İnsan gibi davranmak için yaşa değil, vicdana ihtiyaç var.

Günaydin…..

Bak şimdi…

Sen bu kadar iyi niyetli, anlayışlı, kibar biri olmaya çalışırken…

Onlar ne yaptı?

Sana öyle hareketler çektiler ki, bir ara sen kendinden şüphe ettin:

“Yok yaa, kesin yanlış anladım.”  Yok canım, sen gayet doğru anladın da…

Sadece haklı olduğunu kabullenmek, seni onların yaptığı saçmalıklara “yabancı” yapacaktı.

Ve sen ne yaptın?

Kendini feda ettin.

Evet evet, adeta içsel barış elçisi gibi, herkesi anlamaya çalıştın.

“Çocuktur ya, bilmeden söyledi.”

“Belki o gün morali bozuktu.”

“Benim yerimde kim olsa alınmazdı zaten…”
Şşştt! Dur!

Bunların hepsi “bahane üretme mühendisi”nin sözlükten fırlamış cümleleri.

Gerçek şu ki:
Sana yapılan şey haksızlıktı. Nokta.

Ne şartlar kurtarır bunu, ne yaşlar…

İster 18 olsun, ister 38…
İnsan gibi davranmak için yaşa değil, vicdana ihtiyaç var.

Ve şunu da unutma:

Sana bunu yapanlar ne yaptıklarını çok iyi biliyorlardı.

Hatta seni kırarken gayet bilinçliydiler.

Bir anlık gaflet değil bu.

Resmen profesyonel haksızlık yapmışlar.

Bir de yetmezmiş gibi utanmamışlar!

Kibiri takıp suratlarına, bir güzel rollerini oynamışlar.

En sonunda ne olmuş biliyor musun?

Kendilerini haklı, seni suçlu ilan etmişler.

Sanki olayları sen yazdın, sen yönettin, onlar da sadece acı çeken masum kurbanlarmış gibi…

Ya hadi oradan!

Gel artık şunu kabul et:

Sen kimseyi aklamak zorunda değilsin.

Bak, psikoloğun bile dayanamamış, şöyle demiş:

“Farkında mısın? Sana haksızlık yapılmış. Ama sen hâlâ onları temize çekiyorsun.”
Kadin haklı.

Senin “diplomalı iyi niyetin”, seni içten içe tüketiyor.

Çünkü onların yaptığı her terbiyesizliğe “acaba yanlış mı anladım?” dedikçe…

Sen yavaş yavaş kendini susturuyorsun.

Ve unutmadan:
Bazı insanlar sen sustukça daha yüksek sesle konuşur.

Yeter artık be güzel insan…

Sen kimsenin günahını taşıyan “vicdan taşıyıcısı” değilsin.

O sorumlulukları al, güzelce yere bırak.

Bir de üstüne “artık sizi temize çekmiyorum, canım isterse kara listeye bile alırım” de, geç aynanın

karşısına, kendi tarafını tut.

Çünkü senin kalbin temiz.

Ama bu temizlik, başkalarının kirine sünger olmak zorunda değil.

Bak canım kardeşim,

Hayat bu… Bazen öyle insanlar giriyor ki içine,

Yaptıkları yanlış, söyledikleri kırıcı, tavırları yıkıcı…

Ama biz?

İşte biz, onları anlamaya çalışıyoruz.

Çünkü bizde vicdan var.

Merhamet var. “Belki kötü bir dönemdedir…”

“Belki ne yaptığının farkında değildir…”“Gençtir, cahildir…”
diyip duruyoruz.

Ama bir yere kadar!

Hani Mevlânâ der ya:“İyiliği kötülükle karşılayanı Allah’a havale ettim, ama kötülüğü

iyilikle karşılayanı kendime anlatamadım.”

İşte bu yazı da tam olarak bunu anlatıyor. Bazen bir psikoloğa gitmen gerekiyor ki;

Hayatında “görmezden geldiğin” gerçekleri biri sana tokat gibi söylesin:

“Sana haksızlık yapılmış. Ve sen hâlâ onları savunuyorsun.

Yok ‘şartlar’, yok ‘yaşlar’… Ama sen? Sen neden kendini savunmuyorsun?”

Ve o an anlıyorsun.Asıl susan sensin.Asıl kırılan sen. Asıl kendine haksızlık eden de… yine sensin.

