ise takvâ sahiblerinindir.

84-Kim iyilikle gelirse  onun için  ondan  daha  hayirlisi vardir .Kim de kötülükle  gelirse kötülükleri   işleyenlere  ancak yaptıklarının karşılığı verilir.

85-Sana  Kur’an’ı  farz kılan Allah  elbette  seni  bir  dönüş yerine geri çeviricidir.

De ki: Rabbim,  hidâyetle  geleni ve apaçik  sapıklıkta  olanı daha iyi bilir.”

86-Sen  bu  kitabın sana verileceği ümidinde   değildin.

Ancak Rabbinden  bir rahmet olarak… O halde sen asla  kâfirlere yardımcı olma!

87-Allah’ın âyetleri sana indirildikten sonra  seni  sakın  alıkoymasınlar  ve davet et; asla müşriklerden olma.

88-Allah  ile birlikte başka bir ilâha  dua (ve  ibadet ) etme ! O’ndan başka  ilâh yoktur,  .

O’nun zatından başka her şey  helâk  olacaktır.

Hüküm yalnız O’nundur ve  yalnız  O’na döndürüleceksiniz.

Résultat de recherche d'images pour "tekvîr sora"

kaynak (Tefsiru’s- Sa’di (Allametu’s-seyh Abdurrahman es – Sa’di)

Allah ondan razi olsun

Yüce Allah’a hamd-ü senâlar olsun

 

 

 

  • You Missed

    Aleyküm enfüseküm…(kendinize bakın…)

    • Aralık 14, 2025
    • 0
    • 28 views

    Mal ve Davranışta Sadaka

    • Aralık 14, 2025
    • 0
    • 44 views

    İyilik, bir karakter meselesidir

    • Aralık 12, 2025
    • 0
    • 54 views

    Sünnetin güzelliklerinden bazıları

    • Aralık 12, 2025
    • 0
    • 49 views

    Zikir sadece söz değildir

    • Aralık 11, 2025
    • 0
    • 37 views

    La Bonté : Tout Commence par le Caractèr

    • Aralık 11, 2025
    • 0
    • 47 views

    Sözün Ağırlığı ve Kalbin Dili

    • Aralık 11, 2025
    • 0
    • 55 views

    Allahumme cal fi kalbi nûran, ve cal fi sadri feracen ve surûran.

    • Aralık 11, 2025
    • 0
    • 53 views

    Bunu al, şunu da al, trend bu, onsuz olmaz…

    • Aralık 10, 2025
    • 0
    • 59 views

    İnsan Vardır Huzur Verir…

    • Aralık 10, 2025
    • 0
    • 53 views

    Allah’a tevekkül ederek yapılan gayret

    • Aralık 10, 2025
    • 0
    • 86 views

    Her yaptığının bir bedeli vardır;

    • Aralık 9, 2025
    • 0
    • 46 views

    Hurafe karanlıktır, bâtıl karanlıktır.

    • Aralık 8, 2025
    • 0
    • 61 views

    Utanmadıktan sonra dilediğini yap.

    • Aralık 8, 2025
    • 0
    • 48 views

    Sünnet-i Seniyye,

    • Aralık 8, 2025
    • 0
    • 59 views

    Kalbin Elhamdülillah Dediği Vakit

    • Aralık 8, 2025
    • 0
    • 71 views

    Allâhümme rahmeteke ercü felâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin

    • Aralık 7, 2025
    • 0
    • 73 views

    Bu yaşa gelmişsin, hâlâ Türkçe öğrenmedin mi sen?

    • Aralık 7, 2025
    • 0
    • 75 views

    Artık koşturmama gerek yok

    • Aralık 6, 2025
    • 0
    • 80 views

    👉 “Söylentilere değil, gerçeğe kulak vermek.

    • Aralık 5, 2025
    • 0
    • 84 views

    Manevi huzur aynı zamanda teslimiyettir.

    • Aralık 5, 2025
    • 0
    • 64 views

    Écouter la vérité, non les rumeurs

    • Aralık 5, 2025
    • 0
    • 73 views

    Evet ya… Bu iyi hissettirdi

    • Aralık 4, 2025
    • 0
    • 73 views

    Dost arıyorsan Allah yeter, destek bekliyorsan Allah yeter.

