Selamun aleykum Hiçret misafirlerimiz
Namaz… Ruhun huzur bulduğu, insanın Rabbine en yakın olduğu anlardan biridir.
Fakat ne hikmetse, secdeye vardığımızda bile aklımıza dünyalık düşünceler doluşuverir.
Bir bakmışız, sabahki iş toplantısı, çocukların ödevi ya da unuttuğumuz bir telefon görüşmesi zihnimizi meşgul ediyor.
Peki, namazda kalbimize ve düşüncelerimize nasıl sahip çıkabiliriz?
Neden Namazda Dalıp Gideriz?
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurur: “Kişi namaza durduğu zaman, şeytan ona gelir ve ‘Şunu hatırla, bunu hatırla’ diyerek vesvese verir. Ta ki kişi kaç rekât kıldığını bile unutacak hale gelir.” (Buhârî)
Demek ki namaz kılarken dalıp gitmek, insanın doğasında olan bir haldir.
Fakat bu durum, şeytanın vesvesesiyle birleştiğinde, bizi huşûdan uzaklaştırabilir.
Kalbi Diri Tutmanın Yolları
Atalarımız boşuna dememiş: “İşleyen demir ışıldar.”
Kalp de aynen böyle; ne kadar zikirle, ibadetle meşgul olursa o kadar parıldar.
İşte namazda zihnimizi toplamamıza yardımcı olacak birkaç öneri:
Niyetin Gücünü Hatırla: Namaza başlamadan önce, neden namaz kıldığını kendine hatırlat.
“Allah’ın huzurundayım, O’nunla konuşuyorum” düşüncesi, dikkati toplamana yardımcı olacaktır.
Huşû ile Kılmak: Allah Rasulü (s.a.v.) şöyle buyurur: “Kulun Rabbine en yakın olduğu an, secde
halidir. O halde bol bol dua edin.” (Müslim)
Secde, kalbin en çok yumuşadığı ve samimi olduğu andır.
Bu anı kaçırmamak, düşünceleri dağıtmamak için farkındalıkla hareket etmek önemlidir.
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) tavsiyeleri bulunmaktadır.
Bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz, insanlara namaz kıldırdığı zaman, hafif tutsun.
Çünkü onların arasında zayıf, hasta ve yaşlılar vardır.
Herhangi biriniz kendi başına namaz kıldığında ise dilediği kadar uzatsın.” (Buhârî, İlim 28, Ezan 62; Müslim, Salât 183-186)
Bu hadis, cemaatle kılınan namazlarda imamın, cemaatin durumunu göz önünde bulundurarak namazı fazla uzatmaması gerektiğini belirtir.
Özellikle zayıf, hasta ve yaşlıların bulunduğu cemaatlerde, namazın hafif tutulması sünnettir. Ancak
kişi kendi başına namaz kıldığında, dilediği kadar uzatabilir.
Bu nedenle, cemaatle kılınan namazlarda imamın, cemaatin durumunu dikkate alarak namazı fazla
uzatmaması, namazın huşû içinde eda edilmesine katkı sağlar.
Düşünceler Geldiğinde Ne Yapmalı?
Zihin, doğası gereği düşünce üretir.
Zihin, tıpkı bir televizyon gibi sürekli yayını kesmeden çalışır.
Her an bir şeyler gösteriyor, bir şeyler anlatıyor.
Ama işte, bu “yayın” bazen o kadar karışık oluyor ki, bir dakika sonra ne izlediğimizi bile unuturuz!
“Namaz kılacağım ama acaba akşam yemeği ne olacak, işte o soruya da bir çözüm bulmam lazım…”
gibi bir düşünce geldiğinde, bununla savaşmaya çalışmak, bir nevi kendinizi düşünceyle güreşe sokmak gibi olur.
Ve inanın, bu güreşi kazanmanız pek mümkün değil!
Bunun yerine, düşünceyi nazikçe serbest bırakmak en güzeli
Mesela namazda, birden aklınıza “Of, akşamki dizi nasıl biter ki?” gibi bir düşünce gelir.
Eğer bu düşünceyi kovalamaya başlarsanız, bu düşünce aklınıza yapışır, tıpkı parmağınıza yapışan sakız gibi.
Ama, düşünceyi fark ettiğinizde, “Ha, bu da aklıma gelmiş, hadi gel geç bakalım!” diyerek, onu
geride bırakmak, namaza odaklanmak daha akıllıca olacaktır.
Bu durumda, düşüncelerle savaşmak yerine onları nazikçe serbest bırakmak ve tekrar namaza dönmek en doğru yoldur.
Tıpkı suya atılan bir taşın oluşturduğu dalgalar gibi, zamanla o dalgalar da durulur.
Ve unutmayalım ki, atalarımız ne güzel söylemiş: “Sakınan göze çöp batar.”
Fazla kaygı ve titizlik, daha fazla düşünceye sebep olabilir.
Bu yüzden, içtenlikle Allah’a yönelmek ve namazın ruhunu yaşamaya gayret etmek en güzel çözümdür.
Bir de su var Namaz, Rabbimizle buluşma anıdır.
Her rekatta, her secdede kalbimizle O’na yaklaşırız.
Dalgınlıklar gelse de önemli olan, yeniden toparlanıp huzura dönmektir.
Çünkü Allah, samimi bir kalple gelen kulunu asla geri çevirmez.
Ne güzel söyler Mevlâna: “Her gün bir yerden göçmek ne iyi, Her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti cancağızım
, Ne kadar söz varsa düne ait, Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
Öyleyse, her namazı bir yenilik, bir tazelik gibi görelim.
Kalbimiz ve zihnimizle Rabbimize yönelmek için her seferinde yeni bir başlangıç yapalım.
Allah hepimizi huşû dolu namazlar kılan kullarından eylesin. Âmin.
Cumamız Mübarek Olsun! 🌿