İslam ne diyor bu konuda?
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:“Mümin, aynı delikten iki kere sokulmaz.” (Buhârî, Edeb 83)

Yani bir kere kandın, iyi niyetine yenildin…

Ama ikinciye hâlâ aynı kişileri temize çekiyorsan, orada bir dur bakalım.

Her şeyi Allah görüyor.

Senin susuşunu da, başkalarının vurdumduymazlığını da.

Ama şunu unutma:

Mazlumun ahı, yerde kalmaz.

Senin gözyaşların, duaların, içini yakan o “iç ses” var ya…

Hepsi semaya yükseliyor.Ve Allah bir gün hak ile batılı ayırıyor.

Bak ne diyor Kur’an-ı Kerim:“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer, 9)

Sen kalbinle, niyetinle, edebinle, sabrınla yaşadın.

Onlar ne yaptıysa kendi niyetleriyle yaptı.

Senin görevin kimseyi aklamak değil; hakkı bilmek ve adil olmak.

Çünkü… Haksızlığı kabullenmek, zalimi desteklemektir.

İyiliği kötüye susarak teslim etmek, zulmü büyütmektir.

Ve unutma: Allah adildir.

Her kalbin tartısını en doğru şekilde O yapar.

Şimdi biraz da eğlenceli kısıma gelelim:

Sen “ama belki üzmek istememiştir” derken,

Onlar story atıyordu: “Hayat çok güzel be canım.

Sen “acaba ben mi abartıyorum” diye kendini yerken,

Onlar çoktan üç kişiye senin hakkında “o zaten şöyle böyle” demişti bile.

Sen hâlâ onları korurken…

Onlar seni çoktan gözden çıkarmıştı.

Ee yeter artık!

İyi niyetli olmak başka şeydir, kendini harcamak başka.

Affetmek güzeldir ama önce kendine merhamet et.

Artık ayağa kalkma zamanı.

Kalbini koru.

Sınır koy.
Helalleş ama unutma.

Unutmak gaflettir.

Ama hatırlayıp hakkını teslim etmek…

İşte o kendi içinde adalet kurmaktır.

Sen Allah’a havale ettiğinde, vicdanın rahat olur.

Ama hâlâ “acaba onlar da haklı mıydı?” diye düşünüyorsan…

Kendine en büyük kötülüğü sen yapıyorsun.

Kendini suçlama.

Kimseyi de aklama.

Biliyorum…

Sen yine iyi niyetine yenildin.

Yine herkesi anlamaya çalıştın.

“Belki öyle demek istemedi…”

“Belki yanlış anladım…”

“Zor bir dönemden geçiyor olabilir…”diye diye, içini parçalayan şeyleri bile bastırdın.

Ama fark ettin mi?

Sen sustun, onlar susturduklarını sandı.

Sen kırıldın, onlar kırdıklarının farkında bile olmadı.

Ve en sonunda, sanki suçlu olan sensinmiş gibi bir de seni suçladılar.

Bak şimdi…

Bir insan yanlışlıkla kırar da, özür diler değil mi?

Bir mahcubiyet olur, bir “üzgünüm” der.

Ama bunlar?

Hiç de öyle değildi.

Gözünün içine baka baka yaptılar.

Bile isteye, göre göre.

Ve utanmadılar.

Hatta yetmedi, bir de üzerine sen suçlu oldun ya, orası ayrı bir hikâye…

Bir de kendine sor istersen: Niye hâlâ onları savunuyorsun?

Neden hâlâ “haklıydılar belki” diyorsun?

Kendi kalbini neden hiçe sayıyorsun?

Bak, geçenlerde bir psikolog şöyle demişti birine:“Sen burada kendin için varsın.

O insanlar burada yok.

Onların yaptıklarını savunarak kendi ruhuna eziyet etme.

Bu yaşadığın şey, apaçık bir haksızlık.”

Ve bu cümle yeri göğü inletti resmen.

Çünkü evet ya, bazen başkalarının yaptığı kötülükleri biz temize çekmeye çalışıyoruz.

Niye?
Çünkü biz merhametliyiz.
Ama dur bakalım…
Merhametli olmak, kendine zulmetmek değildir.

Sabırlı olmak, her şeye katlanmak değildir.

Senin de bir sınırın var.

Ve o sınırı çiğneyen herkese karşı artık dimdik durma vaktin geldi.

Şunu da söylemeden geçmeyeyim:

Bu hayatta kim ne yapıyorsa, kendi  bile isteye niyetiyle yapıyor.