    • Aralık 4, 2025
    • 0
    • 74 views

    La valeur de l’honnêteté face à la triche

    • Aralık 3, 2025
    • 0
    • 57 views

    Hile Karşısında Dürüstlüğün Değeri

    • Aralık 3, 2025
    • 0
    • 61 views

    Le mot “niyet” ou “niyyet”

    • Aralık 2, 2025
    • 0
    • 54 views

    Est-ce que quelqu’un va le remarquer ?

    • Aralık 1, 2025
    • 0
    • 68 views

    Ego karışmaz, beklenti yoktur, hesap yoktur.

    • Aralık 1, 2025
    • 0
    • 68 views

    Acaba beni fark ederler mi?🌼🌼🌼

    • Aralık 1, 2025
    • 0
    • 76 views

    Kötülüğü en güzel olanla sav.

    • Kasım 30, 2025
    • 0
    • 70 views

    Kevser Sûresi – Günlük Hayatta Yaşamak İçin Pratik Rehber

    • Kasım 30, 2025
    • 0
    • 26 views

    Selamün aleyküm. Ve aleyküm selam.

    • Kasım 28, 2025
    • 0
    • 85 views

    Vivre en conscience : chaque instant compte

    • Kasım 27, 2025
    • 0
    • 68 views

    Bilinçli yaşamak: Her an önemlidir.

    • Kasım 27, 2025
    • 0
    • 64 views

    Însan, en çok kendi nefsine nasihat etmeli…

    • Kasım 26, 2025
    • 0
    • 75 views

    Bazen insan, en çok kendi nefsine nasihat etmeli…

    • Kasım 26, 2025
    • 0
    • 12 views

    “Bir sandalda iki kürek” meselesi…

    • Kasım 25, 2025
    • 0
    • 64 views

    Kırmaya değil, onarmaya; incitmeye değil, gönül almaya değer.

    • Kasım 24, 2025
    • 0
    • 83 views

    Dans un jardin, trois temps

    • Kasım 23, 2025
    • 0
    • 45 views

    Orada kazanç iyi değil mi?”

    • Kasım 22, 2025
    • 0
    • 103 views

    Güzel düşünen güzel görür, güzel gören güzel yaşar

    • Kasım 19, 2025
    • 0
    • 92 views

    kısmen katılıyorum, kısmen de katılmıyorum

    • Kasım 18, 2025
    • 0
    • 214 views

    Gönülden gönüle yol olur.

    • Kasım 18, 2025
    • 0
    • 98 views

    Kural mural yok arkadaşım.

    • Kasım 16, 2025
    • 0
    • 125 views

    Dua Evrensel Bir Dil

    • Kasım 15, 2025
    • 0
    • 95 views

    “Belki bunda da bir hayır vardır.”

    • Kasım 13, 2025
    • 0
    • 68 views

    Kadın da yapsa yanlıştır, erkek de.

    • Kasım 11, 2025
    • 0
    • 120 views

    İyi insan olmak, bir ömür boyu süren sessiz bir yolculuktur.

    • Kasım 9, 2025
    • 0
    • 133 views

    Kişisel Gelişiyoruz da Nereye Kadar?

    • Kasım 9, 2025
    • 0
    • 149 views

    Peygamberimizin Akşam Uyarısı

    • Kasım 8, 2025
    • 0
    • 91 views

    🌾Koruk, ekşidir; 🌾

    • Kasım 8, 2025
    • 0
    • 102 views

    Bugün Başla, Yarına Bırakma

    • Kasım 7, 2025
    • 0
    • 106 views

    🌸Bir selam verirsin kardesine, “Cuman mübarek olsun” dersin🌸

    • Kasım 7, 2025
    • 0
    • 145 views

    En Değerli Şeyi En Kolay Şekilde Erteliyoruz: Sağlık

    • Kasım 4, 2025
    • 0
    • 120 views

    En Sessiz Ama En Değerli Organın Beyin…

    • Kasım 3, 2025
    • 0
    • 87 views

    Hüznün En Güzel Hâli🍂🍂🍂

    • Kasım 3, 2025
    • 0
    • 79 views

    Beyin… Allah’ın sana emanet ettiği mucize.