Yani o sana haksızlık yaptıysa, bunun sorumluluğu da onun omzunda.

Senin görevin bunu görmezden gelmek değil.

Hakkimi  helâl etmiyorum varsa haklari onlar da etmesinler

Bak Kur’an ne diyor:“Zalimlere meyletmeyin; yoksa ateş size de dokunur.” (Hud, 113)

Yani sen sessiz kalırsan, “tamam ya, bir şey demeyeyim” dersen…

Sen de o yapılanın bir ucundan tutmuş oluyorsun.

Ama sen adaletli olacaksın.

Sen kimseyi kötülemeyeceksin belki, ama kimseyi de içinden temize çekmeyeceksin.

Çünkü herkes yaptığının bedelini bir gün ödeyecek.

Vicdan varsa gece uyuyamazlar zaten.

Yoksa da… senin konun değil.

Sen kendine bak.

Kalbini temiz tut.

Ama unutma:

Temiz kalpli olmak, saf olmak demek değil.

Kırıldığını fark edip “bir dakika” diyebilmektir.

İyiliği Allah bilsin yeter.

Bak kardeşim…

Sen bu yazıyı buraya kadar okuduysan, içinde bir şeyler kıpırdadı demektir.

O zaman artık kendine dönme zamanı.

Kendini suçlama.

Kimseyi aklama.

Hakkını savun, kalbini koru.

Ve unutma…
Allah adaletlidir.
Sen susarsın, ama O her şeyi duyar.

Sen yutarsın, ama O her şeyi görür.

Sen affedersin, ama O hesabı eksiksiz tutar.

Sen yeter ki kendine adil ol.

Gerisi zaten Allah’a kalmış…

Îyi günler….

𝓗𝓪𝓴𝓲𝓶𝓮 𝓖𝓾𝓵𝓼𝓾𝓶 ℋ𝒾𝒸̧𝓇ℯ𝓉.ℬℯ

  • İlgili Yazılar

    Bir Bahçede Üç Zaman

    Read more

    İyilik, bir karakter meselesidir

    Read more

    You Missed

    Bir Bahçede Üç Zaman

    • Aralık 13, 2025
    • 0
    • 47 views

    İyilik, bir karakter meselesidir

    • Aralık 12, 2025
    • 0
    • 46 views

    Sünnetin güzelliklerinden bazıları

    • Aralık 12, 2025
    • 0
    • 44 views

    Zikir sadece söz değildir

    • Aralık 11, 2025
    • 0
    • 31 views

    La Bonté : Tout Commence par le Caractèr

    • Aralık 11, 2025
    • 0
    • 39 views

    Sözün Ağırlığı ve Kalbin Dili

    • Aralık 11, 2025
    • 0
    • 51 views

    Allahumme cal fi kalbi nûran, ve cal fi sadri feracen ve surûran.

    • Aralık 11, 2025
    • 0
    • 48 views

    Allah’a tevekkül ederek yapılan gayret

    • Aralık 10, 2025
    • 0
    • 71 views

    Hurafe karanlıktır, bâtıl karanlıktır.

    • Aralık 8, 2025
    • 0
    • 57 views

    Utanmadıktan sonra dilediğini yap.

    • Aralık 8, 2025
    • 0
    • 46 views

    Sünnet-i Seniyye,

    • Aralık 8, 2025
    • 0
    • 57 views

    Kalbin Elhamdülillah Dediği Vakit

    • Aralık 8, 2025
    • 0
    • 66 views

    Allâhümme rahmeteke ercü felâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin

    • Aralık 7, 2025
    • 0
    • 71 views

    👉 “Söylentilere değil, gerçeğe kulak vermek.

    • Aralık 5, 2025
    • 0
    • 80 views

    Manevi huzur aynı zamanda teslimiyettir.

    • Aralık 5, 2025
    • 0
    • 63 views

    Écouter la vérité, non les rumeurs

    • Aralık 5, 2025
    • 0
    • 69 views

    Dost arıyorsan Allah yeter, destek bekliyorsan Allah yeter.

    • Aralık 4, 2025
    • 0
    • 70 views

    La valeur de l’honnêteté face à la triche

    • Aralık 3, 2025
    • 0
    • 53 views

    Hile Karşısında Dürüstlüğün Değeri

    • Aralık 3, 2025
    • 0
    • 58 views

    Le mot “niyet” ou “niyyet”

    • Aralık 2, 2025
    • 0
    • 52 views

    Est-ce que quelqu’un va le remarquer ?

    • Aralık 1, 2025
    • 0
    • 67 views

    Ego karışmaz, beklenti yoktur, hesap yoktur.

    • Aralık 1, 2025
    • 0
    • 66 views

    Acaba beni fark ederler mi?🌼🌼🌼

    • Aralık 1, 2025
    • 0
    • 74 views

    Kötülüğü en güzel olanla sav.

    • Kasım 30, 2025
    • 0
    • 70 views

    Kevser Sûresi – Günlük Hayatta Yaşamak İçin Pratik Rehber

    • Kasım 30, 2025
    • 0
    • 24 views

    Selamün aleyküm. Ve aleyküm selam.

    • Kasım 28, 2025
    • 0
    • 82 views

    Vivre en conscience : chaque instant compte

    • Kasım 27, 2025
    • 0
    • 65 views

    Bilinçli yaşamak: Her an önemlidir.

    • Kasım 27, 2025
    • 0
    • 61 views

    Însan, en çok kendi nefsine nasihat etmeli…

    • Kasım 26, 2025
    • 0
    • 72 views

    “Bir sandalda iki kürek” meselesi…

    • Kasım 25, 2025
    • 0
    • 64 views

    Korumalı: Kırmaya değil, onarmaya; incitmeye değil, gönül almaya değer.

    • Kasım 24, 2025
    • 0
    • 82 views

    Dans un jardin, trois temps

    • Kasım 23, 2025
    • 0
    • 34 views

    Orada kazanç iyi değil mi?”

    • Kasım 22, 2025
    • 0
    • 102 views

    Güzel düşünen güzel görür, güzel gören güzel yaşar

    • Kasım 19, 2025
    • 0
    • 91 views

    kısmen katılıyorum, kısmen de katılmıyorum

    • Kasım 18, 2025
    • 0
    • 210 views

    Gönülden gönüle yol olur.

    • Kasım 18, 2025
    • 0
    • 97 views

    Kural mural yok arkadaşım.

    • Kasım 16, 2025
    • 0
    • 124 views

    Dua Evrensel Bir Dil

    • Kasım 15, 2025
    • 0
    • 92 views

    “Belki bunda da bir hayır vardır.”

    • Kasım 13, 2025
    • 0
    • 67 views

    Kadın da yapsa yanlıştır, erkek de.

    • Kasım 11, 2025
    • 0
    • 117 views

    İyi insan olmak, bir ömür boyu süren sessiz bir yolculuktur.

    • Kasım 9, 2025
    • 0
    • 130 views

    Kişisel Gelişiyoruz da Nereye Kadar?

    • Kasım 9, 2025
    • 0
    • 147 views

    Peygamberimizin Akşam Uyarısı

    • Kasım 8, 2025
    • 0
    • 90 views

    🌾Koruk, ekşidir; 🌾

    • Kasım 8, 2025
    • 0
    • 101 views

    Bugün Başla, Yarına Bırakma

    • Kasım 7, 2025
    • 0
    • 105 views

    🌸Bir selam verirsin kardesine, “Cuman mübarek olsun” dersin🌸

    • Kasım 7, 2025
    • 0
    • 143 views

    En Değerli Şeyi En Kolay Şekilde Erteliyoruz: Sağlık

    • Kasım 4, 2025
    • 0
    • 120 views

    En Sessiz Ama En Değerli Organın Beyin…

    • Kasım 3, 2025
    • 0
    • 87 views

    Hüznün En Güzel Hâli🍂🍂🍂

    • Kasım 3, 2025
    • 0
    • 79 views

    Beyin… Allah’ın sana emanet ettiği mucize.

    • Kasım 2, 2025
    • 0
    • 106 views

    Küçük şeylerden mutlu olmayı bilmek

    • Kasım 1, 2025
    • 0
    • 140 views

    Neden o kadar savundum, bilmiyorum

    • Kasım 1, 2025
    • 0
    • 159 views

    Bilenler bilir…🍂🌾🍁🌸

    • Ekim 31, 2025
    • 0
    • 94 views

    Korumalı: Yanında huzur bulduğun bir insan varsa, orası senin tatilindir.