    • Kasım 2, 2025
    • 0
    • 106 views

    Küçük şeylerden mutlu olmayı bilmek

    • Kasım 1, 2025
    • 0
    • 142 views

    Neden o kadar savundum, bilmiyorum

    • Kasım 1, 2025
    • 0
    • 160 views

    Bilenler bilir…🍂🌾🍁🌸

    • Ekim 31, 2025
    • 0
    • 94 views

    Korumalı: Yanında huzur bulduğun bir insan varsa, orası senin tatilindir.

    • Ekim 31, 2025
    • 0
    • 130 views

    Fe teʿâlallâhu el-meliku’l-hakku…

    • Ekim 29, 2025
    • 0
    • 249 views

    Adı vicdandır.🌸🌸🌸

    • Ekim 26, 2025
    • 0
    • 136 views

    Korumalı: Rabbim kalemimizi daima hayra vesile kılsın.

    • Ekim 26, 2025
    • 0
    • 92 views

    Hâlbuki insan, dışarıdan bir cümle kadar basit

    • Ekim 25, 2025
    • 0
    • 172 views

    Doğru Muyduk Bugün?

    • Ekim 24, 2025
    • 0
    • 157 views

    Kimiz biz? Birbirine üstünlük taslayan,

    • Ekim 24, 2025
    • 0
    • 142 views

    Dürüstlük, Müslüman’ın süsüdür.

    • Ekim 23, 2025
    • 0
    • 75 views

    BİR LİRALIK İMTİHAN

    • Ekim 23, 2025
    • 0
    • 106 views

    Hakkını Yediğin Her Kul

    • Ekim 22, 2025
    • 0
    • 98 views

    “Ve yeşfi sudûre kavmin mu’minîn…”(et-Tevbe, 14) ayeti

    • Ekim 21, 2025
    • 0
    • 133 views

    Konforlu Nankörlük

    • Ekim 21, 2025
    • 0
    • 88 views

    “Haydi felaha!”

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 157 views

    Günde Beş Defa Çağrılıyoruz… Cevabımız Ne?

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 89 views

    Secdeyle Huzur Bulmak

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 88 views

    Arşivden Çıkan Satırlar

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 114 views

    Rükû: Bir Kulun Boyun Eğişi

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 86 views

    Bir nevi “dünya molası” gibi.

    • Ekim 19, 2025
    • 0
    • 102 views

    Sen zenginsin. Hem de en hakikisinden.

    • Ekim 19, 2025
    • 0
    • 173 views

    “Allah İçin Mi, İnsanlar İçin Mi?”

    • Ekim 18, 2025
    • 0
    • 90 views

    Herkesin bir kıblesi vardır.

    • Ekim 18, 2025
    • 0
    • 161 views

    Quelle belle époque vivons-nous, n’est-ce pas ?

    • Ekim 18, 2025
    • 0
    • 127 views

    Ne güzel bir çağ değil mi?

    • Ekim 18, 2025
    • 0
    • 147 views

    “Hadi abdest alalım” dedik, peki ne yapmamız şart?

    • Ekim 17, 2025
    • 0
    • 144 views

    Gusül Nedir? Neden Gerekir?

    • Ekim 17, 2025
    • 0
    • 101 views

    Bir uyanış, bir hatırlatış…

    • Ekim 17, 2025
    • 0
    • 220 views

    Qui suis-je ?” – Le début d’un voyage intérieur

    • Ekim 17, 2025
    • 0
    • 142 views

    𝓝𝓪𝓶𝓪𝔃ı𝓷 𝓞𝓵𝓶𝓪𝔃𝓼𝓪 𝓞𝓵𝓶𝓪𝔃 6 𝓢̧𝓪𝓻𝓽ı

    • Ekim 16, 2025
    • 0
    • 139 views

    Saat vakti gösterir, ama kalp vakti hisseder.

    • Ekim 16, 2025
    • 0
    • 194 views

    “Rabbine Doğru Bir Yürüyüş: Namazın Şartları ve Rükünleri”🌿

    • Ekim 16, 2025
    • 0
    • 241 views