    • Ekim 31, 2025
    • 0
    • 130 views

    Fe teʿâlallâhu el-meliku’l-hakku…

    • Ekim 29, 2025
    • 0
    • 243 views

    Adı vicdandır.🌸🌸🌸

    • Ekim 26, 2025
    • 0
    • 136 views

    Korumalı: Rabbim kalemimizi daima hayra vesile kılsın.

    • Ekim 26, 2025
    • 0
    • 92 views

    Hâlbuki insan, dışarıdan bir cümle kadar basit

    • Ekim 25, 2025
    • 0
    • 170 views

    Doğru Muyduk Bugün?

    • Ekim 24, 2025
    • 0
    • 156 views

    Kimiz biz? Birbirine üstünlük taslayan,

    • Ekim 24, 2025
    • 0
    • 142 views

    Dürüstlük, Müslüman’ın süsüdür.

    • Ekim 23, 2025
    • 0
    • 75 views

    BİR LİRALIK İMTİHAN

    • Ekim 23, 2025
    • 0
    • 106 views

    Hakkını Yediğin Her Kul

    • Ekim 22, 2025
    • 0
    • 97 views

    “Ve yeşfi sudûre kavmin mu’minîn…”(et-Tevbe, 14) ayeti

    • Ekim 21, 2025
    • 0
    • 132 views

    Konforlu Nankörlük

    • Ekim 21, 2025
    • 0
    • 88 views

    “Haydi felaha!”

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 157 views

    Günde Beş Defa Çağrılıyoruz… Cevabımız Ne?

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 88 views

    Secdeyle Huzur Bulmak

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 87 views

    Arşivden Çıkan Satırlar

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 114 views

    Rükû: Bir Kulun Boyun Eğişi

    • Ekim 20, 2025
    • 0
    • 86 views

    Bir nevi “dünya molası” gibi.

    • Ekim 19, 2025
    • 0
    • 102 views

    Sen zenginsin. Hem de en hakikisinden.

    • Ekim 19, 2025
    • 0
    • 173 views

    “Allah İçin Mi, İnsanlar İçin Mi?”

    • Ekim 18, 2025
    • 0
    • 90 views

    Herkesin bir kıblesi vardır.

    • Ekim 18, 2025
    • 0
    • 161 views

    Quelle belle époque vivons-nous, n’est-ce pas ?

    • Ekim 18, 2025
    • 0
    • 126 views

    Ne güzel bir çağ değil mi?

    • Ekim 18, 2025
    • 0
    • 146 views

    “Hadi abdest alalım” dedik, peki ne yapmamız şart?

    • Ekim 17, 2025
    • 0
    • 144 views

    Gusül Nedir? Neden Gerekir?

    • Ekim 17, 2025
    • 0
    • 101 views

    Bir uyanış, bir hatırlatış…

    • Ekim 17, 2025
    • 0
    • 220 views

    Qui suis-je ?” – Le début d’un voyage intérieur

    • Ekim 17, 2025
    • 0
    • 142 views

    𝓝𝓪𝓶𝓪𝔃ı𝓷 𝓞𝓵𝓶𝓪𝔃𝓼𝓪 𝓞𝓵𝓶𝓪𝔃 6 𝓢̧𝓪𝓻𝓽ı

    • Ekim 16, 2025
    • 0
    • 139 views

    Saat vakti gösterir, ama kalp vakti hisseder.

    • Ekim 16, 2025
    • 0
    • 193 views

    “Rabbine Doğru Bir Yürüyüş: Namazın Şartları ve Rükünleri”🌿

    • Ekim 16, 2025
    • 0
    • 235 views

    Beş vakit… Her biri bir istasyondur.

    • Ekim 16, 2025
    • 0
    • 148 views

    C’est le plus beau des commencements.

    • Ekim 15, 2025
    • 0
    • 124 views

    İşte o zaman en güzel başlangıçtır.🌿

    • Ekim 15, 2025
    • 0
    • 157 views

    En es-tu conscient ?

    • Ekim 15, 2025
    • 0
    • 160 views

    Însan zamanla alışır.

    • Ekim 15, 2025
    • 0
    • 154 views

    Şehadet başlangıçtır ama aynı zamanda hedef.

    • Ekim 14, 2025
    • 0
    • 169 views

    La Shahada : Pas qu’une phrase, mais une manière de vivre

    • Ekim 14, 2025
    • 0
    • 144 views

    🌿 Kelime-i Şehadet: İmanın Kapısı ve Müslümanlığın Anahtarı

    • Ekim 14, 2025
    • 0
    • 221 views